Hoş geldin kadınım benim hoş geldin
yorulmuşsundur;
nasıl etsem de yıkasam ayacıklarını
ne gül suyum ne gümüş leğenim var,
susamışsındır;
buzlu şerbetim yok ki ikram edeyim
acıkmışsındır;
beyaz ketenli örtülü sofralar kuramam
memleket gibi yoksuldur odam.
Hoş geldin kadınım benim hoş geldin
ayağını bastın odama
kırk yıllık beton, çayır çimen şimdi
güldün,
güller açıldı penceremin demirlerinde
ağladın,
avuçlarıma döküldü inciler
gönlüm gibi zengin
hürriyet gibi aydınlık oldu odam.
Her insan aynıdır genellemeleri yapıp artik kendine zarar vermeyi bırak lütfen. Her acı için kendine bir süre ver, hiç üzülme demiyorum ama süresiz mutsuzluk da neyin nesi yahu? Senden alıp götürdükleri seyler icin, tum bu kırıp dokulmelerin icin kendine sure ver ve o sure sonunda kendini toplama vaktin gelmis olsun.
Bir de her insan özel, her insan farkli. Herkese olağan seviyede güven, daha sonra bu güven artsın ya da azalsin ama lütfen tanımadan yorum yapma, bırak artik guvenilecek kimse yok demeleri, kendine zarar verme.
Bülbülü Öldürmek ile tanıştığım yazar."Başka insanların yüzüne bakabilmek için ilk önce kendi yüzüme bakabilmeliyim. Çoğunluğa bağlı olmayan tek şey insanın vicdanıdır." Hakkaniyete dair çok şey barındıran, önyargının çirkinliğini bir kez daha su yüzüne çıkaran kitabın yazarı