Pokémon çizgi filmindeki Roket takımı'nın unutulmaz repliği...
Belaya hazı olun
Hem de çifte belaya
dünyayı yozlaşmaktan kurtarmak için
bütün insanları ulusumuz altında toplamak için
gerçek ve sevgi belasını kınamak için
elimizi yıldızların ötesine uzatmak için
JESSiE!
james!
Roket takımı her zaman ışık hızıyla hareket eder
Ya teslim ol ya da savaşa hazır ol
- ağzından bi kere "anneciğim" lafı çıkmadı
- üff..hadi yemek koy kadın..
- hizmetçi gibiyim zaten babanda böle yapıyo da dırdır da dırdır..
anne: bugün okulda naaptınız?
çocuk: ders.
anne: bugün ne yedin?
çocuk: yemek
anne: dayak ister misin?
çocuk: saol almıyım.
anne: nedir bu odanın dağnıklığı, bi daha bu odayı böyle görmicem, bu ne bu çöpler, giysiler kaçıcam gidicem
oda ahalisi:mmmmm.......(artık alışmştır, bağışıklık kazanmıştır.)
anne---oğlum aç mısın?
evlat---evet açlıktan ölüyom
anne---kalk kendine bişeler yap o zaman
evlat---?!
eve erken (akşam ezanı okunmadan*) gelen oğluna sevgisini fışkırtan anne;
- yavrusu gelmiş, anasının kuzusu gelmiş
- meeeeeeee
dipnot: bahsi geçen kuzu 25 yaşında*
evlat: elma
anne: sus anneye elma denmez!
sözlük okunurken, anne bilgisayarın arkasındaki yerini almıştır. o uzaklıktan zaten yazıları okuyamadığına ilişkin beyanatlarını çürüten birkaç sorudan sonra bombayı patlatır:
anne:bu yandaki kız resmi ne? (bannerdan bahsediyo)
ben:ya anne yeter banner işte o, mutlu musun?!
a:ne işe yarıyo peki bu kız resmini niye koymuşlar buraya?
b:bak tıkladım bunu, şimdi sözlükte bu resimle ilgili başlık açıldı...
.. açılan başlık: (bkz: önemli olan boyu değil işlevi)
evlat: ya anne bi git bak ya!
anne: ben istedigim yere giderim.
evlat: istenmedigin yere de gider misin anne?
ana: tüü sana! yazıklar olsun.
ankara'da tunalı hilmi caddesi'nde yürürken cepten anne arar:
- oğlum ne yapıyorsun?
-anne, tunalı hilmi'deyim.
- oğlum tanımadığın insanların evine gitme demedim mi sana ben...
anne: bla bla bla...cevap ver bakıyım.
evlat: anne şimdi ben...
anne: sus annelere cevap verilmez!
Evlat: ???
*anneyle evden çıkılır*
anne: ocağı söndürdük mü acaba? eyvah napcaz bütün ev yanarsa?
evlat: boşver anne yananı görür allah.
anne: kime çektin sen bu espri konusunda bilmiyorum.
gitar kursundan dönülür:
anne:kızım dersin nasıl geçti?
df:iyi geçti.
anne:naptınız gitar çaldınız mı?
df:!!!!!!!
her defasında sorulur.
*anne profiterol yapmıştır*
ben(bütün cıvıklığımla): ehiehi sağol annecim, ama sürpriz olmadı pek, kokusu kapıya kadar gelmişti.
anne: o zaman sana bir sürpriz yapayım.
ben: nedir?
anne: bu misafirler için.
evlat: anne ben amerikaya gitmek istiyorum master için, ne dersin?
anne: olmaz çocuğum.
evlat: nedenmiş o?
anne:ben sıkılırım amerikalar da. otur oturduğun yerde.
evlat: höynk???
(bkz: based on a true story)
(anne börek yapmaktadır. 28 yıldır olduğu gibi oğluna seslenir.)
anne: oğlum dolabın üstünden davul fırını indirir misin? börek açıyorum şimdi kalkamam.
evlat: börek açmadan evvel indirseydin. Kadın işine karışmam doğru değil.
anne: sus, anneye cevap verilmez öyle!