Kız elektrik malzemesi gibi durdu ama napalım. Zaten kızın şebeke gibi elektrik yaymasından sonra çıktı bu kavga neyse.
aslen stop değil staaaaap diye bağırır. dur demek bu kısaca. meali de sıçarım ağzınıza benim için niye kavga ediyosunuz şerefsizin çocukları.
amerikan filmlerinde oluyor hep bu replik. hayal et şimdi bizim dizilerde olsa nasıl olurdu diye... 2 adet mahalle elemanı kavga ediyo bakkal geliyo
staaaap diyip durduruyo. onlar da mehmet amca araya girme falan derken, memet amca araya girer birinin sol kulağını piç biçimde çeker ve alakasız biçimde;
-sizin ananız babanız yok mu lan? *
+mehmet amca bırak kulağımı valla cok acıyo
-oğlum suratın darmadağın olmuş tanınmıyosun. bi tek kulağın mı acıyo
+sen bi de onu gör. sıçtım azına valla *
neyse bu mehmet amca ve arkadaşının gayri meşru çocuğunu geçelim.
şimdi mevzu bahis bi kızımız var elde. 2 oğlan da bunun için kalabalık bi yerde kavgaya başlayacaklar. ama kalabalık yerde olacak. buraya dikkat! niye?, çünkü ayırsınlar diye. kız kavga görsün yeterli. buraya kadar no pırablım. esas kısım şurdan itibaren başlıyo ki bahsimiz de bu zaten. kalabalığın tamamı ibne dolu. bi kişi "noluyo olm ne var? cüzdanını mı çarptı? arkadan el mi attın?" demiyor. lan çıkın seyredeceğinize sorun bi, illa esaslı kızı mı bekleyeceksiniz?
o arada kız akbil kuyruğundan mı çıkıp geliyor, bilmiyorum ama böyle bi şaşkın halde sinirli moda geçişi var. bi an mimikler değişiyor suratta, manzarayı görünce. anasını sktklerim noluyo burda bakışı atıyo etrafa. henüz o ikilinin orda ne işi var idrak edemedi çünkü hanım kızımız.
derken elindekileri fırlatıyo etrafa ve * ortaya koşup repliğini söylüyo. staaaap!!
mahallelinin yusufladığından dokunmadığı kavga hemen orada son buluyor ve herkes kıza bakıyor. bi kere bi ibnelik var orda arkadaşım.
kavga bitiyo herkes kıza bakıyo. kavga edenlerden biri olsam kıza bakmasınlar diye durmam lan. *
tabi bunun sonrasında geçen diyalogların tamamı "lanet olsun adamım"* olarak süregeliyor ki bu başka bi entry konusu.
üzüntüsü üzüntüm, sevinci sevincim, mutluluğu mutluluğum olan, her çıkmaza düştüğümde yolumu aydınlatan, varlığıyla yaşamamıma bir anlam katan ve katacak olan biricik abim... Nice yeni güzel yıllara...
kendisi bu aralar pek bi mutlu efenim. kelebeklerin uçuşması mı desem, her şeyin gözüne pek bir güzel görünmesi mi desem, ne desem?***
Bu yeni yaşında da dilerim ki şimdiki hissettiği mutluluğun ve heyecanın kat kat fazlası bir geri dönüşümü olsun, hak ettiği değerleri bulsun ve onlara sıkı sıkı sarılsın.**
Hafif bir arka fon ve üstüne de Jeff Buckley'in eşşiz ve huzur verici sesiyle hayat bulan oldukça güzel bir parça.
You and I.
Ah, the calm below that poisoned river wild,
You and I.
Tears that dry on a rude awakened child.
Where you look down
I've walked before, burning holes
With eyes of liquid brown.
If we had only known, in a way
We wouldn't reach this ground.
You were my only home, silver eyes.
I want to see you shine.
And we will feel the weight
Fall away from us in time
Searching our past for the true
You and I, you and I, you and I,
All for you.
Where you think you'll fall,
I adore you.
Where you shut your soul,
I will open for you.
If we had only known, in a way
We'd never reach this ground.
I'll know, silver eyes.
I can see us shine.
I said, we will feel the weight
Fall away from us in time
Searching our past for a true
You and I, you and I, you and I,
All for you.
Müzik yaşamlarına ilk olarak 1992 yılında Paralysis(Grc) olarak başlamışlar, daha sonra 1993 yılında grup ismini Phlebotomy olarak değiştirmişler ve 1995'te ise şu anki isim olan On thorns i lay de karar kılmışlardır.
insanı en mutlu anında bile bunalıma sürükleyebilen ama aksine de dinlemekten vazgeçmeyi düşünemeyeceğiniz, anneke'nin sesiyle bağımlılık yaratan bir the gathering parçası.
Morwen'in elfçe soyadı olan eledwhen'in ingilizceye biraz aslından uzak bir şekilde çevrilmiş halidir.
ismindeki "sheen", elflerin gözündeki ışığın yansımasının, Morwen'in gözlerindeki pırıltı olduğunu ima eder.
Zamanın başlangıcında ainur'un iluvatar için yaptığı dünyanın yaratıldığı kutsal müzik.
...Iluvatar onlara dedi ki: "iste Müziğiniz!" Ve daha önce yalnızca isitilmis olanları görünür hale getirerek onlar için bir görüntü olusturdu; önlerinde görülebilir hale gelmis yeni bir Dünya gördüler ve o, Bosluk'un ortasında bir küre seklini aldı, orada muhafaza edildi ama ona ait değildi. Baktılar ve hayran oldular, Dünya tüm ayrıntılarıyla tarihini gözlerinin önüne sermeye baslamıstı, onlara yasayıp gelisiyormus gibi gözüktü. Ainur bir süre izleyip sessiz kaldı ve Iluvatar yeniden konustu: "iste Müziğiniz! Bu, sizin ozanlığınız; her biriniz, kendisinin tasarladığı ya da eklediği gibi gözükebilecek her seyi, önünüzde yarattığım bu tasarım içinde yaratılmış bulacak...
i won't talk
i won't breathe
i won't move till you finally see
that you belong with me
you might think i don't look
but deep inside the corner of my mind
i'm attatched to you
mmmm
i'm weak, it's true
cause i'm afraid to know the answer
do you want me too?
cause my heart keeps falling faster
i've waited all my life to cross this line
to the only thing that's true
so i will not hide
it's time to try anything to be with you
all my life i've waited
this is true
you don't know what you do
everytime you walk into the room
i'm afraid to move
i'm weak, it's true
i'm just scared to know the ending
do you see me too?
do you even know you met me?
i've waited all my life to cross this line
to the only thing thats true
so i will not hide
it's time to try anything to be with you
all my life i've waited
this is true
i know when i go
i'll be on my way to you
the way that's true
i've waited all my life to cross this line
to the only thing thats true
so i will not hide
it's time to try anything to be with you
all my life i've waited
this is true
Ameliyatını başarılı bir şekilde atlatmış, durumu da gayet iyi olan biriciğim. **
Ah bir de sürekli uyumasa da hemencecik aramıza dönse pek güzel olacak ama kafa izni verelim bir kaç gün artık napalım.*
Bir de Teline bakamıyor maalesef ki** ve ilgilenen herkese teşekkür ediyor.*
Shawn ile birlikte 2001'de highland kumsalında içerlerken, Shawn'ın Kyle'ın kaçırılması sürecini yarıda kesip kyle yerine kendisinin kaçırılmasından sonra kyle 2001'den 2004'e kadar komada kalmıştır. Shawn döndükten sonra insanları iyileştirebilme gücünün olduğunu keşfetmesiyle birlikte gücünü kullanarak Kyle'ı komadan çıkarır.
22 nisan 2001'de Seattle, washington yakınlardındaki highland kumsalında kuzeni Kyle Baldwin ile birlikteyken kaybolmuştur.
Aslında Shawn'ın 4400'den biri olması planlanmamıştır, Shawn ve kyle kumsalda içerken, kuzeni Kyle'ın kaçırılmaya çalışılmasına tanıklık etmiştir, ona yardım etmek için Kyle'ın gelecekteki insanlar tarafından kaçırılma sürecini yarıda keser ve kuzeninin yerine onu alırlar.
1922 st. louis, missouri'de doğan Richard Abd hava gücüne katılmış ve Kore savaşı'ndaki jetlerde pilotluk yapmıştır. ordudaki subaylar ve arkadaşları Lily bonham adında beyaz bir kadınla ilişkisi olduğunu öğrendiklerinde onu dövmeye kalkışmışlardır. Richard'ı yalnız bıraktıklarında ki bu tarih 11 mayıs 1951'e denk gelmektedir, kaçırılmıştır. Daha sonra geleceğe döndüğünde, yani 4400'ler günümüze gönderildiğinde, diğer bir 4400 olan Lily moore ile evlenmiştir ki Lily moore, Lily bonham'ın torunudur. **
En güçlü the 4400 karakteridir.
Teknik olarak 4400 değildir, 4400 ler geri döndükten sonra Richard tyler ve lily moore'un kızı olarak doğmuştur.
Dizide Megalyn Echikunwoke tarafından canlandırılmıştır
Uzun zamandır düşünüyorum ne yazsam da tam olarak düşündüklerimi ifade edebilsem diye ama biliyorum ki ne kadar düşünürsem düşüneyim hiç bir kelime ya da cümle onu tamamen tanımlamama yetmeyecek.
Şu sözlük ortamından tanışıp da cidden arkadaşlığın dostluğun hakkını veren artık bunları da aşıp kanımdan canımdan abim olarak gördüğüm, üzerine titrediğim, varlığının bana huzur ve mutluluk verdiği biricik insan*.
Biliyorum ki her zaman yanımda olacak, beni el üstünde tutacak, farklı olduğumu an ve an bana hissettirmeye çalışacak.
Ve biliyorum ki hayat ona hep istediğinden fazlasını verecek çünkü kalbinin saflığı, onu her zaman doğruya yönlendirecek***.
Efendim bilirsiniz kız yurdu ortamını***; kızlar genelde, ilişkilerinden, hoşlandıklarından bahseder** ama bizim dostluğumuz yaklaşık olarak 3 sene önce bu sıradanlıkları aşıp, tesadüfen kulak misafiri olduğum bir harry potter muhabbetiyle, Yazarlardan, kitaplardan girip filmlerden çıktığımız, sabaha kadar muhabbetin dibine vurup artık uykusuzluktan dem vurduğumuz bir geceyle başlamıştır. kendisi her ne kadar bana ilk başlarda gıcık olsa da "tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır" sözünü bizzat onun üzerinde uygulamışımdır*.
dostluğun tanımını hareketleriyle, sözleriyle, öğütleriyle ve haklı ya da haksız olsam da her zaman yanımda olarak bizzat yapmış melektir*. Yıllar sonra farklı şehirlerde bulunacak olsak da yine her zaman yanında olacağım yegane insanlardan biridir. Kısacası candır canandır*.
+ benim için tom kruz'un türkiye şubesi diyebilir miyiz, yüksel abi ?
- sen tom kruz'un türkiye ayağı gibi kokuyorsun fethi...
+ aaa...
- git yıkan lan eşek !
A: kaça?
Ç: üçe gidiyorum ama bir yıl hazırlık okudum.
A: evladım kaçıncı kata çıkıyosun ?!?
Ç: beşe çıkıyorum... ne garip... üçe gidiyorum, beşe çıkıyorum, sekizi bitirdim, dokuza bastım, ona merdiven dayadım... rakamlarla ne de güzel vakit geçiriyor, günümü gün ediyorum...
A: çocuğum ne pis geyiğin varmış...
Ea'ın ve ainur'u yaratmış, Arda*'yı şekillendirmiş yaratıcıdır. Sanılanın aksine Tolkien'in önemli eserlerinden biri olan the lord of the rings'de değil sadece Silmarillion'da yer almış önemli bir karakterdir.
