bir gün bir kaplumbağa düşmüş yollara.
hıyarın biri sormuş buna nereye gidiyorsun diye, bu da demişti kısmetse hacca gidiyorum.
hıyar adam gülmüş lan oğlum demiş bu yavaşlıkla nasıl gideceksin o kadar yolu. ölür gidersin falan filan.
bizim kaplumbağa durur mu? yapıştırmış cevabı: olsun, yolunda ölürüz.
nereden geldiyse bu hikaye sabah sabah aklıma bilemedim.
uyusun ay büyüsün camlar buğulanmasın
sen uyu uyusun bulutlar uyanmasın
ışıklar uyanmasın camlar buğulanmasın
sen uyu uyanmasın istanbul uyusun
karagümrük uyusun fatih uyusun
atatürk bulvarı'nda rüyalar büyüsün
sen uyu uyusun istanbul uyanmasın
gemiler uyanmasın camlar buğulanmasın
cibali uyanmasın evliya gibi uyuyor
kuytulara sokulmuş yummuş gözlerini
dudakları kilitli kirpikleri dolaşık
uykusunun içinde bir çığlık dağılıyor
gözbebekleri kirli gölgeleri sırnaşık
cibali korkuyor uykusu bölünmesin
uyusun büyüsün bulutlar uyanmasın
gemiler uyanmasın haliç buğulanmasın
bir yudum zehir gibi selim kaptan'ın uykusu
beykoz'u kaybetmiş beykoz'u
haliç'te arıyor unkapanı köprüsü
güya kadıköy'deymiş gemi demir tarıyor
dalgıç izzet rüyasının dibine inmiş
yirmi beş kulaçtan bir somun ekmek çıkarıyor
izzet'in gözlerini balıklar yemiş
ama nasıl büyük büyük uyuyorlar
uyusunlar sen uyu kimseler uyanmasın
cibali uyanmasın kalbim buğulanmasın
biletçi şerif ali kontrol şevket'i dövüyor
gözlüklerini kırıyor bir kaşını yarıyor
şevket'in sol kaşından mürekkep akıyor
pencereler gözlerini yumuyorlar
ben şoförüm benim ellerim şoför
daha bir sefer taksim yapacağım
arabayı yağmurun altından çekmeli
yarın belki tarabya'dan denize uçacağım
cibali yorgun bir mahkum gibi gölgeli
uyuyor uyusun vakitsiz uyanmasın
garajlar uyanmasın camlar buğulanmasın
ulan zenginmişim de haberim yokmuş.
artık gururla "ben panik atak hastasıyım, elitim! az geri durun üleaayn" diye bağırabilirim sokaklarda.
gayet de fakir bir insan olarak tescilli panik atak ve anksiyete hastasıyım.
insanları bari hastalıkları dolayısıyla kategorize etmeyin yahu.
yeterince kalıplara girmedik mi azizim?
orta okulda matematik dersinde tahtada soruyu yapamadım ve arkadaşlardan yardım almak suretiyle bir şeyler çiziktirmeye çalıştım.
tabi bunu farkeden kurt hoca elindeki mavi matematik kitabıyla bir sağdan bir soldan iki tane geçirdi.
sene 99, kitabın rengi aklımda da kim yazmış unuttum. bilen varsa bir görsel filan atsın.
fena canım yanmıştı, zaten o günden sonra matematiğe küstüm.
ama 6 yaşındaki çocuğa yapılır mı lan bu allahsız?
tam bir şerefsizlik.
ulan sabah ne güzeldi.
geldim iş yaptım çalıştım filan.
şimdi midem de hafif bir bulantı var. halsizlik geldi.
elimi kaldıracak halim yok yeminle.
mutsuzluktan yazıyorum bunları.
acil iyileşeyim, hafta sonu işim var.
amin.
teşekkürler,
iyi çalışmalar.
erkeklerden daha az üşüdüklerini kanıtlamak için bence.
ulan kar yağıyor, gözlerim hariç hiç bir yerim görünmüyor.
kızın biri kadıköy'de mini etekli altında da bacak renginde bir çorapla geziyordu.
yeminle hayret ettim.
dünyanın neredeyse 4'te 3'ü senin olsa da anca bu kadar yaşayabiliyorsun işte.
gazetede vardı, adam bilmem kaç kere ameliyat olmuş, 6 kere kalp nakli yapılmış, 2 kere böbrek.
çok afedersin götü başı komple yeniletsen, rektifiye yaptırsan da son belli.