bilindiginin aksine, ataturk leblebiyi sevmez. cunku savas zamani, rakinin yanina, yokluk oldugu icin sadece leblebi bulabilmistir. ama savas bittikten sonra, daha dogru durust meze bulunabildigi icin, kendisi leblebiyi tercih etmemistir. yani bugunun hardcore kemalistleri, ata'yi taklit edicem diye raki yanina leblebi aliyorlar ya, cok komik oluyorlar. damak tadi denen bir sey var la, hic leblebi rakiyla gider mi?
zall'in 2010 yilina yolsuz girmesi halinde yapmasi olasi eylem. bence cok mantikli, yani sigorta kapsaminda eger boyle bir madde varsa, yapilmasi cok mantikli. ama oncelikle sozluk sunucusunu sigortalatmak lazim. ama zall'in kesinlikle ortada delil birakmamak adina cok titiz davranmasi gerekir. ama olan biz yazarlara olur, ortada yazacak sozluk olmaz.
olagan karsilanmasi gereken bir hadisedir, her insanin farkli ihtiyaclari olur. ne yani, adam her yilbasina ayni kadinla mi girsin? el insan, yok insaf.
sozlukteki her muminin desteklemesi gereken kampanyadir. %99'u musluman olan uludag sozluk'te namaz vakti geldigi vakit, entry girme ozelligi kapatilmalidir, bu sayede sozlukte bos yere zaman oldurme hadisesi ortadan kalkar. ayrica sozlukte birlik ve dirlik saglanmis olunur. bence 2009 yilinin en guzel kampanyasi.
imaj hicbir seydir, susuzluk her seydir felsefesini benimsemektir. zaten susamis bir insana su vermek cok insancil bir davranistir, kesinlikle yapilmali, yapanlar takdir edilmelidir. dusunun ki biri geldi size susadim dedi, ama siz ona kalkip 1.5 doner yaptirdiniz oldu mu ya? olmadi. aciktim diyen bir insana bir bardak su vermek ne kadar sacma ise, bu da o kadar sacmadir. sacmadir diyorum, ay iyice sacmaladim.
dido krizine girmis bir insani tekrar yasama dondurmektir. zaten cok onemli bir doktor tavsiyesidir, hastanin agzina paketi acilmis bir dido konularak, geriye cekilmelidir. zira kriz aninda size saldirabilir.
(bkz: dodisi gelene dido)
akli basinda, ne yaptigini bilen, cogunlugun icindeki insanlardir. zaten her iki kisiden birisi akp'li, ve her iki kisiden birisi de fenerli. yani bu oran sasirtici degil arkadasim. kabaca bir hesaplama yaparsak, taraftarlarin da ortalama %47'si fb'li. hani herkes fb'li olacak diye bir soz var ya, gercek olmasi pek de uzak durmuyor. zaten anketler de, akp'nin %47'yi gececegini soyluyor.
yasadigi cagin gerisinde kalmaya mahkum, sinemadan uzak kalmis tiptir. yani film coktan sinemalara gelmis, ne demeye beklersin git hemen izle. ama maalesef hala boyle insanlar, hatta su an su dakika burada bile. hayir, filmi elestirmek icin muhabbet edeceksin, sonra "yok ben daha izlemedim aman anlatma", "ben avatar'a daha gitmedim aman baska konu konusalim" gibi aptalca muhabbetler. gidin izleyin lan, bakin an itibariyle bir gununuz var.
leblebi tozunu daha rahat cekebilmek adina bir insanin yapmasi olasi eylem. supurge mi lan bu demeyin zira leblebi tozu cekenler bilir, kuvvetle emilmezse ortaliga sacilabilir.
167cm olan kuzendimdir. tam 200cm olmasa da, teyzemin sinirlenince kuzenime olan hitabi guzeldir. akdeniz insaninin lakap takma becerisinin dogustran geldigine emin oluyor insan, ya da teyzem bu konuda cok yetenekli. (bkz: anten)
ideal yazardir. cunku sozlukteki herkes karmanin kolesi ve kopegi olmalidir. ben de olmak istiyorum ama malesef karmam eksilerde, surekli de dusuyor. cunku karmaya biat eden kisi, gerekli elestirilere kulak asiyor demektir, yani torpulenerek, toplumun istedigi kilifa girer, sivrilik yaparak ortamda ciban basi vaziyetini almaz.
hayata karsi son derece duyarsiz insandir. yahu insan hic mi merak etmez babam nerde diye? ulan bu uzak bir akraba degil ki, senin baban. misal belki cogumuz, dedenin yengesinin erkek kardesi kim bilmeyiz, merak da etmeyiz. ama bu senin baban lan? insan annesine veya, yaninda buyudugu kim varsa bi durup sormaz mi? benim babam yok mu diye. aklim almiyor arkadas, fittiricam.