mevcut ekonomik şartlarda son derece normal bir olaydır. insanların alım gücü 3-4 sene önceye göre en az 3-4 kat azaldı. akp' nin eğitimin içini boşaltması nedeniyle eğitim resmen özelleşti. orta sınıf hassas aileler, çocukları belki bir miktar daha iyi okur diye özel okullara çuvalla para veriyorlar. ev ve araba alma şansı neredeyse kalmadı. kira fiyatları deseniz asgari ücretin altında daire yok. güvenlik desen milyonlarca ne olduğu belirsiz geçici sığınmacı var. sokak köpekleri kontrolden çıkmış.
bunca şeyin ortasında hiçbir bilinçli insan çocuk yapmaya cesaret edemez.
geçmiyor, bitmiyor. bittiğini sandığınız anda yine önünüze çıkıyor. yeşeren umutlarınızı baltalarken, sizi de kendinizden nefret ettiriyor. "ben neden böyleyim? neden bu kadar zayıfım? neden herkes gibi yaşayamıyorum? basit bir hayat çok mu zor? " sorularını sordurup duruyor.
yemek yedirmiyor, nefes aldırmıyor, yataktan çıkarmıyor, aynaya baktırmıyor. saçma sapan milyonlarca düşünceyle beyninize, benliğinize hücum ediyor.
en kötüsü de öldürmüyor, keşke öldürse dedirtiyor.
tüm mesele suriye ve kürdistan ile alakalı. zamanında yoğun olarak patlayan bombalar da cerablus'a girildiği içindi. abd, akdenize uzanan bir kanton yaratmak istiyor. türkiye ise idlib hamlesiyle hem afrin'i kuşatmış oldu hem de kendisine yönelebilecek bir cihatçı dalgasının önünü kesmiş oldu. suriye'de yapılan tonla yanlış hamle, bugünkü noktanın doğruluğunu gölgelemez.
abd ve ab'nin cidden türkiye'deki yönetim şekli ve otoriterlikle ilgilendiğini mi sanıyorsunuz? onların tüm insan hakları ve demokrasisi kendi vatandaşları içindir. bu ülke yıllarca uluslararası sermaye tarafından yağmalanırken hepsi akp ile kankaydı. suriye'nin anasını sikerken hepsi esad'ı indirmenin derdindeydi. mültecileri almamak için nasıl direndiklerini her gün izledik.
en yakın müttefiği suudi arabistan olan abd'nin, bu hareketi rte ve onun yönetim anlayışından dolayı yaptığını düşünen herkesin cidden beynini sikeyim.
geçmiyor, bitmiyor. bittiğini sandığınız anda yine önünüze çıkıyor. yeşeren umutlarınızı baltalarken, sizi de kendinizden nefret ettiriyor. ben neden böyleyim? neden bu kadar zayıfım? neden herkes gibi yaşayamıyorum? basit bir hayat çok mu zor? sorularını sordurup duruyor.
yemek yedirmiyor, nefes aldırmıyor, yataktan çıkarmıyor, aynaya baktırmıyor. saçma sapan milyonlarca düşünceyle beyninize, benliğinize hücum ediyor.
en kötüsü de öldürmüyor, keşke öldürse dedirtiyor.
uganda da yüzsüz orospu çocuğu olan belli bir kesim var.
bu yüzsüz orospu çocukları, paralel kenarlılar ve birlikte ülkenin amına koyar ve masumları içeri atarken, karşı çıkanlara 'darbeci' diyordu.
daha sonra bu uganda yöneticileri ve paralel kenarlılar arasında anlaşmazlık çıkınca, paralel kenarlılar uganda cumhurbaşkanı ve ekibinin hırsızlıklarını ortaya döktü. bu sefer de bu yüzsüz orospu çocukları, bunu dillendiren ve hesap verilmesini isteyenlere 'paralel kenarcı' dedi.
daha sonra, uganda cumhurbaşkanı ve sağ kolu ülkenin genç askerlerini ve sivillerini öldüren, türkçesi EKK (evde kalmış kızlar) olan bir örgütle, kendi menfaatleri doğrultusunda pazarlığa oturdu. örgüt liderini güzellediler, üyelerini televizyonlarda selamlattılar. bu yüzsüz orospu çocukları, bunun yöntemini beğenmeyen ve içeriğini bilmek isteyenlere 'barış istemeyen kan emiciler' dedi.
daha sonra istediğini alamayan uganda cumhurbaşkanı 'sikerim ben bana yaramayan barışı' diyip ortalığı yakmaya karar verince, örgüt de boş durmadı ve yine gençler ölmeye başladı. bu insanlıktan nasibini almamış vicdansız orospu çocukları, bu sefer de 'her şeyi mehmet ali clay'den biliyorsunuz, hepiniz EKK cısınız' demeye başladı.
yani bu tapınmaya meraklı yüzsüz orospu çocukları, her türlü şeyin kabını aldı, her şey oldu ama diğer insanları her şey olmakla damgaladı.
neyse ki biz türkiye cumhuriyeti gibi demokratik bir hukuk devletinde yaşıyoruz da böyle utanması olmayan yüzsüz orospu çocuklarıyla yüz göz olmuyoruz.
son güncellemesinin üzerinden 3 yılı aşkın bir süre geçen uygulama. reklamlardan, şuradan, buradan tonla para kazanan zall kardeşimiz bir el atarsa iyi olur sanki!
sinir, paranoya ve anksiyeteye olan katkısı takdir edilesi ilaç.
lakin düzgün beslenen ve haftanın 5 günü düzenli spor yapan bünyemde, 2.5 yılda 300 toplam kolesterol ve üst sınırın üstünde kötü kolesterol yarattı. ayrıca feci şekilde bağımlısı olmuş durumdayım. yanlışlıkla 1 gün içmemiş olsam, ertesi gün gözlerimi oynatmamla birlikte dengemin amına koymaya başlıyor kendisi.
roma çeyrek finalinde wawrinka'ya 2 sette kaybetmiş tenisçi. böylece yanılmıyorsam 10 yıl aradan sonra ilk defa bir toprak mastersı kazanamadan rolland garros'a gidiyor.
wawrinka'nın zımba gibi forehandlerine zamanında reaksiyon gösteremedi nadal. konsantrasyon sıkıntısından mı, 29 a dayanan yaşından mı yoksa kendisine inanmadığından mı(ki en kötüsü 3. sü olur heralde) bilmiyorum ama yeterince agresif oynayamadı. servis kırdıktan sonra kendi servisini alamama sorunu hala devam ediyor, üstüne artan basit hatalar da devreye girmiş durumda. 6-2 den tie-break vermek, nadal adına asla hayal edilemeyecek bir şeydi.
böylece geçen yıl roma'da final oynayan nadal, biraz daha puan kaybetmiş oldu. sıralamaya bakmadım ama ilk 7 den de çıkmış olabilir. bu da roland garros da uğraştırıcı bir kura gelmesi ihtimalini artırıyor.
bu sonuçlara rağmen nadal'ın 5 setlik roland garros'da hala yüksek bir şansı olduğunu düşünüyorum; lakin çanların kendisi için çaldığı da bir gerçek.
kazandığı 2 ballon d'or ödülünün ilkinde, tüm kupaları kazanmış frank ribery yerine hiç kupa kazanamayan kendisi tercih edilmiş, torpilin kralı geçilmiştir.
ikincisini de yine bana göre manuel neuer'in kazanması gerekiyordu (ama dünya kupası ve şampiyonlar ligi finalindeki kötü performansına rağmen lig ve kupa şampiyonluğunda real madrid'in adı olduğundan, ligde ve önceki turlarda da bol gol attığından ilki gibi haksız diyemem).
ilk şampiyonlar ligi şampiyonluğunda, chealse ile penaltılara kalınan maçta kendi hakkını kaçırmış, john terry'nin ayağının kayması sayesinde kupaya uzanmıştır.
ikinci finalinde lionel messi ile karşılamış ve messi'nin kafa golü de attığı finalde carles puyol tarafından sahadan silinmiş, finali de kaybetmiştir.
üçüncü finalinde ise atletico madrid'e karşı yine varlık gösterememiş, sergio ramos'un 90 artı da attığı gol sayesinde uzatmalara kalmış, maçın son ve anlamsız golünü (golden önce skor 3-1 di ve atletico tükenmişti, penaltıyla 4-1 bitti) penaltıdan atmış ancak her şeyi yapmış gibi soyunup vücudunu göstermeye çalışmıştır.
kısa özet: finallerdeki ve büyük maçlardaki beklentileri karşılayamayan, performansı egosu kadar büyük olmayan futbolcu.
7 haziran seçimlerinden sonra gerçekleşme ihtimali olan durum. fadıl kardeşimiz, avukatı aracılığı ile bağımsız adaylık için başvuruda
takdir edilesi çalışmalarını tüm çomar ve trollerin üzerinde gerçekleştirebilmesi adına, seçilmesini tüm kalbimle diliyorum. donlarına kadar götür reyiz!!!
bir gün quadruple double yapacağına yürekten inandığım hayvan. zira az önce denver'a karşı oynadıkları ve kaybettikleri maçta 36 sayı 14 ribaund 7 asist ve 9 blokla oynadı ve bu, bu şekilde oynadığı tek maç değil. 22 yaşında olduğunu da göz önüne alırsak, uzun yıllardır yapılmayan bu işi yapmaya en yakın aday gibi görünüyor ve bence yapacak da.
hukuka uygunluğu veya uygun değilliği bir tarafa, etik değildir. milli istihbarat teşkilatı alenen akistihbarat olmuş, ülke bir nevi baas tipi rejime geçmiştir.
recep tayyip erdoğan'ın bugün gaziantep'te konuşurken söylediği cümle. güzellikle olmazsa da bir şekilde olacak demeye getirmiş sanırım.
bir nevi post-modern 'kanlı mı olacak kansız mı'
detective conan isimli animenin gizli kahramanı, sürükleyicisi, eğlenceli karakteri. abazandır, dedektiflikle alakası yoktur(olayları hep conan çözer. yine de inanılmaz bir egosu vardır; iltifat duyduğu anda ağzını dana gibi açıp anıra anıra güler. tepkileri gülmekten yarar adamı.
gerçekten işe yarayıp yaramadığını merak ettiğim ilanlardır. ayrıca elalemin düzüşmesi bazılarını niye geriyor anlamadım. sorsan kimsenin yaşam tarzına karışmazlar ama ellerinde olsa kesecekler herkesi vicdansızlar.
marsel, feliciano lopez'i geriden gelip yenerek büyük bir iş yaptı gerçekten. tahminlerimin ötesinde bir galibiyetti. djokovic karşısında ise üzgünüm ama hiç şansı yok. alacağı her oyun kârdır kendisi için.
herhangi bir reklamdan farkı yoktur. siz sözlük ve ülke sapıklarına batması ve hayret ettirmesi normal lakin insanlar yedikleri içtikleri gibi aynı zamanda sevişirler de arkadaşlar. doğal, hormonal ihtiyaçlarıdır bu.
normaldir. biz dünya vatandaşları belirli zaman aralıklarıyla sıçarız. bu vatandaşlara victoria's secret mankenleri de dahilken senin hoşlandığın kız hayli hayli sıçar güzel kardeşim.