genelde anası babası tarafından küçükken bir tarafı kırılmasın incinmesin diye bisiklete bindirilmeyen insanlardır. üzülmemelidirler. iyi bir eğitmen olduğu sürece 30lu 40lı hatta 50li yaşlarda bisiklet sürmeyi öğrenenler vardır. tabi küçükken öğrenip bu işte cambaz olanlar kadar iyi süremezler fakat kısa mesafelerde veya canları sıkılıp dolaşmak istediklerinde hiç sıkıntı çekmeyeceklerdir. kendilerini boş işlek olmayan yarlerde iyi bir eğitmenle alıştırmalıdırlar.
bu işin küçükken öğrenmenin kolaylığı düşüp kalkınca alınan yara berenin sizi o zamanlar çok etkilememesidir.
genelde bunlar herekese bulular kendilerine bulamazlar. terzi kendi söküğünü dikemez hesabı. bazen de arkadaşlara bulmaktan kendine kalmaz. hatta kendine ayırdığını bile unutup ayarlayanlar vardır o derece.
bu tür yazarlar sadece kendi düşünce ve fikirlerini benimsetmeye diğer düşüncelere önem vermeyen "kaka" diyen yazarlardır. gerçi sözlükle karşıdaki insanın kişiliğini anlayamazsın ama bu yazarlar direk belli ediyor. yazdığı entrynin altında kendisiyle uyuşmayan karalayanlar yazarlardır bunlar. gerçi sende bu sözlük denilen yapbozun bir parçasısın ama diğer parçaların yerine oturmasına izin vermiyorsun. bir rahatla sakin ol. git altına öyle bilgi dolu bir entry gir ki yukardaki entry yazanın içinde patlasın. o da iyisini yazmaya çalışsın. sözlükte kalite yeni nesillerde mükemmellik mi arıyorsun? al bundan daha iyi yöntem mi var? sadece serzenişte bulunup, çok bozuldu bu sözlük diyemezsin. kendin de birşeyler yapacaksın. yoksa sadece eleştirip bir yere varamazsın. ama bence bu kadar uğraşma. onlardan da tat almasını bil. sonuçta bu renk fazlalığı sözlüğün popülerliğini okunurluluğunu arttırıyor. yoksa bu sözlüğü kimse okmumaz. okumazlarsa okumasınlar diyorsan hatan var. bu sözlük kurulma amacı ne? insanlar okusun fikir beyan etsinler diye kuruldu bu sözlük. ister beğen ister beğenme.
yalnız bir insan olmaktır. insanlarla rahat konuşamamak kendisini rahat ifade edemeyen bir insan olmaktır. kendini ifade etmek için acayip hareketlerde bulunan bir insan olmaktır. bu insanlar genelde sosyal ortamlardaki başarızlarından*kendilerini diğer insanlardan ayırmıştırlar. kendilerini kitaplara,bilgisayara vermişlerdir.
yalnız hissettiğin anda yalnızlığını paylaşacak kimseyi bulamamak. ardından camdan bakıp birlikte dolaşan çiftleri,öpüşen sevgilileri, şakalaşan arkadaşları görmek. ağlamak,ağlamak,ağlamak.
bu yazarlar genelde kendinden sonra gelen nesillerin daha düşük zekalı olduğu kanısında olanlardır. kendisinin boş yere bok atmasına gerek yoktur. zaten düşük zekalıysa dikkat çekmek için bu işi yapıyordur senin yaptığın ona vız gelecektir. eğer iyi bir yazar olma yolunda gidiyorsa yaptığın ayıptır. tabi bunu takmayacak kadar kişilikli insanlarda vardır.
bu elemanlar genelde sen kütüphanede kitaba dalıp gitme diye bulunur. ilk önce arada sırada bakarlar.sonra bakışlarını sıklaştırırlar. son aşamaya geldiğinde sizin yanınıza gelip kibarca uyrarırlar. bu uyarılar yaş grubuna göre değişir. küçüklere siktir, gençlere alacak mısınız, daha büyüklere kitabı överek daha hafif bir uyarı veya aynı yazarın farklı kitaplarından bahsetmek gibi.
serbest çağrışım için:
(bkz: bakkalda birşey almayıp bakınan çocuk)
süpermarketlerde, alışveriş merkezlerinde karşılaşılan durumdur. genelde bu insanlarda sadece kendisi alışveriş yapıyormuş gibi bir düşünce oluşmuştur. yolun ortasından camekanlara bakma,yolun ortasında durma,yürüyen merdivenin önünü kapama gibi alışkanlıklara sahiptirler. konuşurken yüreyemeyenleri de vardır. otur konuş kurtluysan köşede konuş ama yolun ortasında olmaz ki...bunların kasada sürüyle soru soran bir cinsleri vardır ki sorma gitsin. kasada tonla soru sorup seni deli ederler. kasaya gelince mi aklına geldi bu kadar soru. alırken neden dikkat etmiyorsun fiyatına, neden yapıldığına, hangi ülkede üretildiğine? kısaca özetlersek, alışveriş keyfinin içine eden bir olaydır bu.
emek emek yazdığı entryleri hiç okunmamış hakkında hiçbir yorum yapılmamış sözlükte varlığı ile yokluğu belli olmayan yazardır. bundan bunalıp intahar etse sözlükte bir gıdım üzüntü olmayacaktır çünkü adamın yazar olduğundan haberdar bile olunmayacaktır. kendisi genellikle uzun ve sıkıcı entrylerin yazarıdır*. yazdığı entryler genelde üstünde veya altında olan kısa ve komik entrylere kurban giden yazardır. sen yazarsın herif oraya bir bakınız verir bütün alkışı o alır. bu yazarlar genelde patlama yapmak için sabahı seçerler. böylece popüler yazarlar olmadan rahar rahat enrtysini girebilecektir.fakat bilmez ki kendisine artıyı da eksiyi de popüleriteyi veren de bu yazarlardır.
9:45sabah kalkmayayım annişko kaldırsın kavga ederiz ağlarım...
10:30 ağlamanın bitişi yüz yıka makyajını yap
10:45 yırtık çorap ve yazılı t-shirt giy
10:45-11:45 piercingleri tak kahvaltıya gidip ana* baba* kardeşle*kavga et ağla
11:45 kahvaltının bitişi ezgigül-berkesu-hülagücanla buluşma
11:45-17:45 buluşmanın duygusallığına ağla,filme git filme ağla,fotoğraf çektirirken telefonun şarjının bitmesine ağla,dijital fotoğraf makinasıyla fotoğraf çektirirken makinanın çalınmasına ağla,ezgigül'ün berkesu'dan bininciye ayrılışına ağla,üstüne ağlaya ağlaya gözyaşının bitmesine ağla,eve gitmek için dolmuş gelmemesine ağla...
17:45-22:00-eve varış facebook ve msn ye bakılması.akabinde bunlara da sırayla ağlanıp yatmak
bunu desteklemek için -(alıntıdır)-
sen hiç emo oldun mu baba?
bilir miydin sert rifflerde ağlamayı?
bilir miydin hiç bir sorunun yokken sevgilinden ayrılmayı?
acı çekmek için,ağlayabilmek için..
sen hiç emo oldun mu baba?
saçlarınla kapadın mı gözyaşlarını?
siyah oje sürdün mü mesela tırnaklarına?
kahkülünde meç oldu mu senin hiç?
defalarca yuttun mu dudağındaki piercingi uyurken?
ve kesmek istedin mi bileklerini derinden?
sen hiç emo oldun mu baba?
siyah gömleğin üzerine kırmızı kravatlar takındın mı?
damalı bilekliklerinle sildin mi gözyaşlarını?
şaşkın gözlerle yukarıya bakıp,
fotografını çektin mi tepeden tepeden mesela?
bilir misin ki emolar da şaşar,emolar hep ağlar..
sen hiç emo olup ağladın mı baba?
bunlar sözlüktekiler gibi değildir. çünkü bunlardan eksisini mouse "tık" ıyla değil göz temasıyla alırsın. metroda, otobüste, lokantada.... zevkinin içine ederler burda. metroda sakin sakin giderken seni aşağılayıcı şekilde süzer bu ipne. dudaklarını da büzer düşüncesini iyice anlatmak için sana. umursamadan geçmek istersin... ama aşağılayıcı bakışları aklında kalır. neyimi beğenmedi diye düşünürsün. göz göze gelince de "ne bakıyon salak" bakışı atarlar sana sanki deminden beri sana tip tip bakan kendisi değilmiş gibi. lokantada daha fecidir bunlar. pideyi bile elle yedirtmezler.ne olcak ulan pideyi el yersen? ben belki öyle keyif alıyorum yemekten? bunların birde seni palyaço gibi kullananları vardır. ilk önce sana tip tip bakıp güler sonra arkadaşına gösterir seni. bazen bunlar metroya binmiş kıro diye tabir edilen insanlara takarlar. yahu adamın suçu mu kıllı olmak? adam elinden geldiğince iliklemiş gömleğini. adam dışarı da mı çıkmasın? giderler bu p.çler buna da gülerler. yahu sizi kim yetiştiriyor? biliyor musun bilmiyorum seri eksi veren ibne ama bizde sana kıçımızla gülüyoruz. valla.
bütün erkeklere kuyruk sallayan kızlardır bunlar.samami olsun olmasın bütün arkadaşlarına canımmmmm,ciğerimmmm şeklinde hitap eden kızdır.kesinlikle uzak durulması ve ciddiye alınmaması gereken kızlardır.
bunlar falcının iki çift lafına tav olan kişilerdir.falcı sevgilin seni aldatıyor dediği an onun için o kişi bitmiştir.falcının dediği hersöz bunlar için kanundur.falcıya danışmadan tuvalete bilem gitmezler.bunların farklı çeşitleri de vardır:
