dersleri (tayyar arı 'nın asistanı olduğundan tayyar arı'nın dersleri doğal olarak) çok şahane anlatan bir öğretim görevlisidir kendisi. bölümün diğer derslere göre -bence- oldukça ağır kaçan (uluslararası ilişkiler teorileri & uluslararası sistemde orta doğu & uluslararası politika ..) derslerini anlatmasına / asiste etmesine rağmen hem anlaşılır, hem de sıkmayan ender hocalarımızdan* biri.
güler yüzü ve enerjisiyle öğrencilerin de beğenisini ve sevgisini toplamaktadır. tam bir öğrenci dostu diyeyim, entrymi bitireyim.
siyasi tarih dersine girdiğinizde pek çok şeyi eksik veya yanlış, pek çok şeyi ise hiç bilmediğinizi öğrendiğiniz büyük adam, hakkında hiçbir önyargıya sahip olunmaması gereken uludağ üniversitesi uluslararası ilişkiler bölümü öğretim üyesi.
çünkü gerçekten de şimdiye kadar dersine girdiğim hiçbir öğretim görevlisine benzemiyor. derslerine girdikçe ve tanıdıkça onun farklı olduğunu daha iyi anlıyorsunuz. yani en azından bana öyle oldu. ilk dönem başında siyasi tarih derslerinden önce heyecandan, biraz da çekinmekten/önyargıdan kalbi 'gümgümgümgümgüm x2' atan ben bile bugün artık heyecanımı yendim ve sözlükte görüşümü yazmaktan çekinmiyorum.
diğer ' fenerbahçelilerin ... olması ' başlıkları gibi kabak tadı verendir.
not : ben fenerbahceliyim. ama yukarda kabak tadı verdiğini ima ettiğim başlıklar hem fenerbahcelilerin meziyetlerini anlatan başlıklar, hem de fenerbahcelilerin olumsuz özelliklere sahip olduğunu anlatan başlıklardır.
geçen sezon avrupa'da elde ettiği başarılarını bu sene de sürdürmesini çok ama çok güçlü bir şekilde arzuladığımız takımdır, takımımdır. aragones için de hayırlısı olur umarım.hem fenerbahçe için, hem de kendisi için yeni bir başlangıç olacak. gelir gelmez de ırkçılık konularını açıklığa kavuşturur umarım. eğer gerçekten de saldırgan bir tutumu var ise, ister avrupa şampiyonu yapmış olsun, isterse dünya şampiyonu, ırkçı bir teknik direktörü gönülden sevdiğim takımımda görmek istemem. neyse,hayırlısı. yeni sezon formalarını da merakla beklemekteyiz ayrıca. internetten yaptığım bazı araştırmlara göre lacivert,turkuaz ve beyaz ağırlıklı olacakmış. gönlümden lacivert ağırlıklı dizaynlar geçiyor. bekliyoruz.
çekim yapılırken zırt pırt, ayakkabıyı çıkaralım, terlik giydirelim, amanın çorabım kıyafetime uygun mu, pedikür de yaptırmadım bu hafta oy oy diye telaşlar yaşanmasın diyedir. yaprak dökümü'nde eve girildiği zaman ayakkabıları çıkarıp terlik giyiyorlar tabi, o ayrı.
gürbüz neden dankek'ten başka kek yememektedir? neden tüm öğrenciler ondan korkmaktadır? 21. yüzyılda ülkemizde maganda kek bağımlısı çocuklar mı yaşamaktadır? nazlı ne tür bir okul birincisidir? sınav ve eğitim sistemi onu sadece kekstra(!?)dan keyif aldırabilecek kadar bozmuş mudur? kekstra orgazmik midir, bağımlılık mı yaratıyordur? vs,vs..
evet, gördük ki sadece gürbüz'ün değil, reklamında psikolojik sorunları var.
isviçreli bilim adamlarına yeni sorunlar ve sorular bulduğu, bizi yeni yeni bilgilerle haşır neşir edeceği için gürbüz'e teşekkür ediyor ve entrymi de bitiriyorum.
katılımın an itibari ile(organizatör abberline hariç) 2 olduğu zirvedir. ilk zirvem olacaktır, güzel geçecek gibi görünmektedir. katılım artarsa daha güzel olur tabi.*
james lipton ve ekibinin hazırladığı, james lipton'ın sunduğu, new york'taki ünlü actors studio'da gerçekleşen sohbet programı. her bölümde ünlü bir oyuncu ya da sinema sektöründen bir isim konuk oluyor. soru-cevap şeklinde konuşuyorlar. en sevdiğin laf, en sevmediğin laf diye garip sorular da var. sohbetin ardından stüdyodaki konuklar ünlülere soru soruyorlar. sinema severler için izlemesi zevkli bir program. moviemax'ten takip edilebilir...
yayınladığı film kalitesi gittikçe düşen, sahip olduğu kaliteli filmleri de ayda 10 kere yayınlayarak bezdiren digiturk kanalı. şimdi inside the actors studio yayınlıyorlar her hafta, ve de mini dizilere başladılar, film kalitesizliği için özür mü diliyor nedir ama izletiyor kendini.
tim burton 'ın yönettiği, yine tim burton'ın vazgeçilmezi, tuhaf aktör johnny depp'in başrolünde olduğu buram buram çikolata kokan film. masal gibi duruyor ama büyüklere hitap ediyor aynı zamanda. tim burton'ın eşi helena bonham carter da küçük bir rolde. bu aralar boyuna yayınlanıyor moviemax'te. ilgilenenlere duyurulur.
ve merak ediyorum, bu filmi izlerken ya da izledikten sonra canı çikolata çekmeyen bir insan var mıdır acaba?*
- tamam o zaman cuma görüşürüz.
+ hmm... bi dakika, cuma olamaz!
- neden ki?
+ reglim başlıyor o gün.
- ... (asdfghjk???)
+ gelemem çok sancı çekiyorum ilk gün.
- ... (%&/???)
+ aslında orkid ultra'ya ek olarak ağrı kesici iyi geliyor ama...
- yeter artık bir sus be kadın! (senin genital bölgene de, ebene de!!)
itiraf ediyorum sözlük, ünlü olmak istiyorum. ama boş olmak istemiyorum. oyuncu olmak istiyorum. oscar alan ilk türk oyuncu olmak istiyorum. sonra gazetedeki röportajımda 'ben uludağ sözlük 'te yazarım' demek isityorum. gurur duymak istiyorum. sonra angelina jolie'nin uzatmalı sevgilisi olmak istiyorum. jennnifer garner'ı da ben affleck'ten ayırmak, ben affleck'e kazma kürek dalmak isityorum. 'jennifer garner'ın yeni çıtırı' olarak anılmak istiyorum. ondan kızım olsun istiyorum. sözlük yazarları ile daha iyi arkadaş olmak istiyorum. zirvelere akmak istiyorum. ciddiye alınmak istiyorum. bursa'ya, üniversiteye bir an önce gitmek isityorum ama arkadaşlarım artık bursa-ahahaha-nonoşların diyarı diye alay etmesin istiyorum. artık aşkın nur yengi'den karalım'ı dinlememek isityorum. bunu mu dinliyorsun??? diye soranların suratına domates fırlatmak istiyorum. daha çok şey yazmak istiyorum. tepkilerden çekiniyorum. bu entrym kötülenmesin istiyorum. biliyorum, çok şey istiyorum...
ikide bir mal gibi bakmak. ağzı açık mal gibi bakmak. garip bir sırıtma ile mal gibi bakmak. ama her mal gibi bakma hoşlanma değildir, zira erkek beyni bu, o an içinden neler geçtiğini bir allah bilir.*
pek çok kişi tarafından kolaya kaçmak olarak yorumlanan, velakin hiç de öyle olamayan eylem. kolaya kaçmak için seçenler %20 ise bilinçli seçenler %80'dir. ama dershanede, okulda, diğer insanların gözünde, çok afedersiniz, eşşek olarak yer alırsınız. çünkü eşit ağırlık salaklar içindir, sayısalcılar zeki olur, zoru sever. nahh sever! eşit ağırlıklı dersleri sıkıcı, yorucu ve dayanılmaz buldukları için sayısalı seçer birçok öğrenci, fen bilimleri dersleri iyi olduğu için ya da zoru sevdiği için değil. ayrıca buna rağmen küçümser eşit ağırlıkçıyı, alay eder.
not : burda sözüm gerçketen isteyerek sayısalı seçenlere değildir.
ayrıca biraz hiddetlendim, evet ama kanayan yaramdır bu.