Gözlerine bakarken
güneşli bir toprak kokusu vuruyor başıma,
bir buğday tarlasında, ekinlerin içinde
kayboluyorum...
Kahverengi pırıltılarla uçsuz bucaksız bir uçurum,
durup dinlenmeden değişen ebedi madde gibi gözlerin:
Bilemezsin aniden gelen korkunun insanı nasılda çaresiz bıraktığını ve ben son demine kadar yaşıyorum bu korkuyu.
Sen bilmezsin korkularımı
Korkarım ben,bir hiç kahpenin kurşunları seni benden önce bulacak diye.
Korkarım sevgili senin elin benim elime değmeden kara toprağa degecek diye.
Korkarım sevgilim o hayat buldugum gözlerine doyamadan azrailin gelip o hayat dolu bakışlarında ki pırıltıyı ruhunu alacak diye.
Ve yine korkarım ki sevgilim o güzel dudaklarından adımı değilde kelime-i şahadeti duyacagim diye korkarım.
Dua ediyorum.Sevgilim başın dik sırtında kara toprağa değmesin diye.
Ben seni düşünüyorum seni
Hani tıpkı o ilk günlerdeki gibi
Kalbim diyorum kalbim
Daha dün tezgâhtan çıkmış bir su sayacı gibi
Aşkı anılar besliyor düşler kadar
Bu yüzden diyorum ki aşk eskidikçe aşktır
Sevgi eskidikçe sevgi.
Günümüz ekmeğimiz, türkümüz
Çoluğumuz çocuğumuz
Binalar yan yana yükselip gidiyor
Vapurların ağzı köpük içinde
Uzaklarda ne kapılar açılıyor
Tirenin biri bir istasyona varıyor
Ordan çıkıyor biri.
Her şey biliyor her şey
Sen biliyor musun bakalım
Seni nice sevdiğimi?
Üstüne titrrediğimi?
Geldigimi? Gittigimi? Hadi
Gunesim sabahım nefesim,gel ne olur şu kulu bu yalan dolanın içinde bırakma. bende geleyim seninle.söylediğinden beri gözlerim dolar akar bu yaslar gunesim gogsum sıkısiyor nefesim gel ki tekrardan hayat bulayım. sen gittin yine karanlık her yer.gel
Ikincidir bu hale burunurum bir taksim patlama bi de bu nasıl korktugumu sana nasıl dua lar ettiğimi yalnız allah duydu.biliyorum geliceksin hemde kahpelerin başını ezerek beni habersiz birakma ne olur ben o patlamadan sonra her gun oldum her gun selam okundu benim. Bilmemek çok kötü.Günaydın sevgilim.