evde çoğu zaman bulaşık makinesinin kendisini kullanıyoruz lakin eğer illaki bulaşık yıkamak gerekse eşimdedir(kocamda) o iş. iş bölümü yaptığımız bir hayatımız var; mesela yemeği ben yaparım masayı ben kurarım eşim kaldırıp bulaşık makinesine yerleştirir veya yıkar. ikimiz de çalışıyoruz ve ikimiz de yoruluyoruz, evi de ortak kirletip kullandığımıza göre işler de ortak yapılmalı değil mi?
Her platformda kadınların çalışmasını kendi ayakları üzerinde durması gerektiğini savunuyorum ama sabahları işe giderken 9874651 tane küfür ediyorum. ÇALIŞMAKTAN NEFRET EDiYORUM KEŞKE HEP EVDE OTURSAM.
Sokakta Yaşayan çocukların hayatlarını değiştirmek. Mutlu oldukları bir aile ortamına sahip olmalarını sağlamak. Hepsine tek başıma annelik bile yapabilirim. Yeter ki içten gülümsesinler, o derece acı çekmesinler.
Antalyadan yazan yazar yorumu. 1 haftadır evden çıkmıyorum. Bir kaç gece önce -15 i gördük. Soğuk kesiyor adamı, ne abartması sadece buz kalıbı halinde yaşıyoruz.
Şu son zamanlarda içinde bulunduğum durum. Mutlu da olabilirim bilmiyorum ama mutsuzum sıklıkla. Ne diyeceğim biliyor musunuz? Mutluluk ve mutsuzluk arasında bir ince çizgi var ve ben bir ip cambazı gibi üstünde yürüyorum. Bir tarafım mutlu bir tarafım mutsuz. Ama mutsuz tarafım daha fazla. Peki işin en acı yani ne biliyor musunuz? Mutsuz olmaya alıştım, yadırgamıyorum bu durumu. Mutsuzluk hayatımın önemli bir parçası sanki artık..
Bundan 11 yıl önce liseye giriş sınavım vardı. Ankaranın bir lisesinde giriyorum sınava, Hemen yenidoğanın yanındayız. Sınav salonuna girdim. Üstümde tatlı bir heyecan. Sorular dağıtıldı açtım en sevdiğim dersi, çözüyorum. Bir ara başım ağrıdı. Annem 'kafanı kaldır başın ağrırsa, yukarı bak. yukarı baktığın zaman geçer' derdi. Pencere yanında oturuyorum. Kafamı kaldırıp güneşe baktım. Ardından yandaki binaya.. bir kadın çıktı balkona, ona baktığımı anlayınca gülümsedi bana. Ama ne gülümseme. Gördüğüm en güzel gülümsemeydi sanırım. Ben de ona gülümsedim. Sonra el salladı ve sakin hareketlerle balkon trabzanlarına çıktı, dudaklarını şarkı söylermiş gibi oynatırken. Ve son kez gözümün içine baktı, Sanki ruhuma baktı. Gözümün içine bakarken ve bana gülümseyerek attı kendini aşağı. Kadının bedeninin yere düşmesi ile elimden kalemin düşmesi aynı anda gerçekleşti. Ardından Usulca sınavdan çıktım. Ve aylarca kimseyle konuşmadım, tek bir kelime dahi. Hala bazen rüyalarımda, gözümü kapattığım bazı anlarda o kadının gülümseyen yüzünü görürüm..
Hala 2. Sezonu gelecek mi diye muallakta olduğumuz animedir. Güzeldi hoştu, mangası da efsane ama 2. Sezon yok. Finalden sonra sap gibi kalıyorsun. Eğer yeni sezon gelmezse hiç ederler güzelim animeyi..
(bkz: Türkler geliyor)
Ulan zerre dini hissiyatım yok ama şu 'Allahu ekber' dediği yerde birinin kafasını kesesim geliyor. Sınavlardan önce dinleyin sizde de cihat etkisi yaratsın. Tisikkirlir.
Off düşünsenize bir nü tablo ya da heykel olduğunu. Önce galeriyi 'atayiz gavurlar. Anamız bacımız var lan gavatlar' diye yakmaya gelir sonra heykeli s*kmeye kalkarlar.