gittin canım benim.
erkendi her ölüm gibi.
ananemmmmmm diye severdim seni, kimin annesi böyle güzel derdim de mahçup mahçup bakardın yüzüme.
her anneanne ölümü kendi annenin öleceği gerçeğini hatırlatır sana. daha da acı hale gelir o an.
sonra bir anne adayı olarak ölürsem çocuklarıma ne olur fikri düşer aklınıza.
her anneanne ölümü zincirleme korku salar içinize.
anneannem en çok da neye pişmanım bilior musun?
yanına uzun zaman olmuştu gelmeyeli. o pamuk ellerinden tutup vermeliydim müjdemi. ikizlerim geliyor anne oluyorum dediğimde görmeliydim o kısık goslerindeki sevinci. surmeliydin elini yüzüme.
gelmedim gelemedim be anneannemmmm.
çok pişmanım ben..
şimdi bu yaratıklar* insan öldürerek, anne karnında bebeleri yetim bırakarak kendilerini ispat ediyor ya hani. biz şimdi bunları böcek niyetine koyup ezmediğimiz için mal mı oluyoruz?
kürtlerden nefret etme sebebi. *
ahmetciğim anlatmış zaten.
bu kadar da zihniyetini belli etme be badem bıyık.
hani biliyoruz zaten ne mal olduğunuzu da aşıkere gözümüze sokmanız daha can sıkıcı. biz bu adamlardan ne beklememiz lazım sizce?
bi siktirip gidemediniz, bir bitemediniz amk.
hırslarını törpüleyebilmek için, üzmenin sıradan bir şey olmadığını görmek için.
iyi bir kalbin sana ne kadar iyi geldiğini görmek için.
sayesinde, sırf onun hatırına sevmediğiniz kişilere/şeylere katlanabilmeyi öğrenmek için.
tahammül etmek diye bişiyin varlığından haberdar olmak için.(zira gökten bir tahammül yağıyor, şaşarsınız alimallah)
tanıdıkça daha çok sevmenin tadına varmak için.
iyi biri olmak için..
mesela;
ölülerin tüyleri hakikaten tiken tiken olabilirmiş(artık ne görülüyorsa ölünürken).
fazla çikolata yemek insanı öldürebilirmiş(yani aşk hormonu salgılıyor ya bu meret, aşkın kendisi gibi hormonu da sakıncalı).
oxford ingilizce sözlüğünün büyük bir bölümü, william chester minor adında seri bir katil tarafından tımarhanede yazılmıştır.
gerçek elmas x-ray cihazında görünmez.
ev işlerine yardım eden erkekler, diğerlerine göre daha fazla yalan söyleme eğilimine sahiptir(sanırım bu pek sevgili erkeklere bok atmaya çalışmışlar, biz inanmıyoruz).
çoğu gülme efekti 1950 lerde kayıt edilmiştir. yani duyduğumuz efektlerin sahiplerinin çoğu mefta.
eğer dünyadaki yaşam 1 yıla sığdırılsaydı, insan ömrü 2 saniye olurdu.
sola dönüp uyumak sizi neşeli ve pozitif yaparmış.
kalbi kırılan bir fil sadece bu sebepten ölebilir, ayrıca yalnızlığa katlanamayan tek hayvanmış fil.
geç yatan insanların, erken saatte kalkan insanlara göre ruhsal dayanıklılığı daha fazla(bu sözlük ahalisi için geçerli olabilir mi? ıı bence değil).
einstein nin beyni otopside çalınmış.
hitlerin ilk aşkı yahudi bir kızmış.(tarih hocam kesinlikle olamaz imkansız dedi, yanlış bilgi vermişler, onlar verdi)
seks düşünmek çişinizi yapmayı geciktirirmiş.
küçüklükte duyulan, bir müzik ve insan sesi, yetişkinlikte kişinin müzik zevkini belirlermiş.
dünyanın nüfusunun sadece %2 si yeşil gözlüymüş(şu güneşe bakarken ya da ağlarken yeşil olan ela gözler sayılsaymış iyiymiş).
insan ortalama günde aklından 3000 düşünce geçermiş.
bütün gece uyanık kalmak, fazladan 161 kalori yakmamızı sağlarmış(sözlük gece tayfası için bu).
yeni hali tuhaf hacı.
Kimin artıladığını görüyorsun, feysbuk gibi. değişik.
geçmişe yönelik saçmaladığın yazıların artılandığını da görmek ayrı bir şaşırtıcı durum.
ya oylayan kişinin bir amacı yok rast gele yapıyor, ya da ya da bilemedim şimdi.
he bi de oylayanlara ne tepki verileceği konusu var. onu ne edicük?
sağolun, sağolun.
işteyim.
koca ekrana boş bakmaktan gözlerim şaşı olmuş durumda.
iş yok, piyasa kötü diye bu çalıştığımız bankalar bizi kekliyor olabilir mi?
yoo yoo dostum..
bu huyun bir hastalık olduğunu ve hasta olduğumu yeni öğrendim.
eğer böyle bir takıntınız yoksa asla ne hissettiğimizi anlayamazsınız. toplum içinde yemek yemek işkence.
babanızı bile boğdurtur alimallah size.
şöyle ki; bir ara gerçekten kıl oldum, sinir oldum, yol oldum, yoldan çık.. pardon ne diyordum, çıktım gittim. ha sözlüğün umurunda oldu mu? bayağı bayağı oldu tabi ki.
ben de kayıtsız kalamadım döndüm. yine 1-2 saçmalayacağım. komik olduğumu zannedip zırvalayacağım.
binicem sütüne vurucam kırbacı vurucam kırbacı.
hayır hayır, özel mesajının olmamasının sebebi, bu sitenin çalışmasında bir sorun olduğu için değil. büyük ihtimalle sende bir sorun olduğu için hiç özel mesajın yok. demek ki sana özel mesaj atacak kadar yakın kimse yok. vaktiyle insanlara yaptığın düşüncesizce hareketler sonucu çevrendeki insanları teker teker kaybettin. şimdi üzülmekten başka yapacak bir şeyin var mı?
kendine ve hareketlerine çeki düzen verip, insanlar arasına karışmaya ne dersin?`""""
diyerek insanları nelere teşfik ettiğinin farkında değil mi deyyuz?
melaba.
hani cüneyt arkın amcamızı kaynar bişiyin içine sokmuşlardı da tüm yaraları iyileşmişti, gözü de mi ne açılmıştı. jon snow u da soksalar öyle sulara? yok mudur oralarda öyle kaynar sular neyim. ölmesin.
şarkıcı.
kim, bu hatuna "ayyyy senin çohk güzel yhaa" dediyse, o da almış bir gaz şarkıcı olmuş. işte o serzenişte bulunan kimse bu hatuna, ben onun ağzına sıçayım, yok sıçamayım, ben ona şarkı söyleyim en iyisi.**
(bkz: kaç kaç kaç)
ben bu adamı okurken yoruluyorum, 2.ci cümleye geçtiğimde 1. cümleyi unutuyorum. ** zira bir cümlesi neredeyse bir paragrafa eşit.
ama tebrik edilmeli, emek veren yazar..
gönüllü insanların toplandığı arama kurtarma ekibi.
akut.la ilgili sadece 2 sayfa yazının olması oldukça ilginç bu arada, o kadar tuhaf şeyler için yada yazarlar için sayfalar dolusu şeyler yazılıyorken hele..
neyse konu bu değil tabi.
3 haftadır bu gruba dahilim ben de. önce arkadaş zoruyla gittim, sonra "galiba yapacağım ben birşeyler" dedim kendi kendime.
ben grup üyelerine, "ben ne dağa çıkabilirim, ne de deniz dibinden ya da enkazdan ceset çıkarabilirim, kendime güvenmiyorum" dediğimde aldığım cevap, illa ki yapabildiğin birşeyler vardır, olmuştu.
bir çok eğitimi var bünyelerinde yaptıkları. ve kısıtlı ekipmanlarla. anlattıkları ekipmanların çoğunu slaytlardan görebiliyoruz malesef. bir çok şeye ihtiyaçları var. üyelerin çoğu, gruba 16-17 yaşında katılmış ve hala canhıraş çalışıyorlar.
ve en son ki depremde aktif olarak çalışmış insanların yaşadıklarını birebir ağızdan dinlemek tuhaf bir duygu.
ve eğer cesaretliyim, gerçekten birşeyler yapabilirim diyenler için; http://www.akut.org.tr/de...D=106&cat=birimicerik .
bu sadece buradaki bir grup, illa ki yaşadığınız şehirde de vardır. ulaşmanızı ve dahil olmanızı tavsiye ederim.
atatürk'ün neden sevildiğine sebep göstermeye gerek yok ama, yine de bir örnek;
--spoiler--
Mustafa Kemal'in Çanakkale'de Savaşan Yabancı Asker Annelerine Mektubu
''Bu memketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar, burada dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyunuz. Sizler Mehmetçiklerle yanyana, koyun koyunasınız...
Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar; gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat uyuyacaklardır. Bu topraklarda canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.''
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Not: Bu mektuptan önce bir çok anne evlatlarının kendi topraklarına defnini istemiştir. Ancak bu mektuptan sonra Atamızın ve Türk Milleti'nin büyüklüğünü anlamış ve bu isteklerinden vazgeçmişlerdir. Ayrıca Ata'ya da mektuplarla şükran, saygı ve sevgilerini belirtmişlerdir.
Avusturalyalı bir annenin ataya mektubu
Gelibolu topraklarında yitirdiğimiz evlatlarımızın acısını ali-i cenap (yüce ve saygıdeğer) sözleriniz hafifletti, gözyaşlarımız dindi. Bir anne olarak bana bir güzel teselli bahşetti. Yavrularımızın sonsuz uykularında huzur içinde dinlendiklerinden hiç kuşkumuz kalmadı. Majesteleri kabul buyururlarsa bizlerde kendilerine Ata demek istiyoruz. Çünkü yavrularımızın başında söylediğiniz sözler ancak bir öz babanın söleri gibi yüce,ilahi...
Evlatlarımızı bir baba gibi kucaklayan büyük Ata'ya tüm anneler adına şükran,sevgi ve saygıyla...
--spoiler--
üşengeçliğimin tutacağı tuttu, gelmediğime pişmanım. evet itiraf ediyorum pişmanım.
bayramı pijamalarımla geçiren ben(bu özel bilgi oldu ama paylaşmak istedim) bayramlıklarımı bile giymeye üşenen ben, güzelim zirveye gitmedim, pişmanım.
has karadenizli olan ben, nasıl oldu da bu zirveye gitmedim, pişmanım.
çok acayip şey kemençenin sapıyla bizi rencide etti, o da yetti.
sonunda!
aslında buraya sayfalar dolusu şeyler yazabilirim, zira birikmiş çok şey var. ama ben yine kelimeleri biraraya getirip, onları uygun şekle sokup sergileyemiyorum..
geç geldin, ama iyi ki geldin. sana yıllardır biriktirdiğim, sardığım bir sevgi yumağım var. sana gözüm kapalı, saf bir şekilde sunabilirim bunu..
tamam belki yine saçmalarım, afallarım, ne yapacağımı bilemem. ama ne olur bunu hamlığıma ver olur mu? kafanda benden yana sorular olmasın, çünkü senden yana yok sorularım.
o paranoyak hallerim, saçma sapan kuruntularım uçtu gitti. nasıl bu kadar eminim, nasıl oldu ya da oluyor hala anlamış değilim, hala bunun şaşkınlığı içindeyim, lütfen beni mazur gör.
ama yok, sen elimi öyle sıkı tuttun ki, hiç bırakmayacağını o zaman anladım. emin olmamın tek nedeni bu galiba. hadi be sende deme, gerçekten öyle. beni yanıltma olur mu?
sen bunları okuyamayacaksın. belki bu cümleleri yüzüne karşı da kurmayacağım. ama bunları hissetmeni sağlayacağım, zira ben dile getiremem duygularımı.
ama sen söyle hep olur mu? sen söyle ki ben de bu dili öğreneyim..