can bonomo'nun tarzını tamamiyle yansıttığı ancak kendisini aşamadığı 2012 eurovision şarkımız. beğeni toplayacağından hiç şüphem yok ancak salonu harekete geçebilir mi sorusu şüphe taşır.
programın bittiği şu an itibari ile david gilmour'un royal albert hall'deki echoes performasıyla gözlerimize ve kulaklarımıza ziyafet vermektedir. 'iyi ki programın bitişini bekledim' dedirtmiştir.
sevgililer gününü yalnız geçirecek olan adamların eve giderken markete uğrayıp bir adet alacaklarını düşündüğüm ürün. yanında şarap olmazsa olmaz tabii ki. kalpli kaşara bakarak, kalpsiz kaşar yad edilir. daha sonra kalpli kaşarın jelatini soyularak yenir, ardından şarap yudumlanır.
acun ılıcalı'nın dizinin dibinden ayırmadığı kankası. televizyon dünyasının en gereksiz yüzü. müzik kulağı olmamasına rağmen bi çok şarkı yarışmasına jüri olmuştur. bırakın müzik kulağını, müzik teorisinin olduğundan bile şüphe duyuyorum. kamerandan, açıdan, ışıktan, senaryodan anlamamasına rağmen de çek bakalım adlı kısa film yarışmasına nasıl jüri olmuştur hala anlam verememekteyim. tahammül sınırlarını aşan yorumları, boş konuşmaları yüzünden kendisi konuşurken kanalı değiştirdim ünlü.
bir vecize ile bu konuyu kapatmak istiyorum:
ne bildiğin önemli değildir. kimi tanıdığın önemlidir.
tam bir takım çalışması gerektiren hafıza ve yetenek oyunu. doğru cevapladığınız her soru takım arkadaşınıza süre kazandırıyor. yani birimiz hepimiz hepimiz birimiz için felsefesi geçerli. oyun 4 kişi oynanıyor. ne kadar ileri gideceğiniz takım arkadaşlarınıza bağlı; bir kişi başarısız olduğu taktirde oyun sona erer.
malumunuz istanbul trafiği yüzünden istanbul üni. müh. fakültesinde düzenlenen panele bir saat geç kalan, geldiğinde ise arabadan inip hızlı adımlarla fakülteye girerken fakülte kapısı önündeki öğrencilere selam veren ve 'avcılara okul yaparlarsa böyle olur' diyerek ilk dakikadan acı bir tespitle espriyi patlatan, radyocu, şair abimiz. söylediğine göre kariyerinde ikiyüzden fazla panele katılmış ve ilk defa bir panele geç kalıyormuş.
lübnan doğumlu, kanadaya göç etmiş yazar wadji mouawad'ın kaleminden çıkan, cem emüler'im çevirip yönettiği, istanbul devlet tiyatroları oyunu. 1975 yılında patlak veren lübnan iç savaşı ile paralel, çok etkili ve şok etkisi yaratan bir senaryoya sahiptir. üç saat süren oyun, iki perdedir. uzun olmasının yanında yer yer temponun düşmesine rağmen, merak uyandıran senaryosu, başarılı sahnesi ve değerli tiyatro oyuncularının şapka çıkartılacak performansı adına izlenmesi gerekir.
literatürde bulunmayan, hayal gücü en geniş ressamların dahi tasvir edemediği, yalnızca yumurtanın* dayanmasını bekleyip sınav gününden bir gün önce çalışmaya başlayan öğrenci insanının nail olabildiği renktir.
google+ uygulamasıyla facebook üzerindeki ilgiliyi kendi üzerine çekmeye çalışacak olan ve bize fellik fellik davetiye aratan dünyanın en büyük arama motoru şirketi.
önce kpss skanladı, ardından ygs ve daha skandal olarak patlak vermemiş kopya çekilen nice sınavlar. bu adamların başımızdan defolana kadar denemekten vazgeçmeyeceklerini bildiğimizden pekte heyecan yaratmayan açıklama.
(bkz: kul hakkı)
sully erna'nın tükürükler saçarak söylediği, godsmack'in klibiyle beraber en gaz, en şahane parçalarından biri.
--spoiler--
sully abimizin bu denli gaza gelerek tükürükler saçmasına neden olan şeyin klibin 13. saniyesinde insan üstü dilini gözler önüne seren hatun kişisi olduğunu zannediyorum.*
--spoiler--
+ bi insan olaydı,kapataydı camı pencereyi ahh aah.
yok yok.
+şimdi kim kalkıp kapatacak pencereyi?
+çıktın gittin ardına bile bakmadan
çarptığın kapı kapanmadı kalbimde
belki gelirsin diye sonuna kadar açık
bu cereyan bu yüzden
üşümem bu yüzden
beynimde gıcırdayıp duran menteşelerin sesi..
bu yüzden..
uçar gider birden kafanızda oluşturduğunuz cümleler. kendi kendinize defalarca pratik yapmış hatta muhabbetin genel hatlarını belirlemiş belki birazda aşıp sonunu bile tasarlamışsınızdır.
fakat herşey bir saniyeden kısa bir sürede gerçekleşir.
puf.
ne kadar hazırlıklı olsanız da görmüşsünüzdür o yeşil gözleri. o yeşil derinliği.
umut sarıkaya'nın cemcük ağızlı karikatürleri ve hayatın içinden hikayeleri,yaşanmışlıkları,
aynı şekilde fırat budacı'nın kendimi durduracak değilim'i, otisabi'nin çapkınlık maceraları,ince mesajları için uykusuz
kenan yarar'ın hayal gücünü sınırlarını zorlayan psikoz hikayeler'i
erdil yaşaroğlu'nun gülmekten kıran komikaze'si
serkan altuniğne'nin başarılı karikatürleri için penguen
derim.birini birinden ayıramaz,ikisini de pek çok severim.
-Hey.
Hiç kimseye sana bir şeyi yapamazsın demesine izin verme.
Ben olsam bile.
Anlaştık mı?
-Anlaştık.
-Bir hayalin varsa onu korumalısın.
insanlar kendi yapamadıkları şeyleri senin de yapamayacağını
söylemek isterler.
Eğer bir şey istiyorsan, onu elde etmelisin.
Nokta!
daha ne kadar güçlü görünmeye çalışacaksın? ne kadar mutlu,
yalnızlığın içini kemirdiği her saniye
ne kadar dik,boyun eğmeyen,bildiğini okuyan,
görünmeye çalışacaksın ? daha ne kadar ..?
ve daha ne kadar gülümsemeye çalışacaksın içinde fırtınalar koparken ?
ne kadar daha zorlayacaksın kendini iki çift laf edebilmek için kendine,iki çift yalan daha söyleyebilmek için
ne kadar daha göğüs gereceksin 'bir'başına hayata ?
kulağının tam üstüne yumruk yemiş,dengesi altüst boksör,misal..
ne kadar daha dayanacaksın gardını indirmeden 'tektabanca'..?
ne kadar daha hasretini çekeceksin,hayalini kuracaksın başını yaslayabilecek bir çift omzun
ve deniz bile her sabah göz kırparken güneşle birlikte sabaha
sen daha ne kadar kapatacaksın gözlerini mutluluğa..