Değeri bilinmemiş eskilerden bir Gökhan Özen şarkısı. Keyiflidir, dinletir.
Hiç aynaya bakıp da kendine sordun mu?
Bendeki bu bir garip hallerin sebebini
Alıp ta kendini yerime koydun mu?
Bir kalbe iki canı sığdırıp hiç sewdin mi?
Kanmam bir daha kanmam
O sözüne,o sözüne...
Amman!yandım aman!Off!I already burned
Zaten böyle sewdim diye
Kalsın istemem çok teşekkür ederim
Fazla zorlamam,ben yoluma giderim
ingiliz bir antika satıcısı. adam milyoner bir antikacı olmasına rağmen bir ford transit ile mal almaya gidiyor. yabancıların bu gösterişsizliğine bayılıyorum.
tlc'de yayınlanan My Big Fat Fabulous Life adlı show programı olan 170 kg'lık bir dansçı. tahmin ettiğiniz üzere bir hastalık sonucu bu durumda yoksa lisedeyken 55 kilo imiş.
tlc'de haftaiçleri yayınlanan bir başka geyik program. yabancı gelinlerin amerika'lı bir erkekle evlenip onların hayatlarına alışmaları konu alınıyor. oldukça ilginç ve keyifli.
belçika'nın alışıla gelmiş buğday biralarından sadece bir tanesi. oldukça köpüklü ve yoğun bir gövdesi var.
tadı hoşuma gitti fekat küçük 0,33 litrelik ufak şişman efes şişelerinde satılıyor.
özellikle internette bulunan tuzak linklere verilen isim. bu tıklamanız için binbir tuhaf şey yazılan butonlar gibi, sonra arkasından reklam çıkar falan heh işte o bu!
scientology tarikatının tüm gerçek yüzünü gözler önüne seren 2 saatlik belgesel. ne boktan bir organizasyon olduğunu ve akıl sağlığını kaybetmiş bir bilimkurgu yazarının ürünü olduğunu kolaylıkla anlayabilirsiniz.
kalitesiz ve saçmadır. sanırım acun tasarruf edebilmek için ya yetenek sizsiniz türkiye ya da o ses türkiye gibi programlarda çıkan kişileri* dönüp dönüp ya 3 adam'da ya da magazin 8 gibi aramızda kalmasın gibi programlarında çıkartıp izleyiciyi hem bıktırıyor hem de çeşitlilikten uzak bir yayıncılığı seçmiş oluyor.
aynı akp'nin siyasi politikaları gibi hep kendinden olanlara yanaşıp çok suni bir şekilde onlarla iş yürütebilmeyi seçiyor ve bu akp'de olduğu gibi tv8'in de hayatında başarılı olmasını var olmasını sağlıyor enteresan bir şekilde.
tamam sen türkiye'nin entertainment kanalı olarak lanse ediyor olabilirsin kendini tamam bi tlc'de değilsin ama dön dolaş aynı insanları kusarcasına eğlence malzemesi yapmak ne kadar doğru be kardeşim?!
bir ara acun'un neredeyse kankası olmuş olan cem yılmaz kusuyorduk şimdi hadise, murat boz falan kusuyoruz. mesela ben nihai tüketici olarak 3 adam adlı talk show programını cumartesi gecesi ayaklarımı uzatmış evimde izlerken zaten hafta içi hemen hemen her gün gözümüze sokulmuş o ses türkiye programının yarışmacılarını, jürisini ya da birincisini ikincisini üçüncüsünü görmek istemiyorum kardeşim!
ama ülke türkiye olunca sokakta kilo kilo bok satsan "dur bi deneyelim" deyip satın alan adam olur!
tlc'de hafta içi her gün yayınlanan ve kendi çaplarında her biri birer pinti kralı olan insanların hayatlarını anlatan amerikan yapımı bir program.
insanların aklına neler geliyor tasarruf yapacağım diye mutlaka izleyin çok keyifli.
ekşi sözlük'te yazar olan bir arkadaşımızın başına gelen belgeleriyle gözler önüne serilen bir rezaletin ta kendisidir. uludağ sözlük olarak destek çıkmak olayı yaymak boynumuzun borcudur.
"avis erzurum havaalanı şubesinden kiraladığım aracın üzerine belediyenin paralı otoparkında kar düştü. avis acentasından 2 kişi olay yerinde annem ve nişanlımın yanında üzerimize yürüdü, oracıkta para almaya kalktı. full kaskolu diyerek özellikle belirttikleri araç için uçağı kaçırmam pahasına alıkoyulma tehditi ile 800 liram gasp edildi. avis kurumsal çağrı merkezi olay esnasında ve sonrasında zerre yardımcı olmadı, ölü taklidi yaptı. polis raporları, park fişleri, kaza fotoları pos slipleri hepsi mevcuttur.
kurumsal olduğunu düşündüğüm için her zaman avis'i tercih ederim, yine avis erzurum havaalanı şubesinden (aslında ismi başar oto'ymuş) hyundai accent araç kiraladım. alırken özellikle kaskoyu sordum, lastik ve cam harici pert bile olsa masraf çıkmayacağını söyledi. ertesi gün arabayı belediyenin park görevlesinin yönlendirmesi ile cadde üstüne park ettim, park fişim aşağıdadır.
bir saat sonra avisten arabanın üstüne buz düşmüş gelin diye aradılar. gittiğimde avisçiler oradaydı. adamlar geçmiş olsun demeden 800-900 lira masrafı var bunun dediler. kardeşim çıkışınca adamlar nişanlım ve annemin yanında üzerimize yürüdü, millet araya girince arabalarına bindiler, camı indirip aile olmasa size yapacağı bilirdik biz diye parmak sallayarak gittiler.
kazanın fotoları ve polis tutanağını linkte görebilirsiniz.
görüldüğü gibi burada hiçbir park ihlali yoktur. gerçi olsa da bi şey değişmezdi.
avis çağrı merkezini 3 kere aradım, adamların para istediği söyledim, ödeyip ödemeyeceğim ile ilgili hiçbir bilgi vermediler. 2 gün tavanı kaputu çökük arabayla gezdik saolsunlar. bir aramamda da meteorlojiden rapor almam gerektiğini söylediler.
ertesi gün havaalanına arabayı teslim etmeye gittiğimde eleman siz gelmeyin diyerek arabayı kontrole gitti, yarım saat gelmedi. geldiğinde uçağın kalkmasına yarım saat vardı, adam 800 lira almadan bırakmam diyor. kasko her şeyi kapsıyor dediniz diyorum buz düşeceğini nerden bilelim diyor, halbuki aynı arabanım üzerine bir hafta önce yine buz düşmüş, teslim fişinde özellikle yazdırmıştım.
kasko şirketi, servis vs kimse görmemiş arabayı, benim kazada zerre suçum yok, adam gözüyle hasar tespiti yapıp fiyat belirledi. buarada sesler yükselmeye başlayınca bunlar 3 kişi oldu. uçağın kalkmasına 15 dakika kala karttan 800 lira çektirdik ve ellerinden kurtulduk. yoksa uçağı kaçıracağım, adam avukatımı bile dinlemiyor, polis çağırsam derdimi anlatana kadar birgün daha erzurum'da kalacağım.
pos fişini, faturayı ve uçuş kartını saatleri kontrol etmesi için isteyen olursa yollarım. mahremiyet için buraya eklemiyorum.
avis çağrı merkezi ancak 2. aramam sonucu bana döndü ama şaka gibi sadece arabanın plakasını görebildiklerini hasarla ilgilerinin olmadığını ama hatalı yere park ettiğim için bu paranın alındığını söylüyorlar. bunu yazılı olarak söylemeleri için mail attım bir hafta oldu dönen yok, sözleşmede yurtiçi araç kiralamada 3 günde dönüş yapıldığı yazıyor halbuki. hatalı yere park etmediğim gibi etsem de bu onları bağlamaz.
bu işi yanlarına bırakmam, yarın avukatıma evrakı yollayacağım. esasında bunlara en güzel ceza sosyal medyada farkındalık yaratmak ama onu başaracak yeteneğim yok, elimden sadece dilim döndüğünce buraya yazmak geliyor. umarım bir kişi bile okur ve bunlara çarpılmaz.
edit : otokoç yetkilisi bir bayan beni az önce şahsi numarasıyla arayarak konuyla bizzat ilgineceğini söyledi. 2 kere telefon etmeme, mail atmama rağmen 10 gündür dönmemişlerdi. teşekkürler toplumun az kalan duyarlı bilinçli kısmı."
her konuda bilgisi olan nazlı ılıcak ile müzik dehası sinan akçıl'ın mutlaka izlenmesi gereken performansıdır. efsanevi grup metallica'nın efsanevi parçalarından nothing else matters'ın gelebileceği en iyi nokta.
eğlenmelik;
josh duhamel'in başrolünde oynadığı 2015 amerikan yapımı kült film. biraz ağır ilerlese de konusuyla merak ettiriyor.
sonu çok şaşırmayacağınız sürprizli olanlardan.
dünya çapında transpalet, forklift ve işletme içi lojistiği için depo yönetim sistemleri konusunda faaliyet gösteren ve ana merkezi Hamburg’ta bulunan bir kuruluştur.
Jungheinrich, ilk elektrikli araçlarını 1953 yılında üretmeye başlamıştır. Kuruluşundan bu yana teknolojinin ve yeniliklerin takipçisi olarak kendini geliştirme stratejisi izlemiş ve bunun neticesinde de transpaletten yüksek irtifa makinasına kadar tüm modelleri içeren bir ürün yelpazesine kavuşmuştur. Bu anlamda Jungheinrich şirketi büyük yeniliklere imza atan bir kuruluştur. Jungheinrich, Reach truck adlı modeli (mastı ileri çıkan) ve yüksek irtifa forkliftini piyasaya ilk çıkaran firmadır.
Tahrik sistemi; elektrikli, likidgazlı ve dizel motorlu denge ağırlıklı forkliftler, akülü yaya kumandalı istifleyiciler ve akülü dar koridor forkliftlerinin yanısıra sipariş toplama ve yüksek irtifa forkliftlerini de kapsayan geniş ürün yelpazesi sayesinde her kullanım için en ideal çözümün bulunmasını güvenceye almaktadır.
Jungheinrich AG, Avrupa'nın tam on yedi ülkesinde kendi satış ve servis organizasyonunu yapan ve %100 Alman sermayeli şirketlerle temsil edilmektedir. Jungheinrich istif Makinaları San. Ve Tic. Ltd. Şirketi de Jungheinrich AG’nin Türkiye’deki kendi firmasıdır.
Türkiye’de 120 kişilik ekibiyle hizmet veren Jungheinrich Türkiye’ nin personel sayısının %55’ini servis ekibi oluşturmaktadır. 48 adet gezici servis minibüsleri ile Mobil Servis konseptini başarıyla uygulamaktadır.
Jungheinrich Türkiye, sektörün öncüsü olarak temsilcilik basamaklarını geçerek ana firmanın kendi kuruluşu olmayı başarmış dinamik ve sürekli gelişmekte olan bir firmadır.
şu an türkiye'nin ihtiyacı olan en son şey. türkiye'nin en gereksiz gazetesinde, gereksiz bir yazı köşesi. yazarı ve kendisi "olmasa da olur" kategorisindedirler.
