en büyük ütopyadır. aslında yoktur. ama kim akıl ettiyse takdire layık!
inancımız nasıl tam mutlu olacağımıza ya da zamanın bir anında mutlu olduğumuza. her şey mutlu olmak için değil mi hele ki bu zamanda? yemek yemek bile...
Sevgili manoverboard... seni övsem mi yersem mi bilemiyorum. Herkes gitti. resmen yapayanlız kaldın. ama hala gündüzleri aydınlık, geceleri karanlıksa(olması gerektiği gibi) bunu yeterli bulup devam ediyorsun. insanlar sarsılır böyle durumlarda. arkadaş yok, aile yok! o salak iç sesin de söylüyor bunları biliyorum. sonuna da şunu ekliyor hep "ama hayat var!". arkadaş yok, aile yok ama hayat var! onu dinleye dinleye bu hale geldin zaten değil mi?
hala bireyselliğin peşindesin. hala bir yıkılmadım havaları. şu an için evet yıkılmadın ama sonra patlarsan? sonra patlarsan kimse parçalarını bulamaz heralde.
Sen gene bildiğini okuyacaksın biliyorum. Sakin sakin bütün nemrutluğunla yaşamaya devam edeceksin. Kendi duyarlılıklarınla bir başına yaşa bakalım nereye kadar gidebileceksin.
Kıvanç tatlıtuğ yakışıklı sayılınca biz de yakışıklı sayılacaksak en sevdiğim ülkelerdir. ha ama şöyle de bir şey var bizden olsa olsa kıvanç tatlıcıtombaktuğ olur.
"şimdi bayan diyince kızıyorlar. kadın denicekmiş. e tuvaletler nasıl olucak ben anlamıyorum. erkekler tuvaleti olacak kadınlar tuvaleti olacak kızlar nereye girecek peki?"
nereye sıçacaklara bağlar diye korktuk allahtan yapmadı.
sabahtan beri okuldaydım. akşam yemeği yerken televizyonda rafet elromanın seni seviyorum klibi çıktı. ulan dedim 100 yıl öncesinin klibi. tozluklu çorapların ilk göründüğü yer. allah allah. neyse işte ondan sonra oturdum çalışıyorum. bu durumda gibi gibi oluyorum sanırım.
oku tamam ne güzel. ama iki lafı bir araya getiremiyorsun onu nasıl yapalım? okuduğunu iddia ettiğin hiçbir şeyi hatırlamıyorsun onu nasıl ayarlayalım?