luzumsuzadamlar
172 (hevesli)
yedinci nesil silik 1 takipçi 58.90 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    spor a siyaset karıştırmak

    1.
  1. herşeyden önce bu mesajı refere ederek bana şakirt ya da akp'li diyecek siyasetle kafasını bozmuş elemanlara "babanızdır" diyorum. şimdi bi de bunların "akp'li değilim" dediğinde
    "yalan söylüyorsun" diyen versiyonunu üretmişler, onlara da sadece "siktir git" diyorum.

    neyse şimdi hiç kıvırmadan sözlükte gördüğüm, "ehhhehe ne güzel protesto ettiniz efferim, çoh tahtir ettim"
    diyen onca yavşağa da elleri eksi butonuna çabuk gitsin diye söylüyorum;

    yavşaksınız!
    nankörsünüz!
    siz de utanma namına bişey kalmamış!

    ülen hakkaten siki tutuyoduk. ne stad, ne takım ne de bi bok olacaktı elimizde.
    ednan 50 kere kapısını çaldı bu adamın. her fırsatta açıkladı "başbakan bu işin arkasında, bu kadar kısa zamanda bitmesini o sağladı" diye. şimdi sen stada gideceksin, kaldı ki o stadda her türlü siyasi görüşten, akp, chp neyse artık, tutup başbakanı yuhalayacaksın! yani stadın yapımını sağlayan adamı!

    bi koltukta oturacaksın ve öyle ya da böyle o koltuğu altına veren adama küfür edeceksin.

    kusura bakmayın beyler. herşeyden önce ülke bi stad kazandı.
    ikincisi bu stad galatasaray'ın stadı oldu.

    sizleri bilmem ama benim kanımda nankörlük yoktur beyler.

    stadı yaptı diye oy verecek değilim ama yapımına ön ayak olup da o stada ayak basmış bi insanı da yuhalamaya dilim varmaz!

    bu memlekette gerçekten akp yalakası insanlar olabilir ama başbakan yuhalandı diye zil takıp oynayan muhalefet yalakası da çok.

    spor işine de siyaset kattınız ya ben sizin ta mnıza koyum emi!

    hadi eksileyin lan. ama asla sizin gibi nankör ve iki yüzlü olmıycam lan!
    1 ...
  2. her boku bildiğini herkesi tanıdığını sanan mal

    1.
  3. en olmadık zamanda "yalandır o yalandır!", "cık, ı ı! atıyo la, sıkıyo!" ya da "mümkün mü amına koyum!"
    diye çıkışıp adamı fıttırtan ebleh takımıdır bunlar.

    bi arkadaşın bi anısını anlatmıştır. bi başarısı ya da başarısızlığını, başka bi yerde konusu açılınca söylersin ya hani;
    ciğersiz- atıyo mnakoyum! yapamaz!
    diye girer araya. o an hortumla ağzına vurasım gelir.

    de mnakodum! şimdi bana bi izah et. sen kimsin de erman toroğlu gibi giriyosun adamı yalancılıkla suçluyosun!

    hiç unutmuyorum; bi arkadaşım toefl'dan hiç kursa gitmeden 87 almıştı. 3.'sünün yorumu da yine böyleydi:
    - la bi sittirsin gitsin yapamaz...

    bre yavşak! önce bi ağzını topla. niye yalan söylesin ülen sen nasıl arkadaşımsan o da arkadaşım!
    hatta şimdi sana uyuz oldum, o daha da arkadaşım.

    seni tanıdığım güne lanet olsun diye tamamlayasım gelir cümleleri...
    timsahlara atmak isterim o an bu lavuğu,
    böyle elini ayağını bağlayıp yüzünde zehirli akrepler gezdirerek eziyet etmeliymişim gibi...

    evet psikopata çevirdiler beni birader bu tipler.
    her siki mi bilir bi insan, her yordama mı hakim olur mnakoyum!
    1 ...
  4. ednan biraderler den kurtulma yolları

    ?.
  5. acı yok!
    acı yok!
    acı yok mnakoyim!

    galatasaray taraftarı'nın aldığı her transfer haberi ivan dragon'un rocky'e vurduğu bir yumruğu andırıyo bende.
    ivan adnan, boğazın boğası galatasaray taraftarına vurdukça vurdu, vurdukça vurdu.
    resmen boğa'dan sezercik'in eşeğine döndük manoyim!
    bindi sırtımıza, vurdu kırbacı, vurdu kırbacı, vurdu kırbacı!
    ama artık yeteeeerrr!! senin bize ettiklerin yetti artık ednan!
    günlerden beri düşünüyordum bunu. ama bugün kk siçırds'ı da transfer ettiğimizi duyunca
    artık çeşitli alternatifler üretilmesi gerektiğini anladım.
    ilk etapta raid sinek savar geldi aklıma.
    maç çıkışı bu sezonki 20. yenilgimiz hakkında "zor günlerde kaçmam, istifa yok"
    demecini verirken aniden yaklaşıp sıkıcam suratına!
    olmadı bunların villa hanelerinin bahçesine gulyabani kılığına girip tecavüz edicem.
    o da mı olmadı! köpeklerine tecavüz etcem.
    yine mi olmadı! evden cıbıldak vaziyette, üstümde sadece paltoyla çıkıp,
    ednan evden çıkarken ansızın belirip paltoyu açıp iç takımları teşhir etcem! nanik nanik de yapcam bu sırada.
    hala mı olmadı! bu sefer arabasının tekerine işiycem,
    olmuyor olmuyor olmuyorsa eğer...

    kocaman bi pankart hazırlayıp evinin karşısına asıcam arkadaş,

    "sen ednansın ben behlül, istifa et ülen melül melül!"
    bilmem anlatabildim mi aga!
    yapıcam bunu. tüm galatasaraylı taraftarlar için, sizin için!

    acı yok, acı yok!
    2 ...
  6. multiple personality disorder

    1.
  7. pamplamoose

    ?.
  8. bu başlık nasıl açılmaz bugüne kadar anlayamadım ama açıyorum açıyoruuuuuum........ açtım!
    abd ülkesinin san fransisko' sunda sadece ve sadece youtube'da yayınlamak için meşhur şarkıları
    coverlayan ama bunu gerçekten mükemmel yapan bir karı-koca.

    diğer taraftan kendi evlerinde değme yönetmenlere ayaklarını yıkatan klipler çekiyolar.
    lan oğlum benim öyle karım olsun, o şarkıları perde arkasından söyletirim şerefsizim!

    sanırım evli birine aşık oldum!

    neyse, bu işte o kadar başarılı olmuşlar ki youtube' un bu reklam parasını bu tarz gruplarla
    yarı yarıya paylaştığı uygulamasına bu tarz gruplar arasından ilk davet alan olmuş çiftimiz.

    ben youtube'da ticari bi hyundai şarkılarını bile gördüm.

    hanım yengemizin (üüühhhhhüüüüü! benimle evlenmeliydin sen yav!) sesi çok güzel bu arada.
    beyimiz yavşağı teki. öyle orda burda gezmeler, zıplamalar...

    hayat! yine mi ördün ağlarını!

    izleyin klipleri:


    0 ...
  9. yozgat ın zaytungla imtihanı

    1.
  10. anne tarafından bir yozgatlı ve yozgatlıları sevmeyen bi yozgatlı olarak tebrik ettim kendilerini.
    3 ...
  11. kampüste bit dalaşı

    ?.
  12. bi başlıkta görünce aklıma geldi bu bit dalaşı paylaşmalıydım.
    bit kadar mevzulardan çıkan dalaşma işine verilen isimdir.
    yanlış yapmıştım evet kabul ediyorum.
    sağ görüşün hakim olduğu üniversitemizde gelip bildiri dağıtmaya kalkmıştı bu ibibikler.
    sanane mnakoyum. sanane! ne sigime karışırsın.
    neysem ne! gittik. başımızdaki hıyar da kendine reyis diyo. kötüsü biz de öyle diyoruz.
    gittik. bunların başkanı mı ne, o da orda.
    daha biz dağıtmayın demeden efelik yaptı.
    "siz benim kim olduğumu biliyo musunuz!" dedi. ulan ne itici bi sorudur bu yarabbi!
    o zaman daha duymadık adlarını bile. hatta yoklardı zannedersem. neyse "kimsin!" deyince,
    "ben türkiye gençlik...hebeleü yebelek şebelek..." gibi bişeyler söyledi.
    dedik "birader; şimdi burdan herhangi biri gitse siyasalda türk yurdu dağıtsa o bitliler napar lan!"
    ha sanki bana vazife amınakoyum yine söylüyorum!
    neyse bu efelenmeye devam etti. bizim reyiz, reyis, üşüyoruz dediğimiz adama dayılandı.
    sonra yanındaki şebelek bizim üşüyoruz dediğimiz adama "elini indir" dedi.
    ulan bu da klişe bi laf yahu! az önce de "sen benim kim olduğumu biliyon mu!" diye çıkışmıştı bunun başkanı.
    olum ne kadar banel bi tartışma bu! monoton musunuz ya biraz yaratıcı olun lan!
    ulan hep dalga geçersiniz yok kültürsüz faşikler bilmem ne diye!
    sanki siz de bi bok var! al işte gördük başkanınızı, feriştahınızı! klişe adam.
    neyse bu elini indir mevzuundan sonra yandaki çömezin eline şaplak atılarak bi daha sesinin çıkmaması sağlandı.
    evet sanki ulvi bi görevi başarmıştık! yanımızdaki malın atarını yapmıştık. karşımızdaki daha da maldı ya neyse.
    dolayısıyla mevzunun devamında kim reyis kim solcu karışmaya başladı. bunlar çoğalmaya kalkıştı falan.
    tam dayak yiyecektik ki, türk polisi araya girdi sağolsun. sonra daha vahim olaylar oldu.
    ertesi günü iki tarafta yandaşlarını toplayıp meydan muharebesi yapacakken yine türk polisi araya girdi.
    oysa onlar sovyet polis teşkilatını bizimkilerse hiç kimseyi etrafta istemiyodu.

    şimdi ben aynı siyasi görüştü mevcudiyetimi,
    o siyasi fikirlerde benim içimde mevcudiyetini devam ettiriyo.
    anladığımsa şu; bi daha öyle reyisli meyisli işlere tövbe girmem.
    ama okurum, anlarım hatta yaşarım. anlayacağınız yöntem farklı olmalı.
    öyle iki satır okumamış reyiz dediğin adam fikriyat hakkında ağzı açık seni dinleyince ayıp kaçıyo.
    yanlış bunlar. kimse kimsenin siyasi görüşünü bilmemeli.
    efendi gibi konuşamadıktan sonra bişeye yaramıyo zira.
    bi klişe de benden gelsin madem;
    ulan ne solcular tanıdım hakkaten eli öpülesi.
    ne ülkücüler tanıdım zibidinin, çakalın önde gideni.
    olay insan. insan olduktan sonra gerisi boş hakkaten.
    üşüyoruz reyiz...
    0 ...
  13. pınar karşıyaka rum kesimi nde mahsur

    ?.
  14. Pınar Karşıyaka Rum Kesimi'nde mahsur
    EuroChallenge Kupası maçında Apoel'e konuk olan Pınar Karşıyaka, maç sonrası çıkan olaylar nedeniyle soyunma odasında mahsur durumda.
    ntvmsnbc ve Ajanslar
    Güncelleme: 22:08 TSi 21 Aralık. 2010 Salı
    Basketbolda, FIBA Erkekler EuroChallenge Kupası (G) Grubu'nda Kıbrıs Rum Kesimi'nde oynanan Apoel-Pınar Karşıyaka maçının ardından olayların çıktığı bildirildi.

    Pınar Karşıyaka Genel Menajeri Nihat Mala, Nicosia Spor Salonu'nda oynanan maçın bitimiyle taraftarların saldırısına uğradıklarını, soyunma odası koridorlarında da devam eden olaylar sırasında gaz bombası atıldığını, taş ve sopalarla saldırıldığını söyledi.

    Kafiledeki bazı kişilerde yaranmaların olduğunu ifade eden Mala, güvenlik nedeniyle soyunma odasındaki bekleyişlerinin devam ettiğini kaydetti.

    kaynak: http://www.ntvmsnbc.com/id/25162948/

    medeniyetten yoksun insan güruhu bunlar. devlet falan değil. bütün varlığını türk karşıtlığına adamış zavallılar işte. yıllar önce de efes' e yapıldı bi benzeri bunun. efesli futbolcular canlarını zor kurtardı. baya baya seyirciler sahaya inip sporcularımıza saldırmıştı o zaman da. yorum yok! işte avrupa birliği üyesi bir rum kesimi.

    öptüm canım.

    edit: tam uçağa binip mersin' e, ordan deniz yoluyla kktc' ye ordan da rum kesimine geçip gerekeni yapcaktım ki gozgozgoztepeuyardı. futbolcu değil onlar. efesli basketbolcu. sağolsun.
    dayesporas örnek alsın. uyarsana birader. ne dalga geçiyosun. aşkolsun.
    4 ...
  15. göt donduran ankara soğuğu nda toefl

    1.
  16. ankara' yı görmüş olanlarını bilir.
    2 gün önce mont giydiğiniz için kendinize küfrettiğiniz hava,
    2 gün sonra içlik giymediğiniz için kendinize sövdürür.
    işte bugün de tam da öyle bir gündü.
    1 ay öncesinden 185 dolar bayılıp toefl' a kayıt yaptırmış bünye,
    sabahın eşşen ziki saatinde kalkıp tobb üniversitesi' nin yolunu tutmuş,
    götü dona dona arayıp bulmuştur luzumsuz. evet lan bugün!
    neyse efendim. tabi tobb bu boru değil. arkasında nasının mı kadar sermaye,
    bilinen en daşşaklı üniversitlerden biri, dünya puan burasının burslusu,
    girene laptop meptop da veriyolarmış!
    tabi benim beklentiler tavan yapmış durumda.
    acaba neyle karşılaşacaktım?
    ilk aklıma gelen heralde kantinde havyar, somon momon yendiğidiydi.
    cillop gibi hatunlarda vardır falan derken vardım.

    yabancı diller binasına girdik, tabi güvenlik karşıladı.
    "buyrun sınav için miydi?" diye sordu. bak hele!
    güvenliğe bak buyur ediyo adamı.
    ulan bizim güvenlikler gestapo gibi önce bi eli kaldırır,
    sonra artis artis kimlik ister. öyle bi isteyiştir ki bu;
    "sike sike o cüzdan çıkacak, o kimlik görünecek arkadaş,
    "güvenliğim ben! mnıza korum!" dese bundan iyi.

    neyse efendim kantine geçirdiler bizi. ilk hayal kırıklığım burda
    başladı işte. ülen bu muydu! bizimkinden hallice lan bu! falan dedim.
    eh iki koltuk koyulmuş oraya buraya...
    hatun! ne hatunu mnakoyum. bi tane ecnebi var, o da bizimkilerden çirkin!
    geldi bu yanıma oturdu başka yer yokmuş gibi açtı sınavla ilgili bişeyler okuyo!
    sanki işletme bilimine giriş sınavına giriyoruz anasını satim. o ne lan!
    "giren girdi heç uğraşma kızım!" dedim içimden. anladı gibi oldu kafamı çevirdim.

    neyse arada bi tuvalete girdim. beklentim yine büyük!
    dedim heralde otomatik temizleyiciyi heralde burda bulcaksın oğlum!
    tee ne gezer!

    aradaki sıkıcı kısımları geçersek asıl faslı muhabbet sınav esnasında yaşandı!

    herkes kulaklığı taktı, ses denemeleri falan yaplıyo...
    yalnız ne sigmedir anlamadım o ne zor iştir öyle!
    deli dana gibi konuşup saçmalamazsan bu sekansta sesini almıyo zirttimin bilgisayarı!
    velhasılı benim bilgisayarın sesi iyi gelmiyodu da bu çevrede bilgisayara sesini duyurmaya çalışanları
    dinleme fırsatım oldu. manalı konuşmana gerek yok zaten. ne saçmalarsan saçmala yeterki sesini duyur
    yavşak bilgisayara. ama bu ne arkadaş sınav öncesi moral oldu. etraftan garip garip yırtınan insan sesleri:

    bitanesi almış eline mikrofonu sürekli aynı şeyi tekrar ediyo. ekrandaki ingilizce istek o da deneme için ama arkadaş sanırsın zikir çekiyo herif. kafada periyodik oynamalar falan:

    - diskrayb dı siti yu liv in, diskrayb dı siti yu liv in, diskrayb dı siti yu liv in, diskrayb dı siti yu liv in...

    diğeri sürekli garip garip konuşuyo pek anlamadım ama şu minvaldeydi:

    - çocukluğum çok yalnız geçti.... sonra bi de jale vardı işte... pardon bu olmuyo ama tanımıyo sesi!

    lan şaka bi yana benim sınavda epeyi gecikti. şimdi aynı sikleri benim yapmam gerekecek millet de readinge başladı
    zaten. dikkatleri dağılacak falan derken küfrü yiyecez diye düşündüm bi an!
    neyse en sonunda hallettiler benim bilgisayarı. bi de allah razı olsun salon görevlisi halletti benim tanıtma işini.

    başladım sınava. allah' ım bi sınav bu kadar mı iyi başlar! resmen şov yapıyorum.
    geride bıraktığım sorulara bi iki nanik falan yapıp yoluma bakıyoru,
    resmen rodeo evet rodeo yapıyodum. arasıra atın götüne şaplak ata ata 3 pasaj bitti.
    sonraki iki pasaj götüme girdi adeta! mnakoyum tam ankara havası gibisiniz. ortanız yok di mi şerefsizler!'

    dananın kuyruğu herkes speakinge geçtiğinde benim listeninge geçmemle koptu!
    arkadaş bişey dinliycem, millet simultane bi şekilde başlıyo duyduğu hakkında saçmalamaya!
    malum ben geç başladım ve ben listeninge gelene kadar herkes speakinge geçti.
    gayet de gürültülü bi şekilde ve az önce vicdan yapıp rahatsız etmek istemediğim güruh listeningimin
    üstüne çıktı, vurdu kırbacı, vurdu kırbacı!
    bir uğultu, bir ses! yeteeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeerrrrrrrrrrrrrrrrrrr!!!!!!!! diye bağırsam mı diye düşündüm. yemedi!
    hiç bi sik anlamadım mnakoyum.
    bi ara bi soruyla cebelleşiyorum. zaten kaçırmışım cevabı kumar oynıycam haliyle,
    kulağıma çirkin yabancı hatunun sesi geldi!
    lan böyle bi konuşma yok!
    bir hızlı bir hızlı!
    ama yanlış. formata aykırı! dedim döneyim şuna " bacım sen ne diyon allasen"... o da yemedi!

    böyle böyle speakingde de aynı saçmalamaları biraz da ben yapıp, iyi denebilecek bi wrtingle testi bitirdim.

    girdim toefl' a nihayet.
    aslında o bana girdi desem yeridir!
    1 ...
  17. keşke kavga olmasa

    ?.
  18. her din, inanç, ideoloji, etnik grubun aynı masada olduğu bir yemek hayal ediyorum ama kimse kavga etmiyo: (ekran bulanır, hayale gidiyoruz)

    devrimci- kardej sen içmiyo musun?
    akpli- yok kardeş sen iç, benim aram yok. sen de fazla içme he? bak sağlığına zararlı.
    devrimci- tamam junu da içijem tamam.
    ülkücü- kardeşim al börek ye. al al al bak ağlar arkandan!
    devrimci- sağolasın! öpüjem gel muck!
    ermeni- benim dedem demirciymiş, van' da atölyesi varmış. tehcir olmuş. keşke olmasaymış. ibne ruslar yok muu!
    türk- sarılacam gel. istemezdik biz de. bu yavşak fransızlar da açmış aramızı.
    kürt- (alkollü) böldürmem! burası benim ülkem! bölemezler!
    ülkücü- öpücem gel! gel valla öpecem! kardeşiz biz.
    yahudi- zaten bi bu millet sahip çıkmış bize. yoksa biz sefaratlar çok çekerdik! senin çocuk olmuş. mazıltov!
    ortodoks- valla bize de öyle be abi. he oldu sıpa! adını anthony koyduk. darısı başınıza.
    sunni- arkadaş sizdeki yetenek dünyanın hiç bi yerinde yok! o nasıl bi saz çalmadır, nasıl bir kabiliyet!
    alevi- valla abi bizimkine de 5 yaşından beri öğrettik. çok iyi çalar.
    kürt- kardeş bu bizim yeğeni senin amcaoğluna istemişler. yeni duydum. akraba olduk iyi mi!
    türk- zaten akraba değil miyiz kardeşim? 1000 yıldır ilk kız alış veriş mi?
    kürt- ya öyle öyle.
    ermeni- oğlum çayları bi tazele hadi!

    (yine buğulandık geri döndük!)

    velhasılı bu bi hayaldi. ama ne iyi olurud. ulan kavgasız bi memleket.
    kimse sıkıntısını söylemesin demiyorum. ama kavga etmese ne iyi olurdu düşünsenize.
    neyse. hayaldi işte.
    eksileyin.
    0 ...
  19. arkadaşları nı etimesguta götüren provakatör çocuk

    ?.
  20. hiç vazgeçmedim allah sizi inandırsın. mutlaka etimesgut' a gitmeliydim.
    4 yaşımda, hayatımın baharında şu dandik mahalleye tıkılıp kalamazdım.
    etimesgut' a gitmeye karar vermiştim, gidecektim!

    peki neden etimesgut?
    işte o sorunun cevabı biraz zordu. ama en yakın cevap "söylenişi güzel"' di.

    ben, şişko bekir ve kerem konuyu aramızda konuşup karara bağlamıştık.

    luzumsuz- etimesgut' u biliyonuz mu olum siz?
    şişko b- yoo. sen biliyon mu?
    luzumsuz- ben mi? bennn... tabi biliyom olum. nahan da şura! gitcem ben.
    şişko b.- tamam lan gidek.
    kerem- gidelim. (asker çocuğu tabi "gidelim" der.)

    böylelikle etimesgut' un aksi yönünde yola çıkılır. yürünüüür, yürünüüüür, yürünüür!
    karınlar acıkmış, grubun kalan elemanlarından mırın kırın sesler gelmeye başlamıştır.
    luzumsuz- lan bebek misiniz lan ağlamayın! diye çıkışır luzumsuz! bi bebekten en fazla iki buçuk yaş büyüktür oysa!

    acaba etimesgut' a varınca ne olacaktır?
    böyle macera mı olur?
    soruları aklında canlanan luzumsuz dönme eğilimindedir ama işin kötü yanı dönüş yolu bilinmemektedir.
    işte o an ilerde beliren babanın arkadaşları imdada yetişir:

    amca 1- luzumsuz! napıyosun olum sen burda? lan yine mi etimesgut' a gitmeye çalışyosun lan yoksa! (kulak çekilir vaziyette)
    luzumsuz- (eve gitmek ister ama bozuntuya vermez yavşak) ya gidecem ben!
    amca 2- ne etimesgut' u yav?
    amca 1- yav bu kaçıncı bu çocuğun yav! etimesgut' a gitcem diye takıyo bunları peşine. etimesgut' da ne var arkadaş anlamadım!
    amca 2- ho ho hoooooooo! gerçek mi yav! ahahaaaaaa...
    amca 1- sorma yav. bunun yüzünden mahalleye çit çektirecez arkladaş bu kaçıncı! bi de yanlış yöne gidiyor sıpa!
    luzumsuz- gidecem ben! (ama sen eve götürsen daha iyi olur ya)
    amca 1- lan hala gidecem diyor! lan yürü baban seni arıyodur şimdi çakal. hadi bakim siz de çocuklar. bi daha uymayın buna!

    bir kere hiç unutmuyorum başka bi amca yarım saat beni sorguya çekmişti ne var bu etimesgut' ta diye. "gidecem" demiştim sadece.
    yıllar sonra gittim de. bi bok da yokmuş mnakoyum!

    edit: etimesgut: ankara' nın bir ilçesi.
    1 ...
  21. aile nin sığınılamayacak bir liman olması

    1.
  22. orta sona kadar tetrisiydi, tasosuydu, otuz biriydi, cinsellik hakkındaki
    türlü efsanelere inanan (bkz: döl ün basınçlı sidik olması) bir çocuktum.
    üstüne bir de aktif spor hayatıydı, kendini diğer çocuklardan farklı ve özel hissetmeler,
    acayip yakışıklı sanmalar sürüp gitmişti bu zamana kadar.
    maddi durum da baya iyiydi allah size de versin. neredeyse annem babam ergen halimle eğreti
    gelin tutacaktı. hani nurgül yeşilçay' ı istesem ki kesin isterdim alırlardı bana.

    velhasılı herşey ablamın evlenip "ben beyle ailenin içine sıçarım deyup" çekip gitmesiyle başladı.
    o yaşa kadar da hep ablam bakmış bana. öyle ki ilkokuldayım, istiklal marşında ayakkabımın
    bağı çözülmüş, hocanın biri gelip "bağla şunu" dediğinde bağlayamamıştım. ablam yoktu yanımda!
    gittiği gün suya bakıp bu günleri görmüştü şu miyop-astigmat gözler, "şimdi zenci sikini tuttun, dua et de
    saksoya dönmesin" demiştim.
    aile de sizi abinin zulmünden koruyan, neye ihtiyacınız olduğunu bilen yegane kişi ananızdır ya hani.
    benim ablamdı o işte. annem mi? o da ablama yardım etmeyi ihmal ediyodu zannedersem.

    zaten 9 ay karnında tutamamış 7 ayda sıçar gibi sallamıştı beni. neymiş komşu karıları kavga ediyomuş!
    sanane anasını satim, sanane! 2 ayım daha vardı benim bu sikik dünyadan ayrı, onu da aldın benden!

    konumuza dönersek evin yükünü çeken abla meğer as 900 gibi beni taşırmış sırtında.
    gittiğinin ertesi günü kademe kademe ağzıma sıçıldığında anlamıştım bunu.

    ne üstte temiz kıyafet, ne altta temiz don ne de bir tabak sıcak yemek mnakoyim.
    bunlar yetmedi, üstüne bi de battık. o siktiğimin krizi de beni vurdu en çok!
    okulu değiştirmek, dershaneye yazılamamak...
    aslında bunlar çoğu türk gencinin yaşadığı şeyler. ama serin sulardan kızgın kumlara dönmek gibi bişey
    olmuştu ben de.

    ezilmek ezilmek...
    kanı canı beş para etmez abinin zaten yere doğru everestten pike yapmış ailenin varını yoğunu
    yavaşça sömürmesi, annenin abinin her kafanıza oturmasında sizi haksız çıkarması...

    şimdi diyorum. şimdi olsa götüne sokmazmıydım o yumrukları ben o ibnenin! ikisini de paketlemezmiydim!

    hal böyleyken iyice kopmuştu luzumsuz hayattan. artık normal diyaloglar, bilindik arkadaşlıklara kolay
    kolay yer yoktu! zaten beceremez olmuştu.

    liseye gelmişsiniz.
    üzerinizde giyecek hiç bişey kalmamış.
    ey gidi luzumsuz!
    collezione' un camekanını az mı seyrettin!
    yıllarca hiç içeri girmeden! sana hiç bişey istememeyi ne de güzel öğretmişler.
    hiç bişey istemeden ama hep umut ederek yıllarca yaşamışsın!
    "bigün olum, çok uzak değil, az kaldı. kurtulcaksın bu ayıdan ve kadından. bi daha arkana bile bakmıycaksın"

    ablam gitmeden önceki arkadaşlarımla karşılaşmaya korkar olmuştum!

    - luzumsuz sana nolmuş olum!
    - olum naptılar sana! hastalık mı geçirdin? (he mnakoyum annemle abim var benim)
    - lan olum ne kadar zayıflamışsın!

    yeteeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeer!!!

    ha tamam iyiyim. bişeyim yok devam ediyorum.

    yıllar geçmeye devam etti tabi. gördüğüm bütün saatlerin pillerini tek tek çıkardım ama fayda etmedi.
    sökülmüş takvim yapraklarını geri yapıştırmalar falan... ı ı !

    yaş 18 olmuştu. vampir dişlerini çıkarmış " sen 18 oldun di mi?" diyodu arada bir. ellerini ovuşturuyodu pezevenk!

    bi gün okula giderken "gel seni bırakıyım" dedi. doğruca bi notere gidildi.
    "at şuraya imzanı" denildi. "ne bu?" diye sormadı. çünkü ona soru sormamak öğretilmişti.
    luzumsuz hep haksızdı. atmasa rezalet çıkacaktı, attı.

    o belgeyle tahmin edilemeyecek kadar büyük işler yapıldı.
    herşey luzumsuzun üstüne kaldı.

    zaten az olan umutları, yaşama sevinci, arzuları, hedefleri, sevdiği kız...
    onu hayata bağlayan tek düşüncesi; "bigün olum, çok uzak değil, az kaldı. kurtulcaksın bu ayıdan ve kadından. bi daha arkana bile bakmıycaksın".
    hepsi kaybolmuştu!

    çok geç anladı. aile, o herkesin bildiği aile denen şey onda yoktu.

    ailelerinizin kıymetini iyi bilin olur mu!

    gerçekten çok değerli onlar!

    önceden edit: olum zaten iyice duygusallaştım yazarken. bi de duygu sömürüsü falan yazıp hasta etmeyin beni e mi!
    eleştirin tabi ama bam teline basmayın emi!
    edit: bininci entrym de sözlüğe hayırlı olsun. ne diyim.
    3 ...
  23. x yapan kürt söylemindeki gerizekallık belirtileri

    ?.
  24. bir harfi karakter sınırlamasına kurban gitti ama olsun.
    her milleten olduğu gibi kürtler içinden de çürük elmalar çıkması doğaldır.
    ha diyeceksin ki "pkk". ben de diyecem ki "amına koyim pkknın" bütün kürtler pkk' lı değil ya birader.
    sen bu tür söylemlerle devletini seven adamı da incitiyosun.
    almanya' ya giden türklerin hepsi mi uyum sorunu yaşadı. hiç mi iyisi yok?
    ama ordaki türkler' e bi laf edildi mi nasıl ağırına gidiyo insanın.
    bunu bile anlayamayacak kadar kafan çalışmıyo?
    bence ülkesini seven herhangi bi kürt vatandaşı, "şunu yapan kürt, bunu eden kürt, bik bik" diye başlık açandan çok daha sevilesidir.
    niye ayırıp tahrik ediyosunuz, küstürüyosunuz adamları? yavşak mısınız?
    olayın kendisi düpedüz gerizekalılık zaten.
    0 ...
  25. makas atan gençler kamyonun altına girdi

    ?.
  26. bok yoluna canlarını hiçe sayan gençlerin başına gelendir.
    beyler her seferinde söyleniyo trafik canavarı olmayın diye. yapmayın etmeyin gözünüzü seviyim, bok yoluna can tehlikeye atılır mı, değer mi?

    http://video.haberturk.com/video/index/45417

    edit: daha vahimi diğer insanların canını tehlikeye atmaları. o da ayrı mesele.
    edit: bu haltı yiyeceklerine afrika' da aç insanlara yardımcı olmaları daha akılcı olur. ya da git barış gönüllüsü ol. ne bileyim bişeyler yap be kardeşim!
    4 ...
  27. real madrid pornosu

    1.
  28. 29 kasım 2010' da seyrettiğimiz messi ve ronaldo' nun başrollerde oynadığı, 90 dk +3 dk bonusu olan açık seçik filmdir.
    film adı: nou camp' tan kaçan kurtulur, kaçamayan vurdurur.
    yönetmen: joseph guardiola
    oyuncular: christiano ronaldo (emanuella) , jose morinho(emanuella' nın annesi), lionel messi (mercedes), xavi ve iniesta (barca biraderler)
    yapım: la liga
    müzik: anonim

    messi' nin topa (ronaldo' ya) her vuruşu ses getirmiştir.
    xavi ve iniesta' nın en iyi yardımcı erkek porno oyuncusu rolünde oscar' a bile aday gösterilebileceği söyleniyomuş.

    vay morinho vaaay!
    1 ...
  29. gazı iibf anfi 6

    1.
  30. yalnız kalmak istediğinizde sizin için bulunmaz bi mekandır. yeni binanın en üst katında, nadiren ders yapılan, son derece havadar ve büyük pencereleri olan bir anfidir. bulunmaz bi manzarası vardır. önünüzde ankara üniversitesinin yemyeşil bahçesi (ironik evet. gazi' den ankara üniversitesi bahçesini izlemek!), karşınızda anıtkabir, daha gerisinde atakule, sheriton, diğer tarafta kale... yenimahalle ve keçiören tarafları, yarım kalmış kule! ve daha bir sürü yere hakim bi sınıf. pijamalarımı götürsem yaşarım orda, o derece. huzur verir. ders yapması da bi okadar keyiflidir burda.
    1 ...
  31. götü kalkmış 30 yaş üstü bayan

    1.
  32. 30' unu geçen ve henüz evlenmemiş ya da ayrılmış bazı hatunlarda belirtileri görülen kalkma olayıdır.
    en kırosu bile çevresinde dolaşan amacı belli yavşaklardan gördüğü ilgiyle heather graham olduğunu zanneder.
    bi de kendine güven hasıl olmuştur bunlarda. herşeyi bildiğini düşünür. erkeklerin ne yapıp yapmayacağını, içlerinin ne kadar pis olduğunu falan zihninde kurmuştur. kısmen de haklıdır ama bazen kantarın topuzu kaçıyo.
    yaşanmış bir olay: luzumsuz kurstan çıkmış, kızılay civarında akadaşıyla laflayarak yürümüktedir. tariflere uyan, 30 yaş üstü, arı gözlüklü, saç baş janti bi bayan tam önünde yürürken istemeden ayağına basar.

    - pardon bayan.
    + hııı tabi tabi!
    - anlamadım?
    + iki oldu bu iki! (he mnakoyum tilkinin siki)
    - valla ben ilk defa bastım. böyle bi asılma yöntemi de bilmiyorum. sizinki de nasıl bi beklentiyse artık onu da anlamadım. bi de birinin ayağına basacak olsam seninkine mi basarım bunu da kendine bi sor!

    denir ve uzaklşılır.

    edit: genelleme maksadıyla yazmadım bunu. zaten genellemek istesem direk 30 yaş üstü bayan diye yazardım.
    zira "abla" sıfatında görürüm kendilerini. bunu da genellemiyorum tabi.
    5 ...
  33. ermenilerin erdoğan posterlerini yırtması

    1.
  34. türkiye' de de bunu yapabilecek bir sürü insan tanıyorum. ha ben mi? heç işim olmaz. yoluma bakarım. onu yırtınca bişey değişecekse yırtalım o ayrı.
    1 ...
  35. almanya ya bomba ihracatı

    1.
  36. hop hop hoooop!
    sakin sakin sakin!
    şimdi yavaşça o silahı yerine koy.
    sen internet aleminde fellik fellik tehlikeli yazıları rapor eden emniyet görevlisi;
    sözüm sana, bu sadece bir hiciv entrysidir. almanya' ya ihracatımızın yeni bi türünü anlatır.

    malumunuzdur son günlerde almanya' da bi terör alarmı yaşanmakta. ülkenin çeşitli yerlerinde teröristlerce bombalı eylem yapılacağı istihbaratını alan alman yetkililerse "bombalar türkiye' den" açıklaması yapmışlar.

    duyan ne der çok merak ediyorum doğrusu. ne çeşit bi açıklama tarzıdır bu. sanki ispanya' da domates festivaline domates arayan yetkililer "bu yıl domatesleri türkiye' den alıyoruz." açıklması yapıyo mnakoyum. "çünkü türkiye' deki domatesler daha kırmızı az can yakıyo. ayaş tomato is number one!" gibi bi ekleme de beklerim doğrusu.

    de mnakodumunun almanı; burası afganistan mı! bu nasıl açıklama şerefsiz! "bombalar türkiye' den"

    oluşturmaya çalıştıkları algıyı anlayabiliyo musunuz? siz avrupa' da yaşasanız ne düşünürdünüz?
    --
    yıl 2018, bir tv haberi:

    dış ticaret müsteşarlığı' nın son yaptığı açıklamaya göre geçtiğimiz 6 ayda en çok ihracat yaptığımız ülke bomba ihracatıyla almanya oldu. bomba ihracatında nürnberg eyaleti' ne yaptığımız misket bombası ihracatı en önemli kalemi oluşturmakta. bir diğer önemli ihracat kalemi ise hamburg ve berlin' e yaptığımız c4 plastik patlayıcı ihracatı...
    verilen bilgiye göre hamburg' a 3700 adet, berlin' e ise 2334 c4 kalıbı ihracı yapılmış. yetkililer sırada afrika ülkerlerinin olduğunu, bu yeni ihracat alanının ileride türkiye' nin büyümesinde lokomotif olabileceğini söylediler. burada meslek liselerine de önemli görev düştüğünü de etkileyen yetkililer, kalifiye işçi tedarikiyle bu alanda çok daha başarılı olunabileceği ve istihdam artışı elde edilebileceğini ekleyerek, "türkiye eski türkiye değil, büyüyoruz." dedi.

    gübreler güneydoğudan!
    bombanın tesirini artırıcı amonyum nitrat maddesinin gübreden elde edildiğini söyleyen yetkililer, böylece güneydoğunun da bu yeni ihracat alanından faydalanacağını belirtiyor.

    luzumsuzadamlar/ankara
    --
    biz de annemle karar verdik. ben öğrencem nasıl yapıldığını bu meretin. o da c4 kalıplşarını temin edecek. böylece bireysel bazda da ekonomiye faydası olacak bu ihracatımızın.

    işte böyledir bu frengistanlıların psikolojik harekatı. yapılmamış bombanın türkiye' den geleceğini söyleyiverirler. bok atarlar. naparsın bunlara herşey mübah.
    ama ahdim olsun. girmeyecem ben avrupa birliğine. hepiniz girseniz ben girmeyecem arkadaş tiksindim ya!

    propagandasını dürttüğümünün almanları!
    0 ...
  37. sinema gişesi nin camı

    ?.
  38. temizlik görevlilerinin pek bi temiz tuttukları camdır efendim.

    yer: kızılay büyülü fener sineması önü, gişeler.
    zaman: 3 sene öncesi.
    kahramanlar: lüzumsuz ve lüzumlu sevgili.

    bi bayram günü sevgiliyle sinemaya gidilmiş, film seçme süreci başlamıştır.

    lüzumsuz- şu olsun mu bidenem?
    lüzumlus- hmmmff. yok o olmasın. korku filmi gelmiş işte ona gidelim.
    luzumsuz- oluur. tamam bidenem. (bu ne korku filmi sevgisidir bu kızda anlamadım arkadaş her gelişte yaa!)

    böylelikle sıraya girilir, gişeye yaklaşılır.

    biletçi kız- hoşgeldiniz, hangi filmi izlemek isterdiniz?
    lüzumsuz- testere osuruyora 2 kişilik bilet alcam ben.
    biletçi kız- hangi seansa?
    lüzumsuz- hııı? nee? (kafa cama yaklaştırılır. ses gelmiyo mnakoyum bu ne!)
    biletçi kız- (bağırarak) hangi seans beyefendi, şurası iyi mi?

    lüzumsuz kız arkadaşının da onayını almak için arkasını döner. onayı aldıktan sonra tekrar gelmeyen sesi duyabilmek için mesafe ayarını yapamadığını farketmeden kafayı cama yaklaştırma niyetindeyken kafayla camı kırma denemesi yapar.

    paaaaaaaaaaaaaaattttt!!!

    öyle bi ses çıkar ki, bayram kalabalığı, bolca genç üniversiteli popülasyonuna sahip gişelerin önündeki gürültü birden kesilir.

    o an zamanın durduğu andır lüzumsuz için.

    bi an hiç ses duymaz,

    ilk gördüğü gişeci kızın hayret ve korkuyla karışık yüz ifadesi,
    sonra kız arkadaşa döner, onda da aynı hayret ve şaşkınlık ifadesi, iki eli lüzumsuzun kafasına doğru "oy kıyamam" hareketini yapmak için hazırlanıyodur.

    sonra sesler duyulmaya başlanır;

    gülme sesi mnakoyum.

    gişeci kız, kız arkadaş, gişe önünde sıra bekleyen diğer insanlar, tekler ve çiftler de dahil herkes kahkaha krizine girmiştir. lüzumsuz boş boş etrafa bakmaya başlar. (neredeyse satışları durduracak, yer gösteren bebeleri de çağırıp hep birlikte gülecekler ipneler)

    gişeci kız- (halen gülerek) iyi misiniz?
    lüzumsuz- iyiyim. bişey yok. cam iyi mi? (bu cam nasıl kırılmamış mnakoyum!)

    biletler alınır nihayet ve olay yerinden kıpkırmızı suratla ayrılınır. kafayı vurma anından itibaren hiç susmadan gülen sevgili, yüksek karın ağrısı neticesinde nefessiz kalmış ve nihayet susmuştur.

    lüzumsuz: bölüm değiştiri halen öğrenci olmanın yanı sıra bir de uludağ sözlüğe yazar oldu. yalnız.
    lüzumlu sevgili: bölümü bitirdi. lüzumsuzdan ayrıldı. şimdi başkasıyla birlikte.
    1 ...
  39. neden türk ten ırkçı olmaz

    1.
  40. çok çeşitli nedenlerin sıralanabileceği olmazlıktır.

    kürt türk kardeşliği üzerinden mevzuya girersek;
    "ne kardeşi birader, benim atam altaylardan gelmiş, onlar farsların ilkel bir kolu" yanılgısında olanlar olmuş.

    niye kardeştir özet geçmeden anlatırsak; ben söyleyim sana;
    benim annem yozgatlıdır. haso türkmen' dir. adetleri, bilmemneleri, herşeyiyle türkoğlu türk. hani türklük yarıştıracaksak önce onu bi belirteyim.

    sonra benim babam adanalıdır. dedem bilmem hangi yolda göçmüş adana' ya at üstünde. hatta dedemin kardeşi de o göç sırasında dedemin babası tarafından yolculuğu kaldıramaz diye evlatlık verilmiş birilerine. dedem avşardır. kimsenin avşarın ne olduğunu bilmediği zamanlarda dedem babama "oğlum biz avşarız" dermiş. babam 25 yaşında öğrenmiş avşarın ne olduğunu.

    lakin benim babaannem urfalı. basbaya kürt. kürt oğlu kürt. coğrafyanın bi ürünüyüz yani anlayacağınız.
    şimdi kürtlerle neden kardeş olduğunu anladın mı birader? içiçe geçmişiz çünkü.
    bana gelip de genetik şov yapmaya kalkma!
    sana faşist deyip kolaycılığa kaçmaya gerek yok. aç ziya gökalp oku bi önce! gen ile uğraşmaman gerektiğini bi öğren, dna na baksak senin kim bilir ne karışımlar çıkacak onu öğren, türkçülük nedir bi öğren!

    kısaca benim varlığım bu kardeşliğin sebebidir.

    bana sorarsanız ben türküm. neden?

    gen olarak %75 türküm diye değil!

    - kendimi öyle hissettiğim için türküm,
    - tarih boyunca türkler nereye gittilerse barış ve hoşgörü götürdükleri için türküm,
    - kir pas içindeki komşusunun çocuğunu sokaktan alıp kendi evladıyla birlikte yıkayan anaları olduğu için türküm,
    - endonezya' da aceh' te bi fırtına olduğunda, irlanda' da açlık olduğunda, amerika' da hortum çıktığında ve daha nice doğal felakete maruz kalan dünyanın her yerinden insanlara yardım eden bir milletin evladı oldukları için ben türküm,
    - insanı, insan olduğu için seven bir millet olduğu için ben türküm,
    - 9 yüz bilmem kaçlı yıllarda bir müslüman, tebliğ için bilmem hangi türk coğrafyasından geçiyo, anılarına düştüğü not mealen şöyle: "bu kafir türkler bir garip. kendi dilini konuşan herkesi, hangi ırktan olursa olsun kendinden sayıyor ve canı pahasına koruyorlar." işte bu yüzden ben türküm.
    - camiden çıkan alnı secdeden kalkmış yaşlı amca yoldan geçerken, siz arkadaşlarınızla aylak aylak gezen luzumsuzları görüp gülümsediği, hayır duası ettiği,
    akşamları çizgili pijamasıyla, peynir, rakı, kavun üçlüsünü yaren edenmiş alt komşunuz sizi görüp alnınızdan öptüğü için, ben türküm.
    - bütün coğrafyada onların türklerin insanlık için istediklerini menfaatlerine uygun bulmayıp, onlarla uğraşan orospu çocukları olduğu için ben türküm.
    - hakim oldukları topraklardan çekildikten sonra bosna' da, filistin' de, kafkasya' da her yerin kan gölüne döndüğünü gördüğüm için ben türküm.
    - avrupalılar' a tarih boyunca yaşamadıkları göt korkusunu yaşattıkları için ben türküm.
    - türk olmak, gurur duyulacak bir şey olduğu için ben türküm.

    bu yönüyle, ayrım yapmayan bir türk olarak, kürtleri de kardeş olarak gören bir türk olarak senden daha fazla türk olduğumu düşünüyorum.
    9 ...
  41. adnan polat ı istifa etmesi gerektiğine ikna etmek

    ?.
  42. şu görüntüye göre imkansız durumdur.

    - başkanım takım küme düştü ne diyosunuz, istifa etcek misiniz?
    - biz adnan sezgin' le kader birliği ettik, az önce konuştuk, istifa etmiyoruz.

    - adnan bey' le ciddi mi düşünüyosunuz?
    - herşey olabilir çocuklar. şu an çok seviyeli bi ilişkimiz var.
    0 ...
  43. acer in kepazeliği

    ?.
  44. geçenlerde çok sevdiğimiz bi arkadaşımıza toplaşıp acerden bi netbuk aldığımızda karşımıza çıkartılan kepazeliktir.

    siz de iyi bilirsiniz ki netbukların bataryası standart bi laptoptan 3 kat fazla gitmekte.
    lakin arkadaşımıza aldığımız netbukun bataryası 2 saati ancak çıkarabiliyo.

    buraya kadar bi sıkıntı yok. olay burdan sonra başlıyo.

    haliyle arkadaş bi arıza olduğuna emin, müşteri hizmetlerini arıyo. aldığı cevapsa şu:

    bilgisayarınızı bios ayarlarında çalıştırın, batarya 45 dakika gidiyosa standartlar dahilindedir!!!

    e çüşşş! elin oğlu saatlerce film izlesin, burda adam 45 dakikadan bahsetsin!

    fiyat mı? 50 lira oynuyo diğerleriyle. öyle 3 kuruşa da almadık lan!

    acer macer almayın kardeşim. ahan da burdan ilan ediyorum! acer macer almayın kardeşim! biz yandık siz yanmayın!

    not: devir değişti kardeşim. öyle kakaladık malı devirleri geçti. böyle ortamlarda rezil ederler adamı.

    almayın acer ey ulusözlük tayfası!
    3 ...
  45. türk büyükelçi den rest

    1.
  46. türk büyükelçiden rest
    türkiye'nin viyana büyükelçisi kadri ecvet tezcan, avusturya'nın yabancılara yönelik uyum politikasını sert bir dille eleştirip, "türklerin gettolaşmaya zorlandığını" söyledi. büyükelçi, avusturya dışişleri bakanlığına çağrıldı.

    viyana - türkiye'nin viyana büyükelçisi kadri ecvet tezcan, günlük die presse adlı gazeteye verdiği demeçte avusturya'nın yabancılara yönelik uyum politikasını eleştirerek, ülkedeki "türklerin gettolaşmaya zorlandığını" söyledi.

    büyükelçi tezcan'ın die presse gazetesine verdiği ve yarın yayımlanacak demecinin özetinin devlet televizyonuna yansıması üzerine, koalisyon hükümetinin küçük ortağı halk partisi (övp) lideri ve başbakan yardımcısı josef pröll, yazılı bir açıklama yaparak, "bir diplomatın misafir olduğu ülkenin iç politikasına yönelik bu denli ölçüsüz açıklamalarının kabul edilemeyeceğini" bildirdi.

    pröll açıklamasında, ayrıca dışişleri bakanı michael spindelegger ile de görüştüğünü ve büyükelçi tezcan'ın bakanlığa çağrılmasını istediğini kaydetti.

    büyükelçi tezcan, die presse gazetesine verdiği demeçte ülkedeki türklerin haksız uygulamalara maruz kaldıklarını belirterek, i̇çişleri bakanlığının entegrasyon politikasını eleştiriyor. büyükelçi tezcan, halk partili i̇çişleri bakanı maria fekter'i de ''liberal eğilimli halk partisinin ilkeleriyle bağdaşmayan bir politika izlemekle'' suçluyor.

    tezcan'ın die presse gazetesinin yarınki nüshasında yayımlanacak demeci devlet televizyonunun (orf) bu günkü kapanış haberlerinde özet olarak duyurulurken, "büyükelçi tezcan'ın, bugün (çarşamba günü) dışişleri bakanlığına çağrılacağı" bildirildi.

    dışişleri bakanlığından yapılan açıklamada ise dışişleri bakanı michael spindelegger'in türk meslektaşı ahmet davutoğlu ile görüşeceği ve ankara büyükelçisinin de konuya ilişkin tepkiyi iletmek üzere bugün türk dışişleri bakanlığına gideceği bildirildi.

    kaynak: ntvmsnbc.com

    gördüğünüz gibi 7/24 bıkmadan türkiye' de insan hakları, bireysel özgürlükler gibi konularda yorum yapan ab ülkerleri, aynı şey kendileri için yapılınca kendince ayar verme triplerine girmekteler. şu kesin; avrupalı devletler insan haklarını yanlızca kendi insanlarına mahsus bişey zannediyolar. türk' sen eğer ya da müslümansan hakkında yok sen de yoksun. entegre ol!
    0 ...
  47. bilgehan bengi

    1.
  48. profil fotosu güzel kız olmuş doğrusu. gerisi teferruat.

    bb- şimdi allah yok tımam?
    la- hıı, ne! he he bi gel sen şöyle.
    ..
    ..
    bb- sana inanmıyorum. inanıyosun sen alla.
    la- evet bebeim. bu yaptığımız günahtı mesela!

    şimdi devam edebilirsi.
    1 ...
  49. merkez kaç kuvveti

    1.
  50. bu zamana kadar hakkında hiç bişey yazılmamış, şaşırtıcı!

    neyse efendim dairesel hareket yapan bi cisim olsun. yani bir dairenin iz düşümünde hareket ediyorsunuz farzedin. arabayla sola doğru virajı dönüyosunuz mesela. noldu? kendiniz sağa doğru meyillendiniz. otobüstesiniz. hemen demirlere yapıştınız. düşmeyim diye. neden? işte buu sizi iten kuvvet merkez kaç kuvvetidir.

    elinize aldığınız tesbihi havada döndürürken, tespihin tuttuğunuz kısmından uç kısmına doğru uygulanan ve askıda kalmasına neden olan kuvvettir.

    bilimsel açıklama: dairesel hareket yapan cismin, hareketi, iz düşümünde yaptığı dairenin merkezinden dışarı doğru olduğu kabul edilen kuvvettir.

    bişey anladıysanız ben de ne olayım.
    edit: evet efendim aslında başlık varmış. doğru yazımıyla hem de. başlığa ilgi gösteren arkadaşları satmamak adına silmeyim diyorum. (bkz: merkezkaç kuvveti)
    2 ...
  51. amcaya küfür et

    1.
  52. edepsiz amcaların çocuklarla eğlencesidir ama lüzumsuz adamların da hayatının en mutlu dönemleridir.

    3,5 yaşından 6 yaşına kadar kelimenin tam manasıyla piç gibi gezmiştir lüzumsuz.
    mahalleyi dört dönmektedir. herkes onu tanır, severdir. küfürbazdır.
    kahve gediklilerinin birbirlerine takılmak için çağırıp "amcaya küfret sana çikolata alacam" diye çocuklara yaşattığı klişenin baş kahramanıdır.

    amca1 - lüzumsuz! gel şu amcaya küfret hadi sana şeker alacam.
    lüzumsuz- hangisi?
    amca1 - şu!
    lüzumsuz- şeyefsiz, ağzına sıçayım! hadi al şekeyi.
    amca2 - laaan!
    amca1 - olmadı pezevenk demedin ama.
    lüzumsuz- pejevenk. hadi şekey.
    millet *- gülüşmeler...
    amca2 - gel lan buraya...
    lüzumsuz- pıtı pıtı kaçar. o şerefsiz herif de hiç bi zaman almaz şekeri.
    böyle böyle kah amcalara küfrederek, kah pipi göstererek dolaşırdım mahallede. (bkz: oğlum amcana pipini göster)

    bir diğer ilgi alanıysa kahveci çırağının parmağında hiç dökmeden çay dolu tepsiyi 360 derece nasıl döndürdüğüydü.
    her görüşünde anlamaya çalışırdı. gerçeğiyse yıllar sonra farkedecekti lüzumsuz. (bkz: merkez kaç kuvveti)
    günlerden birgün kahveci çırağının aciyip işi vardır. 3 çay bilmem hangi dükkana götürülmelidir. 5 yaşındaki lüzumsuzu çağırır:
    - lüzumsuz! ne geziyon, gel bakim buraya!
    - haaa noldu?
    - al şunları, tut şurdan. hah sakın dökme. düz tut. şu dükkana götür.

    o an lüzumsuza gün doğmuştur. haftalardır karşısında umarsızca döndürülen tepsi şu an elindedir. birazdan çayları dökmeden tepsinin nasıl döndürüldüğünü anlayacaktır. daha tepsiyi alır almaz kararını vermiştir aslında ama belli etmez.
    - tamam dökmem. (inallah muhahahahaaaa)

    lüzumsuz 20 25 adım atar arkasına bakar, çırağın arkası dönüktür ve planını uygulamaya koyar. bir ileri, bir geri ve şimdi tam tuuuurr...
    derken çaylar olduğu gibi yere dökülür. deney başarısızlıkla sonuçlanmıştır.

    - lüzumsuz naptın lan!
    - bişey yok der, tepsiyi kırıkların arasına bırakır ve topukları götüne vura vura kaçar.

    hayatının en mutlu dönemleri bunlardır işte lüzumsuzun. hala özler.

    neredeyse altımız bağlanacak yaştaydık ama çetemiz de vardı.

    ben, şişko bekir, kerem bi de adını hatırlamadığım 2 elemanım vardık... mutluyduk be.
    5 ...
  53. civcive hayko cepkin dinletmek

    1.
  54. hayko' nun benim üzerimdeki etkilerini düşünüp, anneleri olmadığı için gayet moralsiz olan civcivlere etkilerini merak etmemden mütevellit yaptığım eylem.
    evet iki gündür yapıyorum bunu yeğenlerimin civcivlerine.
    belirtiler:
    hayvanlarda belirgin bi moral düzelmesi, bi coşma, bi yerinde duramama hali mevcut. beni de anneleri sanmaya başladılar galiba. peşimden gelip, elime falan atlıyolar. kucağıma alınca da susmaya başladılar yeminle.
    bakalım başka neler olacak!
    4 ...
  55. küfür eden papağan

    1.
  56. zaman zaman insanı zor duruma düşüren papağandır.

    bizim de vardı papağanımız. jakoydu yanılmıyosam niki. * http://galeri.uludagsozluk.com/r/papağan-17149/
    neyse abim buna gizli gizli "orospu" demeyi öğretmişti yeminle. hiç unutmuyorum böyle yavşak bi hayvandı. adı da uğur du! uzaklardaki abimin adını koymuştuk. halbuki bu şırfıntı dişiydi. ilgi görmeyince başlardı ne öğrendiyse söylemeye.

    velhasılı bi gün biz misafir ağırlarken salonda bu şerefsiz kıskandı bizi. başladı iç odadan konuşmaya. "girişi cik cik cik oldu. (bu kapı sesi taklidi yoksa biliyorum kuş bu) sonra babacım " sesi de gür, net duyuluyo ya da bize duyurmak için bağırıyodu kevaşe.

    tabi misafirler gitti, gördü. "ay ne tatlı, konuşuyo bu resmen! , neler biliyo?" tarzında standart soru ve afallamaları yaşayıp salona döndükten sonr bizimki bombayı patlattı. iç odandan: "oğospuuuuu" gibi bi ses duyuldu. akabinde salonu derin bi sessizlik kapladı. herkes duyduğunun aslında duyduğu şey olup olmadığını düşünüyordu. anneminse surat kıpkırmızıydı:

    misafirin bebesi - anne orospu mu dedi?
    misafir anne - sus oğlum olur mu öyle şeyi ağzına alma bida!
    misafir kız - ne dedi peki?
    ablam - (topu taca attı kurnaz) hıı, ne ben duymadım. *
    annem - eee şey şehriye hanım * bu televizyondan küfür öğrenmiş de biz de anlamadık. ehe...

    e anne yalanın da bu kadarı! televizyondan küfür öğrenebilmesi için o hayvanın, o küfürü yayınlayan kanalın ardı ardına 100 kez yayınlaması lazım. sen de sesi epeyi açacaksın tabi bu sırada. özrün kabahatini geçti ya neyse.
    1 ...
  57. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük