"öbür dünyada sen yan" parçası zalım duygusal olmuş angara adamı. yüreğimizin yağlarını eritti gece gece.
Sözleri :
Sen Bana Dünyayı Dar Ettin Zindan Ettin
Pek Çok Yalan Söyleyip Hayatımı Mahvettin
Nasıl Kıydın Bana Sen El mi Gördün Yakınken
Sebebim Oldun Benim Gencecik Bir Fidanken
Hakkımı Asla Helal Etmiyorum Sana Yar
Ben Bu Dünyada Yandım Öbür Dünyada Sen Yan
Hakkımı Asla Helal Etmiyorum Sana Yar
Ben Bu Dünyada Yandım Öbür Dünyada Sen Yan
Amacın Menfaatmiş Hoş Vakit Geçirmekmiş
Sahte Bakışlar Artık Ego Tatmin Etmekmiş
Nasıl Kıydın Sana Ben El mi Gördün Yakınken
Sebebim Oldun Benim Gencecik Bir Fidanken
Hakkımı Asla Helal Etmiyorum Sana Yar
Ben Bu Dünyada Yandım Öbür Dünyada Sen Yan
Hakkımı Asla Helal Etmiyorum Sana Yar
Ben Bu Dünyada Yandım Öbür Dünyada Sen Yan
- bak bu diş macununu kullan hiçbir şeyin kalmaz.
* ne kalmaz lan, ağzımda telef etmediğin yer kalmadı. diş komadın lan ağzımda.
- ya da bunu kullan, bak bunla beyazlar artık daha beyaz.
* vururum lan seni. allahıma vururum.
- ama en güzeli bu vurucu gülüşler.
- duydun mu süleyman abi uzay gemisi yapıyolarmış.
* batar o.
- abi uzay gemisi diyorum ne batması?
* tamam işte hep batırırlar uzayı, hep boşaltıyolar atıklarını falan.
- abi uzay gemisi hakkında hiç br fikrin yok değil mi ya?
* uzayı batsın...
- aşkım burada mı evlenecez ya? ya bu ne ya? beni nereye getirdin?
* kır düğünü diye tutturdun gizem, al sana kır düğünü. niğde ulukışla'nın öz mü öz kırı.
- ya niğde nere ya? allahım ya...
* gizem fazla gitme o tarafa davar otlatmışlar orada. hep batmış oralar.
- ühüüüü ühhüüüüüü.
- senden bu zor görevi yapmanı istiyorum. o kanalizasyona gir ve sorunu hallet.
+ çok zor ama başarıcam müdürüm. haydi bismillah.
- hilmi? hilmi? allah rahmet eylesin.
- nurten ver o askiyi.
+ vermem süleyman. o benim herseyim.
- nurten son kez söylüyorum. valla devirecem şimdi dolabı üstüne.
+ hayır süleyman ölürüm de vermem.
- bunu sen istedin. dbamlsdafj* olmadı nurten olmadı. bi aski için buna gerek yoktu.
süpürge, halı yıkama vb. özelliklere sahip olan bu makinanın kendisinden çok, ürünü satan vatandaşlar ilgimi çekmişti. o dönemi hatırlayanlar bilir. pazarlama tezini bu ürün üzerine yapan insanlar başarılı olmuştur kesin. eve akşama doğru 4'te gelen pazarlamacı arkadaşlar gece saat 2.30 civarı kalkmıştır. her türlü "misafir ikram öğesi" hayata geçirilmiş yani, aileyle birlikte akşam yemeğine oturulmuş, annenin getirdiği tatlılar afiyetle yenilmiş, üzerine gelen meyve bitirilmiş, çaylar içilmiştir. fakat adamlar kalkmak bilmemiştir. artık bizden biri olmuştur rainbowcular. en son gecenin ilerleyen saatlerinde babamla siyaset konuşmaya başlamışlar "abi aslında gideceksin başını alıp bu ülkeden, insana saygı yok" falan diyerek ortama adapte olmuşlardır. bir diğer ilginç yanı da bu olayın gittikleri evden 3 tane adres almadan kalkmıyorlardı.titan zinciri gibi işleyişleri vardı valla. biz de mecburen üç akrabanın adresi verdik, bizim başımıza da bunları enişte gavuru musallat etmişti zaten. bi de almadık aleti işin garibi.
not: olay 7-8 yıl önce gerçekleşmesine rağmen adamlar hâlâ arıyolar bayramlarda falan.
- gereği düşünüldü. yaz kızım. sanığın bundan önce yaptığı suçlar da dikkate alınarak, bu günden sonra sadece erkeklerden hoşlanmasına karar verilmiştir.
+ yapmayın hakim bey. benim bi lakabım var. ayı cevdet derler bana. verin müebbeti ben yatarım.
- sanığın çok konuştuğu dikkate alınarak cezanın sadece hayriler, satılmışlar ve osmanlar üzerinde uygulanmasına...
+ hayri ne ya? osman ne? satılmış ne ?
- sadece hayrilere ve satılmışlara...
+ ya bi dur a. koyim bi dur.
- küfür ha. sadece satılmışlara. hadi bakalım.
- hep böyle yapıyosun ya mahmut. bitirdin beni. böhü böhü!
+ ağlama sikerim.
- ne diyosun ya manyak! hümkkk hümkk *
+ şiişşşt burnunu silme amına korum.
- ya bi git ya hayvan!
+ konuşma yalarım.
hep özendim, hep özendim. en sonunda gerçekleştirdim. aldım ağzıma diş fırçasını evde şuursuzca bi oraya bi oraya geziyorum. bana o ara inanılmaz haz veriyor bu durum. kendimdem geçiyorum. derken tam bu ara ayağıma sert bir cisim batıyor. "anam" ünlemini verirken haz yerini rezilliğe bırakıyor. her yer sulandırılmış diş macunu oluyor. işim gücüm yokken halı temizliyorum gece gece. lanet ediyorum gezerek fırçalayanlara. sonra diş fırçalamayı bırakıyorum.
martı gibiydi (oha) adeta süzülüyordu derin gökyüzünde (gökyüzü !!, süzülmek!!) gözlerinde en ufak bir şüphe yoktu (ne şüphesi) ara sıra kaçırıyordu bakışlarını (hani şüphe yoktu) rahatsız oluyordu çevreden (asıl çevre rahatsız çevre) nerdeydi, kimdi? (sövecem şimdi) uzun bir yolun başındaydı (bakkala gidiyodur) gözleri kesmiyordu yolu (kesmez tabi tembel ibne) umudunu yitirmemişti ama (tabi çırağı görebilir her an) saçmaladığını farkedip sustu (çok iyi oldu çook)
yıllar önce bir arkadaşımın evine girmiş ve evde 3 kişiyken biriyle rastgele konuşup şu diyaloğu yaşamıştır hırsız insan:
- şşşşt hocam uyan.
+ ne var a. koyum gece gece. ne oldu ?
- evde para var mı?
+ ne parası lan? bira aldık ya.
- bilgisayar da mı yok?
+ eee sokacam ha. yat uyu sabah konuşuruz.
- senin telefon nerde?
+ mutfağa bak.
- tamam hadi iyi geceler.
+ siktirgit. allahım ya.
sabah ise arkadaş kahvaltıda olayı dillendirir:
+ olum kimdi o mal gece gece para falan istedi.
- sen ne diyon ya otur yemek ye.
+ neyse telefonu gören oldu mu benim?
sonunda olay anlaşılır. olan yılların telefonu emektar 8210 a olmuştur.
denize girdiğinde de herhangi bir sorun yaşamaz zaten. rahattır. hatta çok rahattır. millet sırta bakıp gülüyo mu hiç umrunda olmaz. hatta ulan rezil olduk galiba şurdaki kızlara falan diye de hiç düşünmez. barışıktır. çok sever kıllarını.
işte bu noktada yılmak nedir bilmeyen, döktüğümüz zehirli tozları banamısın demeden afiyetle yiyen, her türlü imkansızlığa rağmen evden hiç ayrılmayan, sıcağın ve tozların etkisiyle büyüklük-çeviklik anlamında evrimin eşiğine gelen Adana'nın hamam böceklerini saygıyla selamlarım.