kangrene dönebilir. bu yüzden aspirasyıon gereklidir. iki yandan delip hortumla dışarı kan akıtırlar. sıka sıka, eze eze. işe yaramazsa içeriye bir ilaç enjekte ederler. bu sefer hem yanar hem limon gibi sıkmaya devam ederler. taşla eziliyormuş gibi olur. bir erkeğin çekebileceği en büyük fiziksel acılar içerisinde ilk sıradadır.
bazı antidepresanların yan etkileri arasındadır. çok nadir görülen yat etkiler arasında olduğu için doktorlar fazla iplemez. örneğin, risperdal. ancak, başınıza geldiğinde vaka olursunuz ve doktor not düşüp bir yerlere yazar "malzeme adlı hastada bu yan etki görülmüştür" diye.
aspirasyondan sonra kaybettiğiniz kandan dolayı başınız döner. dizlerinizden kasığınıza kadar mosmor ve hissiz bir şekilde haftalarca gezersiniz. içinizi "ulan, ya bir daha kalkmazsa" korkusu sarar. artık ümidi kesmişken bir sabah, sabah ereksiyonuyla uyanınca dünyalar sizin olur. şükredersiniz ve bir daha o risperdal denen illeti evinize bile sokmazsınız.
insan beyni asla yenmemelidir. çünkü "kuru" adlı bir hastalığa neden olur. bu hastalık kişiyi hem zihinsel hem de fiziksel olarak etkiler ve sonrasında ölüme götürür.
mantıklı bir seçenektir. her gün bir sürü insan ölüyor ve inançlara göre ya gömülüyor ya da yakılıyor. tamamen et ve kaynak israfı. ölen insanları yersek açlığa çözüm bulabiliriz.
bir zamanlar bendim. kuğu gibi süzülürdüm, bale yapışımı gören büyülenirdi. ama babam bir gün beni o beyaz taytların içinde yakaladı. hemen gidip boks kursuna yazdırdı. narin bir kuğuyu, hırçın bir boğaya çevirdi.
ortalama bir türk babasıysa izin vermez. top mu olucan lan başımıza der. şimdiye dünyaca ünlü bir balet olabilirdim, ama bu dar bakış açısı yüzünden olamadım.
çok ilginç bir hadisedir. siz balkonda çay içerken birden üst kattan aşağı çıplak bir adam düşer. komşunuz değildir. çünkü onun sesi yukarıdan gelmektedir. karısına "evde biri mi vardı?" diye sormaktadır. çıplak adam sizden özür diler. siz de garibana kendi kıyafetlerinizden verirsiniz ve yolcu edersiniz. ama olayı hala çözemezsiniz.