birisini aldatmaya meyilinizin karşınızdakinin zekasıyla ters orantılı olduğunu ileri süren yazar beyanı olsa da daha çok aldatmaya meyilli olan tarafın karaktersizligi ile doğru orantılı olan onermedir.
hani başkası üzülür diye nefes almamam gerekse onu bile yapacağım kendi mutluluğum umurumda değil gibi kendim için yasamaktan aciz hissediyorum ve umursamazligimin farkında olan mutluluğum oldukça uzak duruyor benden.
ben kadınım ve senin istediğin gibi değil kendi istediğim gibi kadınım dedirten başlık aynı zamanda benim hayatım üzerinde söz hakkına sahip olduğunu düşünmene içten bir kahkaha atarım diyeceğim basliktir.
bu aralar " hayatta hep iyi niyetimin kurbanı oldum" cümlesini sıkça duymaya başladım. iyi bir şeyin kurban seçmesini aklım almıyor bilincsizlikti bu iyi niyet değil. iyi birşey tercih edildiğinde kurban seçmezdi herkes nasiplenirdi o iyilikten. ah bu insanlar diyorum ya iyiliği bilmiyorlar ya da iyilik sandıkları şeyin ne olduğunu belki de yanılıyorum..
felçli ninenin salona tek başına inemeyecegini bildiginizden alıştığınız ayinlerden çok daha fazlası var bu işin altında diye düşünür korkunuzu büyütürsunuz.
olmayan sevgilinin yanına hayal kurularak girildiğinde birilerinin o masum hayallere duyarsız kalamadigini bu gece öğrenmiş olduk. üç harfli beş harfli bilemiycem duyarsız değiller ama.
*azrail bey korkudan ruhumu teslim etmek üzereydim yapma boyle şeyler..
acı, hassasiyetini kabuklastiriyor insanın
ölmek galiba bu.
ayrılığa alışmış gibiyim
tevekkül, teslimiyet.
ve heyecanların gün geçtikçe kararan parıltısı...
...alışkanlıkların insanı pestile çeviren çarkı
artık yanarak değil tüterek yaşıyorum
nemli bir tomar gibi
kanatlarım hergün bir parça daha ağırlaşıyor
galiba ihtiyarlıyorum....
(bkz: cemil meriç)
hasretin kancanagi gözlerinde oturuyorsun;
seni soruyorum
hiçbirşey bilmiyorsun
hep bir çağlayan gibi
senin sevdana aktim
Sen ise sularını kaçıran bir nehir
gibi uzaktın
tükenişi bir aşkın
bir nehrin tukenisine benzer
ne deniz olabildin
ne nehir kalabildin
kendin ol kendin ol
Sen buysan başkası ol
buysan kederden öleceğim
başkası olursan de kimi sevecegim?
ne diyarbakır anladı beni ne de sen
oysa ne çok sevdim ikinizi de bir bilsen..
dağılmış pazar yerlerine benziyor şimdi istasyonlar
ve dağılmış pazar yerlerine memleket
gelmiyor içimden huzunlenmek bile
gelse de
öyle sürekli değil
bir caz müziği gibi gelip geciyor hüzün
o kadar çabuk
o kadar kısa
ışte o kadar..
öteki kapimdan gel bunu acamazsin
eski gözlerinle gel öldürmek vakti gel
hem tetik bulun ardında biri olmasın
hanidir ben bu evde yaşıyorum
adımı değiştirdim başka bir adla yaşıyorum
gece gündüz siyah gözlük kullanıyorum
öteki kapimdan gel bunu acamazsin
sabaha karşı gel bütün gözlerinle gel
pancurlarin gerisinde karariyorum
içime belalar doğuyor sonbahar doğuyor
telefonda sesini tanıyamıyorum
yüzün parmaklarımdan akıp kayboluyor
böyle hep birşey kopuyor birşey kırılıyor
sabaha karşı gel eski gözlerinle gel
öteki kapimdan gel bunu acamazsin
hem tetik bulun ardında biri olmasın
artık hiçkimse beni yaşamıyor
aşklarımı büyük kemanlarla çizdiler
korkularim oldum bittim kimsesizdiler
yalnız bir mısra miyim islaniyorum
bir revolver romanımı tamamlıyor
oyun bitti ışıklarımı söndürdüler
yokmussun gibi gel öldürmek vakti gel
öteki kapimdan gel bunu acamazsin
üzerime kilitleyip mühürlediler
hem tetik bulun ardında kimse olmasın..
yasak sevişmek __ atilla ilhan.
kenan evren tarafından getirilen darbe yasasının dahi daha demokratik ve insaflı olduğunun farkında olmayan azinliktir. bir darbe yasasında yer alan yargı bağımsızlığı, oluşturulan yeni anayasa maddelerinde yoktur. hsyk üyelerinin altı tanesinin cb tarafından seçildiği geriye kalan altı üyenin de cb nin kontrolü altındaki meclis tarfından seçildiği bir durumunda yargı bağımsızlığı nerde kalır kim bilir. en yumuşak hükümet sistemleri bile yargının bağımsızlığını net olarak belirtir. başkanlık sisteminde üç devlet organı arasındaki çizgiler daha net ve katıdır. zira yeni anayasa evet ile kabul edilirse getirilecek olan başkanlık sistemi değildir. daha önce benzeri görülmemiş bir sistemdir. başkanlık sisteminin özellikleri ile bağdaşmayan maddeler vardır yeni anayasa planlamasında. kenan evren adı altında insanların bilinç altına yönelik çalışmalarınız göz yaşartıcı.
çalmadan cirpmadan bize ekmeğimizi verenleri aç,bizi giydirenleri donsuz bırakmadan yaşamak istemek bu kadar güç, bu kadar mihnetli hatta bu kadar tehlikeli mi olmalıydı. demiş bir yazısında. bulgaristan sınırında öldürülmüştür öldüren kaçmasına yardım eden insan musveddesidir. dört yıl olarak tayin edilen cezasi ilk yılından sonra af sonucu sona ermiştir. bunu ogrendigimden beri üzülürüm ve kanım çekilir adeta.
'hayatımın başı ve sonu belliydi hiç olmasa ortasını kaçırmamaliyim' cümlesi ile hafizama kazınmış kitap oğuz atay in kazandırdığı bir saheser aynı zamanda.
kanun ve yasalarin hakimin kilik kıyafetine göre değişmediğini hepimiz biliyoruz. sekilcilik bu noktada hiç iyi sonuçlar vermez. türban tamamen kişinin inancıyla alakalıdır. tabi şu soruyu sormak istiyorum sekilci arkadaşlara tanıdığınız her başı açık insan inançsız ya da dinsiz mıdır? hakimlik kürsüsünde boy gösteren hakimin türbanı ve saçından ziyade adalet olmalıdır. hepimizin ihtiyacı olan budur. yine de çok ilgiliyseniz hakimin goruntusu ile yazılı olarak avukatiniz a hakimi red için bir beyanname yazdirmaniz kafidir. yine de genel olarak düşüncelerinize bakınca sizin için gozunuzdeki türbanın kalkmasını temenni ediyorum. zannettikleriniz ile yaşamayı bırakıp insan hak ve hürriyetlerinin gerekliliğine odaklanabilirsiniz.
yalnizlasmisiz iyice üstelik de alışmışız hic beklentimiz kalmamış dosttan bile korkular basmış dünyayi
şimdi bir semt adı vefa
kutsal kavgalardan bile kaçan kacana anlaşılır gibi değiliz
bir bedende kaç kişiyiz hem yok eden hem de tanık ne esaslı karmaşa (bkz: sezen_ yol arkadaşım)
mert olmanın cinsiyet ya da ırktan ziyade insan olmanın yarattığı kişilik üzerinde oluştuğunu unutmuş ya da bilmeyen belki de bilmezlikten gelen yazar beyanı. nereye kadar bu kutuplaşma ve kutuplastirma? birbirimize saygı duymayı ne zaman öğreneceğiz birinin üstünlüğü diğerinin asagilanmasini mi gerektiriyor. zira bana sorarsanız ben babamdan daha mert bi insan tanımadım hicbirinizin burda buna hakaret etmeye hakkı yok hele hiç tanımadığınız insanlar için savurdugunuz düşünceler düşünce niteliği taşımıyor en azından insan olmanın gerekliliğini bilen birine ait olamayacak düşüncelerdir.