günümüzde medya artık sosyalleşti. ve yazmak neredeyse birçok insan için rutin bir hale geldi.
ülkemizde de spora gönül veren, izleyen, takip eden birçok insan var. bende o insanlardan biri olarak hep internet ve sosyal medyadan takip ediyorum.
günümüzde artık haber siteleri de sosyalleşmeye başladı ve sosyal içeriklerle birlikte haber sunuyorlar fakat spor ile ilgili sanki bir eksiklik var.
çok güzel spor siteleri veya bloglar mevcut. ama biz kafamızda olan planı hayata geçirmek istedik. ismi de ucbesiki oldu.
en başta da dediğim gibi spora ve yazmaya bu kadar gönüllü insan varken eminim bir internet sitesinde fikirlerini, haberlerini düşündüklerini yazmak ve paylaşmak isteyen insanlarda vardır.
sizin de böyle bir isteğiniz varsa benimle iletişime geçin lütfen çünkü çok güzel bir kadro kurmak istiyoruz ve bu kadronun bu işi severek ve aşkla yapan kişilerden oluşmasını istiyoruz.
yani şu an editör alımı yapıyoruz. sporun her dalında ilgisi olan ve yazmak isteyen arkadaşlar... durmayın yeşillendirin.
tanım: yakında yayın hayatına başlayacak yeni sosyal içerikli spor haber sitesi.
sezonun ikinci yarısında inönü stadında kanatlanacak yeni kartal. bildiğiniz kartal! benfica da olduğu gibi maç başlamadan önce seyircileri coşturacak.
bir zamanlar birbirlerine kin kusan, isimlerini duyunca kendi saç ve başlarını yolan 2 takım taraftarını (fenerbahçe ve galatasaray)ortalama son bir kaç aydır birleştiren ve beşiktaş a karşı tek cephede buluşturmayı başarması sonucunda bence sonuna kadar hak etmektedir beşiktaş bu ödülü. yok arkadaş sen nereden çıkardın bu sonucu diyorsanız kendi yazdıklarını bir okuyun. hem de tarihlere bakarak.
büyük bir ihtimal ile futbolu bıraktıktan sonra çıkaracağı kitap. kitap da günah çıkarma ihtimali de bir o kadar yüksektir. büyük bir ihtimal ile tam olarak türk olduğunu o kitap da söyleyecek ve zamanında alma milli takımını seçme sebeplerini de söyleyecektir. gerçi biz biliyoruz ama.
işte o benim. öyle olduğumu da yavaş yavaş öğrenketeyim. neden mi? galatasaray uefa kupasını aldığı zaman hıçkıra hıçkıra ağladığım için. yurt dışında okurken fenerbahçe sevilla maçında bir sandalye ve bir masa kırdığım için. işte ben buyum. ama bana zaman gösterdi ki ben cidden salak bir insanım.
not: bu davranışlarımdan, bu tuttuğum ve tutmanın kimseye nasip olmayacağı takımdan guru duyuyorum.
bir çok zihniyete göre mesut özil almandır. o zaman maçta mesut u ıslıklayanlar da almandır. onlar bile ıslıklıyor ise bize ne laf düşer "türk" olarak.
mesut özil'in pederi tarafından gazetelere söylenen cümle. hadi tamam mesut orada büyüdü falan filan pilavı. sana ne oluyor be adam. sen ne çabuk alaman oldun. o nasıl bir cümledir be arkadaş. yazıklar olsun sana. oğlunu savunmak ve onun arkasında olmak mükemmel bir babalık örneğidir. ama bu tavır ve bu cümleler ile tartışılır. demek ki neymiş bir ülkenin vatandaşı gibi hissetmek için orada doğup büyükmek de gerekmiyormuş!
tam olarak anlamadığım zihniyettir. aurelio milli takımımızda oynuyor diye nasıl türk olmuyorsa, özil de almanya milli takımında oynuyor diye alman olmuyor. yok orada büyümüş oranın kültürü yok oranın eğitimi. adam gol kaçırınca türkçe küfür ediyor be adam! nerede büyürse büyüsün adam türk. herkes büyüdüğü yere göre yetiştiği ve aldığı kültüre göre bir kimlik alıyorsa zaten bizim gibi göçebe bir millet olarak sıçmış durumdayız.
eskiden şampiyonlar ligi maçlarında 1 saat önceden yayın başlar, maç nerede olursa olsun saha içinden konuklarla canlı yayın yapılır ve maç öncesi görüntüler gösterilirdi. bizde maçın havasına çok daha kolay ve çok daha önceden girerdik. şimdi utanmasalar düdükle birlikte yayına başlayacaklar ki yapmadıkları bir şey de değil.
son bir kaç senedir çok moda olan bir durumdur. özellikle kızlarımız arasında çok yaygın bir durumdur. sevgili olmayan ve yeni ayrılan kızlarımızın adeti haline gelmiştir. daha erkek versiyonuna rastlamadığım bir durumdur.
reklamları yavaş yavaş dönmeye başlayan ama kampanyanın içeriğini ve markasını bilmediğimiz, tabi ki bir yerden mutlaka geçireceklerini tahmin ettiğim kampanya.
üniversiteden mezun olana kadar ki tüm harcamalarını ve giderlerini (doğduğu andan itibaren) kabaca bir hesapladıktan sonra ortalama bir çocuğun masrafı 250 300 milyar civarıdır. tabi ki kişiden kişiye göre değişen bir durumdur. kiminde bu rakan çift hatta tek hanelere inerken bazılarında ise 1 milyon tl kadar çıkıyor.
şu an itibari ile yaşadığım duygudur. fenerbahçe alehinde yazdığım entrylerim ve sadece durumu belirten enrtylerim (bkz: #9435041) karşısında aldığım eksilerin bana mutluluk vermesi.
bütün sokaklara bir sessizlik çöker. evlerine son anda yetişmeye çalışan insanlar ve orucu açan esnafın dışında pek fazla insan olmaz. bir çok evin ışığı yanık olur ve bunlarda genelde mutfak ışıkları olurlar.
robinho beşiktaşa geldikten sonra guti tranferi ile bok atma sınırlarını aşan arkadaşların robinho geldikten sonra ne bok atacaklarını gerçekten çok merak eyliyorum arkadaş.
son zamanlarda gözlemlediğim kadarıyla ki çok sıkı izlerim o kanalları... benim için bir haberi dinlerken en önemli olan içine yorum katılmamasıdır. bırakın onuda ben katıyım içine. bizim yerimize de her şeyi yapmayın canım. bizi bu kadar düşünmeyin!
(bkz: ntvspor)
(bkz: ntv)
not: tabi ki daha çok var ama en çok izlediğim kanallar bunlar olduğu için çok rahat bir şekilde yazdım.