loversgrief
1154 (öncelikli)
beşinci nesil yazar 2 takipçi 116.75 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    soytarı ipi

    1.
  1. dinlemeyenin çok şey kaybettiği cihan mürtezaoğlu şarkısıdır.
    https://soundcloud.com/cihanmurtezaoglu/soytari-ipi

    al ahımı alamazsın
    ver terimi veremezsin

    boynum geçmez soytarı ipinden
    gelmez o düğüm senin elinden

    dur dur bakma, bakamazsın
    gel gel desem, duyamazsın

    sandın bu kışlar sana budanmış
    ne var ki izleğin bende kalmış

    karanlıklar kar gibi büyür ölürdü
    çığlıklarım pencerende bir uğultu
    bakma ordan sessiz sessiz bu seyrelen
    senin yitik bin dereden kin emziren
    karanlığın
    görme görmez bu gururun
    kutla bunu bu tarifsiz yokluğunu

    bilsen gitmedim gitmem öksüz yüzünden
    ateşe tapar gibi yandım elinden
    bu katil yoldaş kinin senin hazinen
    şimdi bul bulsun rahmin beni yeniden
    1 ...
  2. güzel kokuyorum

    1.
  3. burcu tatlıses 'in 2015 çıkışlı, efsanevi müzisyenlerle dolu şahane albümüdür.
    0 ...
  4. geziyorum dünya işte

    1.
  5. mabel matiz 'in gök nerede albümünün gezi dönemini en güzel selamlayan şarkısıdır. o dönemlere gitmek tekrar yıpratmadı değil.

    öfkeni kalbine bastır
    kökleri ağacın esastır -kantarı kitabın esastır-
    kavganı kaderini kap gel
    usandım

    salladın şamarı şafakta
    katibin kalemi kafeste
    çatladı damarım şaştı
    utandım

    sen yellerin önünde duruyorken
    o kalbin merhamet bilmiyor
    kardeşlik sokaklarda uluyorken
    şaşırdın mı, yasak ne ayol

    yansam elinden
    uyansam zehirde
    özler satılmaz
    güneş var ilerde

    - apoletlerini yırt, kavminden kaç
    durma, çık evlerden
    metal kulelerinden, bodrum katlardan
    kubbeli sığınaklarından, tel örgülü kışlalarından çık

    kır beyaz camı, duy ağacın şarkısını, gör altını dağın, var ardına
    emir ver hemen
    kaldırın bütün taşları yollardan
    dünya hemzemin olsun

    sök kalbini, yedisinde dola çarkın kollarına
    sonra bağırsınlar etrafında
    solaaaaa çark
    oysa yok, yok hiçbir şey artık orada
    oysa ruhun meftun
    oysa uçmaya yanmıştı kanatların
    oysa talibiz, mecburuz bu alemin sırrına

    üstat
    biz çiçek yetiştiriyoruz ağzımızda
    açalım da gör
    açalım da gör -
    2 ...
  6. şarkıcınım

    1.
  7. Ceylan ertem 'in amansız gücenik albümünün saklı kalmaması gereken güzellikte ki şarkısıdır.

    Suçlu değilsin üzülme
    Buradayım ya bak ben suçluyum

    Derdimi döktüğümden
    Nefes beklediğimden
    Umut ettiğimden kabahatli ben

    Binlerceye böldüğün
    Parça parça ettiğin
    Sesini yitirmiş şarkıcınım ben

    Suçlu değilsin üzülme
    Buradayım ya ben suçluyum

    Sen yollara çıkarken
    Sırtına bakmaya alışık
    Saatler günler karmakarışık

    Sazının telleri kopmuş
    Bir dinleyeni yokmuş
    Türküsü yarım şarkıcınım ben

    N'olur n'olur çalma
    N'olur artık son notanı vur

    Suçlu değilsin üzülme
    Oradayım ya bak ben suçluyum

    ilhamlar, peri tozları
    Uzak dursun az biraz
    Başka şarkılar dinlersin ve geçer
    1 ...
  8. beş gündür

    1.
  9. Ceylan ertem 'in amansız gücenik albümünde ki şarkısıdır.

    Odam büyüdü beş gündür
    O duvar yürüdü
    Kaybolan yolcular iyi bilir
    Ne yöne baksam tanımadık

    Odam büyüdü beş gündür
    O duvar yürüdü üstüme
    Su ile içtim acı zehirleri
    Su gibi içtim
    Ne karanlık

    Ay, gün, bulut, çocuk sesleri
    Yokuştan inen hızlı topuk sesleri
    içkilerin bardaklardaki renkleri
    Hoşuma gitmiyor şimdi hiçbiri

    Odam çirkinleşti beş gündür
    Bu duvar yıkılsa yeri
    Göçteki kuşlar bilir iyi
    Kuraldır gitmeleri
    Kaybolan kediler bilir
    iyi soğuktur geceleri
    1 ...
  10. kiminiz

    1.
  11. ben gelemem ama sen git biraz dolaş

    1.
  12. ceylan ertem'in ortaya çıkardığı eşsiz güzelliktir. dinlenesidir, https://soundcloud.com/ce...gelemem-ama-sen-git-biraz

    sözleri şöyledir,

    mavi kuş her daim sarhoş
    biraz da bize kızmış
    onun için hiç yüz vermiyor

    oysa güzel şarkıları vardı
    yıldızlara ve denizlere
    ama söylemiyor ki bizlere
    susuyor

    suç işlemiş eller gibi
    perondaki boş trenler gibi
    ucu görünmeyen tüneller gibi
    gel
    hiç üzülme
    salına salına uç

    ben gelemem ama sen git biraz dolaş

    saksağanın şakası sandılar
    muhabbet kuşları ve papağanlar
    belki de arkadaşındırlar

    kargalar gibi karaladılar
    kırlangıçlar ve serçeler
    bize biraz yalan söylediler
    çok saftık

    zararsız küçük yalanlar gibi
    yağmurdan kaçanlar gibi
    bütün vapurları kaçıranlar gibi
    gel
    hiç üzülme
    salına salına uç

    ben gelemem ama sen git biraz dolaş

    mavi kuş sanki bir düş
    kaşla göz arasında
    geceyle gündüz ortasında

    sokaklar bile sokaklara kesişir
    gölgeler ki güneşe bağlı
    biz ikimizde öyleyiz
    ama bilmeyiz

    ağıramamış aydınlıklar gibi
    kireç tutmuş çaydanlıklar gibi
    hiç sevişmemiş insancıklar gibi
    gel
    hiç üzülme
    salına salına uç

    ben gelemem ama sen biraz dolaş

    mavi kuş her daim sarhoş
    biraz da bize küsmüş
    0 ...
  13. saklandım izlerinde

    1.
  14. gülşen 'in 2013 çıkışlı albümünün en vurucu şarkısıdır.

    Duydum ki unutmuşsun beni
    Geçmiyormuş adım bile
    Demlenmiş her gün başkası
    Dinlenmiş sonra göğsünde

    Ben hala bitmemiş gibi
    Tek bir gün gitmemiş gibi
    Gözünden düşmemiş gibi
    Saklandım izlerinde

    Oralardan duyuyorsan
    dön bana, dön bana, dön bana, dön bana
    Buraları özlüyorsan
    dön bana, dön bana, dön bana, dön bana

    Kesmez beni hiç bir hatıra
    Yetmez o meşhur zamanda
    ilaç değil bu sefer
    Haklar teni buzdan da soğuk olsa
    Tenine sarınca rahatlar anca bu beden
    Kesmez beni hiç bir hatıra
    Yetmez o meşhur zamanda
    ilaç değil bu sefer
    Haklar teni buzdan da soğuk olsa
    Tenine sarınca rahatlar anca bu beden
    imkansız mı tövbe de
    2 ...
  15. bir cevabım var mı

    1.
  16. Gripin 'in 2012 çıkışlı yalnızlığın çaresini bulmuşlar isimli albümünün güzel ve sözlerinden herkesin kendine göre yer bulabileceği leziz şarkısıdır. Farkedilmesin hep bizimle kalsın denecek türde güzelliktedir.

    Meğer ne kadar da zormuş sorguya çekmek hayatı
    Cezasız mı kalırlar, pervasız tüketilmiş yaşamlar
    Bir cevabım var mı ?

    Kocaman aynasız odalarda,
    Aradım suretimi çırılçıplak duvarlarda bıraktığım izler kimler için ?
    Bir cevabım var mı ?

    Hayır yok üstüme gelmeyin
    Faydası yok sözlerimin
    Bildiğini okuyor hayat her nasıl olsa !

    Hayır yok üstüme gelmeyin
    Dönüşü yok hiç bir gidenin
    Zamanla her yokluğa alışıyor insan !

    Kendimi bile sevemezken çaldığım her yabancı kapının ardında,
    Bende kendimi aramadım mı?
    Bir cevabım var mı?

    Ucu kırık kalemimle çizdiğim mutluluk resminin herhangi bir köşesinde,
    Kendime bir yer ayırmadım mı?
    Bir cevabım var mı?
    6 ...
  17. senin için ölürüm aslında

    ?.
  18. yüksek sadakat grubundan tanıdığımız cemil demirbakan'ın 2012 çıkışlı karışık kaset isimli albümünde ki şarkısıdır.

    Ellerim sana hiç uzanamaz
    Kalbim bilir yoksun içimde
    Cevabı olmazmış ki bu sorunun
    Kim kimin içinde?

    Hiç sevilmeden seviliyor
    Bilirim yaşam sonsuz diye
    Bir acı nefesi tatmanın
    Bedeli olsun aşk için de

    Senin için ölürüm aslında
    Senin yüzünden ölmem ama
    Yarının ruhunu bugünden
    Zincire vurma
    1 ...
  19. yakın arkadaşın aşk mutluluğu

    1.
  20. sizinle paylaştığı andan itibaren gözlerindeki mutluluğu görmenizdir. kendinizden daha çok sevindiğiniz olaydır.
    2 ...
  21. işyerinden biriyle çıkmak

    1.
  22. insanın iş ve özel hayatını etkileyen, ilişkinin olumlu yada olumsuz sonuçlanması ile daha da etkisini gösterek olaydır. yapılmaması gereken harekettir. neden bilinmez ama onlara karşı etraftaki diğer insanların bakış açıları da değişmektedir.
    0 ...
  23. çalışma isteğinin olmaması

    1.
  24. iş yerinde akşamın nasıl olacağını kara kara düşünmek, ne sorsalar bakarız deyip baştan savmaktır. insan bünyesi için dinlenme isteği geldiğinin göstergesidir.
    1 ...
  25. hayat kırıkları

    1.
  26. uludağ sözlük öykü dergisi söykü sayı 9 için yazılmış öyküdür.

    Alarm sesinin yarattığı sabah siniri yüzünden acele ile hareket edince kaydı ve yere çarptı başucumda duran aynalı çerçeve. Tuzla buz oldu resmen, en küçük en ince parçalarına kadar ayrıldı. Önce birkaç büyük parçayı toplayayım devamını süpürürüm diye düşünürken, telefonum çaldı. Mesaj sesiydi duyduğum. Elimde tek bir parça ile durdum. Telefona doğru yürüdüm ve elime aldım. Senden gelmişti mesaj:
    - Akşam görüşelim yer ve zaman müsaitliğini sana bırakıyorum.
    Kaldım öyle birkaç dakika; bir elimde telefon bir elimde kırık parça ile. Sonra acele cevap vermemek için kapattım mesaj kutusunu ve parçaları toplamaya koyuldum hızlıca. illaki bir parçası kesmeliydi değil mi elimi ya da parmağımı. Bu işin kuralı da buydu sanırım; ayna kırıkları kan akıtmadan toplanamaz.

    Ne yapacağımı ne diyeceğimi düşünmeden işe gitmek için çıktım evden apar topar. Yoğun bir gün beni bekliyordu zaten buna ayıracak kafamda anlık boşluk olmayacaktı ne güzel.

    Ofisin kapısına geldim, güvenlikle günaydınlaşarak içeri girdim. ilk defa kaçış yeri olarak görmüştüm şirketi. Sığınacak liman gibi hatta. Kahvemi aldım, bilgisayarımı açtım ve evet işlerimi halletmeye başladım.

    Öyle dalmışım ki, saate baktığımda 16:09du. Afalladım önce nasıl bu kadar hızlı geçmişti bugün. Normalde olsa süründürürdü eminim. Ve sana bir cevap vermem gerektiğini hatırladım midemde bir krampla. Rahatsız etti bu düşünce beni.

    Çok önem vermediğimi belirtircesine
    - Herzaman ki cafede buluşabiliriz, saat 20:00 sana da uyarsa, dedim.
    Fazla vakit geçmeden cevap geldi senden:
    - Görüşmek üzere.

    işlerimi toparlamam için yaklaşık 2 saatim vardı. Çok oyalanmadan çıkarsam evde telaş yapmadan hazırlanıp rahatlıkla giderim diye düşündüm. Ve şükür ki ekstra bir olay olmadan planladığım gitti çıkışım ve eve geçişim.

    Yavaş yavaş hazırlanmaya başladım. Sevdiğin renkleri seçmemeye özen gösterdim. Görüştükten sonra nasıl bir ruha haline girebileceğimi tahmin edemediğim için de rahat bir şeyler giymeye özen gösterdim. Belki gece yarısı bir arkadaşıma davetsiz konuk olabilirdim. Belki de bir barda sabahlayabilirdim. Bunlardı tek düşündüklerim.

    Evet evden çıkma vaktim yaklaşmıştı artık. Çıkmadan son kez baktım kendime, evin girişinde ki boy aynamda. Ne de sakin bir görüntüm vardı içimde kopan fırtınalara rağmen. Geçen zamanda ne krizler atlattığımı anlayamazdı diye düşündüm.

    Ve çıktım. Asansör yine hızlı geldi bana her zamankinden. Arabaya bindim ve geliyordum sana..

    --sana mı adanmalı bu öykü yoksa tüm içindeki kırıkları yapıştırıp, hayatına kaldığı yerden devam etmeye çalışanlara mı bilmiyorum. tek bildiğim sana değmeyeceği..
    1 ...
  27. hayatımız fare kapanı

    ?.
  28. uludağ sözlük öykü dergisi söykü için yazılmış öyküdür.

    çok kararlıydım. gecelerdir uyutmayan, huzursuz bırakan, viyk viyyk sesleriyle adeta beynimi yiyeni bulmalıydım. bulmakla da kalmayıp hesap sorarcasına cezalandırmalıydım. cezasını kendi yöntemimle, ben belirleyecektim evet.

    onu yakalayacağım kapanı buldum önce. sonra ne ile cezbedebileceğimi düşündüm. peynir klasik bir yöntem değil miydi en kolay olanı buydu elbette. sorun çözülmüştü. gördüğü anda gözlerini parıldatacak tuzak malzemesi hazırdı. son adım; kapanı kurmaktı. ilk denemem başarısız oldu. kendi kazdığım kuyuya düşmek bu olsa gerekti. elimi kaybetmem an meselesiydi. kan revan içinde kalan parmaklarımı temizlemem gerekiyordu önce.. durduk yere bu kadar stres üstüne bir de bu işi çıkarmıştım başıma. ne olur ne olmaz diye tentürdiyot ile temizledim başka bir şey sürmeden sardım hafifçe. parmaklarım lazımdı çünkü şu an bana. bekleyecek vaktim yoktu. acım var diye ağlayıp sızlayacak dermanım da.

    ikinci deneme de biraz daha sakin ve sabırla hareket ettim. az önce ki yaralanma bu yavaşlama da etkendi tabi ki. tekrar aynı hataya düşüp parmaklarımı onun için hazırladığım kapana kıstırmaya hiç niyetim yoktu bu sefer. ağır ağır teli çektim ve peyniri kaçırıp alacağı tablaya taktım. üzerine ufak bir peynir lokması bıraktım yavaşça. denese miydim acaba doğru kurup kurmadığımı ? bir kalemle deneyebilirdim evet. peyniri ittirmeye çalışırken çat! kalem kapana sıkıştı, evet oldu bu sefer. peki şimdi olayı tekrar başa mı alacaktım. ne eziyetli bir işti bu. bir öncekilerden kazandığım deneyimle bu seferkini kurmam daha çabuk olmuştu. şimdi aynı sesi tekrar duymaktı tek umudum.. onu orada cansız bedeniyle görmekti. başka türlü rahat uyku yoktu bana bu gece de. ve devamında ki günlerde.

    ışığı söndürdüm kanepeye uzandım. uyuyamayacaktım biliyordum ama en azından onun gelmesi için ortam hazırlamalıydım. gecelerdir yaşadığım uykusuzluktan da olsa gerek gözlerim kapanmaya başlıyordu. kendi halimde, onun evde olduğunu unutarak uyumayı çok istedim o an. gözlerim iyice adam akıllı kapanıyordu. çok sürmezdi biliyorum uykuya teslim olmam. tahmin ettiğim gibi de oldu, üzerime battaniyemi çektim ve kararlı bir şekilde arkamı dönerek gözlerimi kapattım, uyudum.
    aynı sesleri duymamak adına kulağımı da kapatmayı düşündüm. bu sefer de gelip gittiğini anlayamayacaktım. kapana sıkışıp kaldığını duyamazdım.

    " seni görüyordum rüyamda. her zamanki mutsuzluk vardı yüzünde. kayboluş izlerini taşıyordun yine gözlerinde. ve
    - seni özledim
    dedin. ilk defa. belki de hep söyledin ama dillendiremedin bunu. bana duyuramadın. elini tuttum şaşkınlıktan. sarıldım sıkıca. gözlerim parıldadı ama senin gözlerin hala donuktu.
    - takip et beni
    dedin ve elimi tutup çektin. koşarak çalıların arasından geçmeye başladık. nereye gidiyorduk bilmiyorum, nereye sürüklüyordun beni umurumda da değildi. ayağımıza çalılar takılıyordu ve çiziyordu bacaklarımı. her çalıya takılışımızda biri kırılıp düşüyordu yere. hışırtılar arasında delicesine koşuyordum peşinden. sen görünmezliğe gidiyordun yavaşça ve ben sana yetişemiyordum. yakalayamıyordum bir türlü. en sonunda bir ses geldi senin olduğun yönden. kaydın ve yuvarlandın aşağıya. ben daha da hızlanarak sana koşmaya çalıştım ama düştüğü noktaya geldiğimde kendimi zor tuttum tepeden aşağıya senin peşinden düşmemek için. atlamayı da istedim aslında ama. yapamadım. senin gidişine yine göz yumdum. o panikle aniden fırladım yatağımdan nefes nefese, terler içinde. aynı anda da kapandan gelen sesle irkildim. "

    koştum hemen. ışığı yaktım. ve evet son nefes için çırpınıyordu orada. gözleri kurtar diye yalvarıyordu. ama yapmayacaktım tabi ki bunu. izledim onu saatlerce. sıkılmadan, yapacağım bir ton işi bekleterek, etrafta ki seslere aldırmadan. sabahın ilk ışıklarına kadar. minik gri göğsünün tamamen durduğundan, inip kalkmadığından emin olana kadar. işte bir son daha böyle gözlerime takılmıştı. donuk bakışlarımı alamıyordum kapana sıkışmış fareden. yakalamak fazlasıyla zor olmuştu. çok yorulmuştum artık. öldüğünü bilmek, bu acıdan kurtulmak keyif vermiyordu.
    yine de vicdanım sesleniyordu bana. daha fazla beklemenin lüzumu yoktu. bunu uzatmanın da. süpürge ve küreği getirerek kapanla birlikte aldım onu. çöp torbasının içine attım. gözümün kara olmasından, sinirlerim harap olmasından kaynaklıydı sanırım bu cesaretim.. başka zaman olsa tiksinirdim, canlanır diye korkardım. tek başınalık her şeyi öğretiyordu zamanla. bu da güzel bir örneğiydi işte. annem duysa gurur bile duyardı belki de benimle. çöp torbasını kapının önüne koydum ve biten bir savaşın ardından yaşanan tüm kiri pası atmak adına duşa girdim. ılık duşta saatlerce kaldım. kendime dokunmasam bütün günü orada geçirebilirdim ama hayata yeniden dönmek lazımdı. duş çıkışı giyindim, hazırlandım. kapının önünde duran torbaya gözüm takıldı. tamamen benden gittiğini bilmek istiyordum. aldım ve çöp kutusuna atmak için aşağıya indirdim. ve deniz kenarında yalnız bir kahvaltı keyfi için yoluma devam ettim.

    sıkışmışlık öyküsüdür bu sadece. sana yazılan, sana adanan. ve ikimizde ayrı kapanlarımıza sıkıştık kaldık sevgilim. farenin hayatından farksız bir dünyaya dönüştü bizimkisi. dönüp dolaşıp peyniri görüyorduk da iştahımız kalmamıştı. kaçışları arıyorduk bulamıyorduk, her seferinde başa dönüyorduk. gözlerimizle anlaşıyorduk da uzlaşıp, orta yol bulamıyorduk. artık; ne sen bana ulaşmak için yol aşıyordun ne de ben senin geleceğin yolları gözlüyordum. ikimizde birbirimize elimizi uzatıp yardım etmiyorduk. kahrımızdan ölsek de özür dileyemiyorduk. uykusuz gecelere, harap uykulara ve yalnızlığa alışacaktık günün birinde. ayrı dünyalara kaçışımızın bedeliydi tüm bu yaşananlar. çok acı veren. ikimize de. ya da sadece sana. ve fazlasıyla bana.

    edit: gelen içten mesajlarınız doğrultusunda 2 noktaların düzeltimi yapılmıştır. *
    3 ...
  29. sevdiklerimizin ölümü

    1.
  30. depresyona girmek için geçerli nedendir.
    1 ...
  31. sabah gerginliği

    1.
  32. uyumak isteyen bünyenin zorla kalkmasının sebep olduğu, alarm sesiyle ve sıkışık trafikle artan durumdur.
    1 ...
  33. düğünlerde oynayamamak

    1.
  34. gelinin veya damadın iş arkadaşları, kankaları, kardeşleri muhabbetinde ortaya atılmak en kötüsüdür. tüm salon merakla sahneye baktığı anlarda rezil olmaktır. *
    0 ...
  35. i love istanbul

    1.
  36. emrah iş ve aimi ortaklığında ki dinlenildiği anda günlerce dile dolanan parçadır.
    1 ...
  37. emrah iş

    1.
  38. gypsy fire, istanbul rocks, i love istanbul ve private love parçalarının yaratıcısı dj, prodüktördür.
    1 ...
  39. aşk lazım

    1.
  40. aydilge'nin 2011 çıkışlı kilit albümünde ki göze çarpan şarkılarındadır.

    aşk lazım aşk lazım çöl olmuş kalbim..
    hayat hiç durmazki kalmadı vaktim..
    çok ayıpmış laf olurmuş herkes duyarmış..
    kim ne dermiş komşu görmüş olay büyürmüş..

    tüm bu renkler yan yana aynı sesler aynı dünya..
    görmesem hiç duymasam farkında olmasam x 2..

    rahat bıraksalar beni bi keşke..
    renksiz masalları bi sona erse..
    çok ayıpmış laf olurmuş herkes duyarmış..
    kim ne dermiş komşu görmüş olay büyürmüş..

    tüm bu renkler yan yana aynı sesler aynı dünya..
    görmesem hiç duymasam farkında olmasam..

    aşk aşk lazım aşk aşk lazım..

    tüm bu renkler yan yana aynı sesler aynı dünya..
    görmesem hiç duymasam farkında olmasam..
    aynı sesler aynı dünya farkında olmasam..
    2 ...
  41. bir şey mi var

    1.
  42. ıslak kelebek

    1.
  43. cem adrian şarkısıdır. 2010 çıkışlı albümün en güzel şarkılarından biridir.

    bir sabah yalnız uyanınca duymayacaksın o sesi başucunda..
    bir sabah olup uyanınca anlayacaksın dört duvar arasında..
    eninde sonunda yalnızsın..
    yalnız kalacaksın..
    kalbindeki çiçekler kuruyup dökülecekler..
    eninde sonunda yalnızsın..
    yalnız kalacaksın..
    yüzündeki baharlar sararıp solacaklar..

    ve bir sabah yalnızlığın soğuk kollarında,
    tarifi mümkün olmayan anlatamadığın bir rüyadan sen,
    yapayalnız uyandığında..
    güneş eskisi gibi öpüp seni, kirpiklerinde parlamadığında..
    ve temizlemediğinde artık yağmurlar kalbini..
    ve affedemediğinde artık tanrı bizi..
    sevmediğinde..
    konuşmadığında..
    biz hangi şarkıyla uyuyacağız çocuk..

    ah kalbim bir ıslak kelebek..
    nasıl da uçuyor sana, nasıl da duymuyor beni..
    eninde sonunda zaman bir çocuğun katili..
    nasıl da geçiyor ama nasıl da silmiyor seni içimden dışımdan..
    hayat yalanın ta kendisi nasıl da dönüyor dünya nasıl da vermiyor geri..
    elimde yüzümde yalan bir masalın izleri..
    nasıl da inanıp sana, nasıl da ölüyor yine..
    kalbim bir ıslak kelebek..
    nasıl da inanıp sana,
    nasıl da ölüyor yine..
    5 ...
  44. herkes gider mi

    3.
  45. bakınca gözlerine

    1.
  46. sibel sezal şarkısıdır.
    sözleri de şöyledir.

    bakınca gözlerine bir başka olurdu dünya
    yeşilin adı başka siyahın adı başka
    unuturdum ne varsa

    inanınca sözlerine bir başka olurdu dünya
    geçmişin adı başka bugünün adı başka
    unuturdum ne varsa

    beni o sevişin var ya
    yok olup gitmek kollarında
    yaşamın hıncını alır gibi ölmek isterdim oralarda

    boşuna yazılmış kitaplar
    yalan söylüyor şarkılar
    ve yaşanacak tüm zamanlar
    ölmek istiyorum kollarında
    1 ...
  47. pazar uykusu

    1.
  48. soğuk hava ile bütünleşince vazgeçilmez olaydır.
    2 ...
  49. hayat dayat

    1.
  50. jehan barbur'un ikinci albümü hayat'ın güzel şarkısıdır. girizgah versiyonundan sonra dinlenmesi tavsiyedir.

    hayat..
    durmadan dayat..
    bir ben daha çıkar körelmiş içimden..
    ya bu deve güdülür ya bu diyar terkedilir hayat..

    hayat..
    hiç sormadan dayat..
    bir ben daha eksik tükenmiş içimden..
    yerime yeni bir ben ya da beni gel alıver hayat..

    yazılmış yalanlar..
    seni hep bulurlar..
    kendine biçtiğin sonsuz yanlışlıklar..
    hayat..
    sen hep dayat..
    hayat..
    bu yüzden dayat..

    yoksa bulamazsın..
    saklı halini..
    yoksa göremezsin..
    gerçek rengini..
    kanat içini..
    sök at yanlış kendini..
    0 ...
  51. kahve keyfi

    1.
  52. mutluluk veren olaydır. muhabbetin artmasına, sıkıntıların anlık da olsa hafiflemesine nedendir. hele bir de dostlar varsa ortamda değilmeyecek keyiftir.
    3 ...
  53. sana anlatmam lazım

    1.
  54. sibel tüzün'ün 2010 çıkışlı saten adlı albümünden güzel bir şarkıdır.

    olmaz der gibi baktığıma..
    bakma buz gibi durduğuma..
    aldırma aldanma her duyduğuna..
    bi de gel benden dinle..
    sana anlatmam lazım..

    okumuyorsan gözlerimden..
    bakıyor hissetmiyorsan..
    derdimi anlamıyorsan..
    seni bir görmem lazım..
    sana anlatmam lazım..

    kalamadım fazla uzakta..
    kördüğüm oldum dolandım..
    işin aslı bambaşka sana anlatmam lazım..
    0 ...
  55. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük