şu dünyada en çok istediğim şey bir kedimin olması... lanet olsun yalnızım ve mutsuzum dostum tamam mı! böyle bi kedim olsun alıp gıdısını seveyim istiyorum. mırlasın gelsin koltukları tırmalasın bok etsin falan...ve evet ben ellili yaşlarında huysuz yalnız ve bol kedili bir apartman teyzesi olucam. hepsi de bu "evde hayvan mı olurmuş"cular yüzünden.
belki şimdi benim minik bir kornişim olsa* daha huzurlu ve mutlu olucam. mutlu olunca da kendime güvenim tavan yapıcak. öyle olunca da ben huysuz beyaz saçlı peluş terlikli bi apartman teyzesi olmıcam. bunları da düşünün artık ya.
skytürk 360 kanalındaki artist programına konuk oldup sunucu " artist olduğunuz için teşekkür ederiz" gibi bir şey söyleyince "artiz ne arar la bazarda" diyen adam.*
ayrıca yeni albüm için yedi klip düşünüyormuş. boynuz tracke cüceli bi klip gelebilir anladığım kadarıyla.*
iki saattir notlarına boş boş baktığım derstir. yok yani olacak gibi değil bu sefer, makro ve muhasebe de sağ olsun; üçü birlik olup sınıfta kalmama yardım ediyorlar. ikinci öretim olmasam neyse de fazladan o kadar parayı kim verecek sözlük? **
yarın ferman akgül'ün konuğu olacak sanat insanı. anladığım kadarıyla yeni bir düet de var. aşkın ızdırabını'nın sözlerini bile daha ezberleyememişken, tazecikken güzel gidecek diye düşünüyorum.
onur ünlü'nün yönettiği hemen farkedildi zaten. gangnam geyiği şahaneydi. ve beethoven kahkaha değil çığlık attırdı resmen.
ismail abi, "seni milyoner yapıcam" diyen adama "sigorta da yapıcan mı?" dedin ya, ben senin o bakışına öleyim ya, valla...
ama samet olayını daha farklı işlemelerini beklerdim. üstünden zaman geçti bi kere yapan yaptı esprisini. adam da samet'e o kadar benziyodu ki yavuz ona dönüp sadece "sorucam sandın di mi?" dese bile yeterdi.
mecnun'dan da at dışında küfür duymak bi garip oldu. orası da fena sahneydi ama sadece bi kere öyleseydi keşke "kancık" lafını, üç kere söyleyince sırıttı biraz.
ama son söylediklerim küçük kusurlar. ben kimim de böyle akıl veriyorum orası da ayrı bir şey de mazur görün siz. sonuç olarak yine şahaneydi, bozdu diyenlere inat...
yarın evimize gerçekleştirecekleri istila sonucu beni ziyadesiyle hüzne gark edecek sümük kıvamındaki zımbırtılar. yanlarında da böyle konuşursam beni büyük zannedip uzak durmalarını umuyorum. şimdi teknolojik aletleri, takıları falan saklamak için odama çekiliyorum. bilgisayarı falan gömdük hep.
rap değil de rock yapsa uğruna öleceğim şahıs. gerçi var öyle işleri, mesela the tuler and the killer ın rap olduğunu söyleyemeyiz ki en sevdiğim parçalardandır. adam aşmış gitmiş ya bu nasıl bi şeydir:
bir kelimenin bitişik mi yoksa ayrı mı yazıldığından emin olamadığımda normalden daha az boşluk koyarak, ama tam da birleştirmeyerek yazıyorum. orta yolu bulmada dünya markasıyım.
gidilmesi gereken film. hele ki bir family guy hayranıysanız kesinlikle gidilmesi gereken film. ayrıca ted' i kaçırmaya çalışan şişko çocuk için geliyor: