Birinde paranın, diğerinde bir totaliter rejimin ve bunu sürdüren diktatörün kölesi olursun. Bolşevik devrimi ile denenen komünizm, işçi devrimini nitelerken, Lenin'in köylülerle bu devrimi yapması aslında başlamadan teklemeleri beraberinde getirmiştir. Lenin çarlığı devirmemiş; çarlığı deviren ve aralarında anlaşmazlığa düşen bir grubu devirip yerine geçmiş ve bunu komünizmin öngördüğü gibi işçi ile değil, köylüler ile yapmıştır. Zira O dönem işçi sayısı yok edecek azdır. Gelgelelim Lenin'de kendisinden sonra gelen stalin'de komün yaşamı halka benimsetmek adına kitleleri ölüme sürüklemiş, sayısı 5 milyonu bulan kendi insanlarını, bilakis devrime emektar köylüleri açlıktan öldürmüştür. Komünizm içinde totaliter, aileye ve bireye kadar varan ideolojik kabullendirme ile diktatöryel yönetimlere ev sahipliği yapmış ve bu sayede kan ve gözyaşının temsilcisi olmuşken, kapitalizm bunu liberal ekonomi teorisinde de bazen bahsi geçen görünmez el ile yapmıştır. En az komünizm kadar kan ve gözyaşı barındıran kapitalizm bunu hınç uyandırmadan yapmış, topluma yavaş yavaş empoze etmiş, kanına karışmasını beklemiştir. Bu yüzden ilk önce komünizmin galip geldiğinin sanılması bundandır. Kapitalizm, komünizm gibi kafana vurarak kendisini kabul ettirmez, seni kendisine mecbur bırakır ve sen bu mecburiyetten pişmanlık duymaz, aksine yanlış bir şey yaptığını düşünemezsin. Gelgelelim ikisi de bir şeytandır ve medyanın gelişmesi kapitalizmin ekmeğine yağ sürmüş, bunun yanı sıra komünizmin akıttığı kan onu beslemiş ve bu beslenen kapitalizm zamanla komünizmi, ardından tüm dünyayı yemiştir.
Cüneyt arkın orduyu ziyaret eder, askerlerle oturur sohbet eder; kadir inanır HDP'yi ziyaret eder, Demirtaş'a hayrandır. Cüneyt arkın adamdır, Kadir inanır adamın son iki harfidir.
Pkkya ve hdpye karşı olması gereken MHPnin, pkk ve Hdpyi meşrulaştırmaya çalışan, Demirtaşa saz çaldıran ahmet hakanın hürriyeti dururken, Kandilde el pençe divan durarak fotoğraf çektiren şirin Payzın varken, Gülten kışanakla gizli buluşmalar yapan ekrem dumanlının zaman'a dururken gidip sabah ve atv'ye saldırmak neye hizmettir. 17 yıldır ülkücüleri sokağa çıkarmayan Bahçeli, Fethullah Gülen emri ile sokağa çıkma izni vermiş ve Fethullahçıların karşıtı olan haber ajanslarına saldırmıştır. Ülkücülerin bunun farkında olması gerekiyor. Tüm ülkücülerin sabah ve atv'ye saldırıyı savunduğunu düşünmüyorum. Sokak çok kalabalık. Aralara karışan şerefsizler yine görevde. Ülkücülerin buna dikkat etmesi gerekir.
Pkk'ya tek laf edemeyip, her fırsatta şehit kanı ile siyasi malzeme elde edip hükümetin bile değil; Erdoğanın üzerine yürümeyi kar bilir. Milli muhalefet değildir. Bu zor günlerde gel kardeşim otur masaya beraber bitirelim şu terörü diyeceği yerde Pkkyı lanetlemeyen, şehit haberleri geldikçe Erdoğan çöküşe yaklaşacak diyen, genel başkan yardımcısının bile Hdpye oy verdiği garip bir parti. Bir puan oy için çarşaflıya rozette takmış, yıllarca zulmettiği Kürtlerin kucağına oturmuştur.
ilim Çin'de de olsa alınız islam peygamberinin sözüdür. Dünyanın düz olduğunu iddia eden ve aforozları ile meşhur hristiyanlıkla karıştırılan durumdur.
Said Nursi'yi anlayabilmiş kürttür. Irkçılık yapıp iki halkı ayrıştırmayın. Sorun pkk'dır Kürtler değildir. Mahmut Yıldırım da bir kürttür fakat Pkkyı bitirmek için ne görevler almıştır. Vatanını seven, oyunun farkında olan Kürtlerin sayısı fazladır. 15 milyon kürtten 6 milyonu sadece pkk sempatizanıdır. Kürtler ile Türkleri ayrıştırmak projedir. Alet olmayın artık. Pkk sempatizanı bir çok türkte vardır. Başta Figen yüksekdağ'dır. Sorun türk kürt değil pkk ideolojisi komünizmdir. Said Nursi de bunun bilincindedir.
1991 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinden mezun oldu. 1991 yılında kaymakam adayı olarak göreve başladı. 1992 yılında Konya Valiliği kaymakam adayı olarak mülki idare amirliğine başladı. 1995 yılında Durağan kaymakamlığına atandı. Sırasıyla Durağan, Yedisu, Cumayeri, Kâhta kaymakamlıkları, Yozgat Vali Yardımcılığı, Söğüt kaymakamlığı görevlerinde bulundu. 2009-2014 yılları arasında içişleri Bakanlığı Eğitim Dairesi Başkanlığı görevini yürüttü. 23 Mayıs 2014 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan valiler kararnamesi ile Hakkari valisi olmuştur. HDP hakkari milletvekillerini Hakkari'ye sokmamış, bu durum Demirtaş'ı çok rahatsız etmiş ve viyana'da yine sahiplerinin yanına rapor vermeye gittiğinde: hakkari valisi Hdp milletvekillerini şehre almıyor. Kürtler özerklik ilan etmesinde ne yapsın diye dile getirmiştir. Sol görüşlü, sırf Erdoğan düşmanlığından yararlanıp türklerin bazı kesimlerinden oy alabilmek için biz Türkiye partisi olacağız diyen Demirtaş, Kürtler özerklik istemekte haklı diyerek Türkiye partisi değil, Kürtlerin bir bölümünün, Pkk'nın uzantısı bir parti olduğunu tekrar göstermiştir.
Kısa ve kabaca: Faşizm yaşasın devlet, toplum devlet için var derken; nasyonel sosyalistler ari ırkı yüceltir ve sadece onun yaşam hakkını savunur bir nevi.
Harpte hile caizdir. Kaldı ki eşit bir kavga olmaz zaten. Kavga ettiğin kişi sikletin değilse her yol mubahtır, zaten eşit ve adalet içinde bir kavga değildir, zira rakibin sikletin değildir. Sonuç olarak yapılabilir. Sonuç başarı ise her yol mubahtır.
(bkz: makyavelizm)
Babasının davasını unutma olayı söz konusu değildir. Aksine babasının davası gereği davranış göstermiştir. Alparslan Türkeş önce devlet sonra parti anlayışına sahip bir siyasetçi idi. Oğlu da aldığı bu terbiye gereği mhp'den ihraç edileceğini, milletvekili olamayacağı bile bile kabul etti. Devleti için yapmıyor olsa iki aylık bakanlık için milletvekilliğinden vazgeçmezdi.
Saddam gaza boğarken özgürlük eşitlik demiyordunuz? Suriye de ırakta katledilirken size sahip çıkıp sınırdan geçmenize izin veren yine Türkiye olmuştu değil mi? Saddam ve Esada köpeklik yapar, ekmeğini yediğiniz devlete hainlik yapa yapa bu devlete saddam ve Esad gibi olmadıkça durmayacağınızı siz gösterdiniz. Sabırla ve şefkatle muamele eden devleti siz faşist ilan ettiniz. Buyrun size faşist devlet... Dahası yapılmalı, gerilla savaşını bitirecek tek yol kontrgerilla ve faşist mudahaledir. Devlete sonunda bu yolu bıraktınız. Serseri, babaya sürekli karşı gelen evladın evden kovulma vakti gelmiştir.
Bir kaç tane oralı, orda yaşayan kız arkadaşım oldu. Milli olmama ve bu alanda kendimi biraz olsun geliştirmeme katkıları büyüktür. Çok uğraştırmazlar. Mekanda tanışıp iki bira içtikten sonra verirler. Genellemeler yanlışlık içerir fakat tesadüflere de inanmam. Hep mi izmir, hep mi Bornova olur...
Edit: izmirli kız kardeşi olan yazarlar eksiyi bastı. Ama böyle olduğunu siz de biliyorsunuz be kardeşim. Üzülmeyin, moderniz biz diyerek teselli bulun.
Militanlar kullanamazdı, muhtemelen alman, israil, iran veya abd askeri kullanırdı. Devlete faşist diyen bu artıklar topluluğu, kadın, sivil, çocuk ayrımı yapmadan bombalama yapardı. Tsk gibi aman siviller demezdi, sırf köye kaçtı diye terörist öldürmekten vazgeçmezdi. Böyle hak verilmeye devam edildiği sürece savaş uçağına gerek kalmayacak, emniyet ve tsk ellerinde olacak. O zaman bu pkk sempatizanlarını göreceğiz! Darwinst ve Marksist ideoloji ile beslenen, stalin hayranı bu örgüt, hayvan sürüleri olarak gördüğü insanlara o zaman hep beraber göreceğiz neler yapar! Stalin kendi halkını açlığa terkedip, 5 milyon insanı katletmişti. Bunlar neler yapar hak verdikçe görmeye yaklaşıyoruz... Er ya da geç anlaşılır ki, gerilla savaşını kazanmanın tek yolu faşizmdir! Faşizmi yaşatmayan, devir değiştiğinde darwinzmi yaşayacaktır!
Edit: başlığı açan dingildek gerilla savaşında, gerilla grubun dağlık bölgelerde yaşadığını, bu yüzden tankı, uçağının olmayacağını, bu savaşın asıl amacının zaten vurup dağda gizlenmek olduğunu bilmez. Haliyle uçağı olursa vurur düşünürsün, tankı olursa vurur patlatırsın. Keşke tankı, uçağı olsalarda kara savaşı yapılsa. 10 bin kişilik grubu 1,5 - 2 saatte yok edersin. Bu pkk bunca yıldır varsa tankı, uçağı olmadığı için var dingildek demek gerekir.
Tüm servetini devlete bağışlamışmış. Yok bir de götürseydi. Yaşadığında yedi, giderken bari götürmesin değil mi? Hanedanı tüm devlet kendilerinin diyerek eleştiren adam, tüm devleti elinde, hazinesinde ölmüştür. Osmanlıya tek adam yönetimi diyerek eleştiren adam, ölene de tek parti diktatörlüğünü sürdürmüştür. Osmanlı hanedanı haremden çıkmıyor diyen adam, rakısını yudumlarken 15 yaşında ki kızlarla birlikte olmuştur. insan nefret ettiğini idöl alırmış. Ama devlete bıraktı sonuçta.