tasvip edilemeyecek bir davranış, mazereti yok. lakin bu altı ay uzaklaştırma cezası sadece kopyadan verilmiş değildir kanımca, ikisinin husumeti daha eskiye dayanıyor olabilir. bizi ilgilendiren kısmı şu 'kürt-türk' meselesi... bu haber üzerinden hürriyet gazetesine giydirmek yersizdir; adamlar kürt ibaresini kullanmamış. tabii haberin sözlükteki tezahürü değişik oluyor; kimi sırf güneydoğu ili diye kürt olduğunu düşünüyor -aslında siirt'te azınsanamayacak bir arap nüfusu yaşamaktadır- kimisi de olaydaki kalleşlik, sırttan vurma mefhumlarından hareketle öğrenciyi kürt yapıyor. öyle ya; kürtlerden başka hain yoktur bu memlekette. türk'ün yaptığı baskın 'kahraman saldırı, askeri deha'dır, başka milletin yaptığı 'hain pusu'...
(1) Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılayan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
--spoiler--
o 'kürt'lerden biri bi dava ederse götünüzden kan alır sevgili safkan türk kardeşlerim. o yüzden aheste çekin kürekleri, mehtap uyanmasın. boş zamanınızda da - eminim ki çok boş zamanınız vardır- şu linkteki kitabı okuyun, beyin kıvrımlarınız gelişsin biraz.
22 nisan 1982 Akçaabat doğumlu türkücü. doğa için çal projesinin iki ayağında çayeli'nden öteye ve uzun ince bir yoldayım türkülerine sesiyle katkıda bulunmuş, genç, yakışıklı, yanık sesli bir kardeşimizdir. yoroz isimli albümü çıkmıştır. müzik marketlerden itinayla ve ısrarla isteyiniz, korsan sitelerden mp3 olarak falan indirip ayıp etmeyiniz, kafanızı gözünüzü kırdırmayınız arkadaşım.
söz ve müziği ziynet sönmez'e ait bir türkü de vardır bu isimde. doğa için çal projesi sayesinde tanınırlığı artan Akçaabat'lı müzisyen ersan özcan kardeşimiz pek güzel söyler. sözleri ahan da şöyledir:
gürgen yaprak açmadan dibi serun olur mi
goyverdun gittin beni böyle sevda olur mi
felek koydi başuma bu çekilmeyen taci
hiç bir zehir olamaz ayriluk kadar aci
bu gaybana sevdaluk yorar adami yorar
dağlarda kara kuşlar bana adıni sorar
kara kuş boyanur mi ses etsem uyanur mi
alti sene hasretluk buna can dayanur mi
celal şengör hocamızın dediği bir yerde doğrudur fakat şunu da belirtmek lazım ki onun vurguladığı anlamda türk olanlar kendilerine oğuz türkü, türkmen, uygur gibi boy adlarıyla seslenir ve birlikte yaşadıkları başka etnik kökenden olan kişilere de türk derlerdi. bu konuda kaynağımız kaşgarlı mahmut'dur efendim, götten sallamıyoruz. bugün hala antalya ilindeki alevi türkmenler kendileri dışındakileri türk diye isimlendirirler. muhtemelen değerli profesörümüz sarı ırktan gelen, kızılbaş türkmen, uygur vb insanların türkiye'de sadece yüzde onluk bir kesime tekabül ettiğini iddia etmiştir lakin bu da çok farazi bir bilgidir. karadeniz bölgesindeki sünnileşmiş olsa da hala çok fazla karışmamış olan çepni türklerini, kayseri'deki avşarları, ege ve akdeniz yörüklerini sayıp bir de üzerine kızılbaş türkmenleri eklerseniz ülkenin yarıya yakınının orta asya türkü olduğunu görürsünüz. celal şengör türklüğü sadece etnik bir kavram olarak bildiği için çuvallamıştır. oysa bin yıldan beri bu isim kaderdaşlığı ve yurttaşlığı belirtmektedir.
köylülükle kentlilik arasında sıkışmış genç yavrucakların ilahlaştırmasına kanıp kendini yazar, fikir adamı vb zanneden radyocunun çelişkili, sığ cevabıdır. bazı kısımları da anlayamamış kendisi, açıklayacağım abisi.
önce şu hadisi şerifle başlayalım... ''Bir kul, bu dünyada başka bir kulun ayıbını örterse, kıyamet gününde Allah da onun ayıbını örter...'' çok güzel, bravo, sonuna kadar katılıyorum. sır tut, şay * edip aleme bildirmemek lazım. lakin güzel kardeşim, bu bahsettiğin olay zaten herkesin haberdar olduğu bir konu. neyi örtecek hıncal uluç? bak o hadise uygun örnek vereyim ben sana; sen eşcinselsindir, bunu bilen tek kişi de benimdir, sırrını saklarım kimse bilmez. lütfen bu örneği verdim diye birileri çıkıp 'eşcinsellik günah mı ayıp mı suç mu' diye carlamasınlar, memlekette homoseksüellere nasıl bakıldığını ve ne kadar çok gizli gay olduğunu bildiğimden bunu örnek gösterdim. ayrıca sayın zeki kayahan coşkun'a da 'sen gaysin' demiyorum, gg'lik bir durum yok. mesela dedik, farz ı mahal dedik. neyse uzatmayalım, yani hıncal uluç sadece bir çok insanın söylediklerini, sözlüklerde falan yazılanları kendisi de köşesinde dillendirmiştir. bir ayıbı aşikar etmemiştir. velev ki etti, bugüne dek kimsenin aklında böyle birşey yoktu da hıncal bizim şeytanımız oldu, kalbimize bu düşünceyi soktu, e birader madem öyle sen de hıncal'ın bu ayıbını gizle. kıyamet günü için tonlarca bonus toplardın be o yazıyı yazmasan...
O gece Defne'nin evine gittiği Kerem Altan, Hıncal'ın kuzeniymiş
Bir arkadaşı aracılığıyla Kerem Altan'a ''Sor bakalım kerataya, evli barklı ve çocuklu kadını niye götürmüş evine''diye soruyor
--spoiler--
bak burayı da yanlış anlamışsın zekicim coşkunum; hıncal uluç'la kerem altan kuzen muzen değil. malum kendisi eski gazetecidir, çetin altan'ı da tanır ahmet altan'ı da. sanem altan'la da birlikte çalışmıştır. yani aslında burda demek istiyor ki kendisi 'ben bu keratanın babasıyla kardeş gibiyimdir. ablasını kuzenim, yeğenim gibi görürüm' yahu adamın gerçekten kuzeni olsa aracı olarak gökmen özdemir'i mi koyar? mal bulmuş mağribi gibi atlama, coşma hemen güzel kardeşim. önce bir düşün, tekrar oku yazıyı. bak mesela ben 'acaba yanlış anladığım bir yer var mıdır? önyargılı yaklaşmış olabilirim, fazla sert tepki vermeyeyim' diye senin yazını iki kez okudum.
katıldığım kısmı yok mudur bu yazının? elbette vardır; bu konu hakkında konuşulmamasını, özel hayatlarının didik didik edilmemesini ben de istiyorum. iyi de kardeşim, şimdi birileri kalkıp da hıncal uluç'un tabiriyle müteveffayı azize ilan edince sorun yok, fakat ordan biri 'ne işi var evli kadının o evde'deyince 'vay bu konuda konuşulmasın'... evet abicim, kapansın bu konu, kimse üzerinden prim yapmasın ama bak sen de yaptın. hatta sayende ben de girmek zorunda kaldım meseleye. şimdi seni mazur gösterecek, bu trajik olayın ekmeğini yemediğini düşündürtecek olan şey ölen kadınla ilgili hıncal uluç tarzı sorular sormaman mı? hayır arkadaş, sen de bu polemikten hit yapma derdindesin. birileri çıksın 'vay be zeki kayahan ne ayar vermiş hıncal'a' desin, defne'nin gözü yaşlı hayranları ve sevenleri seni alkışlasın derdindesin. ben ne derdindeyim peki? ben de birileri 'zeki'ye ayar verdi' desinler derdindeyim. ne yalan söyleyeyim biraz da antipatik geliyorsun bana. 'çekirdek diğil cınım zekirrrdek' deyişine, ortalama dinleyici profilinin biraz altında olduğunu fark ettiğin programına bağlanan kişilere -okan bayülgen'e öykünerek- laf sokmaya çalışmana, 'bitanesinden bitanesineee, şişhanesinden feshanesinee' diye şarkı söyleyişine kıl olmuşumdur. televizyonun ve internetin olmadığı bir yerde düzgün çeken tek radyo kanalında karşıma hep senin çıkman ve gecelerimi iyice karartman da var tabii...
--spoiler--
Ayrıca kuzenin Kerem, yani erkek götürüyor, götürünce kerata oluyor
Sevsinler Kerem'i; Guduuuuuu;
Peki ya Defne?
O götürülen; Kadın;
Hatalı o;
Evli çünkü; Kerem'in evine gitmiş;
Kerem evli kadınla olabilir ama...
O kerata...
O erkek...
Ne dememizi istiyorsun Defne'ye, yollu mu?
Yani, yine o bildik klişe mi?
Kadın yapınca kevaşe, erkek yapınca çapkın mı?
--spoiler--
ovvvv, ne duyarlı ne anlayışlı erkek... kerem'in babası ahmet altan 'kadınları anlayan erkek' ayağına çok skor yaptı, sen de devam et böyle güzelim. bak arkadaşım; burda konu kerem değildir defne joy foster'dır. neden mi? çünkü kerem ünlü değildir, kerem evli değildir, kerem ölmemiştir. yani hikayenin başrol oyuncusu değildir, ayıplanacak olduğu nokta one night stand yapmasıdır. joy foster ise hem bunu yapmaya niyetlenmiştir hem de evlidir. o yüzden gözler, dikkatler ve sözler defne'ye ayrılmıştır. şimdi senin dediğinden şunu mu çıkaralım; ''olabilir yani, aldatmak normaldir. aşk bittiyse insanlar bunu yapar'' hıhım evet, türk aile yapısı diye birşey yoktur. evlilik akti makti kafaya takılmaz. ortada bir çocuğun olması sorun değildir. tanışır tanışmaz eller birleşebilir, dudaklar kitlenebilir... hayır dostum hayır, senin aksine ben şunu diyorum; bunu yapan kadın ne kadar kevaşeyse, yolluysa erkek de o kadar kevaşedir, orospudur, kaşardır. yani kerem de evli kadınla olamaz. hatta bana sorarsan kerem evlenmeden kimseyle olamaz kardeşim. çok mu gerici buldun beni? yalnız benim evlilikten kastım hükümet nikahı, imam nikahı ya da devrim nikahı değil, gönül nikahıdır. 'off mis gibi yavru düşürdüm. hemen ayaküstü iki kolon oynayayım' zihniyetiyle yapılan sekste iki taraf da kirlidir, orospudur. lakin aşk varsa karşılıklı, bırak yapsınlar abicim o zaman. yarın gidip de başka bir sike/ama konmayacaklarsa onlar evlidir zaten kendi içlerinde. taraflardan birinde 'götürme' maksadı varsa, o yavşaktır, orospudur, yolludur, diğeri masumdur. yani sen şimdi ortalamanın, genelin bakışını beğenmiyorsun ya bir de kendi mantığındaki yanlışlığa bak derim ben sana. 'kerem yapınca iyi oluyo da defne neden yapamıyo' diyeceğin yerde her ikisine de kızmanı beklerim zeki kayahan coşkun. ki aklıbaşında, iffetli, namuslu, dejenere olmamış her türkiyeli bu hikayenin iki kahramanına da kızar. ama dediğim gibi spotların altındaki kişi defne joy foster'dır. yoksa kimse burda senin düşündüğün gibi kerem altan'ın sikini daşşağını okşamıyor.
durumdan vazife çıkarıp da coşmana gerek yoktu güzel kardeş. hıncal'ı savundurttun ya bana, ahirette iki elim yakanda olacak. şaka şaka, şimdi dava falan açarsın, zaten burda da bir sürü ajanın var*
yani uzun lafın kısası (bkz: zeki kayahan sıçmış)
edit: iki dakikada nasıl okudun da eksiledin be zekçi kardeşim... helal olsun valla,john f. kennedy'den bile hızlısın. zamanın ötesine en süratli şekilde gönderilen bu entry benim şeref madalyamdır. devam edin de istatistiklere sokun bunu canlarıımmmm, çağla bademlerimmmm, çekirdekleriimmmmm. pardon cınım, zekirrrrrrrrrrrrrrrrrrrdek'ti di mi?
var böyle birşey. hem de anında geliyor eksi. sadece benim başıma gelmiş bir şey de değil, tanıdıkların hepsi dertli. aramızda bir moonlight sonata seovisi var arkadaşlar. bu sözlerim onadır.
yahu bismillah, ben daha bu çocukla ilgili entry'i girmeden eksiyi basıyorsun kardeşim. eğer sen eksici arkadaş, moderasyondan biriysen ve munlayta olan sevgimizi kıskanıyorsan ayıp ediyorsun, senin de vardır yalayanların. yok eğer munlaytcığım sonatacığıma aşık kızlardan biriysen bilesin ki ben gayet heteroseksüel bir erkeğim. homoseksüel olsam bile munlayt benim kardeşim olması hasebiyle götürülecek erkekler listeme giremez. zaten pek çekici de bulmuyorum kendisini ama üzülmesin diye dillendirmedim bugüne kadar. eğer konudan bağımsız sadece beni eksiliyorsan niye natural born seovi gibi davranıp sıradan bütün yazdıklarımı eksilemiyorsun?