"Seviyorum" öyle çat diye soylenebilecek bir sey olmamalı oyle olunca basitlesiyor bence insanlarin gözünde, daha kolay kuruyorlar. Yalama oluyo yani söz. Sevdigini soylemek yerine gostermek daha iyidir.
Ankara'da yoktur o zimbirtidan. Havasinda suyunda tasinda topraginda yoktur. iklimi elverissiz insani monotondur. Insanlar olmayani var eder. Aska inanmam ama varsa sehir secmezdir sanırım.
Yasamadigim ve yasamak istemedigim mevzu.'Baska biriyle mutlu' diye oturup sevinemem dürüst olmak gerekirse. Baska birinin ABV. Yasamadan vikvik edebiyat yapmayın.
En iyi ihtimalle o mutlu diye belki biraz cok azicik ucundan mutlu olabilirim ve ben onu daha fazla mutlu ederdim duygusunu kafamda yok etmeye çalışırım. Kendimi mutlu ederim. Ona sıçam...
Herkesin derdine kosarsin, ortak olursun ve sonra bir gün aklına ben diye bi kavram düşer ya işte tam da o anda. anlatamazsin kendini anlamazlar ve ertesi gün yine koşarsın dertlerine.
Ilk olarak gulumsemeyi bileceksin kardeşim. Yuzune gulumsemeyi kondurunca beyin otomatik olarak vucuda mutluluk mesajları yollar.
Ikincisi vücut alışkanlık mekanizmasina son derece adapte bir yapıdır. Mutluluğa alıştığınızda sizin bir parçanız olur ve birakamazsiniz.
Insan olarak maalesef küçük sorunları buyutmekte ustumuze yok ve bunu alışkanlık haline getirmekte. Bu konuda soyleyecek cok seyim var ama banane. Mutsuz olmak icin bahane arayani mutlu etmeye calismak kadar salakcave gereksiz bisi yok. Birak iste o oyle mutlu.
Veda sahneleri hep acı koymustur bana. Vedanin hicbir türlüsünü sevmiyorum ya. Hemen için düğüm düğüm oluyo.
En cok huzunlendigim yaprak dokumunun finalinde tren garındaki veda sahnesiydi galiba. Diziyi izlemedim ama finalini merak etmistim. Bana yaşadığım birkaç aniyi hatirlattigi icin oyleydi belki de.
Sadece kendi icimde ederken bazen komik gelebiliyor küfür. rahatlatıcı etkisi olduguna katiliyorum ama insanlarin boyle insan icinde rahat rahat kufurlu konusmasi kadar iğrenç baska bir sey yok bence, asiri rahatsiz edici geliyor bana.
Duygusuz olma şeysi her insanın yaşantısında uğradığı duraklardan birisidir, her duygu gereksiz saçma ve tutarsız gelir. Tıpkı otururken birden anlamsızlığa düşmek gibidir, çoğunlukla anlıktır. Hiçkimse tamamen duygusuz olamaz veya kalamaz. Duygusuz olmak sanıldığı gibi iyi bir şey kesinlikle değildir. Düşüncesizlikle karıştırılmamalıdır. Hem duygusuz hem düşüncesizsen senden mutlusu olmaz. Zaten çevrendekiler senden ötürü mutlu olmaz, ama sen fark etmezsin bile(dank edene kadar). Bu duruma da iyi diyen arkadaşlar ne yaşamış merak ettim, ulan ağlayabiliyorsan ağlayabildiğine gülmelisin.
"Ben gitmedim, gidemedim, kalamadım da ama. Evim nerede bilemedim, çünkü aklımın bir köşesinde hep sen vardın. Seninle bu olmamışlık, bu küslük... Dur, konu bu değildi..."
Velhasilikelam gitmek zordur kalmak da zordur ama en zoru ikisini de yapamamaktir.
Abi atarlı giderli mesajların altında artan beklentinin karşılıksız kaldığını bariz bir şekilde görmek son derece mümkün. insanlar birbirlerine neden bu kadar çok kendi pencerelerinden bakma beklentisiyle yaklaşıyor ki? Sen ağlaya zırlaya onca şey yazıyorsun çiziyorsun yaşıyorsun ama karşındakinin zerre umurunda değil o hayatını yaşıyor, lan kimseye mi hissettirmedin öyle bilmiyon mu o duyguyu. Neyse bunun farkına vardığında daha çok şey yazıyorsun ama karşındaki önemsemiyor iplemiyor işte nedir bu kendine eziyet arkadaş. Yazık değil mi ömrüne vaktine gönlüne. Üstelik kimse kafanda yarattığın kadar da mükemmel değil. Aksine kafanda yarattığın ile son derece aykırı insanlara karşı oluşuyor bu dangalak çekim gücü, lütfen kapılmayalım.
Neyse gelgelelim insanoğlu boktan bir varlık. 20 yaşındaysan 50 yılın kalmış en iyisinden. 50 yaz göreceksin sadece artık bi idrak et şunu o da iyi ihtimalle. Mırlayacağına yat uyu gez toz eğlen party hard, bitch better have my money...
iki sigara arasında bırakıp sonra yapamıycam diyerek ikisi arasında içilirse ve bu böyle devam ederse, limit x giderken...(matematik bitti) yani gebereceksiniz, yapmayın öyle şeyler.
Şimdi max olan tahammülün günbegün azalmaya başlayacak. Tahammülsüzlüğünü karşılayacak sevgin kalmadığında alttan alma işi iki kişiden birine düşecek. Kimse almazsa yol verin, hayat kısa. Tahammülsüzlük de alışmaya gelmez. Alışmak betermiş sevmekten falan felon.
Bağımlı insandır. Kendine yetemez. Her sorunda kendini suçlamaya meyillidir. Gururuna yenik düşer. Taviz verir. Alışkanlık haline gelmemesi gerekenleri alışkanlık haline getirir. Sorun haline getirilmemesi gerekenleri sorun haline getirir.
Sevgi olmadan bi bok olmaz ona inanırım ama sevgili olmadan olabilen şeyler var.
Ben bir aralar aglamak iyi bok yemektir diye acıklı filmlerin acıklı sahnelerini izler yataga yatip ağlardim uyutuyo bence de. En sonu cagan irmak filmleriydi (babam ve oğlum, tamam mıyız) tamam mıyız ağzıma s*cmisti sabah mal gibi uyanmistim sis gozler ve bas agrisi.
Birincisi yalnizligi seviyorum kisvesi altinda imkansiz bir sevgim var. Nefret ediyorum ama cok seviyorum. Herkes beni böyle yalniz ve mutlu saniyor ama ben bok gibiyim. Kimseyle de paylasmiyorum sevdigimi icim bok cukuru oldu kendisine de salaklik yapip gizli mail attim Allah da benim belami versin. Ikincisi evrendeki kucucuklugumden mutevellit her sey amacsiz ve gereksiz geliyor bu yuzden surekli uykum var ve surekli sinirliyim. Hayati kendime zindan ediyorum. Bir digeri yalniz kalmak icin cevremdekilere yalan soylemek zorunda kaliyorum kimseyi kirmamak icin hayir diyemiyorum. Sürekli kendimi bilerek ve isteyerek yalniz birakiyorum. Bir digeri bana yapilan her yanlışı not aldigim bir defterim var kin tutmuyorum ama unutmuyorum da hehe. Bugünlük bu kadar.