erkekler zan altında kalmak istemiyorlarsa kadınlar kendilerine ve çocuklarına hatta bebeklerine bu iğrençliklerin yapılmasını istemiyorlarsa o kadının başına o küçük kızın başına geleni kendi başımıza gelmiş gibi bu davayı savunmak, bu insanları yalnız bırakmamak gerekir. Bu iğrençliğe karşı çıkmak insanlık görevidir.
vatandaşlık sınavı eteğin altına kitap yerleştirilir, çaktırmadan bakılır ve sorular güzelce yapılır, ardından son soruyu kitapta arama tarama mücadelesi esnasında kıpraşmalarımı gören hoca, ayağa kalkar seslenir ancak duymamazlıktan gelinir, sonrasında sinirlenen hoca, masadan kalkar o anda fatiha okunmaya başlanır:) o saniyeler esnasında, o da ne sıranın gözünde başka bir kitap elime ilişir, hemen kitaplar el çabukluğuyla değiştirilir ve hocanın 'gördüm kitabı çıkar hemen ver' demesi üzerine 'hocam valla birşey değildi kopya çekmiyorum' demelerime ek olarak 'isterseniz alın bakın sınavla alakası yok' diyerek eteğin altından mübarek din kültürü kitabı çıkarılır * , hoca inceler 'tamam kızım devam et' diyerek uzaklaşır. Aynı hoca bir başka sınavında beni arkadaşıma bakarken yakalar ve kağıdıma kurşun kalemle işaret koyarak puan kıracağını söyler ama işaret silgiyle itinayla silinir, canım hocam ne çektin benden be * .
Kimse Yok Mu Derneği Diyarbakır Şubesi'nde ortaya çıkan "hayali yardım skandalı" büyüyor. Dernek tarafından tutulan kayıtlar üzerinde yapılan incelemelerin çoğunda yardımların gerçek sahiplerine verilmediği ortaya çıktı.
Kimse Yok Mu Derneği Diyarbakır Şubesi tarafından yapılan hayali yardımlara ilişkin Dicle Haber Ajansı'nın (DiHA) ortaya çıkardığı skandal büyüyor. ihtiyaç sahiplerine verilmiş gibi gösterilen hayali yardımların bir yenisi de dernek tarafından "Ayrıntılı Şekilde Yapılan Yardım (1)" ve "Sosyal inceleme Belirsiz -3-" isimli dosyalarda yapılan inceleme ile ortaya çıktı. Söz konusu dosyalarda Diyarbakır'da ikamet eden yurttaşlara dağıtıldığı iddia edilen yardımların sadece tutanaklardan ibaret olduğu öğrenildi. Söz konusu hayali yardımların belirli mağazalara satıldığı iddiası geçerliliğini korurken, ortaya çıkan yeni skandallara ilişkin DiHA'ya konuşan yurttaşlar ise, kendilerine yardım verilmediğine dikkat çekti. 2009 ve 2010 yılında dağıtılan kimi yardımların kayıt altına alındığı dosyalarda yer alan isimlerin bir kısmına ulaşılmazken, ulaşılan birçok yurttaş ise söz konusu yardımları almadıklarını belirtti.
"Ayrıntılı Şekilde Yapılan Yardım (1)" isimli excel dosyasında 23 Şubat 2009 tarihi ile "Ayni yardım çıkış" olarak işlem yapılan ve 40345 hareket numarasıyla kayıt altına alınan 319,00 TL'lik yardımın A.B. isimli yurttaşa verildiği şeklinde tutulan kayıt dikkat çekiyor. Kendisine yardım ulaştırılmış gibi gösterilen A.B, yardım listesinde sadece gıda kolisi olarak yer alan yardımı aldığını, bunun dışında kendisine herhangi bir yardım verilmediğini söyledi. Yardımın yapıldığı dönemde Dicle Üniversitesi'nde okuduğunu ve cemaatte kaldığını dile getiren A.B, bu dönemde gıda kolisi için derneğe başvurduğunu, başvurunun ardından da kendisine sadece gıda kolisinin ulaştırıldığını; ancak diğer yardımların verilmediğini belirtti.
'Ablalar bizim adımıza alıp başkalarına veriyorlardı'
Aynı dosya içerisinde 24 Şubat 2009 tarihli ve 40352 hareket numarası ile işlem yapılan kayıt ise hayali yardım skandalının içerisinde Gülen cemaatinin de parmağının olduğu şüphesini uyandırdı. N.D. isimli yurttaş adına kayıt altına alınan işlemde yurttaşa 488 TL'lik yardım verildiği yönünde hayali yardım kaydı tutuldu. N.D, şahsi olarak herhangi bir yardım almadığını kaydederek, "O dönem hizmetteki ablalarımız bazen böyle şeyler yapıyorlardı. Bizim adımıza alıp başkalarına veriyorlardı" dedi.
'Başvuru yaptım yardım almadım'
"Sosyal inceleme Belirsiz -3-" isimli dosyada yapılan araştırmada ise Ayşe Ergin isimli yurttaşa da bu şekilde yardım verilmiş gibi kayıt tutulduğu görülüyor. Ergin, hayali bir şekilde verilmiş gibi gösterilen yardımı almadığını söyledi. Ergin, birkaç yıl önce derneğe yardım almak için başvurduğunu; ancak dernek tarafından kendisine herhangi bir yardımın ulaştırılmadığını söyledi. Ergin, gerekmesi durumunda dernek hakkında hukuki yollara başvuracağını belirtti. Dosyada, "93500 nolu mağdur" olarak gösterilen Ergin'e, 8 Şubat 2010 tarih ve 3069 belge numarası ile kayıt altına alınan 342 TL'lik yardım verilmiş gibi gösteriliyor.
'Evde inceleme yapıldı yardım verilmedi'
Dosyada "41019 nolu mağdur" olarak ismine kayıt düzenlenen Meynur Gezen isimli yurttaşa da 3 Şubat 2010 tarihinde 548,24 TL'lik yardım yapıldığı şeklinde kayıt tutuldu. Gezen'in eşi Yasin Gezen, eşinin ismine yapılmış gibi gösterilen yardımların kendilerine hiçbir şekilde ulaştırılmadığını söyledi. Gezen, kendilerine yardım vereceklerini beyan ettiklerini; ancak en ufak bir yardım almadığını kaydetti. Kendisine yardım verilmiş gibi gösterilen kayıtlarda Gezen'e aynı gün içerisinde yaklaşık 3 buçuk saat arayla iki farklı işlemle yardım verilmiş gibi kayıt yaptırıldığı ortaya çıktı.
Tek seferde aynı çocuğa 12 kazak verilmiş!
"Sosyal inceleme Belirsiz -3-" isimli bilgisayar dosyasındaki bir diğer hayali yardım ise E.Ç. isimli yurttaşa verilmiş gibi gösterilen yardım oldu. Söz konusu kayıtta "38777 nolu mağdur" olarak kendisine yardım verilmiş gibi gösterilen yurttaşın da listede yer alan yardımları almadığı belirtildi. Hayali yardım 3199 belge numarası ile 52857 işlem numarası ile 20 Şubat 2010 tarihinde ulaştırılmış gibi kayıt altına alınırken, söz konusu kayıtta yurttaşa giysilerden oluşan 583,30 TL'lik yardım yapıldığına yer veriliyor. Aynı listede yurttaşa verilen yardımların arasında 20,00 TL'lik 12 adet çocuk kazağının yer alması da dikkat çekti.
Bir günde aynı isme 3 farklı yardım verilmiş!
Dosyadaki farklı bir kayıtta ise "68770 nolu mağdur" olarak kendisine yardım ulaştırıldığı iddia edilen A.A. isimli yurttaşa aynı gün içerisinde 3 farklı yardım yapılmış şekilde kayıt tutuldu. 3265, 3266 ve 3267 belge numaraları ile toplamda bin 176,44 TL'lik yardım almış gibi gösterilen yurttaşında bu yardımları almadığı ortaya çıktı. Söz konusu hayali yardım kaydında çocuk giysisinden gıda kolisine, kadın ve erkek giysisine kadar birçok kalemde yardım verilmiş gibi kayıt tutulmuş. Yine aynı excel dosyasında 3049 belge numarası ile "93519 nolu mağdur" olarak kendisine yardım verilmiş gibi gösterilen G.P. isimli yurttaşa da 393,24 TL'lik yardım yapılmış gibi kayıt tutulurken, kayıtta gıda kolisi ve giysilerden oluşan yardım listesindeki yardımlar da yurttaşa ulaştırılmayan hayali yardımlardan birkaçı.
'Mektup yazdım yardım almadım'
Dosyada "15288 nolu mağdur" olarak F. B. isimli yurttaşa ilişkin tutulan 3104 belge numaralı kayıtta ise 346,00 TL'lik yardım verilmiş gösterilmiş. Bu kayıtta önceki kayıtlar gibi hayali bir şekilde yapılmış gibi gösterildi. F.B, kendisinin derneğe farklı bir konudan dolayı mektup yazdığını; ancak herhangi bir yardım almadığını belirtti. "37174 nolu mağdur" olarak, 3101 belge numarası ile 10 Şubat 2010 tarihinde kendisine 260,00 TL'lik yardım verilmiş gibi gösterilen S.O. isimli yurttaşın da bu yardımı almadığı öğrenildi.
Fazla yardım verilmiş gibi gösterildi
Dosyadaki bir başka kayıtta ise yurttaşa verilen yardımların fazla gösterildiği ortaya çıktı. 16 Şubat 2010 tarihinde 3122 belge numarası ile tutulan kayıtta çocukları için giysi yardımı alan S.A. isimli yurttaşın, kayıtta yer alan yorgan ve erkek giysisi gibi yardımları almadığı belirtildi.
Kimse Yok Mu Derneği Diyarbakır Şube Başkanı Ahmet Dabanoğlu ise ortaya çıkan bu skandalları yalanlamakla yetinmiş ve böyle bir şeyin söz konusu olmadığını savunmuştu. - See more at: http://www.bestanuce1.com...-buyuyor.anf#.Ug987KwwHMw
geçen hafta gördüğüm rüyadır, evimin sokağında kurulan pazarda alışveriş yaparken bir anda karşıma gezi parkının meşhur firari palalısı çıkıverdi, insanlar bir tarafa kaçışıyorlardı, bir anda herkes yok oldu ve sokakta bir adam ve ben kalıverdik, peşimizden koşan palalıdan adam kurtuluverdi ama ben kaçamadım ve beni evimin önünde sıkıştırdı, ardından ben eylemci değilim bırak beni dememe rağmen bana inanmadı ve yalan söyleyip söylemediğimi test etmeye kalktı, bana doğru taşlar ve bıçaklar savuruyordu, 3 defada da denk gelmezse beni bırakacağını söyledi, ama üç oldu, dört oldu, beş oldu hiç biri denk gelmedi, iyice kızmaya başladı ve bana inanmadığını, beni bırakmayacağını söyledi, ardından ailemin balkondan haykırışları ve yardım çağrılarına rağmen yardıma gelen olmadı, babamın hüngür hüngür ağlamalarını işittim, aynı esnada bir minübüs geldi ve içinden beyaz önlüklü bir erkek ve bir kadın çıktı, ellerinde ince halat ve iğne vardı, tam beni bağlayacakları sırada bir anda yok oldu onlarda, palalı beni sokağın başına kadar kollarımdan çekiştirerek yürüttü ve boğazıma palayı dayamıştı ve orada bir anlık dalgınlığından ben istifade ettim ve onu iteleyerek kaçtım, Bim markete sığındım * , çalışan kadından kapıyı kilitlemesini istedim, sonrasında yaşadığım korkudan dolayı oracıkta yığılıp kaldım, uyandığımda konuşamıyordum söylediklerimi anlayamıyorlardı, suyu işaret ettim ve ardından ailemi aramalarını kurtulduğumu söylemelerini istedim, ama beni anlayamadıklarından arayamadılar, bana mavi bir kapta su getirdiler ama su içilecek gibi değildi, pis kokuyordu ve içi sinek doluydu, ama içmek için zorluyordum kendimi yinede ama bir türlü su ağzıma gelmiyordu bıraktım elimden ve çeşmeye yöneldim, kana kana çeşmeden suyumu içtim. o anlar gerçekten çok korkunç gelmişti bana ama çeşmeden suyu içince rahat bir şekilde uyandım. anlamını tam olarak bilemiyorum ama bilinçaltım fena etkilenmiş anlaşılan * .
suyun altında 50dk tamamen kara hayatını unutup su dünyasında balık oluveriyorsunuz, kocaman bir akvaryumdasınız. tehlikeli gibi görünen ama aslında kurallara harfiyen uyulduğu taktirde, zevkini doyasıya çıkarabileceğiniz aslında karaya göre çok daha huzurlu ve güvenli mükemmel bir dünya.
solcu kızla siyaset konularına girdiği taktirde, muhafazakar erkeğin muhtemelen cevap vermede zorlanacağı sorular karşısında kıza duygusal baskı yapacağı açıktır. genelde de zaten anlaşmaları mümkün değil bu aşk yürümez, yürüse bile kızın kendinden ödün vereceği aşikardır.
yapılmaması gerekenler; kahve içmek, hastalığa en az 1 hafta kala ayakları üşütmek, zırt pırt ilaç içmek, sıcak su torbasını yumurtalıkların üzerinde tutmak
yapılması gerekenler; yapılmaması gerekenlere uymak ve bol su içmek.
ANF 11:38 / 19 Ekim 2012 HABER MERKEZi - PKK ve PAJK'lı tutsakların 12 Eylül'de başlattıkları süresiz dönüşümsüz açlık grevine katılan tutsakların sayısı her geçen gün artıyor. Şu ana kadar isimleri öğrenilen 483 tutsağın açlık grevinde olduğu belirlenirken, sayının bine yaklaştığı tahmin ediliyor.
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılarak sağlık, güvenlik, özgürlük koşullarının sağlanması, Kürt halkının anadilde eğitim ve savunma taleplerinin karşılanması için Türk cezaevlerindeki PKK ve PAJK'lı tutsakların 12 Eylül'de başlattıkları süresiz dönüşümsüz açlık grevleri yüzlerce tutsağın katılımıyla devam ediyor.
Hükümet, medya cephesi ve kamuoyunun konuya karşı duyarsızlığı ve sessizliği devam ederken, 58 cezaevinde açlık grevinde olan 483 tutsağın isimleri belirlendi.
Tutsaklar 12 Eylül'den itibaren başlayarak belirli günlerde grup grup açlık grevine dahil oldu. 15 Ekim'de ise tüm cezaevlerinde tutsaklar gruplar halinde açlık grevlerine dahil oldu. Açlık grevine girenlerin sayısı henüz tam olarak bilinmezken sayının bine yaklaştığı tahmin ediliyor. En son BDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız ve Van Belediye Başkanı Bekir Kaya da açlık grevine girdiklerini duyurmuştu. Açlık grevlerine giriş tarihlerine göre isimleri öğrenilen tutsakların listesi ise şöyle:
-12 Eylül'de açlık grevine başlayan cezaevleri ve tutsaklar
Diyarbakır D Tipi Cezaevi: Ersan Nazlıer, Ferhat Önder, Mazlum Tekdağ, Ercan Şengül, Tayip Temel, Ramazan Başarı, M. Şerif Aslan, M. Salih ilen, Ramazan Yıldırım, Fırat Bilir, Sami Ceylani, Davut Polat, Erdal Emeç, Cihat Bekir, Osman Ötün.
Diyarbakır E Tipi Cezaevi: Sara Aktaş, Mizgin Arı, Nihayet Taşdemir, Herdem Kızılkaya, Pero Dündar, Besime Konca, Seve Demir, Taybet Belge, Zeynep Kaplan.
Kandıra 1 No'lu F Tipi Cezaevi: Ömer Faruk Çalışkan, Fehmi Arslan, Mahmut Gücin, Yusuf Keskin, Cevdet Halim, ibrahim Aykurt, Nihat Baran, Necat Saçi, Aydın Tunç, Hakan Yalçınkaya.
Kandıra 2 No'lu F Tipi Cezaevi: Muhammet Mahmo, Şehmus Öncel, Yasin Yılmaz, Ersin Yolu, Erol Şen, Suphi Yalçınkaya, Emrah Kaplan, Nazmi Doğan, Abdullah Rüzgar.
Siirt E Tipi Cezaevi: Gülistan Abdo, Gülan Kılıçoğlu, Emel Gültekin, Dilşah Kocakaya, Rızgar (Ecevit) Turan, Burhan Eviz, Tevfik Özdemir, Erdi Çelik, Abdurrahman Budak, Lokman Karaşi.
Bolu F Tipi Cezaevi: Sakıp Hazman, Abdullah Oral, Maruf Türka, Aydın Şaka, Muzaffer Akengin, Murat Avcı, Hasan Ateşçi, Ali Şek, Ali Adıman, Ahmet Akkurt.
Erzurum Oltu T Tipi Cezaevi: Nihat Varlı, Tahir Temel, izzet Eren, Sedat Avcı, Bayer Uğurlu, Salih Erdem ve Bülent Akar
- 24 Eylül'de süresiz dönüşümsüz açlık grevine giren cezaevi ve tutsakların isimleri;
Erzurum H Tipi Cezaevi: Haci Sincer, Selman Gülbahçe, Sinan Gencer, Ömer Çelik, Adem Yılmaz, Muzaffer Yılmaz, Kani Çelik, ibrahim Vezir Abbasaviç, A. Kadir Irmak, Veysi Akgönül.
Rize Kalkandere Cezaevi: Sedat Çayır, Mehmet inatçı, ilhan Dayan, Mazhar Tümen, Şerif Erten, Recep Bal, H. Mesut Çelebi, Edip Erdem, Mahsum Kahraman, Metin Toprak.
Antep H Tipi Cezaevi: Mehmet Çelik, Cevzet Derse, Müslüm Demir, Necmettin Ayhan, Murat Gümüş, Eyüp Çelik, Mülazım Manyak, Şaban Şahin, Mübarek Aku ve ilyas Arzu.
Silivri 2 No'lu L Tipi Cezaevi: Mümtaz Aydeniz, Rıdvan Balku, Erdal Avcı, Aslan işçioğlu, ismail Adalmış, Arif Yılmaz, Osman Koşut, Mehmet Selim Çelik, M. Baki Bingöl, Şeyhmus Kalkan.
Midyat M Tipi Cezaevi: Derya Moray, Ayşe Kara, Mustafa Ayhan, Kemal Bahtiyar Hasan, ilyas Demir, Beyhan Gözmen, Gıvara Atıko.
Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi: Yunus Durdu, Musa Arslan, Fırat Arzu, Mehmet Yavuzel, Cumhur Karuman, Hiriş Menberi, Emin Gezer, Şirin Şahin, Züleyha Yılmaz ve Behice Tanrıverdi.
Edirne F Tipi Cezaevi: Nasrettin Merter, Hasan Kızılkan, Ersin Kazgan, Barış Mete, Yıldırım Turgut, Nizam Özlük, Mehmet Zahit Şahin, Kerem imrak, Tuncay Genç, Kürşat Fırat Vural.
- 3 Ekim'de süresiz dönüşümsüz açlık grevine başlayan cezaevi ve tutsakların isimleri;
Muş E Tipi Cezaevi: Atilla Çoşkunözer, Hüseyin Batıbey, Fesih Taş, Erhan Aydın, Osman Pinç, Mehmet Sıdık Ayaz, Muhammet Ahmet, Murat Bütün, Haydar Sever ve Sabahattin Tekin.
izmir Kırıklar 2 Nolu F Tipi Cezaevi: Sertaç Kılıçarslan, Şenol Koç, Nevzat Kılıç, Mehmet Yayan, Turgut Koyuncu, Özkan Yaşar, Ekrem Altay, Hurşit Kütler ve Ahmet Kaya.
-4 Ekim'de süresiz dönüşümsüz açlık grevine giren tutsakların isimleri;
Bayburt M Tipi Cezaevi: Bozan Açlan, Ali Emirhani, Haşim Özdaş, Ömer Tutuş, Lokman ince, Emrah Aba.
-5 Ekim'de süresiz dönüşümsüz açlık grevine giren cezaevleri ve tutsakların isimleri;
Batman M Tipi Cezaevi: Şeyhmuz Bülbül, Ali Adıbelli, Nizam Arzık, Delil Yılmaz, Adnan Yiğittekin, Serdar Şahin, Atilla Öztürk, iskan Egüz, Ahmet Eski.
Bingöl M Tipi Cezaevi: Hanım Çeşme, Saffet Durmaz, Ahmet Korhan, Edip Yalçınkaya, Osman Kılıç, Baran Gönona, Diyar Kaydu, Emrullah Kurcan, Aslan ibicik.
Sincan 2 No'lu F Tipi Cezaevi: Özkan Kart, Reşat Özdil, Cabbar Palabıyık, Bedri Temizyüz, Bülent Güneş, M. Emin Akkuş, Resul Muhammed, Ahmet Akgün, Süleyman Hamdo, M. Can Oğuzsoy.
Kırıklar Hacılar F Tipi Cezaevi: Şeyhmus Özsubaşı, Tahir Kızıldemir, Aram Akyüz, Murat Baludan, Velat Esen.
Adana Kürkçüler F Tipi Cezaevi: Mehmet Şahin, Mehmet Halil Oruç, Mehmet Dal, Mehmet Erbey, Murat Gül, Abdurrahman Çınar, Ahmet Bağdu, Aziz Kılıç, Barış Yiğit, Cengiz Nergiz.
izmir Aliağa Şakran 2 No'lu T Tipi Cezaevi: Murat Bilge, Faruk Baysu, Erdoğan Uçar, Habip Güler, Reşit Çağlı, ismail Yaman, Emin Yıldız, Nurettin Atınç, Mahmut Aba, Abdullah Nas.
Elbistan E Tipi Cezaevi: Aysel Doğan ve Selver Yıldırım.
izmir Şakran 3 No'lu T Tipi Cezaevi: Suat Gürbüz, Hakkı Yorulmaz, Agit Bilir, Mevlüt Tekin, Mirza Öztekin, A. Rahim Çetinkaya, Vahap Kuzu.
izmir Şakran 4 No'lu T Tipi Cezaevi: Ubeydullah Tokay, Sedat Dalga, Mehmet Işık, Ziver Mete.
izmir Şakran Kadın Kapalı Cezaevi: Ayfer Ayçiçek, Şükran Aydın, Müzeher Bulut, Gülistan Seçkin, Hatice Çakmak.
Adıyaman E Tipi Cezaevi: Naci Ataman, Umut Çamlıbel, Sabri Acar.
Elbistan E Tipi Cezaevi: Erdal Laçin, Kemal Demirbaş, ismail Tüzün, i. Hakkı Tursun, Adil Abi, Abdullah Hasan, Hüsüyin Toronoğlu, Muhammet Bablis.
Tekirdağ 1 No'lu F Tipi Cezaevi: Cesim Yıldırım, Ferhat Tağay, Turan Günana, Zafer Acar, Yakup Erdoğan, Mehmet Nezir Duru, M. Şirin Abay, Şeyhmus Avcı, Cengiz Atsız.
Tekirdağ 2 No'lu F Tipi Cezaevi: Ali Karataş, Mahsum Ortaç, Sinan Sezen, Ahmet Solgun, Harun Karataş, Turgay Ural, Haşim Özpolat, Necati Öztekin, Mazlum Özağar, Mazlum Dikmen, M. Ayetullah Baykartan
Giresun E Tipi Cezaevi: Mehdi Ay, Faruk Beyter, Zülküf Gezen, A. Menaf Gezer, Fuat Bor, Ubeyt Şen, Mahmut Demir, Aydın Akış.
izmir Kırıklar 1 No'lu F Tipi Cezaevi: Necdet Kaya, Ferda Taşlan, Deniz Atlı, Yakup Yalçın, Cengiz Doğan, Mustafa Sevim, Onan Esen, M. Halis Vural, Bünyamin Sürme, Mesut Özcan, Zeki Bulut, Mekan Aslan, Serhat Durmen.
Amasya E Tipi Kapalı Cezaevi: Bahattin Alpboğa, Erdal Taşkıran, Devran Balkaş, Ayhan Bayar, Derviş ismail, Meydin Athan, Taner Şirp.
Van F Tipi Cezaevi: Şerafettin Demir, Kahraman Muşlu, Sedat ike, Fırat Bor, Önder Al, Abdo Seyti, ismet Karak, Özkan Doğan, Tahir Umiyican.
Trabzon E Tipi Cezaevi: Ahmet Koç, Jiyan Fırat Esin, Yahya Güneş, Abdulkadir Yurcu, Tuncer Aratan.
Gümüşhane E Tipi Cezaevi: Yaşar Alat, Vahit Aslanhan, Hacı Aslan, Adem Yıldız, Medeni Durak.
-15 Ekim'de süresiz dönüşümsüz açlık grevine girdiği öğrenilen tutsakların isimleri şöyle;
Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Cezaevi: Deniz Kurtay, Tahsin Barutçu, Lokman Coşkun, A. Rahim izgin, Alihan Bayar, Cengiz Çelik, Hakan Adıgüzel, ismail Çelik, Mehmet Gücin, Mahmut Bali, M. Emin Dağlı.
Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Cezaevi: Metin ince, Kahraman Akacık, Murat Öztürk, Bilal Nargile, Ömer Yılmaz, Mahsun Büyükkaya, Mahsun Dıma, Sercan Avşar, Ömer Çapın, Erkan Özdemir.
Silivri 2 No'lu L Tipi Cezaevi: Kutbeddin Yazbaşı, Şemsettin Dülek, Feremez Erkan, Ahmet Ece, Nihat Oğraş, Mustafa Polat, Mehmet Beyazıt.
- Ceyhan M Tipi Kapalı Cezaevi'nde 12 Ekim'de 8, 16 Ekim'de ise 61 tutsak açlık grevine girdi.
- Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi'nde 13 Ekim'den itibarin Elif Ekinci ve Ayşe Irmak açlık grevine dahil oldu.
düzenli olarak otobüste kitap okumaktır aslında benim için, nedense evde hiç sarmıyor kitap okumak ama yolculukta çok keyifli oluyor, tavsiye ederim.
otobüsü, kalabalığı, yolu, trafiği unutturur insana, bazen farkında olmadan .gülmesine sebep olabilir bazı cümleler ve yolcuların tuhaf bakışlarına aldırmadan devam edilir .