hala "ama ankara'da kaç tane ilçe var çoğunu aldık biz" diye oy çalınmasını aklamaya çalışan zavallı akplidir. kendisine bu açıklamayı okumasını şiddetle tavsiye ediyorum.
mhp'nin ankara'daki oy potansiyeli elbette %8 değil. demek ki mhpliler mansur yavaş'a oy vermişler. chp ve mhp tabanı büyükşehir belediyesi seçimlerinde mansur yavaş'a oy verdiği için ve ilçelerde kendi partilerine oy vermiş oldukları için, ilçelerde oylarda bölünmeler olmuştur. ancak büyükşehir belediyesi seçimlerinde oylar birleştiği için tüm belediyeler akp'ye bile gitse büyükşehir'in mansur yavaş olma olasılığı yüksektir.
lütfen şu ağzınıza sakız olan "ama bilmem kaç belediye bizim" söyleminden bir kurtulun. evinde ayakkabı kutusunda dolarlar saklayan, polisi ve ysk'sı zaten kendi polisi ve ysk'sı olan, tüm idari birimleri ankara'da olan ve bu nedenlerle istediği gibi at koşturabilecek iktidarın ve melih gökçek gibi (terbiyesizleşmek istemiyorum bu ona söylenebilecek en hafif şeydir) güvenilmez bir adamın oy çalmadığına çocuk bile inanmaz!
öyle bir antipati yoktur ki ne alakası var? ne antipatisi, şişman dediğin kimse genelde komiktir ayol. hayatım boyunca tanıdığım komik insanların %80'i şişmandır valla. hani siz antipati duyuyorsanız, kendiniz kaybediyorsunuzdur. yani her gün bir iki doz kahkahadan sırf şişman antipatisi yüzünden mahrum kalıyorsanız, 1 veya 2 hadi 1.5 olsun, 1.5*ömrünüzdeki gün sayısı defa az güleceksiniz demektir.
ronaldo'nun oynadığı ve 11 kişi oynayan real madrid'in galatasaray'a atacağı tahmini gol sayısıdır. eksi oy vermede 10 saniye kuralı real madrid'in 2 golü arasındaki süreden uzun kalabilecektir.
Sözlüğün, spoiler kullandığınızda spoiler kısmının mavi olması ve tıklamanız neticesinde spoilerın tanımına ulaşmanızın altında verdiği mesajdır. spoilera tıkladığınızda spoiler başlığına girersiniz, zannımca tanımına bir bakıp ota boka spoiler vermeyin diye yapılmıştır. yani herşeye de spoiler vermeyin artık be kardeşim.
klişe "sorun sende değil bende"lerin insanı düşünmeye ittiği sorunsaldır. hep ilişkinin bir suçlusu aranır ve kişinin kendine toz kondurmamaya eğilimli olması sonucu genelde suçlu/sorunlu ve türevleri karşımızdakidir. sorun tabi sende ne sandın paşam?
suriye ile savaşa girilmesini isteyen hasta mantığının insan kanından kar çıkarma motivasyonunun güncel halidir. suriye ile savaş çıkınca altın fiyatı artacakmış diye altın alıyor bu ruh hastaları. hatta forumlarda geziyor yorumları artık savaş çıksa da kar etsek diye. sonra da dinden imandan insanlıktan bahsediyor bu iğrenç şahsiyetler.
üzücü bir şekilde türkiye'nin %90'ında olan algıdır. ve bu algının örneklerine her gün bir yenisi eklenmektedir. nedense benim aziz milletim bir topluluk içerisindeki küçük bir azınlığın yapmış olduğu herhangi bir kötü davranışı hemen o topluluğa yaftalamaktan, bu yol ile o topluluğu fişlemekten aşırı haz duymaktadır. yaşadığım toplumda beni en çok rahatsız eden durum bu fişlemeler, çeşitli sıfatlar eklemelerdir. bir bitse ya artık bir bitse...
madem klişe bakınızlardan bu kadar bıktık hadi yenilerini yaratalım girişimidir. önerileri paylaşalım arkadaşlar.
benim naçizane önerim masumiyet filminden, derya alabora'nın haluk bilginer'e verdiği ayar:
(bkz: ortağım mısın puşt)
özellikle vermedi ya neden vermiyor ki vermeyen kız bilmem ne hede hödelerin altında mis gibi gidiyor.
tam hali "ısınan atari adaptörünü buzdolabına koymuş efsane nesil" olacaktır. 80 sonları ya da 90 başlarında doğmuş, atari oynamaya bir an önce devam etmek için adaptörleri hızlıca soğutmak için bu yöntemi bulmuş dahiyane fikirlere sahip nesildir.
rte'nin her fani gibi bu dünyadan ayrılmasıyla birlikte sorulacak sorudur. çoğumuzun iyi bilirdik demeyecek olmasıyla birlikte şahsen "iyi bilmesini iyi bilirdi" gibi bir açıklamam olacaktır.
hepsi değildir. ayrıca akpli polisler de bana kalırsa insanın tecavüzcüsüne aşık olması sendromundan yani stockholm syndrome nedeniyle akplilerdir. neticede akp polislerin de ağzına sıçmasını iyi bilir, bilmiştir.
dünyanın en gereksiz ısrarıdır. o rezil partiye akp yerine ak parti dendiğinde partinin pirüpak bir hale geldiğini zannetmenin ürünü bir zırvadır. he ak parti amk he.
an itibariyle sol frameden anlaşılacağı üzere yapılan aktivitedir. bakir bakire nedir ya? yatak odasına giren hükümetten sonra yatak odasına giren anket de çıkmış.
avrupa insan hakları mahkemesi (aihm) tahtında açılacak davalar neticesinde türkiye'ye hüküm vereceği rekor tazminattır. kolluk kuvvetlerinin görevini yerine getirirken içinde bulundukları insan haklarına aykırı tutumlar nedeniyle sözde kapatılmış (nedense cari açık mütemadiyen olaylarla alakasız bir biçimde artmakta idi) imf borcu kadar ellerinden gidecektir. unutmayın aihm devletlerin bireylere karşı olan tutumlarıyla avrupa insan hakları sözleşmesindeki hükümlere aykırılıktan ötürü oluşan zararlar neticesinde (yani kafasına göre değil) tüm devletleri mahkum eden bir kurumdur. şimdi sizinle örnek bir karar paylaşacağım:
kararın künyesi: ali güneş - türkiye davası Basvuru no. 9829/07
karar biraz uzun ama sözün özü şudur ki; bu keyfi gözaltıların, orantısız güç kullanan polislerin elbet bedeli hükümet tarafından ödenecektir. sonra da bize yol, su, elektrik yani kısaca "vergi" olarak döner azizim.
olayların başından beri ilk sorulması gereken sorudur. buyrun yazar kardeşlerim;
Büyükşehir Belediyesi Kanunu Madde 7:
Büyükşehir belediyesinin görev, yetki ve sorumlulukları şunlardır:
n) Gerektiğinde sağlık, eğitim ve kültür hizmetleri için bina ve tesisler yapmak, kamu kurum ve kuruluşlarına ait bu hizmetlerle ilgili bina ve tesislerin her türlü bakımını, onarımını yapmak ve gerekli malzeme desteğini sağlamak.
Hani sözde kültürel varlık için kışla ve opera binası yapılacakmış ya Kadir Topbaş duruyorken sana ne oluyor Tayyibim diye sorarlar adama?
noldu kendi büyükşehir belediye başkanına işi bırakacak kadar bile güvenmiyor musun yoksa?