Açıkçası okurken midem bulandı. Sevgiden, aşktan ve insanlıktan nasibini almamış bir tecavüzcülük halini okudum. Yazık, gerçekten milletimizin erkek egemen bir zihniyetle cinselliği etnik kimliğe duyulan nefrete dönüştürmesi çok iğrenç..
Bu millet ancak sopadan anlar demek biraz ağır bir ifade olmuş. Birincisi bu millet eşek değildir ki yola gelsin. ikincisi Gezi eylemleri Yavuz Sultan Selim'in zamanında olmuş olsaydı Yavuz Gezi Parkında atlarını kanla sular, çiçek ile otlatırdı. Çünkü Yavuz Sultan Selim'de hakim olan anlayış "ya devlet başa ya kuzgunlar leşe" anlayışıydı.
Kim Jong Un, bence tarihimizin tanıklık ettiği son kahramanlardan. Bir yandan ülkesini var etme mücadelesi verirken diğer yandan emperyalist sisteme karşı mücadele etmesi takdire şayan. Tabi bunları yaparken kapitalist-emperyalist sisteme entegre olmaktan kurtulamamıştır. Bu da bir zorunluluktur zaten.
Duvardaki tik tak sesine rağmen bence çok güzel bir dekorasyon aracıdır da. Eski saatlerin müthiş bir görselliği var. Artık hiçbir şeyin eskisi gibi güzel olamadığı günümüzde, eski duvar saatlerinin insanda uyandırdığı bir eskiyi özletme özelliği de var.
Manuş Baba, önemli bir ses sanatçısıdır. Antalya'da yaşıyor. Ayrıca Akdeniz Üniversitesinde eğitim görüyor. En çok beğendiğim şarkısı "Senin Geçtiğin Yollarda" isimli şarkısıdır. Bazen Ankara'ya gelir, ilgililer takip edebilir konserlerini.
Antalya Kale içi. Sevgiliyle, arkadaşlarla, dostlarla gidilen hoş bir yer. Zamanla sevgilini, arkadaşlarını ve dostlarını unutursun ama Kale içini unutamazsın.
Bu kadar uzun yazmanıza gerek yoktu. Bir kadının içine boşalmak istediğini ama bunu yapamadığını yazsaydın yeterli olurdu. Bende boşu boşuna zamanımı buna harcayıp okudum ya, pes!
Sosyal devlette eğitimin bedava olması gerekiyordu. Burs sistemi kişiyi borca koymak için değil, kişinin okurken geçimini sağlamak için geliştirilmiş bir sistem olmalıydı.