manowarkills
-69 (günah keçisi)
dokuzuncu nesil yazar 11 takipçi 192.46 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    sahte atatürkçüleri çıldırtacak bir şey bırak

    1.
  1. 72 seasons

    2.
  2. sosyal medyada en çok borusu öten atarlı ergenlerin ve netizenlerin bok atmak için daha albüm piyasaya çıkmadan sıraya dizildiği yeni metallica albümü.

    şahsi fikrim, albümün hardwired'a nazaran sertliğini artırdığı ve köklerine dönüş serüvenini tamamlayamasa da en azından black albüm zamanlarına yaklaştığı yönünde. death magnetic gibi thrash yapacağız derken basılan kafa karıştırıcı anlamsız rifler yok. hardwired gibi load-reload fecaatini hatırlatan hard rock esintileri yok. önceki iki albümde yarım bıraktığı thrash'a dönüş işini bence bu albümde daha iyi becermişler.

    yaşın getirdiği durgunluk ve yıllar içine müzik mantıklarının değişmesinden ötürü ne bu albümden ne de bundan sonrakilerden ikinci bir "and justice for all" beklemek asla mümkün olamaz.

    Ama gel gelelim ki adamların 60'lı yaşlarda hala bir şekilde thrash yapabiliyor olması, daha saçındaki kepeği temizleyemeyen ergenleri yine mutlu etmiyor.

    insan bazen anlamakta zorlanıyor bu netizenleri hayatta ne mutlu edebilir diye. 40 yıldır müzik yapan bir grup sırf hayranları boş kalmasın, bir şeyler üretelim diye yeni albüm çıkartıyor; herifler en azından şu emeğe saygı duymayı bile kendilerine çok görüp hemen kibirle yaklaşıyor.

    Albümü sosyal medyadaki saçma salak yorumları okumadan direk önyargısız dinledim. iyi ki de öyle yapmışım diyorum. henüz dinlememiş olanlara da tavsiyemdir.
    1 ...
  3. ziya gökalp

    366.
  4. türk cumhuriyetinin fikir babasıdır. türklüğün son birkaç asırdır içine düştüğü gayya kuyusundan nasıl çıkacağına dair ürettiği fikirler ve gösterdiği yolla ilelebet mürşidimiz olmuştur. nur içinde yatsın.
    5 ...
  5. yüksel hoş

    2.
  6. Dün prim yapmak için götlerinde gezip başkanına yalakalık yaptığı TÜRK Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi tarafından 2013-2014 yıllarında fetullah gülen'i desteklediğine dair facebook paylaşımları ortaya çıkarılmış, başında Dr ünvanı var diye her boku bildiğini zannederek her konuda konuşan, bol bol kehanetler saçıp 100 tane söylediğinden 1'i tutunca "işte bakın ben söylemiştim" köylülüğüne sarılan teneke bir sosyal medya loser'ı.

    geçen yıl hiç bilmediği bir ülke hakkında aptal saptal bir şeyler yazdıktan sonra cehaletini yüzüne vurup göt ettiğimde gururuna yediremeyip beni twitter üzerinden binlerce kişiye linç ettirmişti. şimdi de aynı linci bir zamanlar yalakalığını yaptığı Cihat yaycı'nın ekibi tarafından kendi yiyor.

    Allahtan korkan ve kul hakkı bilen biri olarak bu yediği linç için "oh olsun" demeyeceğim. fetullah'ı öven birkaç yazısından ötürü de fetö'cü olduğu yönündeki deli saçması iddiaları kabul etmiyorum. her ne kadar haz etemesem de haksız yere fetöcü bilmem neci diyemem. Türk DEGS'in sayfasında paylaştığı mesajlar bu adamın sadece basit bir eyyamcı ve güç kimdeyse ona biat eden yalaka bir tip olduğunu gösterir. Fetöcü olduğunu değil...

    Söz konusu iddiaları bu linkten görebilirsiniz.

    https://twitter.com/turkd...tatus/1582791379226619906
    2 ...
  7. finlandiya başbakanının parti görüntüleri

    10.
  8. bir yandan bunu izleyip diğer yandan nebati'nin videolarına bakınca "bunu hak etmek için hangi yatıra işedik ya rabbim" dedirten olay.
    0 ...
  9. üstün dökmen

    105.
  10. son röportajında çok gereksizce başörtülü psikolog muhabbeti yaparak sikten götten yere gerilim yaratan adam.

    böyle saçma salak söylemler sokuk islamcılara mağdur edebiyatı için malzeme veriyor. anlamıyorlar.
    1 ...
  11. selman rüştü

    1.
  12. islam'ın fıkhi ve hukuki esasları dikkate alındığında sik kılı kadar değer verilmemesi gerektiği halde sırf bir kitap yazdı diye hakkında ölüm fetvaları çıkarılıp yüzlerce-binlerce tehditler alarak bedavadan ifade özgürlüğü kahramanı ilan edilmiş ucuz bir romancıdır.

    islam hakkında yazıp çizdikleri ne kadar yanlışsa müslüman dünyanın kendisine verdiği gayri medeni tepkiler de o kadar yanlıştır. islam'a hakaret edeni öldürmek, hiçbir zaman peygamberimizin ve 4 halifenin uygulaması olmamıştır. dinin kurallarında kaidesinde var olan bir şey de değildir. hz. muhammed dine küfretti veya Allah'a inanmadı diye kimseye savaş açmadı, onun derdi sadece adaletsizlik ve yağma düzeniyleydi.

    Bu yüzden bir müslüman olarak selman rüştü'ye yapılan saldırıyı asla savunmuyorum. sonuçta adam sadece fikirlerini beyan ediyor, kimseye zarar vermeden inançsızlığını ifade ediyor. istediği kadar islam hakkında kötü konuşsun veya provokasyon yapsın; karşı koyma yöntemi bu asla değildir.

    Müslümanlar da bu tahammülsüzlük ikliminden kurtulmadıkları sürece hiçbir zaman gelişemeyecek ve ilerleyemeyecektir.
    1 ...
  13. 2023 den sonra suriyeli kalmayacak

    13.
  14. hayal çorbasıdır... 1 milyonu zaten vatandaş olmuş bir mülteci topluluğunun hepsinin ülkeden gideceğine inanmak güçtür. en azından 100-200 bin kişi kalır.
    0 ...
  15. hz muhammed in allah olması

    10.
  16. 2007'de vurularak öldürülen bir hocanın daha önceki bir vaazında söylediği, bağlamından koparılarak yansıtılmış bir sözdür.
    0 ...
  17. israil filistin sorunu

    13.
  18. Her yıl çatışmalar ve saldırılarla daha çözülmez hale gelip müslümanların klişe tepkilerle karşılık vermekten başka bir şey yapamadığı bir garip kısır döngüdür...

    israil ordusu yine Filistin’e saldırıyor ve Müslüman dünya her yıl kullandığı söylemleri, kınamaları, lanetlemeleri bu yıl da hiç değiştirmeden ve sektirmeden kullanmayı sürdürüyor.

    Aklı çalışan bir kişi bile sormuyor mu acaba, her yıl her yıl kahrolsun israil diye bağırıp çağırdığımız halde neden bu adamlar kahrolmuyor da aksine daha fazla güçleniyor diye?

    Kimsenin aklına düşünmek gelmiyor mu, biz yıllarca Filistin’i gazladık gazladık ve özgürlüklerine kavuşsunlar diye yok canlarıyla israil ile savaştırdık ama israil her geçen yıl bunlardan bir et parçası daha koparıyor, savaşmak işe yaramıyor; acaba bu sorunu çözmek için farklı bir yol mu denesek diye?

    Kimse şunu da kendine sormuyor mu mesela yav israil her yıl Gazze’ye saldırarak evleri, hastaneleri, okulları, parkları bahçeleri yıkıyor ve biz de yıkılanları yeniden inşa etmek için yardım topluyoruz ama bu herifler bizim inşa ettiklerimizi seneye yeniden yıkacak; ne anladık bu işten diye?

    Sanırım bu soruları kimse sormuyor olacak ki sürekli bu 50 küsur yıllık kısır döngünün içinde döne döne beynimiz uyuşmuş, akletme melekelerimiz iflas etmiş ve robotlaşmışız. Filistin’i savunma adı altında yaptığımız şeyleri sadece adet yerini bulsun diye yapıyor, papağan gibi tekrarladığımız sloganları da aslında inanmayarak bağırıp çağırıyoruz. Kahrolsun israil derken bunların kahrolmayacağını ve süper güçler tarafından ölesiye korunduğunu adımız gibi biliyoruz.

    Hamas’ın da düşmanlarının son teknoloji ordu gücü karşısında bir iki füzeyle iş götüremeyeceğinin, hatta sivilleri hedef alan intihar eylemleriyle haklıyken haksız duruma düşüp israil’in devlet terörünü meşrulaştırmaya kapı araladığının çok da iyi farkındayız aslında. Ama buna rağmen Filistin davasına kuş kadar fayda sağlamayacak ezberleri tekrar etmeyi sürdürüyoruz. Bu yılki israil saldırılarında da aynı şeyi yaptık. Meydanlara toplanıp bayrak yaktık, büyükelçilik binasına siyah çelenk koyduk falan… Seneye de aynı klişe tepkileri vereceğiz, masum siviller de verdikleri canla kalacaklar.

    Türk milleti ve devleti olarak bu kısır döngünün içinde boğulmaya mahkûm muyuz peki? Bence değiliz… imparatorluk geçmişini hâiz bir devlet olarak bu soruna farklı yöntemlerle yaklaştığımız hâlde bir çok şeyi değiştirebilecek potansiyelimiz yok mu aslında? Bal gibi de var… Ne yapabiliriz peki?

    Öncelikle israil-Filistin geriliminin kökü dini değil etnik sebeplere dayanmaktadır. Filistinlilerin Müslüman olmasının illa ki bu gerilimin tırmanmasında payı olmuştur fakat sorunun yegane kaynağı değildir. Eğer öyle olsa israil ordusu, Filistin’deki Hristiyan Arapları da öldürmezdi. Bu sorun esasen iki kadim etnik unsur olan Arap ve Yahudilerin, kökeni Eski Ahit’teki Samson ve Delilah hikâyesine dayanan kan davasından mütevellittir. Merak edenler internet ortamında aratıp bu deli saçması hikâyeyi okurlar. Fanatik Yahudiler, Siyonizm idealinin oluşumundan bu yana mitolojik hikayelerini gerçek kılabilmek için kendilerine vaat edilen topraklarda devlet kurmak ve Delilah’ın intikamını günümüz Araplarından almak çabasındadır. Türk devleti meseleye bu boyuttan yaklaşmalı ve bunu Müslüman-Yahudi çatışması olarak görmekten ziyade bir etnik sorun olarak kabul etmelidir. Meseleye bu şekilde bakıldığında gerilimin bir tarafı olmaktan çıkıp her iki tarafla diyaloğa girme imkânı elde edebiliriz.

    imparatorluk geçmişi olan bir devlet olduğumuzu söylemiştim. Bu yüzden söz konusu gerilime dair Türk devletine uygun düşen, Hamas mücahidi gibi dış politika yapıp Müslüman dünyanın tribünlerine oynamak değil, bir zamanlar idaresinde bulundurduğu her iki milleti aynı masaya getirip ağabeylik yaparak barıştırmaya çalışmaktır. iki ülkenin de halkı Türkiye’yi deli gibi seviyor, devletleri de öyle ya da böyle Türkiye’ye saygı duyuyor. israil devleti, ne zaman kendilerine yakınlık gösterme sinyalleri versek bayram ediyor. Çünkü Ortadoğu’da güvende olabilmek için Türkiye’ye eşşek gibi muhtaç olduklarını biliyorlar. O halde bunu bir koz olarak kullanıp diyalog kanallarını açık tutmak yerine neden çatışmanın bir tarafını sürekli dışlayarak meseleyi daha karmakarışık hale getirelim?

    Farklı yaklaşıma dair bir başka mesele de hem nalına hem mıhına vurmaktır. Evet, israil’in yıllardır Filistin’e uyguladığı devlet terörünü eleştiriyoruz ve eleştirmeliyiz. Evet, Filistin’in kritik bölgelerindeki Yahudi yerleşimi politikalarını kınıyor, karşı çıkıyoruz ve çıkmalıyız. Evet, iki taraf arasında çatışma çıktığında Filistin’de sivillerin öldürülmesini lanetliyoruz ve lanetlemeliyiz. Peki Hamas ve benzeri militan yapılanmaların karşı saldırılarında öldürdüğü israilli sivillere ne diyeceğiz? Veya Hamas başta olmak üzere islam ülkelerinin büyük çoğunluğunun israil’i haritadan silme hevesini nereye koyacağız?

    Maaleseftir ki Müslümanlar olarak bu iki sorunlu yaklaşımın, israil’in devlet terörünün varlık sebebi olduğunu anlamayacak kadar kör ufukluyuz. Batı’nın sırf Müslüman dünyadan yükselen bu şovenist seslerden ötürü israil’i ölümüne koruduğunu ve masumlaştırdığını fark edemeyecek kadar aklımızı yitirmişiz. işte Türkiye olarak bu oyunu bozabilir ve hem Filistinlilere hem israillilere ağabeylik yaparak iki tarafı da eleştirmek suretiyle bu soruna tek başımıza çözüm bulabiliriz.

    Bilge lider Aliya izzetbegovic’in dediği gibi bize tatlı yalanlar değil acı gerçeklerin fayda edeceğini idrak etmeliyiz. Müslüman dünya olarak kabul etmemiz gereken binlerce acı gerçeklerden biri de israil’in devlet olarak öyle ya da böyle Ortadoğu’da var olduğu ve varlığını sürdüreceğidir. Yok işgal ettiler, yok toprak çaldılar falan filan gibi söylemlerle ne bölgeye barış getirebiliriz, ne de Filistinlilere en ufak bir fayda sağlayabiliriz. Geçmişin hesabını tek tek tutup falanca topraklar aslında filancaya aitti dersek bu işten en kârlı çıkan biz olur, tanklarımızı Tanrı dağlarına kadar süreriz. Fakat dünya böyle bir dünya değil a dostlar.

    Müslümanlar olarak durumumuz, gücümüz, etkimiz, potansiyelimiz kabak gibi ortada. Daha kendi aramızdaki asırlık ihtilafları çözemiyor, en azından belli başlı konularda ortak hareket etmeyi beceremiyoruz. Bilimde, sanatta, teknolojide, yazılımda, ticarette; kısacası günlük hayatımızı idam ettirebilmek için lâzım olan ne varsa her şeyde “gâvur” dediklerimize dibine kadar bağlıyız. Heriflerin tek bir hamlesiyle karıştıramayacağı hiçbir Müslüman ülke yok. Bu hâlimizle israil’i haritadan silme hayalleri peşinde koşmak, ilahi komedyadan başka bir şey değildir. Kaldı ki güçlü dahi olsak, israil’i haritadan silmek gerçekçi ve insani bir hedef değildir. israil dediğin 10 milyonluk bir ülke. Bunun içinde sadece Arap düşmanı fanatik Yahudiler yok. Bu Yahudilerin Ortodoksu var mesela Yahudilerin devletleşmesi gerektiğine inanmayan. Meseleye biraz seküler temelli bakacak olursak her ülke gibi burada da solcusu var, liberali var, LGBT’cisi var, hippisi var, motor tutkunu var, aktivisti var, Filistin yanlısı olanı var, askere gitmemek için kendini sakatlayan veya ülkeden kaçanı var… Bunlar bir yana ülkede yaşayan binlerce Türk kökenli Yahudi var, Müslüman var, ülke sınırları içinde çok sayıda Osmanlı’dan kalma tarihi eser var, var oğlu var… Yani israil’i haritadan sileceğiz derken kurunun yanında o kadar yaşı yakmayı göze alıyorsun ki, bunun ne Müslümanlığınla ne Türklüğünle bağdaşır hiçbir tarafı yok.

    Uzun lafın kısası, iç sesinin yıllardır beynini kemirircesine sana fısıldadığı o gerçekleri kabul edip ezberleri bozmadan, klişeleri yıkmadan, denenmemişi denemeden bu sorunun çözümü için somut hiçbir şey yapamazsın.
    1 ...
  19. eren bülbül

    279.
  20. Hayatının baharında şehadet mertebesine ermiş pırıl pırıl bir genç ve hatırası yüreğimizden asla sökülmeyecek bir vatan evladıdır.

    eren'in meşhur sosyal medya paylaşımının NFT olması için kampanya başlattık. Lütfen destekleyin.

    https://chng.it/RsPcjLC7CJ
    0 ...
  21. siyasal islam

    309.
  22. türkiye'nin cumhuriyet tarihinde başına gelmiş ve gelebilecek en büyük belalardan biri. hem islam'a hem türklüğe zarar ziyan bir ideoloji.
    6 ...
  23. üstteki yazar hakkındaki fikrini söyle

    3227.
  24. börü 2039

    20.
  25. Alper Çağlar'ın uzun süredir bizi meraka boğan ve çıktıktan sonra hevesimizi hafiften kursağımızda bırakmakla birlikte, 2018'deki ilk börü'nün efsane atmosferini bizlere az da olsa tattırdığı için gönüllerimizi hoş eden dizisi.

    --spoiler--

    Esasında diziye dair ilk rahatsızlığım, dizinin adını ve yayına girmeden önceki fragmanlarını görünce başladı. Bu işin Börü efsanesinin devamı olmaktan ziyade, Alper Çağlar'ın bilim kurgu merakı ve gelecek tasvirinin beyaz perdeye yansıması olacağına dair şüphelerim vardı. Dizinin ilk bölümünü izleyince bu yapımın büyük oranda o şekilde tecelli ettiğini de gördüm. Ama ne kadar hevesimiz kırılırsa kırılsın, sırf o ilk börü'nün hatıramızda bıraktığı ve hala daha süren hoş sadasına hürmeten, börü'ye dair her şeyi izlemeyi kendimize vazife edindiğimiz için bunu da izleyecektik.

    Diziyi övmeden önce eksiklerinden madde madde bahsedeyim:

    - Alper Çağlar'ın 2039'daki Türkiye ve dünya tasavvurunu gözünde biraz büyütmüş olması ve dolayısıyla dizideki atmosferin "geleceğe dönüş" fantezilerinin bir kopyası gibi idrak edilmesi.

    - Diziyi Aralık 2021'e yetiştireceğiz diye alelacele yazılmış senaryo ve çekilmiş bölümlerin neticesi olarak hikayede tolere edilmesi pek de mümkün olmayan bir takım mantık hataları ve açıkların bulunması (kemal'in yıllardır sakladığı sırlara değinilmemesi, börü ekibinin kiminle ve ne sebeple mücadele ettiğinin son bölümlerde zar zor anlaşılması, turan ve kaya'nın neden börü'den ayrıldığına dair izleyiciyi tatmin edici bilgilerin pek verilmemesi vs vs...)

    - Yeni börü timini bize sevdirecek ve zihnimize kazıyacak türden karakteristik özelliklerinin bulunmaması. (farz-ı misal, çaka'nın arıza yapısı biraz daha işlenebilir veya komik hale getirilebilirdi.)

    - Maalesef büyük oranda cılız kalan oyunculuklar

    - Aksiyon sahnelerinin teknik kalitesine rağmen bazı mantık hatalarıyla izleyenin heyecanını kaçırması

    Diziyi daha dikkatli izleyenler eminim benim bulduğumdan daha fazla eksik bulacaktır ama ben ilk efsane börü'nün ve bu dizi için verilen emeğe hürmeten eksikleri çok da fazla uzatma taraftarı değilim.

    Şimdi gelelim artılara:

    - dizi çok muazzam bir bütçeye sahip olmamasına rağmen hollywood'u aratmayacak derecede başarılı Aksiyon sahneleri ve görsel efektler

    - senaristlerin 2039'daki dünya tasavvurunun içini sağlam ve bilimsel verilerle dolduran fizik teorileri

    - biz sadık börü hayranlarına güzel nostaljiler yapma imkanı tanıyan Ölümsüz silahı, börü timinin ocakbaşı yaptığı mekan ve kemal'in elinden düşürmediği kitap gibi hoş detaylar

    - eski dizideki efsane karakterlere küçük de olsa rol verilerek dizinin geçmişle bağının koparılmaması

    - son olarak da dizinin bir sezon daha süreceği sinyalini veren esrarengiz final

    --spoiler--

    Bu artılar ve eksiler ışığında börü 2039'un her şeye rağmen gönüllerde hoş sada bırakan bir yapım olduğunu söylüyor ve bu efsanenin - ister film olsun ister dizi - birkaç devam projesiyle az daha sürmesini temenni ediyorum.

    emeği geçenlere teşekkürler
    0 ...
  26. türkçülerin ırkçı olması

    12.
  27. Asıl ırkçıların bunu diyen kürt, arap, ermeni ırkçıları olduğu gerçeğinin örtülmesi için söylenen yalandır.
    0 ...
  28. mesut özil

    2116.
  29. https://www.youtube.com/watch?v=mGiBVBP-o2s&t=3s

    Fenerbahçe'ye transferine dair çok güzel bir değerlendirme var.
    1 ...
  30. akp sonrası türkiye nasıl olacak

    13.
  31. bokun içine batıp çıkmış bir adamın ruh hali nasıl olursa öyle olacak. temizlemesi, rehabilite etmesi çok uzun zaman alacak.
    0 ...
  32. akp sonrası türkiye nasıl olacak

    12.
  33. bokun içine batıp çıkmış bir adamın ruh hali nasıl olursa öyle olacak. temizlemesi, rehabilite etmesi çok uzun zaman alacak.
    0 ...
  34. alaattin çakıcı

    175.
  35. hükümetin son zamanlarda ittifak kurduğu mafya bozuntusudur...
    6 ...
  36. kemalist teorisyen

    10.
  37. tıpkı islamcı teorisyen gibi komik, saçma ve ideolojiktir...
    5 ...
  38. levent çakır

    3.
  39. Yeşilçam döneminin usta aktörlerinden çok kaliteli bir beyefendidir.

    Cüneyt arkın'ın çok sayıda filmlerinde yer almış ve sergilediği müthiş aksiyonlarla yeşilçam dünyasının gönlünü fethetmiştir.

    hikayesini bu güzel röportajda izleyebilirsiniz:

    https://youtu.be/F1uZKzgwVw4
    0 ...
  40. sons of anarchy

    288.
  41. Koyu bir heavy metalci olarak tarzımı kısmen yansıttığı için uzun zamandır izlemeyi kendime vazife bellediğim, fakat hayat meşgalesi ve gailesinden, internetin bize sunduğu sınırsız malumat ve imkanın bizi fırtınaya kapılmış bir balıkçı teknesi gibi oradan oraya sürüklemesinden ötürü anca bu yıl izlemeye başlayıp kısa zamanda bitirdiğim harika ötesi bir dizi.

    diziye dair his ve fikirlerimi çok fazla ipucu verip henüz izlememiş arkadaşlarımızın hevesini kaçırmamaya çalışarak izah edeyim.

    --spoiler--

    Dizi, merkezi ABD'nin Kaliforniya eyaletine bağlı Charming adlı küçük bir kasabasında mukim "Sons of anarchy" (SAMCRO) adlı bir motorsiklet kulübü üyelerinin maceralarını, rakip motor kulüpleri ve çetelerle yaşadığı mücadeleleri, ittifakları, içinde bulundukları pis dünyanın gereği olan bir takım kanun dışı faaliyetlerin neticesinde ödedikleri ağır bedelleri ve yaşadıkları bunca kayıba rağmen zerre taviz vermedikleri kardeşlik duygusunu konu ediniyor.

    Ana karakter Jax Teller, motor kulübünün kurucusu John Teller'ın oğlu. Jax ilk zamanlarda üvey babası Clay'in başkanlığını yaptığı kulüpte başkan vekili olarak vazife yapıyor. Clay ile ilk sezonlarda arası çok iyi olan Jax, daha sonra babasının fi tarihinde, kulübün IRA örgütüyle silah ticareti işine dalarak tehlikeli sularda yüzdüğünü düşünüp, kulübü silah işinden çıkarmaya ve daha meşru yollarla para kazanmasını sağlamaya çalışırken öldürüldüğünü öğrenince işler değişiyor. Gel zaman git zaman Jax, babası John'un motorsikletini bozup kaza yapmasına sebep olan kişinin Clay olduğunu anlayınca kulüp içi çekişmeler yaşanıyor ve sonunda babasından miras kalıp üvey babasının yıllardır gaspettiği koltuğu devralmayı başarıyor.

    SAMCRO'nun başkanı olduktan sonra Jax'in tek maksadı, üvey babası Clay'in yaptığından farklı olarak kulübü silah ve uyuşturucu gibi tehlikeli işlerden çıkarıp, porno ve eskort işleri gibi meşru yollarla SAMCRO'ya para kazandırmak ve daha fazla dava arkadaşını ölmekten korumak... Ama Belfast'taki devrimci soydaşları ve Kaliforniya mafyasının Clay zamanında kurduğu dengeleri bir günde bozmak kolay olmadığı için Jax ve ekibi, silah ticaretinden çıkmaya çalışmanın bedelini, tıpkı Clay zamanında olduğu gibi nice kayıplar ve ölümlerle ödüyor. En nihayetinde Jax, kendi canından geçme pahasına SAMCRO'ya bu adilikleri yapan para babalarını, Polat Alemdar'ın bir günde 6 mafya babası öldürmesi gibi tek tek ortadan kaldırıp bütün okları üzerine çekiyor ve polislerden kaçarken kasıtlı bir şekilde motorsikletini çarptırarak babasıyla aynı kaderi yaşarcasına ölüyor. Jax en nihayetinde ömrünü verdiği kulübün menfaati için kendini ve makamını feda ederken SAMCRO'nun başkanlığına, kulübün iskoç üyesi Chibs lakaplı Filip geçiyor ve Sons Of Anarchy'nin macerası, dizinin yaratıcısı Kurt Sutter'ın yeni projesi olan Mayans MC dizisinde sürüyor.

    koskoca 7 sezonluk devasa bir yapımın hikayesi tabii ki 3 paragrafa sığamayacaktır ama benim kısaca anladığım bu.

    Onun haricinde birçok dizi izleyicisinin tespit ettiği üzere, büyük bir Shakespeare hayranı olan dizinin yaratıcısı Sutter'ın bu hikayeyi, Shakespeare'in ölümsüz eserlerinden Hamlet'ten ilham alarak bina ettiğini söylemekte fayda var.

    --spoiler--

    dizide en çok hoşuma giden taraf, büyük titizlikle seçilerek bölümlere yedirilmiş müziklerdir. her ne kadar motorcuların hayat tarzına en çok makul olan heavy metal türünden çok fazla şarkılar dizide yer edinememiş olsa da kişinin müzik repertuvarına sağlam katkılarda bulunabilecek çok sayıda soundtrack'e sahiptir dizi.

    bunun haricinde amerika'da motor kulüplerinin ülkeyi domine eden ırklar arasında bölünmüşlüğünü, buna karşın SAMCRO'nun sadece irlandalı beyazları değil, bünyesinde çok sayıda latin üye barındırması da diziye dair hoşuma giden bir diğer unsur.

    son olarak da sons, motor kulüplerine dair hiçbir malumatı olmayan izleyicilere kulüp olmanın raconunu en ince teferruatlarına kadar öğretmesiyle gönülleri fethediyor. diziyi anlayarak izlemek istiyorsanız evvela prospect (çömez), old lady (kız arkadaş), cut (kulüp yeleği), patch (yama) türleri, bay mayhem ile tanışma gibi kavramlara dair bir ön okuma yapmanız icap edebilir. Tabi ayrıca kulüpten ayrıldıktan sonra dövmesini çıkartmayanın başına nelerin geleceği de mutlaka bilinmeli...
    2 ...
  42. selçuklu dönemini türklerin pek kafaya takmaması

    10.
  43. tarih bilmezlik ve cahilliktir. oysa ki anadolu'da dünyayı kendine hayran bırakan tarihi eserlerin ekseriyeti selçuklu devrinde inşa edilmiştir. ayrıca selçuklular bilime, osmanlı devletinden daha çok ehemmiyet vermiştir.
    2 ...
  44. canan kaftancıoğlu

    414.
  45. türkiye'de her siyasi partilerde olduğu gibi chp'nin samimi destekçilerinin emeğinin üzerine yatıp partinin imkanlarını ve imajını sömürerek türklüğe, islam'a, hatta emperyalizm karşıtı kuva-yı milliye ruhuna kinini kusan bet suratlı bir kadın.

    o makamda bulunmasının tek maksadı, chp'deki ulusalcı ruhu törpüleyip kürtçü ve vatansız solcu grupları partiye çekerek güya partinin tabanını genişletmektir. ama bunu yapamayacaktır.
    4 ...
  46. akapenin yunana karşı lozan a sığınması

    5.
  47. (bkz: allah'ın sopası yok)

    tükürüp de yaladıkları ilk şey değildir. bunlar daha başlangıç, ileride atatürk ve cumhuriyete dair daha birçok şeyin kıymetini anlayacaklar.
    1 ...
  48. halil sezai

    33.
  49. tutuklanması haberi yüreğime sular serpen sanatçı bozuntusu puşt!

    sanatçı toplumun aynası olması icab ederken bu şerefsizin evladı, gücünün yettiği yaşlı adamcağızı döverek bırakın sanatı, insanlıkla bile alakası olmadığını tüm türkiye'ye göstermiştir.

    EĞer biriyle dövüşmek isterse buradan kendisine, dengi cüsseye sahip biri olarak teke tek kapışma davetinde bulunmak isterim. g*tü yiyorsa bir de bana yapmayı denesin bakalım aynı artistliği...
    2 ...
  50. erol mütercimler

    127.
  51. Genellikle televizyon programlarında beyefendi üslubuyla tanıdığımız ama son kırdığı potla bütün imam hatip mezunlarını töhmet altında bırakarak saçmalayan ve baltayı taşa vuran akademisyen.

    imam hatipleri sevmeyebilirsiniz, haz etmeyebilirsiniz. Ben de şahsım adına bu okulların dini bir mahiyetten çok ideolojik kimliğe büründüğünü düşünenlerdenim. Fakat hakaret etmek, sapık, tecavüzcü demek yanlış olur. Haklıyken haksız duruma düşürür insanı.
    1 ...
  52. naim süleymanoğlu

    169.
  53. Türk halterciliğinin yüz akıdır.

    Kendisinden sonra halterciliğimiz yerde sürünmektedir.

    (bkz: https://www.youtube.com/w...Ze1x3J9crkdni3LilrpH_I3FI)
    1 ...
  54. sözlükteki pkk sempatizanları

    145.
  55. Türk istihbaratının aldıkları nefese kadar takip ettiği ve yeri geldiğinde tepelerine çökeceği kokarcalar.
    1 ...
  56. nusretiye camii

    5.
  57. Bu işin ihalesini belediyeye yıkıp aklı sıra kendi savunduğu partiyi masumlaştırmaya çalışan akılsızlar için.

    (bkz: galataport peşkeşi)

    (bkz: galataport)
    1 ...
  58. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük