her kız aynı mıdır sorusunu akla düşürür. kız zaten o yola ilerlemek istiyorsa lisede de yapmıştır yapacağını aile baskısı şu bu fasa fiso. her kızı aynı bilmeyin, lütfen.
"whoever fights monsters
should see to it that
in the process he does not
become a monster.
and when you look long into
the abyss, the abyss also looks
into you."...
nietzsche
sevgililer sık sık elele tutuşurlar ve gelecekteki mutluluklarını düşlerler. fakat elleri birbirine kenetlenmiş ve düşleri de bir tek olursa mutlulukları hiç mi hiç daha büyük olamaz, hep aynı kalır.
apayrı bir dokusu vardır masumiyetin.
kimse hakkında kotu dusunmez mesela masumiyet.
herkesin iyiligini ister mesela masumiyet.
pis islere kafası basmaz masumiyetin.
bu dunya icin fazla guzeldir masumiyet.
cok beyazdır masumiyet, kolay kir tutar.
saflıgını katiyen kaybetmez masumiyet.
ufacık sekerler sekeri bir cocugun temizligi gizlidir onda, biz buyuklere benzemez.
kandırmaz masumiyet.
dolap cevirmez masumiyet.
dost gorunup dusmanlık beslemez masumiyet.
ici dısı birdir masumiyetin.
arkandan vurmaz masumiyet.
dedim ya bu dunyaya fazladır masumiyet.
dunya islerine aklı ermez pek masumiyetin.
enteresan bir insan masumiyet.
sana bana benzemez.
o yuzden cok seviyorum o'nu.
bana cagımızın cok gerisindeki guzellikleri hatırlatıyor cunku hala..
bana her seye ragmen insan kalmayı hatırlatıyor..
bana dunumdeki tum kirimi pasımı yalanımı yanlısımı unutturuyor.
ruhumu temize cekiyor yakınlarında olmak.
iyi ki geldin masumiyet..
merak etme, ben kıymetini bilirim.
m i n i k ! sen bu şehirde yoksun !*
bu insanlar niye var! sen yoksan buranın neyi var!
Gel cennetim... gel ... gel ki görsün buradakiler de aşk neymiş...
gel m i n i k... gel...
öyle zordur ki..
hasret kalırsın onun tek bir bakışına, gülüşüne...
Bazen onun yanında olmasını öyle çok istersin ki... elini eline koysun sımsıkı tutsun seni sarsın... öyle masumca istersin ki...
yan yanayken geçirdiğiniz zaman dilimleri aslında öyle özeldir ki bunu uzağa gittiğinde anlarsın...
onunla geçtiğin her yoldan bir daha geçerken içinden '' burada sarılmıştık'' '' burada gözlerime bakıp en içimdesin, en derinimsin ve o derinlikteki en büyük ışığımsın..'' demişti dersin...
bazen yakınındakiler senin artık bir şizofren olduğunu zanneder. (bkz: şizofren)
ama aslında onsuzluktan onun hayaliyle konuşup dertleştiğini, onun elini tuttuğunu, onun kokusunu içine çekip her şeye karşı kendini güçlü hissettiğini bilmezler...
bazen tartışırsınız uzaktaki sevdiceğinle ağlarsın, sızlanırsın... ama yakınındakiler onu yine anlamazlar... '' uzakta kızım o ne bu sızlanma artık önüne bak bırak n'olcaksa olsun ağlamaya değer mi?'' derler. değer !! dersin içinden..
haykırarak '' onunla yaşadığım mutsuzluğum gözyaşım onsuz yaşayacağım mutluluktan daha özel!!'' dersin... ama yine içinden.
çünkü dedim ya onlar bilmezler uzak mesafe ilişkisini...
şizofrensindir onlar için... gerçekte olan birine aşık olan ama hayalde yaşamaya çalışan bir şizofren!!
ama olsun...
bu söz tüm uzak mesafe ilişkisi yaşayanlara gelsin
`elbet bir gün buluşacağız
bu böyle yarım kalmayacak...`
bir bakıma kendine güvensizliktir. karşındaki kişiye değil aslında kendine yalan söylemektir. gidip karşısında açık bir şekilde düşüncelerini ifade etmek varken yüzüne gülüp ondan kaçmaktır. aslında korkmaktır.
ve kesinlikle aciz, korkak insanların işidir.
sen gözlerimin önünde içindeki beni harcarken;
ben bir an bile seni unutmaya meyletmedim...
sen bildiğim gibi kalmadın ama
ben unuttuğun gibiyim hala...