Evet pek sevgili sözlük kullanıcısı, senden bahsediyorum. Başlığı okuyunca hemen gözlerini belertip ne alakasi var ben buldum işte deme. Kendini kandiriyorsun bulmadin, bulamadin. Bulduğunu sandığın aslinda en başta aradigina hiç benzemiyor. Kendini kandiriyorsun. Senin yaptığın bulduğunu aradigin şey yapmak sadece. Önce bulup sonra, tam da bunu ariyordum demek.
Başlığı okuyunca evet öyle valla öyle biri yok gercekten diyenler, sizin için (aslinda bizim için caktirma) ne soylesem az. Insanlar sizi haketmiyor. Bu dünya için fazla temizsiniz. Şaka lan şaka ipsiz sapsiz insanlarsiniz hepiniz kalabalık yapmayin sözlükte.
evet dünya kupasıyla birlikte futbol yine hayatımızın esas gündem maddelerinden biri olmaya başladı.
öncelikle belirtmem lazım ki bu entry'i yazma fikri şunu okuduktan sonra hasıl oldu https://eksisozluk.com/fi...-degerlendirmeli--4449322 . içerik olarak alakaları yok sadece konsept olarak aynı tür olmaları nedeniyle ilham verdi.
bu girişi okuyup buraya kadar geldiyseniz gelelim g.ötümden uydurduğum sisteme:
şimdi öncelikle mevcut durumu belirtelim. normalde ne oluyor kazanan üç, beraberlik bir, kaybeden sıfır puan oluyor. bu açıdan önereceğim sistemle maçın her dakikası heyecanlı olacak hiç bir takım ümidini kesmeyecek puan eşitliği veya averaj eşitliği gibi saçmalıklar ortadan kalkacak. şimdi örnekler üzerinden anlatırsam. şimdi iki takımda maça beraberlik olduğu üzere başlıyorlar değil mi? bu beraberlik bozulana kadar örneğin 20. dk'da bozuldu diyelim golü yiyen taraf 20*1 den 20 puanı hanesine yazdırmış olsun. diğer golü atan tarafta 20*1 den 20 puan aldı. ve 60'a kadar bu sürsün 60'ta yenik olan taraf gol atsın 1-1 olsun. 20-60 dk'ları arası önde olan taraf 40*3(40 dk olduğu için 40 ve önde olduğu için 3, galibiyet puanı)'ten 120 puan alsın. diğer tarafta 40*0 dan 0 puan almış olsun. totalde altmışa kadar önde ki takım 120+20 den 140 yenik takımda 20 puan aldı. 60'tan 90'a kadar da beraberlik olsun 30*1 den ikisine de 30 puan daha ekle. maç sonunda gerideki takım toplamda 20+0+30 dan 50, önde götürüp berabere kalan takım 20+120+30 dan 170 puan aldı.
sonuç olarak ne kadar süre önde olursan o kadar çok puan alacağın ve her dk'nın önemi olan bir sistem.
geçen memurlar. net adlı internet sitesinden tanıştığım biriyle ankara da buluştuk. kendisi ankara ya gelmek bende istanbul' a gitmek istiyordum. tamam dedik yüksel' de buluştuk. orada da arkadaşlar nümayiş düzenlemişler bir şeyleri protesto ediyorlardı. buluştuğumuz arkadaş türkiye' de protesto kültürünün çok olmamasını bu yüzden bu türden insanları çok takdir ettiğini belirterek sitayişlerini bildirdi. daha sonra işte çeşitli sebeplerle becayiş gerçekleşmedi, öylece kaldı*.
türkçesi yazdım ne yazdımsa. ing. what i have written, i have written. yahudiler isa' nın yahudilerin de kralı olduğunu yazan yazının çarmıhtan silinmesini isterler papazdan. o da bu cevabı verir.
eskiden küçümsenirdi, fakirlik emarelerinden sayılırdı, sınıf atlamak için kurtulman gerekirdi. şimdi ise sporun her türlüsünden para kırma çabasındaki babalar sayesinde her maç öncesi fıldır fıldır link arama süreçlerinde uzakta bir yerlerde hep özlemi duyulan çocukluğumuzun tv si olarak hatırlanmaktadır.
namaz esnasında çalan cep telefonlarından bıkan imamın bu duruma kesin çözüm bulmak amacıyla sinyal kesici jammer cihazı almasıdır. parasını da cuma çıkışı cemaatten toplayacaktır mutlaka.
öncelikle şunu söyleyeyim ben başlıkta geçen önermeye karşıyım. sadece durum tespiti açısından seçim sonuçlarının az çok belli olmasından sonra çoğu köşe yazarının televizyoncunun sürekli olarak "%50 akp' ye oy verdi ama burada ona oy vermeyen bir %50 vardır ve bu %50' nin duyguları, düşünceleri, yaptıkları seçimler daha önemlidir daha değerlidir ve asıl dikkat kesilmemiz gereken bu kesimdir" minvalindeki sözleridir. durum böyle olunca sanki akp bünyesinde toplanmış bu kesim ne yaparsa yapsın önemli olan ötekilerdir, ötekilerin kaygıları giderilmelidir, ötekilere güven verilmelidir, ötekilerin yaşadığı şehirlere daha çok hizmet götürülmelidir şeklinde uzayan düşüncelerdir. umarım bir gün diğer %50' yi de hatırlarlar.
george kennan tarafından yazılmış bulunan rusya' yı sınırları içerisinde tutmanın gerekliliğini anlatan yazı. bu yazı aynı zamanda foreign affairs adlı dergide de yayınlanmış olup amerika yönetimine de telgrafla yollanmıştır. aşırı bir rusya düşmanlığı barındırması ve bunun üzerine amerika ve rusya arasındaki soğuk savaşın şiddetinin her geçen sene artmasından dolayı sonraki yıllarda george kennan' ı yazdığına pişman etmiştir.
kanald' nin resmi ideolojisinin bir tezahürü olarak halktan bahsederken yurttaş kelimesini kullanmasıdır. bunu bir zamanlar ahmet necdet sezer de yapardı. (bkz: ulus)
ekonomisinde yaşanan gelişmelere paralel olarak suç oranlarında da hızlı bir artış yaşayan çin' deki robot resim çizen kolluk personelinin herkesin birbirine benzemesinden dolayı zanlıların robot resmini çizerken zorlanmasıdır. mağdur hele bir de zanlıyı tarif ederken "gözleri biraz çekik çekikti." derse iş artık içinden çıkılmaz bir hal alabilir. zor iştir vesselam.
futbolla ilgili başlıklara entry girilirken bahse konu takıma dair yapılan eleştiri sonrası 'ulan hemen eksilemeyin, ben de sizdenim, dost acı söyler' minvalinden yola çıkan yazarın entry sonuna takımını yazmasıdır.
diğer durum ise şöyledir: yazar rakip takımı övmüştür ve sonuna da kendi takımını yazmıştır. burada ise yazar biz o kadar centilmen ve sağduyuluyuz ki bak iyi işi yapan siz olsanız bile bunu takdir etmekten geri kalmıyoruz mesajı vermektedir.
bir matematik dahisinin geçmişinin de şimdiki kadar parlak olduğunu kanıtlamak için savurduğu ya da şimdilerde cahilliği yüzünden itin g*tüne sokulan kişinin kendinin aslında hiç de iddia edildiği kadar kötü durumda olmadığını ispatlamak için kullandığı cümledir.
en asil duygunun insanıdırlar. bildiklerinden çok öğrenmeleri gereken şey olduğunu bilirler. yazdıklarının birileri tarafından okunması veya artı oy toplayıp popüler olmak önemli değildir. sözlüğü amacına uygun şekilde kullanan uslu yazarlardır bunlar.
anadulu'nun bütün ücra kasabalarının reklamlarını yaparken "kaplıcamız söyle güzel, suları şöyle sıcak" cümlelerinden ileri gelen kaplıcanın sadece birkaç yerde olduğu sanrısıdır.