magarnugus
811 (olağanüstü)
dördüncü nesil yazar 4 takipçi 12.90 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    are you peri are you cin

    1.
  1. yine bir ankaralı namık klasiği. yaza damgasını vuracak muazzam bir eser. sözleri şöyle:

    up to the ceiling
    down to the floor
    left to the window
    right to the door

    kiss me mommy
    kiss me daddy
    i will sing one abcd

    abcdefghijklmnopqrstuvwxyz
    kapıcı izzet

    her yanın sallanarak
    dudağın ballanarak
    üst düğmemi çöz ama
    gerisini bana bırak

    eşeğe binelim mi? (nasreddin hoca oldu başıma)
    dünyayı gezelim mi? (15 puanlık uzmanlık sorusu valla)
    tenha köşe bulunca inip yürüyelim mi?

    her yanın sallanarak
    dudağın ballanarak
    üst düğmemi çöz ama
    gerisini bana bırak

    Are you peri? Are you cin?
    perimisin ne cin misin, ben geldim evde misin?
    tık tık tık iyi günler
    komşuların da duymadan perdeyi çekermisin
    1 ...
  2. kırmızı külodun apolitikleştirme fonksiyonu

    1.
  3. - hocam şimdi marksist açıdan baktığımız zaman ekonomik altyapının sosyal üst yapıya etkisi...
    + kes şimdi onu da kırmızı don giyiyomuşsun diye duyduk.
    - abi donu karıştırmasak çünkü daha sovyetlerin son sürecini tartışacaz.
    + ben kırmızı don giyen biriyle maç bile tartışmam.
    - abi lütfen.
    + get lan uzaklaş. politik dediğin adam yeşil don giyer. hiç olmadı klasik slip beyaz don.bu bir gelenektir.
    - abi ama önyargıları da kırmak gerekiyo bi yerde.
    + lan sen daha gitmedin mi?
    2 ...
  4. kasisten ucan arabalari izlemek

    1.
  5. malum yolların bazı yerlerinde kasisler bulunmakta ve bunlar aracılığı ile yol ağzı, okul önü vb. yerlerde hızın düşürülmesiyle herhangi bir kazaya meydan vermemek amaçlanmaktadır. fakat uzun zamandır kasis olmayan bir yola, kesinlikle dibine kadar gelmeden belli olmayan bir kasis koyulursa, başlığımıza yol açan nedeni de öğrenmiş oluruz.
    ve tabi bunun sonucu olarak hızlıca kasise girip uçan arabaları da.

    olayın kendisi öncelikle "abi çok kötü yapmışlar burayı. kesin kaza olur" şeklinde yorumlanmış, ve sorumlular ayıplanmıştır. daha sonraları ise gitgide bu durum hoşa gitmeye başlamış, (ki nasıl bir manyaklıktır bu) öncelikle geyiği yapılan oturup kasisten uçan arabaları izleme olayı, bir süre sonra elde yarım kilo çekirdekle, kasisin paralelindeki bölgeye oturup aşağıdaki yorumlar eşliğinde 2 saate yakın gerçekleşmiştir.

    - şuna bak hamile kadın gibi geliyo ya!
    - abi bu çok pis geliyo acayip uçacak!
    - aman hemen bas frene abs var ya!
    - hocam broadway'lere niyeyse bişey olmuyo!
    - bu ne ya hiç kaza falan olmadı!
    - araba uçmadı süzüldü resmen!
    - abi yok taksiciler işi biliyo!
    - o değil de şuna niye bişey olmadı!
    - yaaa, sürtersin öyle yere işte!

    (bkz: sorunlarımız var)
    1 ...
  6. diskoda verilen kopukten bogulan insan

    ?.
  7. eğleneyim derken köpüğe kurban gidip, boğulan insandır.

    disko ortamlarının artık vazgeçilmezi haline gelen köpük, temel eğlence araçlarından biri olmuş durumdayken, bazen insanların hayatlarını karartan, ömrünün genç baharında gencecik insanları yutuveren bir olay haline gelebilir. disko ortamı malum. kimsenin kimseyi taktığı ettiği yok. millet içip içip sapıtma poziyonundayken sen orda boğuluyon mu, geberecen mi dönüp bakan olur mu? tamam gavurları geçtik, zaten bakmaz, çılgın bir türk erkeği eğlencesi olarak görür. lan size ne oluyo vefasız ırkdaşlarım. yani bir turistle dans etmek daha mı önemli bir insan evladının boğulmasından?

    belli ki bilmiyoruz köpük nedir, altında nasıl durulur, ağzına burnuna köpük dolmuşken nasıl nefes alınır? madem bilmiyosun niye gidiyon demi. otur gül gibi 2,5 yıldızlı yarım pansiyon otelinin 4'e 5 havuz kenarında, güzide otelin tek eğlencesi ve animasyonu olan, kınalarda falan da kullanılan maytapların bir boy büyüğünün ortaya çıkardığı inanılmaz görüntüyü izle.

    azla yetinmeyi bilmeyince maalesef böyle durumlar ortaya çıkıyor. ulan o değil millete bakıyosun, adam köpüğün altına girmekle kalmamış, resmen orda bir yaşam alanı oluşturmuş, normalden daha rahat nefes alıyo. hoca nasıl bir evrim süreci geçirdin anlamıyorum ki. eğlenceye ayak uyduralım derken üstün başın tabiri caizse dona kadar ıslanmasından bahsetmiyorum bile. ki yaklaşık 15 dakka önce diskoda çılgınlar gibi dans edilip, "hayat umrumda değil" havalarında cool takılmaya çalışılırken gelinen noktaya bak: otele gidip ıslanan ve kirlenen şort, t-shirt, don üçlüsünü sabunla bir temizleyip, iki kişi yardımıyla iyice sıkılarak, odanın yaklaşı 1 m2 olan balkonunda "lan öbür güne kurusa bari" hesapları yapmak.

    yok hocam bize göre değil ortamlar, boğuluyodum lan.
    6 ...
  8. boyuna reklam almak

    1.
  9. aslında günümüz dunyasında kullanılabilecek, çok da uzak olmayan durum. zaten her şeyimiz reklam gibi. t-shirt giyiyosun üstünde dev gibi "nike amblemi, adidas yazısı, ne bilem converse falan. hiç bunlara girmeden doğrudan boyuna almak en güzeli. arkadan her yönden dikkat çekebilecek bir reklam mesela : "Özhacıosmanoğulları Kundura. Kalitede Tek Adres." anam anam sokağın, caddenin yolun en populer kişisi olursun anında. bi de gıdığa falan aldın mıydı bi reklam, bak o zaman havandan geçiliyomu.*
    2 ...
  10. şehirler arası otobüs insanları

    1.
  11. şehirlerarası yolculuklarda karşılaşılan insan tipleridir.bunların birkaç tane türü vardır. şöyleki:

    1. uykucu insan: bu tip insan, otobüs yolculuğu boyunca uyuma kapasitesine sahip bir insandır. otobüs kalkmadan 5 dakka önce gelir, hafifce etrafı süzer, daha sonra başlar uykuya. açlık nedir hissetmez, çiş nedir bilmez, mola nedir anlamaz. varsa yoksa uyku. lan noluyo. hele bi çevrene bak. belki önemli bişey var. yok! sürekli "abi burdan kafayı vurdum mu 12 saat sonra uyanırım" modu. bunların bir de elinde yastık, battaniye ile gezen türleri vardır ki kaçılası insanlardır. bunlar da genelde uyuduktan sonra ayakları yanlara uzatma, kafayı yandakinin omzuna yaslama gibi eylemlerde bulunurlar. hele hele horlayan uykucu insan modeli başlı başına bir felakettir. ilk önce yavaş yavaş hırlamalarla kendisini ifade eden horlama, daha sonra birden kükreme aşamasına evrilir ve uyumayanlar için eziyete dönüşür.

    2. konuşkan insan: otobüs yolculuklarında yan yana gidilebilecek türden bir insan değildir. genelde yaşlı insanlardan oluşmakta olup aralıksız 20-24 saat konuşan modelleri vardır. kilit soru olan "nerelisin" sorusu sorulduktan ve cevap alındıktan sonra, bizim konuşkan insanı tutabilene aşk olsun. her türlü askerlik, iş, piknik, kahve anısı, detaylarıyla anlatılır. ara sıra sorulan "okuyomusun, baban ne iş yapıyo" tarzı sorularla da diyaloğun kopmamasına özen gösterir. yanında oturana eziyet çektirir.

    3. evhamlı insan: bu tip insan, otobüs içerisinde sorun çıkartma eğilimli insan modelidir. bu insan, sürekli kafasını bulunduğu yerden kaldırıp yola bakarak, arkasındaki insanları da tedirgin etmekten başka bir işe yaramaz. her çukurda 3, her virajda 5, her hatalı sollamada 10 sure okuyuverirler. yol boyu uyumaz, sürekli yaptığı "cık cık" larla, sürekli yaptığı "inince şikayet edecem" tarzı söylemlerle, otobüs içerisinde soğuk bir hava esmesine neden olur.

    4. entel insan: bu tip insan, otobüs insanları içerisinde en zararsız insan modelidir. bunlar genellikle otobüse biner binmez, gazete, dergi, kitap vb kaynakları açarak okumaya verir kendini. sessiz, sakin, kendi halinde yapar yolculuğunu. gece yolculuklarında falan diğer otobüs insanları rahatsız olmasın diye ışığı falan da açamaz, koltuğu da indiremez. indirse bile sorar "hocam koltuğu indirecem ama bir rahatsızlık vermeyeyim" diye. ters bir cevap gelirse, üstelemez, sorun etmez.

    5. müzik ruhlu insan: bu tip insan da kendini otobüs içerisinde müziğe vermiş insandır. kulağındaki aletle o kadar bütünleşmiştir ki bıraksan suriye'ye kadar gider otobüsle. yalnız bunların asi modelleri vardır ki onlar çok sevilmezler. müziğin sesini iyice açıp, "yüksek sesle dinliyorum, çünkü asiyim" imajı vermeye çalışırlar.
    35 ...
  12. orta taraf ilerleyebilir mi

    1.
  13. iş çıkışı vb. saatlerde yaşanan ve otobüsün içerisinde yaklaşık 100 kişi varken, ön taraftan doğru yükselen hazin ses. genelde şoför tarafından, arasıra da kendini bu noktada sorumlu hisseden, bunu kendine misyon edinmiş bilinçli bir vatandaş tarafından söylenir. otobüs içerisinde kimse dillendirmek istemese de bir çatışma yaşanmaktadır. bu çatışma sonucunda otobüs üç bölüme ayrılmıştır.
    -ön taraf
    -orta taraf
    -arka taraf

    ön taraf: her zaman kendisini mağdur duruma sokarak, otobüsün diğer taraflarına laf atar. "orta taraf ilerleyebilir mi, usta bir adım daha atalım, arka boş beyler" tarzında iğneleyici tarzda söylemlerle orta tarafa olan düşmanlıklarını belli ederler. ön taraftaki inanışa göre orta tarafın hepsi şerefsizdir. bunlar sırf gıcıklık olsun diye ve arka taraf bomboşken ilerlemeyerek yolu tıkarlar.

    orta taraf: ön tarafın yaptığı bütün adiliklere rağmen normalde otobüsün en mağdur, en garip bölümüdür. sürekli azar tarzında cümleler işitirler. arkaya da ilerleyemezler. daha çok arada kalırlar ve hüzünlü hüzünlü arka tarafa "olum ilerleyin lan kızıyolar önden" tarzında bakarlar. en samimi bölümüdür otobüsün.

    arka taraf: normalde otobüsün gizli kalmış, adi bölümüdür. suya sabuna karışmazlar. "bize ne lan. bizimle alakası yok olayın. yesinler birbirlerini" tarzında düşünerek, orta tarafa pis pis gülerler. arka tarafa ulaşan insan nirvanaya ulaşmış gibi olur ve kutsallık kazanır.
    16 ...
  14. © 2025 uludağ sözlük