3 ay boyunca fark etmediğim tedavi edilmezse ölümcul olabilecek illet bir hastalıktır. şubat ayında kar yağdı okullarda tatil felan çık kaymaya. büyük cayır bir alanı kar kaplamış ama kaya kaya buza dönüşmüş. tabi bizde bot yerine spor ayakkabı giydik. ilk kaydım sonra yukarı çıkmaya çalışırken sert bir şekilde düştüm. kalktım gene düştüm. bu bu şekilde 5 defa tekrarladı.
8 nisan günü arkadaşlarla zombie walk etkinliğine katıldık. koşuyoruz ama kalbim ağrıyor eve geldim hastaneye gittik. film felan doktorlar önce filmden göremediler ama çok dikkatli bakıldığında akciğer yarım muz kadar küçüldiğünü gördüler. spontan pnömotoraks teşhisiyle tüp takıcaz dediler. ameliyathaneye girdik. hemen lokal anestezi uyguladılar ama lokal anestezi biraz yakıyor sanki iğne ciğerinize batıyor gibi acıyor. serçe parmak büyüklüğünde bir kesik açılır. fırtfırt dedikleri bir alet var tıptaki adını ve ne işe yaradığını bilmiyorum ama yuvarlak bir alet onu takıyorlar. çıkartıyorlar ve 16 20 24 28 ve 32 lik borulardan birini yaşa göre takıyorlar. daha sonra 2 dikiş ve yara sargı beziyle kapatılıyor.
tüpteki ama dışardaki havayı atmak ama içeri hava sokmamak. su ve pipet sistemi gibi çalışıyor. pipete üflerseniz su köpürür ya ama içinize çekerseniz su gelir. aynen öyle çalışıyor. siz öksürdükçe akciğer boşluktaki havayı itiyor havada suyu itiyor ve dışarı çıkıyor ama içeri giremiyor. biraz zorlu bir durum çünkü öksürünce içerideki hortum akciğere batabiliyor. ayrıca kaburgalara da takılabilir bu da sırt ağrısı yapar. günlük film ve dinlemeyle takip edilir. zamanı gelince dikişleri açıp tüpü çekerler ve düğümlerler. çekimde biraz yakabilir ama dayanılabilicek bir acı. borudan bazen kanda gelebilir bu çok normaldir.
fakat bu tüp olayında tekrarlama riski yüksektir çünkü bu hastalığa sebep olan baloncuklar temizlenmemiştir. tekrarlama oranı %20 - %50 dir. bende tekrarlama yaptı ve VATS adı verilen kapalı ameliyat oldum. kapalı ameliyatda pek bişey bilemiyoruz ama genel anesteziyle uyutuluyorsunuz. yan taraftan 3 delik açılıyor. 2 kıskaç ve 1 kamera için. baloncuklar temizleniyor. genelde kapalı ameliyattan sonra nüks etme sadece %1 dir. ameliyattan 2 tüple çıkılır.
ama maalesef ben o %1 lik ihtimalide yakalayıp tekrar nüks ettirmişim fakat bu sefer önceki yerden değilde alt taraftan bir çökme olmuş. tekrar geldiğimde artık kökten çözelim dendi. açık ameliyat kararı alındı. ağrısı daha fazladır ama en garantilisidir. genel anesteziyle uygulanır. yandan 8 - 10 cm lik bir kesi açılır ve kaburgalar pensler yardımıyla açılır bu açma sırasında kaburgalarda kırılma oluyor ama çok raslanmaz daha çok kalp ameliyatlarında olurmuş. ciğer 3 boyutlu görüldüğü için tüm baloncuklar temizlenir ve ciğer özel bir sistemle yapıştırılır. burda size bir tüyo verdireyim. normalde yara dikiş ve zımba kullanılarak dikilir ama isterseniz doktora estetik dikiş yapın diye bir rica ederseniz estetik dikiş yapıyorlar. bu ilerde daha az görünmesine ve zımbaları aldırma gibi bir dertle uğraşmamanızı sağlıyacaktır. gene 2 tüple çıkarsınız ve tüpler çıkarılır. açık ameliyat, yapılan ciğer için %99.9999999999999999999999999999 luk bir garanti sağlar. geri kalan &0.000000000000000000000000001 ise tekrar baloncuk oluşup yapıştırılan yerin çıkmasından dolayı oluşmasıdır. yani normal şartlar altında orda tekrar baloncuk oluşssa bile (sigaradan dolayı) ciğer yapısık olduğu için sönmeyecek ve kendini tamir edecektir. ama böyle durumlar olabilir.
ben bu 3 olayıda yaşadım ve eğer açık ameliyatı olduysanız korkmanız gereken o ciğeriniz değil ötekisi olmalıdır. çünkü artık tekrarlama riski kalmamış gibi birşeydir. size verilen derine dalma, dağa çıkma, nefes tutma, ağır kaldırma gibi önlemler diğer ciğeriniz içindir. hastalık hastanın psikolojisini çok etkiliyor. sürekli tedirgin olma , tekrar korkusu , elini tshortunden çekememe gibi durumlar gözükebiliyor ve bir psikiyatrist burda çok önemli hale geliyor.
son olarak kesinlikle hastanın yanına akrabalarını ve arkadaşlarını almayın.!! sadece kapıdan selam atıp gitsinler. yok efenim onlar akrabası ayıp olur. eğer hasta enfeksiyon kaparsa 1 hafta sürünürsünüz. bu hastalıktan korunmanın en iyi yolu yemek yemektir. ne kadar çok kalorili ve proteinli yiyecek yerseniz o kadar hızlı kurtulursunuz ve eğer hasta enfeksiyon kaparsa iştahı kesilir ve 2-3 kilo birden verir. iyileşmesi yavaşlar.
bugün nick değiştiren yazar. merak edildiği gibi emo değildir makarası çakmıştır. zaten nickide çok uzundu. aynı zamanda nickini 2 defa unutmuş olan yazardır. an itibariyle nick altı doldurmaktadır.
uzun zamandır bu konuyu ele almak istiyordum.
bilindiği gibi türkiye neredeyse yüzde 95 i müslüman bir ülkedir. bu müslümanların çoğu anneden doğma müslümandır ve bir çoğu müslüman olmanın ne olduğu bilmeden müslümandır. birçok müslüman, ateist insanlara allahın varlığını kanıtlamaya çalışmaktadır. fakat bunu yaparken saçma düşüncelerle karşısındakini etkilemeye çalışırlar. örneklerle açıklayayım ;
müslüman : allah vardır.
ateist : kanıtla dostum.
m : bak şimdi kuranda zelzele diye bi sure var bu surenin harflerini topluyoruz sayfa ile çarpıyoruz 17081999 çıkıyor bak 17/08/1999 bu tarihte ne oldu 17 ağustos depremi ve zelzele de deprem demek. sence tesadüf mü ?
a : ...
burdan o müslümanlara sesleniyorum. bir ateiste allahın ve kuranı gerçek olduğunu kanıtlamak istiyorsanız daha mantıklı ve gerçekçi şeyler düşünün.
bizim bina. mimari açıda hala çözemedim. bu bina nasıl ayakta duruyor yahu. her köşe 90 derece olması gereken ev "90 70 115 85" şeklinde bir şekle sahip. aynı zamanda karıncalar tarafından evin içi delik deşik edilmiş yeni bir metro ağı kurulmuştur.
eski okulumda gördüğüm bir durumdur. farkedilmeyen bir açıdan bakarsak ; dar pantolan giyer ve eğilerek iç çamaşırlarını sergilemeye çalışır. eteklinin yanında götü daha çok dışarı çıkar ve erkekler arkasından geçerken değdirmeye çalışır.
+ merhaba figan.
- benim adım efgan gerizekalı.
+ olsun olum figan da ağlamak demek efgan da.
- ybsg.
+ abi senin adın kadir ya ben sana hüseyin demek istiyorum.
- mal mısın amk.
burdanda çıkardığımız gibi ismi olana ismiyle hitab edilir. iyi o zaman allaha yehovada diyelim tanrıda diyelim. son derece beyinli bir insandır. onun beyinsiz olduğuna inananlar beyinsizdir.
rocconun yeni sakızı. çok dandik bir sakız olmakla birlikte 50 kuruşa 6-7 sakız veren sakız makinelerindeki sakızlardan farkı yoktur. tadı hemen bitiyor ama reklam filmlerini çok beğendim. 2 reklam filmi yayınladılar.
birinci reklam filminde ateşli bir hatun sakız çiğniyor. sonrasında içeri bi dümbük giriyor ve ilkokullarda rastlanan jargonun bir değişiğini yapıştırıyor. "hey sen! çıkar o sakızı rocco pop sakız çiğne" diyor. bunun üzerine hatunumuz sakızı çıkarıyor ve yeni sakızı çiğnemeye başlıyor. tam bu sırada çakkıdı çalmaya başlıyor. adam bi ayar veriyor kıza. kız başlıyor dansa. sonra diğer hatunlarda dans etmeye başlıyor. adam bi yan gruba bi bizim hatunun grubuna. bi ona bi ona. derken dans bitiyor ve sloganı çakıyor. "sakız artık böyle bir şey".
ve birde ikinci bir reklam filmi var. bu reklam filmi internette yok aradım ve bulamadım. danscılardan arkada kalmış tatlı mı tatlı şirin mi şirin harika bir kız sakız çiğneyerek patlatarak gülerek beatbox yapıyor ve çakkıdı şarkısının müziğini oluşturuyor. kızın şaç kesimi alışılmamış bir tarz. yarısı kısa yarısı uzun ve yoğun dalgalı.
birinci reklam filmi : http://vimeo. com/39820334
şarkının sözlerini de çıkarttım :
aman da hadi kalk hoplayalım kız
çakkıdı çakkıdı çiğneyelim kız
azıcık alttan azıcık üstten
hopbidi hopbidi rocco pop sakız
edit : beyler ikinci reklam filmini de buldum. heryeri taradım bir tane çıktı.
+ 7 saniyede 11 gofredo.
+ tek seferde 6 mg lık 6 nikotin bandını kol a yapıştırmak.
+ 15 dakika amuda kalktıkdan sonra 25 dakika boyunca burun kanaması.
+ 3,5 hafta boyunca aynı çorabı giymek.
+ kamp çadırında gece boyu osurmak. *
bu konuya söyle açıklık getirilir : dilden dile çeviri yapılırken motomot çeviri yapılamaz. eğer yapılırsa hatalı çeviri olur. kuran çevirirken bazı yerleri türkçede muhammed söylüyormuş gibi gözükür. aslında bu çevirinin zor olmasındadır. farkedilirse araplar arapça kuran okuduğunda hem okurla hem anlarlar ama böyle bir sorunla karşılaşmazlar çünkü onların dilinden bakıldığında o ayetin aslında muhammed tarafında yazılmadığı görülür. aynı şekilde bu kelimeninde türkçeye cevirisi hem intikam hemde şuç işleyene ceza veren anlamındadır. bu da intikam almayı değil adaleti simgeler.
aslında tuzlu olup ama tuzlu değilmiş gibi bir tat gelmesi durumudur. böyle birşey asla olmaz. dil su ve tuzla deplazmolize uğradıkdan sonra ozmotik basıncı hidrolize edilmiş su kabarcıklarında resfetüle edilmesinden dolayı beyinin sinirsel reptöktörleri bu algısal vektörü kabul edemez ve tuz tadı normal gelir.
26 Temmuz sabahı güneşli bir çarşamba günü yıl 1984. o gün galatasarayın harikulade başarısız oyuncusu sabri doğuyor. görünüşteki bu normal doğum altında aslında hatalı bir birleşme mi vardı? 9 senede sadece 11 gol atabilen bu çocuğun kronozomları doğru olamazdı. yıllarca kandırılan türk halkı işte şimdi o doktorun sözleriyle uyanıyor. işte sabrinin doğumunun kronolojik sıralaması :
saat 12.15 - doğum sancıları başlar ama tekmeler anne karnının dışına doğru değil içine doğru vurulmaktadır.
saat 12.26 - sancılar artar. baba telaşlanır. sağlık ocağının yolunu tutarlar.
saat 12.29 - sancılar kesilir. herkes rahat bir nefes alır.
saat 12.31 - sancılar tekrar başlar. aile sağlık ocağına varır.
saat 12.49 - doğum başlar.
saat 12.58 - kordon minik sabrinin boynuna dolanıyor ve sabri yarım dakika havasız kalıyor.
saat 13.16 - kordon sonunda tamamen çıkarılıyor.
saat 13.31 - sabri doğuyor.
evet buraya kadar sabrinin yarım dakika havasız kalması haricinde bir sorun yok ama tahliller öyle göstermiyor :
- dr fuat : çocuğun anatomik yapısında bir hata var kalçası yamuk kulaklar dışarıya doğru gözler içe göçük kafa kocaman ama çene minicik. bu anatomideki biri asla ve asla doğru fiziğini yakalayamaz. ayrıca kaslarda kayma var. asla doğru hareket edemeyecek. aynı zamanda kronozom bölünmesinde de bir hata oluşmuş. 48 kronozomu var. en fazla 1 ay yaşar.
aile bu bilgiyi yıllarca saklamak istedi ama bu kadar başarız bir futbolcunun olmasının sebebini zekasıyla örtüştürmek istemiyorlardı ve acıklama yapmak zorunda kaldılar.