Paşamın iki omzu arası taksiyle bi' 20 lira tutar sanırım.
Son vuruşlarından ziyade tabiri caizse nerede ne zaman durmasını bilen, golü koklayan forvet.
Kurbaney.
Şu anda takıma destek olması gerekiyor, elde meşalelerle sevgi sözcükleriyle takımı karşılamalı sabiha gökçen'de. Haftaya çok kritik bir derbi maç var, takıma moral vermeli.
Aslında hep bu sebeple kaybettiğimizi düşünüyorum. Bu tarz olayları organize eden bir güruh var, ve şahsım adına bir yerlerden nemalandıklarını düşünüyorum. Ne zaman ki takım puanları kaybetti, karşıladılar, ne zaman ki kaleci müsvettesi tepki görünce özür dilemeye gidildi, ne zaman ki tepki yerine romantik tezahüratlar edildi...
Elbette futbolcunun, teknik kadronun, yönetimin suçu var, elbette taraftardan daha çok. Suçu taraftara atmıyorum tabii ki.
Ama takkeyi biraz öne koymak gerekli.
Gereksiz bir şekilde Emre'ye, Melo'ya kin kusacağına taraftar sert bir biçimde bu takımın asıl sahibi olduğunu hissettirmeli. topçuya, teknik kadroya, yönetime bu kadar ezdirirsen, kendini küçük gösterirsen bu ruhsuzluk ortaya çıkar tabii ki. bu şahısların hepsine lalezar, gülizar sunar rahat rahat takılmalarını sağlarsan olacağı bu.
konu başlıkları genelde hayatın içinden olduğundan ötürü normal olan. dar alanda kısa paslaşmalar'da hacı*'nın dediği gibi hayat fena halde futbola benzer. o yüzden alışmamız gerekmekte bence.
gereksiz bir şey. zira kişinin ibadeti kendini bağlar. ama yine de; oruçlu oruçlu uğraştığımız başlıklara bakın yahu. zaten sahurda doğru düzgün yemedik bir de hava sıcak susuyoruz. pfs.
ayrıldıktan sonra orospudur.
ilişki teklifini kabul etmiyorsa orospudur.
istersin vermez orospudur.
seninle alay eder orospudur.
işin düşer yerine getirmez orospudur.
havlete niyet edersin, yüz vermez yine orospudur.
bizim milletin işine geldi mi namuslu, işine gelmediğinde orospu hatta onun yegane mahdumu olabiliyor.
not: ehe, ehere. yılmaz özdil gibi yazdım. belki kızlar görür la.
kardeşinizin üstünden özürlü plakalı araç alıp ötv ödemekten, mtv'nin büyü bir kısmını ödemekten yırtabilirsiniz. ama bu maddiyatı düşünme evresi iyice kaşarlandıktan sonra oluyor. o zamana kadar ne yapacağınızı hiç bilmiyorsunuz.
artık futbol dünyasının daha çok profesyonelliğe yönelmiş olduğunu düşünürsek normal durum. işini iyi yapan birisini kendi takımında görevli görmek istemenin enteresan olduğunu sanmak ise enteresan.
not: hâlâ tepkim aynıdır. Gerek yok başka takımlı oyuncu, prof.lara. lâkin ne alay edilecek ne de yadırganacak bir durum.
tolga konusunda 250.000 için pazarlık yapan ve fekat gökhan süzen, olası eneramo, sezer öztürk gibi en fazla yedek kulübesi transferlerine milyon veren yönetime sahip takım.
bazen düşünüyorum da 99da seba'ya yapılanlardan sonra hiç yönetim olarak yüzümüz gülmeyecek, her daim küfür edeceğiz bunlara hissi kablel vuku, esselamu aleyküm ve rahmetullah.
transfer konusunda ilk defa eleştirilmemesi gereken takım. şimdilik yapılan transferlere bakılırsa;
pedro franco : 22 yaşında olmasına rağmen üst düzey performans göstermiş, kendi yaş kategorisinde en iyi defans oyuncularından birisi. milli takımında banko oynamaya başlayacak bir oyuncu. çok cüzi bir miktara 5 yıllığına takıma kazandırıldı.
günay güvenç : yine genç bir kaleci. almanya'da alt liglerde oynamış olsa da maç tecrübesi var.
ömer şişmanoğlu : dakika-gol oranına vurduğumuzda beşiktaş'ın nöbetçi golcüsü olabilecek, son vuruşları temiz ceza sahası golcüsü.
gökhan töre : top ayağına yakışıyor, top tutuyor, içeriye kat ediyor. milli takımlarda da oynayan bir oyuncu. tek sorunu istikrarsız olması. (ehe, rusyadaydı ama tabi son dönemde) ama onu da zaten kiralık olarak kattık takıma. aşı tutmazsa sıkıntı yaşanmaz.
daha bunların üstüne yabancı sol bek, yerli sağ bek, defansif ortasaha, ve bir forvet gelecek. üstüne birileri gelirse kaymaklı ekmek kadayıfı.
zeki önder özen bu işi çok güzel yapmakta şu an. inşallah yönetim çok karışmaz da önder hoca doğru bildiğini yapar. profesyonelleşiyor futbol takımı yani. jose sambade gibi bir kaleci antrenörü, fenerbahçe bireysel futbolcu antrenörü dolu arslan gibi isimler var artık.
üstün dokuzuncu nesil fikir mühendisi fikri'den öğrendiklerinden sonra düzeleceklerdir. zira iyi yazmak için onun gibi üstadları izlemeleri lazım.
sözlüğün beş altı sene öncesindeki halini hatırlıyorum ilk cümlede yazdığım -dır, -dir, -dur türevi cümle sonu ekleri ile dırdır ekleyerek tanım yapma modası vardı. evet.
bakın mesela troll üstadım fikriyi takip ederek cümle bittikten sonra sonuna .evet. koymayı öğrendim. sayende öğrenecek çok şeyimiz var. evet. oley. evet. kib. evet. slaven bilic. evet. mesai saatinde uğraştığım adama bak. evet. aha telefon çalıyor. evet.
bu teoreme istinaden insanların boylarının söyleniş biçimi yanlışlarının düzeltilmesi gerektiği ve sonuca yönelik aksiyonlar alınması için de kişilere ipucu verilmesi planlanmıştı. 21. yüzyılın başlarında gerçekleşen bu teorem; teoremin ortaya atıldığı sözlükte insanları aydınlatmış ve başta zall olmak üzere o zamanın sözlük yönetimini zor duruma sokmuş ve yeni bir devrimin ilk ateşini yakmıştır.
kağıt üstünde olmasa da el altından veya başka bir şekilde bambi ile ortak olması gereken. zira adamlara o kadar para kazandırdı, kazandırıyor. vefa sadece bir semt adı olmamalı gençler.*
basının iç yüzünü gösteren haber. zira "Kopma noktalarını Galatasaray çok iyi değerlendirdi. Yoksa Beşiktaş şampiyon olabilirdi. Kazanmamız gereken maçları kazanamadık. Stres mi yaptık bilmiyorum. Anlamsız puanlar kaybettik. Genç kadroyduk ve terübe kazandık."
yukarıdaki cümlelerde galatasaray'ın şampiyonluğu haketmediğini söylediği bir yer varsa Ersan'ın tamam ama burada futbol trollü olduğu söyleniyor, okuma özürlüler tarafından.
her yerde basın tu kaka, ama içeriği okumadan laf sokmaya çalışmak on numara. ayıp la.
senelerce kapalı tribünde (yaklaşık 9 sene) bifiil grubun içinde yer almış birisi olarak eleştirmeyi borç bildiğim grup. taksim gezi parkı olayı ile alakalı değil bu eleştirim tabii ki, ben de çocuklarla beraber Beşiktaş'tan Taksim'e yürüdüm, Beşiktaş'taydım falan filan.
Kanımca en sakıncalı olay beşiktaşlı yeni nesilin (17-20 yaş arası) internet vesilesiyle çarşı adını aşırı kullanması, çarşı adını kullanırken de aşırı hooliganizmi meşru görüp, esasında çarşının adını lekeliyor olması. ki bu yeni jenerasyon sorunu aynı zamanda tribünde de hakim; birbirine saygısız kitle giderek çoğalmakta. tribünde iki kişiyi tanıyan buraların sahibi benim ayağına yatıyor. laubalilik, gereksiz küfürler zaten son zamanlarda yine ayyuka çıktı.
tribünü statü yeri olarak gören, arkadaşlarına hava atma yeri olarak gören kesim çoğalmaya başladı. buna bir şekilde dur diyeceğiz ama bakalım ne zaman.
yine de sıkıntılı ne varsa içinde çözebilecek grup, oluşum, yaşam. en mutlu günlerimin geçtiği yer, özlenen.