maksat dusuncemiz bilinsin
-2 (düz adam)
altıncı nesil yazar 1 takipçi 0.60 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    şoray uzun

    56.
  1. oda tv'nin bir haberine göre bodrumda otel işletiyormuş şimdilerde.

    inşallah verilen bilgilerde yanlışlık vardır deyip, ateşle barutu çok fazla yanyana tutarsan neler olmaz ki diye düşünmekten kendimi alamıyorum. allah(c.c.) cümlemizi ıslah etsin. bir kere yoldan çıkarsan toplaması zor olur.

    tabi odatv'nin temennisi ile benim ki pek paralel değil amma.... neyse...

    http://www.odatv.com/n.ph...en-niye-atildi-1201101200

    edit:şoray uzun olay ilgili bir açıklama yapmış. durumu ilk ağızdan okumak için:
    http://www.milliyet.com.t...akika/14.01.2010/1185916/
    1 ...
  2. haşmet babaoğlu

    108.
  3. ertuğrul özkök ve onun ülkeye bakışını bir kaç cümlede özetleyivermiş. daha fazla cümle kurmak anlamsız deyip sözü haşmet babaoğlu'na bırakıyorum...

    http://www.sabah.com.tr/Y...2009/12/30/ozkokun_vedasi
    1 ...
  4. ilaçların markette satılacak olması

    74.
  5. ilaç bakkallığı yaparak ayda 8-10 bin tl kazanan, buna rağmen her bir haltta isyan eden, hatta raftaki laçların parası - abidik - gubidik vs... diye dükkan kapatan ama isyan ettikleri şey gerçek olmayan, sıkıyı gördükleri zaman ise vay bilim vay eczacılık vay .... diyen bir gurup insanımıza kapak olsun bu karar.

    haaaaaaa bu marketlerde satılma işi zaten olmaz. yusuf yusuf diyen eczacılarımız 2 günde yaparlar sözleşmelerini ve paşa paşa zenginleşmeye devam ederler.

    bu durum ülkemizin, vatandaşlarımızın, chp taraftarı sivil toplum kuruluşu yöneticilerimizin ve onları destekleyenlerin genel davranışını ortaya koyuyor vesselam. sendika kurulur sivil toplum oluşsun diye, sendikacılar zenginleşir ve ota b.ka isyan ettirirler altındakileri. vs... cümle sivil toplum yapılanmamızda bu durum gerçekleşir. eeee ne de olsa kendileri hiç bir halt olamamış insanlar sendikalı, örgütlü .... oldukları zaman dünyanın kendi yüzü suyu hürmetine döndüğünü zannederler.

    kızılması gerektiği zaman hükümete de, alayına da gerekli tepkiler verilmelidir. amma bu benim kazanılmış hakkım kimseye de geri vermem denilerek diretilirse, aha işte o noktada biraz duracaksın. sen kat ve kat kazanacaksın diye sgk açığı büyüyüp giderken sıradan halk daha fakir olamaz. haddinizi bilin ve yapmanız gerekeni yapın. yapmazsanız da marketlere açılacak ecza kısımlarında maaşlı çalışana döner, rahatlarsınız. kuzucuklarım...
    1 ...
  6. cine 5 dekoderi yapamayan elektronik mühendisi

    4.
  7. elektronik mühendisliğini cine5 dekoderi yapmaya indirgemiş zihniyetin değerlendirmesine tabi olan mühendistir. mühendisliğin ne olduğunu bilmeyenlerin haklarında atıp tuttukları mühendistir aynı zamanda.

    ülkemizdeki mühendislik eğitimi tüm bileşenleri ile baştan sona sorgulanmalı ve hataları giderilmelidir* ancak!!! böylesi değerlendirmelerle değil.

    bu açıklamalardan sonra hala anlaşılamamışsa fazla uğraşılmamalıdır zira önce anlayabilecek kapasite gereklidir.
    0 ...
  8. uludağ sözlükte yükselen memur düşmanlığı

    18.
  9. sendikaların her hükümet döneminde aynı olaylara aynı tepkiyi vermesi durumunda azalacak düşmanlıktır. mhp iktidardayken susan kamu-sen, sol iktidar varken susan kesk ak parti hükümetine karşı eyleme girişiyorsa böyle olur işte...

    kanunların değiştirilmesi için mücadele edilsin buna kimsenin sözü olamaz.

    grevli - toplu sözleşmeli kanun isteğinizi grev yaparak gösterebiliyorsanız kusura bakmayın ama sizin böyle bir kanuna ihtiyacınız yok demektir. grev yaparak grev isteme nasıl bir mantık eseridir ayrıca düşenmek gerek.

    her şeye rağmen kanunsuz olduğunu bile bile iş bırakırsan bence bunun da bir yaptırımı olması lazım. tamam trenleri zorla durdurup halkı mağdur ediyorsun, vs... daha bir çok şey yapabiliyorsun. öyleyse halkı mağdur ettiğin, kanunsuz grev yaptığın o günün yevmiyesini iade et devlete. devlet vermesin diyecem ama grev için grev yapabilen zihniyetin bu konuda neler yapabilecekleri gözümü korkutuyor hani.

    selam ederim hepinize....
    0 ...
  10. rüştü reçber

    425.
  11. türk futbol tarihinin en iyi kalecisidir. bu maçı kurtarmış, katletmiş önemli değil.

    tarih böyle yazacak.
    0 ...
  12. konyaspor

    48.
  13. ait olduğu yere* dönüşü gitgide yaklaşan takımdır.

    bu sene gösterdiği performansla zaten düşmeyi haketmediğini açıkça ortaya koymuştur. kendisi ile beraber bankasya'ya düşen kocaeli ve hacettepe, eğer lig bugün sona eriyor olsa bir alt lige daha düşecek konumda.

    ne diyelim konyaspor ligden düşerken göbek atan antalyalılarla seneye görüşecez. 3-0, 5-0, allah ne verdiyse* tabi eğer antalya ligden düşmezse.*
    3 ...
  14. allahsiz muslumanlik

    5.
  15. allahsız muslumanlık

    ?.
  16. atatürk ü sevmeyenin ya kanı ya da sütü bozuktur

    4.
  17. ülkemizdeki kamplaşmanın göstergelerinden biri olan herhangi bir cümledir. tartışma kültürünün olmadığı* yerlerde son derece sık görülen cümlelerden biridir.

    üzerinde düşünülmeden, hatta başkaları tarafından düşünülebilmesi bile hazmedilemeyen nice cümleden bir cümle üzerinde çok durmaya gerek yok. burada aslolan cümle ile ne ifade edildiği değil. çünkü biz tartışma, düşünce değil koşulsuz biat aldatmacasıyla kandırılmış bir toplumuz.

    ne diyelim: tez zamanda kurtuluruz inşallah...
    2 ...
  18. orospuluğun dünyadaki en eski meslek olması

    ?.
  19. aslında çok şey yazılır ammaaaaa... dedirten yanlış bir tespittir.

    bazılarının inançsızlığını sergilemek* adına tekrar ettikleri laf zırvalamasından başka bir şey de değildir.
    0 ...
  20. ercan saatçi

    344.
  21. bu adamı hiç ama hiç sevmem de bu ülkede yaşayan milyonlarca sporsever!* her maçtan sonra aynı kelimeleri kullanırken, sırf bu nedenle linç edilmesi garip geliyor.

    ama hata benim. sporun ne olup olmadığını hala anlayamamış bir güruhun yorumlarının mantıklı olmasını beklemek hata.

    kamera arkasında spor yorumcu'larının hemen hemen hepsi aynı şeyleri söylüyorken ve sizler de bunu gayet net biçimde bilirken kamera arkası görüntülerinin sızdırılmasının ardından gs li fb li olduğunu belirterekten bu adama ayar vermeye çalışan yazarların yaptıkları olsa olsa ikiyüzlülüğün en açık halidir.

    yorum yapmayı öğrenene kadar böyle...
    3 ...
  22. ahmet davutoğlu

    57.
  23. vizyon sahibi bir insan. malesef millet olarak bu tür insanlara pek sahip değiliz. tez zamanda sayıları artar inşallah.*
    2 ...
  24. bülent arınç

    378.
  25. son derece kaliteli bir hatiptir. recep tayyip erdoğan'ın üstündeki siyasi baskının azalmasının bir numaralı etkenidir de aynı zamanda.

    allah her partiye ve genel başkana böylesi bir insan nasip etsin...
    0 ...
  26. ıslak imzanın makineyle atılmış olma ihtimali

    4.
  27. cumhurbaşkanı seçiminin 367 oy şartına bağlanması ihtimali kadardır. demokrasinin olmadığı* ülkelerde hiç bir ihtimal sıfır değildir.

    bunu da yaparlarsa şaşıran namerttir.
    1 ...
  28. okunması lüzumsuz kitaplar

    3.
  29. kesinlikle ama kesinlikle metal fırtına'dır. roman ile uzaktan yakından alakası olmayan, konusu ile satış yapan yazılı kağıt parçasıdır kanımca.
    1 ...
  30. recep tayyip erdoğan

    2454.
  31. "işi son derece zor olan başbakan" dır.

    yılların oluşturduğu sorunları alışılmamış bir cesaret ile çözmeye azmetmesi takdire şayandır.

    fakat halka* işlerin tamamen kontrol altında olduğunu gösterecek, rahatlatıcı açıklamalar yapması gerekmektedir. çünkü bu açılımların başarıya ulaşması halkın desteğine bağlıdır.

    ne diyelim allah yardımcısı olsun. çözüm için desteğimiz sürüyor. inşallah sonucu hüsran olmaz. bunun için rabbime dua ediyorum.
    3 ...
  32. formula 1

    64.
  33. bmw nin çekileceğini açıklamasının ardından son iki yıldır azalan ilgimin iyice dibe indiği organizyondur. açıkçası formula 1 yönetimi daha fazla seyirci çekebilme adına yarışları iyice sokağa taşıdıkça, kaybolmaya başlayan yarış ruhu ve geçişler ilgiyi daha da azaltacaktır. formula 1 bu formatta devam ettiği müddetçe yok olmaya mahkum. otomobil firmaları kendilerine yeni bir yarış organizasyonu oluşturuncaya kadar hız tutkunları bu çileyi çekmeye devam edecek. neyseeeeeeeee, bu bekleyiş az sürsün bari.
    0 ...
  34. mahmur dan gelecek 26 kişilik barış grubu

    31.
  35. kanunsuz eylemler yapan bir terörist örgütün* eyleme girmemiş (girememiş) bir kısmıdırlar. bir çok annenin gözyaşı dökmesine sebep olmuşlardır.

    insanın gönlüne söz geçirmesi zor, bu gruptaki herkesin ağır şekilde cezalandırılmasını istiyor. ama artık analar ağlamasın, kardeş kavgası son bulsun isteniyorsa önemli bir gruptur bu gelenler. ne kadar zor olursa olsun bir vatan evladının daha ölmemesi adına destek olunması gereken açılımın* destek noktalarından biri olacaktır.

    sonuna kadar savaşılmalı, hepsi ölünceye kadar vazgeçmeyelim, vs... şekilde düşüncelerini ifade edenlere nacizane bir tavsiyem var.

    başkalarının hayatı ve kanı üzerinden pazarlık yapmak en saf ifade şekliyle insan haklarına tecavüzdür.
    2 ...
  36. dell inspiron 6400

    8.
  37. son derece kullanışlı, sahip olmaktan dolayı mutlu olduğum laptop. ama bataryasının kolay arızalanması ve ekranın sağ alt köşesinde meydana gelen deformasyon canımı sıkıyor. bir bende değil arızalar haaaa. etraftaki tanıdıklarımın çoğunun bilgisayarında oldu bu. dell'in kendini bu konuda geliştirmesi gerekiyor. ama gene de herkese tavsiye ederim bu laptopu.
    0 ...
  38. anna karenina

    35.
  39. kısaca özetleyeyim:

    üniversitede iken okudum bu romanı. bir hayli geç bir vakitte okudum, farkındayım. ama böyle olmasının da iyi olduğu kanısındayım. artık düşünceleri oturmuş bir noktadan sonra okuyunca üzerinizde oluşturduğu etki son derece faydalı oluyor çünkü.

    romanı okurken bir kaç kez attım elimden kitabı. yok daha fazla okuyamayacağım diye. çünkü öylesi sinirlenmiştim ki nefes alırken zorlandığımı fark ediyordum.

    anna karenina'nın o meşhur gülümsemesini okuduğum an anlamıştım gelişmelerin hangi boyuta gittiğini. bir aşkın başlamasının bir gülümseme ve kaçamak bakışlarda gizli olduğunu orada fark edivermiştim.

    için için kızmaktaydım anna ve vronski'ye. karşısındakini dişiliği ile etkilemekte son derece mahir olan anna, vronski üzerinde bu kabiliyetini tatbik etmesiyle sürecin baş sorumlusu oldu gözümde. tabi evli bir kadına kur yapmakta hiç bir beis görmeyen vronski ile beraber.

    bir genç kızı* hayallerinin yıkıntısı arasında bırakarak anna'nın peşinden giderken vronski, ne denli hiddetlendiğimi anlatmam mümkün değil. yasak aşkın çekiciliği peşinde anna ve vronski kendi sonlarını hazırlıyorlardı. durdurmak istiyordum onları: "bu yolun sonu hayır değil" demek istiyordum onlara.* kollarından çekip durdurmak istedim hayal dünyamda. işte bu nokta kitabı elimden fırlattığım noktalardan biriydi. en azından sonunu kendi zihnimde yazayım, romanı zihnimde arzu ettiğim şekilde sürdürüp sonlandırayım diye. yapamadım haliyle ve kitabı yeniden aldım ellerime.

    arada yaşanan bir çok olay sonucu olan olmuştu artık. anna ve vronski sevgili olmuşlar, yasak aşkın kollarında sahte bir mutluluk içinde yaşamaya çalışıyorlardı. ve ben artık onların düşmanı olmuştum romanın bu aşamalarında. sadakat denilen o ulvi duyguyu, her türlü düşünceden sıyrılıp kirletişlerine şahit olmak zoruma gidiyordu çünkü.

    çocuğunu dahi geride bırakacak kadar şehvetin kollarına düşen bir kadına insanmış gözüyle bakamadım o andan sonra bir daha. doğru anlarda yaşanması durumunda dünyanın en yüce duygularından bir olan aşk, bu kimselerin elinde olabildiğince aşağılık bir hal alıyordu gözlerimde.

    bu kısımdaki düşüncelerimi saatlerce yazabilirim daha ancak romanı okuyan herkes zaten bunları fark edecektir, etmiştir. o nedenle artık neden bu denli kızdığıma farklı örnekler vereyim.

    tamam kocanı ve çocuğunu sattın, hem de en aşağılık biçimde. ya da nişanlını sorumsuzca bırakıp gittin arkana bakmaksızın. kabul etmediğim, adına aşk denilmeyecek bir duygu yaşadınız. gerçekten bir aşk olsa, yaşadıkları herşeye ve herkese rağmen, o duygunun saflığı adına mücadele edilir belki. ama cinselliğin de bu olaya bulaştırılması aslında herşeyin sadece şehvetten ibaret olduğunu gösteriyor. işte şehvetlerini aşk kisvesi adı altında yaşamaları hiddetlendirdi beni.

    ya da bir başka örnek. sözüm ona bir zamanlar ahlak ve yüce gönüllülük timsali olarak görülen anna, sadece aşkını yaşamak peşinde filan da değil. hala sosyetenin içinde olmaya çalışıyor, hala kendini ahlaklı vs... yüce duyguların temsilcisi olarak göstermeye çalışıyor. terk et sosyete yaşamını, elit kesimle ilişki içinde olmaya ve onlardan biri olma mücadelesinden vazgeç. aşık ol fakir bir adama. ama hayır. sosyete içinden çıkmak yok, gerçekten sadece aşkını yaşama adına fedakarlık yok. o halde ne var.

    ben bir erkek uğruna kocamı da çocuğumu da bırakır giderim. ama aynı şehirde, aynı sosyete içinde, aynı konumumda da yaşamak isterim. yoooooo işte bu ikiyüzlülüğün ağa babası. karaktersizliğin en bi vücut bulmuş hali.

    anlayacağınız; ortadaki cümle rezilliğe rağmen hala bu kadının kendini iyi ve önemli görmesi canımı inanılmaz derecede sıkıyordu.****defooooooool diye bağırdım içimden ona defalarca. bu arada yaşadıkları çevrenin en az anna kadar suçlu olan vronski'ye, anna kadar tepki göstermeyişi de ayrıca yaradır zihnimde.

    daha bir sürü detay sonucunda anna ve vronski'nin aşkları flulaşır ve bu süreç sonunda anna kendini trenin altına atarak intihar eder. gözlerim vronski'yi de arar o garda, bir trenin tekerlekleri altında. onunda atalarımızla yaptığı savaşta acılar içinde öldürüldüğünü düşünmek ferahlatıyor yüreğimi.

    velhasılı kelam: kitabın sonunun son derece acıklı olduğunu söyleyen bir dostuma kitabı bitirir bitirmez söylediğim ilk şey şu olmuştu. "hala yaşıyor olsalar aynı şekilde ölmeleri için duacı olurdum."

    bu arada aslen anna karenina romanı sadece bu yasak aşkı anlatmaz. hemen hemen onun kadar levin'in hikayesini de anlatır. sanki anna ve vronski'ye daha fazla kızılması için son derece onurlu bir kişinin hikayesini de anlatır. levin kitty ilişkisi görmek istediklerinizi gösterir size anna vronski ilişkisine inat.

    bu tür yorumlarla olmaz, kitabın tamamını okuyun derim. o atmosferi bütün detaylarıyla tolstoy'un dilinden dinleyin.**

    en son olarak, sonuçta bu bir kurgu. kendimi bu sanal kurgu içinde kaybetmedim yani. yaşadığımız toplumda gram değer görmeyi haketmeyen insanlarla özdeşleştirdim anna'yı. tepkim de onlaraydı. bbg lerdekilerle, popstar lardakilerle yahut sesi olmadığı halde iri memelerinden dolayı ses sanatkarı ünvanı verilenlerle özdeşleştirdiğim için tepkiliydim anna'ya. bu yüzden üniversite yıllarında okumuş olmayı şans addettim.

    bir sözde sana lev nikolayeviç tolstoy: ben benden daha zeki insanları çok ta sevmem.* bu iyi bir şey değil bunu da gayet iyi bilirim.*ama tebrik ediyorum seni. bir kurgu ancak bu kadar muhteşem kurulur.
    3 ...
  40. konyaspor

    42.
  41. bu sezon şu ana kadar oynanan maçlar sonucunda bank asya birinci lig'in zirvesindedir. namağlup tek takımdır ayrıca. tıpkı süperlig'in fenerbahçesi gibidir.***
    0 ...
  42. ortalama yaşam süresi

    1.
  43. bu sürenin en yüksek olduğu ülke 83,51 yaş ortalaması ile andorra'dır.
    0 ...
  44. diversite

    1.
  45. elektrikte; aynı anda çalışacak olan tüketicilerin toplam gücünün, tüm tüketicilerin toplam gücüne oranı olarak ifade edilir.
    0 ...
  46. şarkılarla geçtim aranızdan

    1.
  47. ayrılık şarkısı içinde kazım'ın ağzından duyulan sözlerdir. insanın içini acıtandır. özletendir.

    ayrıca bu şarkıyı kazım'ın işte gidiyorum şarkısı ile arka arkaya dinleyerek daha da hüzünlenmek ve kazım hasretinizi depreştirmek son derece kolaydır.
    ha yapın demiyorum ama siz ben demeden yapın gene de.*
    0 ...
  48. tugce baran

    61.
  49. mutlu tönbekici'ye evrildikten sonra nedense benim için cazibesini kaybetmiş güzel yazardır. hayır hergün yazısını düzenli olarak takip ederken ne değişti de okumayı bıraktım anlamıyorum. ya yazılarını bozdu*** ya da ben tuğçe baran'ımı çok seviyormuşum.

    mutlu tönbekici hanım hakkında hiç yazı yazılmadığına göre tuğçe baran mutlu tönbekici den daha fazla sevilmiş ve benimsenmiş. ne diyelim bu da bir tür lanet olsa gerek.
    0 ...
  50. konya lisesi

    3.
  51. 1889 tarihinde kurulan okul konya'nın en kaliteli düz lisesi idi. artık anadolu lisesi oldu. bu arada yok şu kadar hamile tespit edilmiş falan filan hepsi yalandır, lise gençliğinin başında dolaşan dumandan kaynaklanmaktadır.
    1 ...
  52. kojenerasyon

    3.
  53. son dönemde atıksu arıtma tesislerinde kullanımı yaygınlaşan hatta zorunlu hale gelen teknolojidir. Atık ısı kullanılarak ısıtılan çamurdan biogaz elde edilmekte, bu gaz yakılarak elektrik ve ısı elde edilmektedir. yani sonsuz bir çevrim oluşmaktadır. bu işlem günümüzde gaz motorları vasıtasıyla yapılmaktadır.

    kojenerasyon sistemleri sanki bu iş için tasarlanmıştır. bu nedenle tasarlanmamışsa hata edilmiştir.
    0 ...
  54. riziko

    13.
  55. hakikaten insana eskiyi özleten bir yarışmadır.

    babam ve kardeşlerimle yarışma fırsatı veren, galip gelişimle o gün evde küçük dağların sahibiymiş edası ile dolaşma hakkını kazandığım o güzel günleri geri istiyorum.

    bir kelime bir işlem de bir miktar bu ortamı sağlıyor ama olsun.

    ben rizikomu istiyorum.
    0 ...
  56. © 2025 uludağ sözlük