insanları merak içerisinde bırakan sevgilidir. hele bir de kişi sevgilisini kampüsün her köşesinde arayıp bulamıyorsa, delirmenin kaçınılmaz olduğu durumdur.
sözlük yazarlarının askerde yazdığı şiirlerdir. farklı bir tadı vardır, okundukça o günler yad edilir.
sisli engebelerin ardından top seslerini bastıran gür bir sesle haykırdı kemal,
- ileri !
ilerisini göremiyorduk oysa, bir yanımda mustafa bir yanımda cemal,
ölüm kadar yaklaştık düşmana, kaşlarımız çatık, ellerimiz kararlı.
saplandı bir şarapnel, mustafa albayın bağrına,
dönüp bir nefes bakmadım ardıma.
göğsümde hissettiğim kandı bu yere düşüp dökülen mataram gibi,
dönmek için geç, ölmek için erkendi vakit.
çamurlu vadinin içinde kanlar içinde uzanmış arkadaşlarım gibi,
bende son nefesimi çektim içime az önce vurulmuş cemal gibi.
havanın soğuk ayazını delen nara ile haykırdı heybetli mustafa,
- ileri !
elinde mavzer, yüreğindeki "kemal" ve şarapnelle ilerledi kanlı postallarıyla.
gözlerime dolan kanın sıcaklığıyla verdim nefesimi, bir daha çekmemek üzere,
ve mustafa ilerledi, vatan borcuyla, kemal aşkıyla.
döndüğünde istiklal madalyasına layık görülen kurtuluş savaşı gazisi albay mustafa şekip birgöl adına..
gerek ece ayhan gerek diğer şairler, hepsinin ortak noktasıdır içler acısı halde yaşamak. günümüzden bir örnek ise küçük iskender'dir, çıkardığı kitap başına 1000tl alıp, beyoğlunda bir bodrum katında 850'tl kira ile oturmaktadır.
sonra neden türkiye de sanatsal etkinlik, kültürel etkinlik az diyorlar. sen şairine, yazarına sahip çıkmazsan az olur.