Önceden ‘soğuk kahve’ olmasından mütevellit kimsenin bir eleştirisi yoktu. Çünkü soğuk kahve başlı başına avalı bir şeydi. Böyle elimize alıp sokakta içerek dolaştığımızda bir şekle falan girerdik yani. O durumdayken kaliteyi falan sorgulamak ne haddimize. Şimdi o soğuk kahve herkes tarafından kanıksanınca, e bir de cidden güzel alternatifler türeyince ‘ulan biz yıllarca ne içtik’ sendromu oluştu.
Hatta geçen youtube’da karşıma bununla alakalı videosu düştü. Çocuk 3’ü 1 arada alıp soğuk suyu basıyor, biraz da buz atıyor. Diğer eline de XpressOriginali alıyor, karşılaştırıyor falan. 75 kuruşa xpress ürettim geyiği yapıyordu.
Video hit almaya başlayınca marka şikayetle kaldırttı sanırım, keza videoya ulaşamadım şimdi.Formülleri ifşa olunca telaş mı yaptılar nedir.
karamanlis'in anıtkabiri ziyaret etmesini eleştiren ve ona bu nedenle "hain" diye başlık atan yunan gazetelerini kaale alan demokratik korku cumhuriyetinin yılmaz bekçilerini bir bir afişe eden başlıktır.olum korkmayın lan sönmez bu şafak! ayrıca "muhtaç olduğunuz kudret damarlarınızdaki asil kandadır" başka yerde de aramayın,hadi bakim...
Nazım Hikmet'in 1956'da yazdığı,emperyalizme karşı savaşan arap gerillalarına adadığı şiiridir.
Bu zırhları bu orduları tanırım
Benim de sularıma girdiler
Benim de toprağıma asker çıkardılar geceleyin
Kanıma susamıştılar
Çalmak istiyorlardı gözlerimin nurunu
Hünerini ellerimin
Döktük denize onları
1922'ydi yıllardan
Mısırlı kardeşim
Şarkılarımız kardeştir
isimlerimiz kardeş
Yoksulluğumuz kardeştir
Yorgunluğumuz kardeş
Şehirlerimde güzel ulu canlı ne varsa
insan cadde çınar
Savaşında senin yanındalar
Köylerimde Kelam-ı Kadim okunuyor
Senin dilinle
Senin zaferin için
Mısırlı kardeşim
Biliyorum biliyorum
istiklal otobüs değil ki
Birini kaçırdın mı öbürüne binesin
istiklal sevgilimiz gibidir
Aldattın mı bir kere
Zor döner bir daha
sözlükte sıkça rastladığımdır,cahiliye döneminin en verimli safhasında olandır.
bu tip şahıslar herşeyden önce beni tribe sokar;onca kasarsın,başlığa yeni boyutlar getirmeye çalışıp,ona farklı açılardan sinsice yaklaşırsın amma velakin bu herif ne yapar?önce kısa cevapları okur,sonra uzun entrynin de ilk cümlelerini okur ve başlık hakkında ahkam keser.ayıptır,günahtır be kardeşim emek bu ya,bu kadar kolay harcanmaz ki!
edit:hıyarzan:hıyarın insan vücudunda vuku bulmuş hali.
düşünülemeyen bu bayramı yaşamaktan dolayı her daim kendimle gurur duyduğumu belirtiyor, size coca colası olmayan bir bayramımı ya da bu gururu yaşamakta ne kadar zorlandığımı an itibariyle anlatmaya ıkınıyorum:
günlerden bir bayram sabahı aile zoruyla* uykudan kalkıp namaza gidip, allah rızası için caminin dışındaki halının üzerinde kıç donması eşliğinde bayram namazını ifa ediyorum,namaz bitiyor.ilk bayramlaşmamı mahalli eşraftan ''hazreti metin'' diye hitap ettiğimiz saygıdeğer abimizle gerçekleştiriyorum,biraz uykusuz ve tribalim.ayaz nedeniyle marketin önünden speedy gonzales edasıyla geçerken hemen duraksıyorum;bir eksiklik hissediyorum,düşünülemez bir şey bu,anlatamıyorum da.izlediğim amerikan filmleri nedeniyle yozlaşmış bir şekilde ''no comment'' diyor ve oradan koşarak uzaklaşıyorum...
kahvaltımı yapıyorum,annemi babamı bayramlayıp yüksek miktarda bahşişi alıyor ve kıçımı devirip yatıyorum...öğlenleyin kalkıyorum,''üzerimde bir eksiklik var hala,ne acaba ?'' sorusuyla banyoya yüzümü yıkamaya doğru emin adımlar eşliğinde ilerlerken -pırşş- efektiyle ayıyorum,tam ağzımdan ''işte budur'' nidası yükseliverecekken kardeşim çıkıyor karşıma,daha sonra bir koku,osurmuş şerefsiz..yüzümü yıkıyıp kendime geldikten sonra koşarak annemin yaptığı kompostoyu dikiyorum kafaya ne güzel de oluyor ılık ılık...
..sonra akraba ziyaretleriyle geçen bayrama iyi bir final yakışır diyerekten taksime kaçıyorum,bu bayramda coca cola içmemenin gururuyla akdeniz'de biramı yudumlarken buluyorum kendimi..sonra içerden içerden haykırdığım ''kahrolsun emperyalizm'' sloganıyla ve gençturkcell yardımıyla arkadaşla bana mc donalds'dan iki etli turca alıyorum,coca colasız,ice tea içiyorum ben..
işte geldik gidiyoruz şarkısından bir vecizedir. geçmişinde cumhuriyeti kuran büyük ulusa sahip, hümanizmle yoğrulmuş bir milliyetçilik anlayışı olan,''ben-sen-o'' yerine ''biz'' demeyi tercih eden bir toplumun gençlerinin süregeldiği ahvali sergileyen söz de olabilirdir kanımca. hele ki sözlükteki bu güruhun çoğunluğunu görünce üzülmüş bir zat olarak aklıma gelmiş, beyinlerine faşizm zerk edilmiş muhteremlere hitaben giydirilesi söz öbeğidir ayrıca.
-yahudiymiş lan atatürk!
+kim dedi lan?
-bir kısım yazarlar hem de yabancı(!)
+hımm..
ben buna bir dikkat çekme çabası mı desem? karalama kampanyası mı desem? çamur at izi kalsın mı desem? mahmut mu desem bilemedim? hatta celallendim ve atatürk'ten alıntılar olan uzunca bir yazı yazdım, yazı bitti nedense içimden ''siktir et,prim verme bunlara'' diyip siliverdim, şimdi şu yazının bile gereksiz olduğunu düşünüyorum..
tüm islam alemi olarak*sevdiğimiz havadır ulan, unuttuklarımızı bir ay içinde hatırlatandır, kendimizden çok başkasını düşündürendir. kimi zaman iftara yaklaşırken ocakta ısınan ve koklamamak için zor tuttuğum annemin tarhanasının kokusudur, keşkektir,mısır ekmeğidir belki, almak için binbir zahmete katlanılan fırıncı amcanın ellerini yakan gazete kağıdına sarıp evimize götürdüğümüz yanık pidedir, hurmadır orucumuzu açtığımız ve hep duyduğumuz, iplemediğimiz ezanın güzelliğinin farkına varışımızdır o hava, sizi bilmem ama benim için bunların hepsi geçerli. şimdi bunların bir kısmını soluyabiliyorum, olsun o da yetiyor onbir ay boyunca içtiğim birayla, sigaranın pisliğine, temizliyiveriyor içimi ta ki bitene kadar ve bayram oluyor, eğleniliyor,sil baştan yaşanıyor herşey..