bir belediye otobüsünün arka tarafında ayakta dikilmekteyken bir baba oğul yaklaşır...
+: çocuk -: baba *: ben
+ baba bu bi heykel mi? (beni göstererek)
-... (bana dönerek)
+ baba bu bi heykel mi insan mı? (beni göstererek)
- heykel olur mu oğlum hiç insan o bak (beni göstererek)
+ evet heykel değil çünkü heykeller beyaz olur. (insan olduğuma inanamadı çocuk)
* ehhe
ne yazık onlara ki çıkarlarına dokunulmadıkça doğru yola gitmezler ve Allah'ın kendilerine sunacağı nimetleri bilmezler.
ne yazık onlara ki kalpleri temiz olmadığı için herkesi kötü sanırlar ve günahsıza ve günahkara bir fark gözetmeden kötülük ederler.
ne yazık onlara ki duygulu çekingenliği korkaklık, samimiyeti yaltaklanma ve yardımı bi baskı sayarlar.
ne yazık onlara ki kendilerine açılan saf bir kalbi zaaflarından istifade edilecek, istismar edilecek bir akılsız sayarlar.
onların, geleceği inşa eden insanlar arasında yeri yoktur.
unutulacaklardır. oğuz atay - tutunamayanlar
- mahalledeki topun sahibi olan çocuk tarafından oyun içine alınmamak... dayanabiliyorsa kenardan oynayanları izlemek, aksi takdirde eve gidip annesi patates ya da soğan soyarken halıda oturup kadın programları izlemek.
- kolonyayla harf ya da şekiller yapıp ateşe vermek
- deodorantı püskürtürken çakmakla yakmak... ( patlar mı lan acaba korkusunu da yanında getirebilmektedir. )
ilginç bi şekilde karşıma çıkan haber başlığı. zaten karşıma çıkacağı çok önceden belli olduğu için de ilginç olmaması gerektiğine inandım nedense. birazdan da link paylaşacağım. o da belliymiş meğersem.