marsilyalı mandola icracısı ve şarkıcısidir. ayni zamanda grubu kendi adiyla anilir.
grupca tek albumleri extatic malanconi(2009)`dir.
2012 yilinda ulas ozdemir ve bijan chemirani ile birlikte yaptiklari forabandit isimli albumleri olaganustudur ve sesindeki hirlaklik cok etkileyicidir.
bir cok mevzuda oldugu gibi, pavlova isimli tatlinin icadi konusunda da avustralya ile aralarinda surekli bir munakasa olan ulkedir. yunanistan, turkiye ve baklava misali. ancak rivayet odur ki, anna pavlovanin yeni zelandayi ziyareti sirasinda wellingtonlu bir sef tarafindan yapilan bu tatliya, kendisini onurlandirmak icin bu meshur balerinin ismi verilmistir. beyleyken beyle...
'kesinlikle diğer ilaçlardaki gibi mide bulantısı, gün içinde uyuklama, sersemlik gibi yan etkileri yok' diyen doktorumun gazıyla 'aman da ne güzel, iyileşeceğim, ben de mutlu olacağım, en azından diğerlerine tahammül edebilecek kadar normalleşeceğim' diyerekten aldığım ve akabinde içtiğim ilk gün vücuduma, özellikle de kafamın içine durup durup elektrik veriyorlarmış hissi uyandıran berbat bir antidepresan. sakın almayın derim ben.
o kadar bölümünü izledim, milletin salya sümük ağladığı yerlerde taş gibi baktım ekrana. yangın sahnesi öncesinde her ne kadar mete kişisi mimikleri falan abartıp konsantrasyonumu bozacak gibi olduysa da, şu sözleriyle benim gibi birisini bile ağlatmayı başarmıştır. "birbirimizi deliler gibi sevseydik de buluşacağımız yer ölüm değil miydi? niye sevmedin beni baba, niye sevmedin!". aynısını babama sormak istediğim sorudur.
tesadufen youtubeda dolanirken kesfettigim bir garip oglan. sen turkulerini soyle isimli yarisma programinda kesfedilmis 2008 senesinde. bu kadar guclu bir sese sahip olup da ortaliklarda gorunmemesinin bir nedeni olmali. zerrin ozerin destegi ile ilk albumunu cikarmis 2009 senesinde ama sonrasinda baska bir calismasi olmamis bu anlamda.
o hop oturup hop kalkmali artistik hareketlerine bayildim yalniz. takipcisiyim bundan boyle. ayrica, ozellikle ikinci dortluge giriste kesinlikle bir car newa etkisi soz konusu. neredeyse ayni ses tonu ve tarzi.
bablisok isimli muhtesem esere imza atmis tapilasi grup. metin-kemal kahraman kardeslerin ferfecir albumunden beri bu kadar etkileyici buyulu bir melodi duymuslugum yoktu. bir ask hali adeta yasadigim...
bazen gözlerin
bazen de rüzgarlar
öldürüyor beni...
neredeyse 20 sene evveli. ankaradayim. sevdaliyim. ama oyle boyle degil, cok fena sevdaliyim...
ve o zamanlar radyo sabahtan aksama kadar acik evde. arkadas radyoyu dinliyorum. bos kaset hazirda. surekli kayit yapiyorum cunku. bir gun yine arkadas radyoyu dinlerken, metin kemal kardeslerin yukselis koleji konserinde soyledikleri mihriban isimli turkunun yayinlanacagi anonsunu duydum. hemen kayit dugmesine bastim ve bu muhtesem yorumu kaydettim. fakat bir baska kayit islemi sirasinda yanlislikla bu turkunun basini silmis bulundum. kahrimdan olecektim... senelerce metin kemal`in bu yorumunu aradim. mailler yazdim, yazabilecegim herkese. bulamadim...
sene 2012. benim kaydini yaptigim yorumdan az biraz degisik ama ne farkeder, bir can, bir guzel insan bulmus koymus youtube`a. hic darda kalmayasin, ayagin tasa degmesin ve benzeri dilekler dokuluyor dilimden. bulayim da gozlerinden opeyim istiyorum. o kadar minnettarim...
özgür ozan isimli aktoru bile sevimli hale getirmis dizidir. samimi olarak soyluyorum, ozellikle cocuklar duymasin, arka sokaklar gibi dizilerde oynamasi sebebiyle bana inanilmaz derecede antipatik geliyordu. fakat arkadasim o nasil gercekci bir oyunculuktur. uzun zamandir bu kadar hosuma giden baska bir sahne gormemistim herhangi bir filmde. o pazarlik, o hesap makinesini masaya atar gibi koyup arkasini donmesi ne kadar da komik bir o kadar gerçek, peh peh peh peh peh peh peh
"berber" turkusu yuzunden neredeyse kaza yapmama sebep olacakti, sesine, baglamasina, mutevaziligine kurban olunasi bu sahane insan. baktim olmuyor yolun kenarina cektim, bildigin oynadim direksiyon basinda, sonra yola devam ettim.
esasinda ne soylese dinleyebilecegim ender sanatcilardan. o kadar icli okuyor ki kurusa fidanim`i, az evvel yolun kenarina cekip gobek atmis birini hungur gungur aglatabiliyor, o kadarini soyleyeyim.
sene 2003. evde yenilebilecek yalnizca 2 tane yesil biber var. eldeki son para taksim dolmusuna anca yetiyor. hedef taksim`de calisan kuzeni bulup borc para almak. o kadar aciz ki mantikli dusunemiyoruz. dolmusa binip taksime gittik sevgilimle ve kuzeni bulamadik. cep telefonu da yok kerkenezin. saatlerce sogukta bekledik, olmadi dolandik durduk ama maalesef kendisini bulamadik. bes parasiz taksimden findikzadeye saatlerce o sogukta ac ac yurumus ve o halde uyumustuk. halbuki dolmusa verecegimiz parayla makarna alip pisireydik hic degilse midemize iki lokma birsey girerdi. budur...
1 ay kullandiktan sonra ise yaramadigini soyledigim doktorum dozu iki katina cikardi ve ben ilk kez olume bu kadar yaklastigimi hissettim. dozu artirdigi gunun gecesi birdenbire uyandim. korkunc bir bas donmesi, terleme ve mide bulantisi ile banyoya dogru adim attim. banyoya girdigim anda yere yigildim ve hersey donmeye basladi etrafimda. ayaga kalkmayi birakin, omurgam yokmus gibi dogrulamiyorum, adeta bir yigin halinde kalakaldim. elimi kuvete atip kendimi cekmeyi basardim ve felaket bir sekilde kusmaya basladim. kesinlikle bunun ilacla alakasi oldugunu falan dusunmuyordum o esnada. cok zayif bir ihtimal olarak aksam uzeri yedigim yemekten dolayi bir gida zehirlenmesi oldugunu dusunuyorum ama disarda falan da yememistim isin ilginc tarafi. ertesi gun tesadufen gazetede rastladigim "seratonin zehirlenmesi" haberini okuyunca kafamda simsekler cakti adeta ve yasadigimin bu olduguna kesin kanaat getirdim cunku uyku sorunu sebebiyle bitkisel bir cay da iciyordum o siralar. fakat bunlarin karistirilmamasi gerektigini bilmiyordum acikcasi. sonunda, ilaci kullanmayi doktorumun onayini da alarak biraktim. fakat hangisi daha felaketti diye soracak olursaniz karar veremiyorum. biraktiktan sonra yasanilan yoksunluk(withdrawal) hali o kadar sancili gecti ki, hemen hergun bunu yazan doktora kufrettim. titreme krizleri mi istersiniz, gecenin bir yarisi kusmalar mi, elini kaldiracak dermani bulamamak mi, ne arasaniz vardi bu surecte. demem o ki, kullanmayin canlar. bir aylik kullanimdan sonra bu hale getiriyorsa bu zehir bir insani, uzun vadeli kullaniminda nasil etkileri olur dusunemiyorum bile.