Tanrımın parmak izleri herşey.
Biz dahil.
Tanrımın dokunduğu nota kağıtları hayat.
Parmaklarını azad etmek için,
kendi parmaklarını kesmiş piyanist.
Son parmak kesilince,
toplayamıyor bizi yerden.
Cebine koyacaktı oysa,
olmadı.
Ondanım, ondan.
Ondan gayrı.
O "hep"ten mürekkep,
"hep"ten gayrı.
Ben, gayrı olduğumdan mürekkebim.
O hiç'e hükümdar.
"Hiç"i "hep"ten menkul.
Bir cigara cesedi piyano tuşlarında,
bir ruh tabutu bedenini arayan.
Parmaklar kesik.
O cigara artık canlanmaz daha.
Tanrının parmak izleri göğsümde,
ben artık can vermem bir daha.
Aldatılan bir kadının hıncıyla yağıyor yağmur,
Delmek istermiş gibi başımı.
Hep merak ederim bunu yağmurlarda.
acaba neden yağmur hep kadınları getirir aklıma.
Hiddetindenmi dersin ?
Zerafetindemi ?
Huzur veren sesindenmi ?
Yeni bebekler doğurduğu içinmi topraktan ?
Alıp gittiğindenmi bazen ortalığı , yıkıp döktüğündenmi ?
Kadınlara neden benzer yağmur bilemem.
Varsa bilgim bu husuta.
O da ikisini de sevdiğim kadardır.
Eğer zarar vermiyorlarsa
Ve ıslatıyorsa beni iliklerime kadar kucağında.
Gitsem ne değişir, kalsam ne ? ''Hiç'' ile ''Hep''in aynı şeyler olduğunu farkettiğim gün hem giden hem de kalan olduğumu farkettim.Ömür boyu bir ses kayıtcihazı alıp ara ara kendim ile olan konuşmamı kaydetsem. Öldükten sonra ortaya çıkarsam yazdıklarımı ve kayıtlarımı.
Söyleyemediğim ne varsa söylesin onlar.
Şimdi söyleyemiyorum ya korktuğumdan,
hani o korkmak bütün yaptığım rollerin yalanlığından.
Samimiyetle, tanışmış olduğumuz değil sadece tanındıklarını diyebilseydim.
Aslında bu kötü insan, kenidini beğenmiş, duygusuz, denen insanın içerisindeki dolaplarda neleri kiilitleyip,
anahtarı da herkesin görmek isterse rahatça görebilebileceği yere koyduğumu anlatırdım.
Gitsem ne değişir, kalsam ne ?
Kalsam, zararlar ağır basacak herkes için.
Gitsem gene zararlar ağır basacak.
olduğum yerdeyim ben. Hiç ile hep' in bir parçası olarak,
hiç ile hep in içini dolduranlanlar ile olanları hem hep hem de hiç diye doldurup bunu çaktırmadan.
''Bu nasıl bir genellemedir. Bu başlığı açanın metodolojik paradigmasının içeriği bence ağır pozitivist bir zihin ile şekillenmiştir.'' dedi kokoreç yiyen adam.