ilk başlarda "aman bu ne biçim moda" diyerek yerdiğim fakat kullanmaya başlayınca rahatlığına alıştığım günümüz modası çanta türüdür.içine ne bulursanız doldurabilirsiniz.böylelikle hiç bişeyi elinizde taşımak zorunda kalmazsınız,sevdiğiniz tüm eşyalarınızı yanınızda taşıyabilirsiniz (eee tabi yatağım yorganım gibi değil).tek kötü yanı yanınızdakiler size sürekli "senin çantan büyük şunu da içine atsana,sen taşısana" gibisinden laflar edeceklerdir.n'palım (bkz: gülü seven dikenine katlanır).
çocukluğumuzun unutulmaz olayıdır.bir de sobanın kenarında leğende yıkanmak vardır ki keyfini şimdi anlıyorum.tabii olay bununla bitmez akabinde bir yığın eylem olur.anne tarafından çocukların kulakları kulak çubuğuyla kazılır.saç dipleri toprağı beller gibi taranır.tırnaklar en dipten kesilir.sabah uyandığınızda artık kendinizi tanıyamazsınız ama bu olayın avantajlı yanlarıda yok değildir.misal öğretmenin yaptığı bit kontrolünü başarıyla geçersiniz.
tablolarına anlam veremeyenlere "bakın etmeyin bu adamın hayalgücü çok gelişmiş.burada da önemli olan mevzu bu." diyerek kendisini bulunduğum her toplumda savunmaya çalıştığım büyük üstad.guernica tablosunun içinde ne derinlikler barındırdığını anlatınca kişilerde şaşkınlık duygusu uyandıran dahi kişilik. (bkz: her dahi biraz delidir.)
kişinin şuursuzca o iğrenç tada bağımlı olduğu zıkkımın köküdür.insanın hayatına sekte vurur.sosyal yaşamda yan etkileri görülür.buna bağımlı olunacağına çikolataya bağımlı olunsundur çok çok daha iyidir.
içinde hiç bir işin tam anlamıyla yürütülemediği yetkili diye soru sorulan kişilerin bile yetersiz davranışlar sergilediği öğretim sistemi "kurumu".öğrenciler bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete şeklinde bir şuursuzlukla öğrenimlerine devam ederler. kaydolanlardan çok azı bu kurumdan mezun olurlar.
kişi bir mutlu,bir mutsuzdur.çok neşeli olduğu bir anın sonunda dibe vurmuşluk hissi yaşayabilir.manikdepresif psikolojik tanımına neredeyse uygundur.dünyanın insanları çok da mutlu etmediği şu günlerde bir çok kişide görülmektedir.
tüm bunların dışında (karikatür dizisi olması gibi) bu benim davranış tarzımın tanımıdır.kişi her şeyden kıllanır,her şeye trip yapar,yanında durulmaz olmuştur.bu kişiden kaçınız!gördüğünüz yerde görmemezlikten geliniz!ayrıca söylemesi de çok lezzetli iki kelimeciktir.
depresif ruh halinin rengidir.en sevdiğim renktir.bir de gogol bordello'nun "start wearing purple" adlı parçası vardır ki bu parça popüler olduktan sonra taksim'de herkes mor giyer olmuştur.
kendisini "let me kiss you" adlı parçayla tanıdığım sesi büyüleyici kişiliktir.Zor bir çocukluk geçirmiştir.Bu olgun yaşlarında da sürmüştür.genellikle yalnızlığıyla başbaşa kalmayı seven bir kişiliktir.ruh hali karamsardır.hayatta dinlenmesi gereken seslerdendir.
Hayatımın orta yerine düşmüş bir Amerikan dizisidir.Aslında oceanic 815 adaya değil benim hayatıma düşmüştür.Zira bu diziyi izlemeye başladıktan sonra hayatımda hiç bişey eskisi gibi olmamıştır.Duyduğum her ses,gördüğüm her şey bana bu diziyi hatırlatır olmuştur.Ve hayata bir acayip bakmamı sağlamıştır,her şeyden işkillenir olmuşumdur,her olayın ardında bir komplo arayasım gelmiştir.Eee tabii ki favori karakterim de Sawyer'dır.