lost
571 (ordinaryus)
ikinci nesil yazar 3 takipçi 28.20 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    bacheha ye aseman

    1.
  1. iranlı yönetmen mecid mecidi'nin iki küçük kardeşin bir eski ayakkabı yüzünden yaşadığı küçük hüznü kocaman yapıp önümüze sunduğu sıcak film.
    4 ...
  2. makyaj hatası

    1.
  3. şair yavuz altınışık'ın ebabil yayınlarından çıkmış kitabıdır. ilk kitabıdır. lezizdir.
    0 ...
  4. yavuz altınışık

    1.
  5. erzurum doğumlu izmitte ikamet eden bursalı yeni dönem türk şairi. evli mehmet ve akif adlı çocukların babası. ebabil yanınlarından çıkan makyaj hatası adlı şiir kitabı okumamızı beklemektedir
    0 ...
  6. aki kaurismaki

    1.
  7. orada olmayan adam adlı tuhaf, sağlam, güzel, hareketsiz filmin yönetmeni. finlandiyalı olup soyadının ikinci a harfinin üstünde iki noktaya da sahiptir. * *
    0 ...
  8. güzin abla nın vefatı

    1.
  9. bugün netten, gazeteden, televizyondan, radyodan bir şekilde haberdar olduğumuz olay. şimdiye kadar belki hiç birimize bi yardımı dokumamış olsada haberi duyunca ister istemez hepimizin üzüldüğü hadi yaa dediği olay. 17.07.2006 sabaha karşı 85 yaşında çok insana yardımcı olarak arkasında mıtlu yüzler bırakarak aramızdan ayrılmıştr. allah rahmet eylesin *
    3 ...
  10. digimon

    1.
  11. pokemon sonrası çıkmış ve asla pikaçu gibi halka mal olmuş bi karakter barındıramamış çizgi dizi. 80 lerde çocuk olmak parantezine giren ben ve benim gibiler eğer ufak bi kardeşleri olmadıysa bilemezler bu modern çizgi filmleri biz yakarilerin, heidilerin ve adını unutuğum bir sürü insan kahramanlı çizgi filmlerin nesliyiz.
    10 ...
  12. assos cafe

    1.
  13. uludag üniversitesinde veterinerlik ile iibf arasında sıkışmış kafedir. müzik kutusu vardı bi aralar bi onu severdim bir de adını.
    *
    0 ...
  14. sefa kaplan

    1.
  15. Sefa Kaplan 1956'da Çorum'da doğdu. Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümü'nü bitirdi. istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türkoloji Bölümü'nü son sınıfta bıraktı. 1984 yılında öğretmenlikten ayrılarak gazeteciliğe başladı. ilk şiirlerini 1978 yılında Türk Edebiyatı dergisinde yayımladı. Beş yıl Londra'da yaşadıktan sonra Türkiye'ye döndü. *
    eserleri nereli olduğu ne yediği ne içtiğinden ziyade intahar isimli şiiri konuyla ilgili yazılmış en güzel şiirlerdendir. şu şekildedir.

    mübalağa yorgunum bu ölüm bâzârında
    gözlerimin akında cesedim ışıldıyor
    acım dirhem etmezken ağır geldim hayata
    münzevi bir gecede direnmek de hayli zor

    o halde ne yapmalı - yalnızlık yasaklanmış
    elim kolum kelepçe her kapıda biri var
    derken çözüldü büyü - kuşlar çığlık çığlığa
    sesleniyorlar tekmil: bir bahardır intihar

    kırık cam paslı bıçak denendi bileğimde
    alkole batmış kanım süzüldü usul usul
    dönüp baktım aynaya gözlerimde bir şenlik
    benden cazip olamaz şimdi hiçbir istanbul

    beşir fuad haklıymış hem sergey yesenin de
    intihar bir şairi benimseyen tek kundak
    damarımı terkeden tutsaklığım belki de
    o ki rüyalarımı süsleyen kanlı dudak

    biri hüznü ilâhi biri hüznü sipahi
    aynı ümmetin tanrım iki bezgin ucu mu
    bir su sessizliğiyle ön cebime damlayan
    bir tür cinnet mi öksüz - yoksa hikmet burcu mu

    dünyamızda kaç şair böyle vurdu kıyıya
    ahmet oktay biliyor enis batur da öyle
    ama ebcetle bile sığmıyorlar sayıya
    sen söyle kalbim şimdi allah için sen söyle

    "ölmek yenilik değil doğmak da öyle ama"
    duyduğumda yesenin seni ne çok sevmiştim
    sonra geceler boyu utançlarda küçülüp
    o dipsiz cinnetlerde buluşuruz demiştim

    bir gün baktım cihâna mübalağa mürekkep
    ve ölümle beslenen bir yumak sanki hayat
    ne felsefe ne bilim asla dikiş tutmuyor
    tükendi denilen can tükenip de gitmiyor

    evet intihar haktır denemeyen alçaktır
    bilseler ne yorgunum bu ölüm bâzârında
    çekip gitmek erdemli - katlanmak zor geliyor
    üstelik bekleyen çok şair var mezarında
    *
    * * *
    1 ...
  16. rock steady

    1.
  17. no doubt'tan 2001 yılı çıkışlı album.. şarkı listesi şu şekildedir
    Hella Good. Hey Baby. Making Out. Underneath It All. Detective. Don't Let Me Down. Start the Fire. Running. In My Head. Platinum Blonde Life. Waiting Room ve son olarak Rock Steady. her bir şarkı güzledir bu albumde * *
    1 ...
  18. kur an i kerim

    1.
  19. çağrılmayan yakup

    1.
  20. edip cansever şiiri unutulmaz, nefis, çağılmayan

    I

    Kurbağalara bakmaktan geliyorum, dedi Yakup
    Bunu kendine üç kere söyledi
    Onlar ki kalabalıktılar, kurbağalar
    O kadar çoktular ki, doğrusu ben şaşırdım
    Ben, yani Yakup, her türlü çağrılmanın olağan şekli
    Daha hiç çağrılmadım
    Biri olsun "Yakup!" diye seslenmedi hiç
    Yakup!
    Diye seslenmedi ki, dönüp arkama bakayım
    Ve içimden durgun ve çürük bir suyu düşüreyim
    Ceplerimdeki eskimiş kağıt parçalarını atayım
    Sonra bir güzel yıkanayım da.
    Ben size demedim mi.

    Evet, kurbağalara bakmaktan geliyorum
    Sanki böyle niye ben oradan geliyorum
    Telaşlı, aç gözlü kurbağalara
    Bakmaktan
    Bilmiyorum
    Bilmiyorum, bilmiyorum
    Ben, yani Yusuf, Yusuf mu dedim? Hayır, Yakup
    Bazen karıştırıyorum.

    Bazen karıştırıyorum ya, çok uzun bir gündü
    Sonra bu çok uzun günün sıcak bir günü
    Kediler kırmızı alevler halinde koşuyordu
    Onlar işte hep boyuna koşuyordu
    Birileri çıkıyordu ordan burdan

    Hiç çıkmamak halinde ve ölgün
    Birileri çıkıyordu
    Geceden kalma bir lamba yanıyordu, açık
    Bir pencerenin sokağa doğru içinde
    Bu uyum korkunçtur Yakup!
    Yakubun olması korkunçluğudur bu
    Dünyanın insana doğru içinde
    Yakup, Yakup!
    Burdayım, yani ben.. evet, geliyorum
    Lambayı söndürmesinler, geliyorum
    Siz bütün lambaları yakın, evet
    Ben, yani Yusuf, Yusuf mu dedim? hayır, Yakup
    Bazen karıştırıyorum.

    Ve kendine bilinmeyenler yaratan Yakubum ben, iyi ya
    Durduğum bir gündü, diyorum, bütün ilgiler sizin olsun
    Her türlü bir şeyler sizin olsun, ben artık
    Hep böyle istiyorum, ayıp değil ya
    Durduğum bir gündü, diyorum, yüzümü göğe doğurduğum
    Bir gündü ve yaşar gibi kaldığım bir yaşama içinde
    Ve yollarda ölü baykuşlar bulduğum
    Bir ölünün günü boyayan renginde
    Çürük evler bulduğum, içleri sonsuz kayalar
    Kayalardan dondurmalar sorduğum
    Ben, yani Yakup, Yakubun hiç çağrılmamış şekli
    Kim bilir ne diyordum
    (Kim bilir ne diyordu bir baykuş yaratıldığına
    Bir baykuş tarafından
    Ve bütün baykuşlar o bütün baykuşların arasında ne oluyordu
    Ben ne oluyordum.)

    Bütün iskemleler ağır ve hastalıklı
    Bir gidip bir geliyordum kendime aptallaşarak
    Bunu Yakup söyledi
    Dedi ki, çünkü herkes Yakubu yaşıyordu, bense
    Çöllerden ve kızgın güneşlerden icatlar yapıyordum
    Kızgın kağıtların üstüne
    Ve alevler halinde dünya bana dokunuyordu
    Ve ayakta soğuk bir bira içmiş kadar bir anlamım oluyordu bazen
    Oluyordu ve bir de
    Bir otobüse bindiğim, biletçinin bilet bile kesmek istemediği ben
    Kendimi koruyordum
    Bunu bana Yakup söyledi
    Öyle bir Yakup ki bu, onca din kitaplarının sözünü bile etmediği
    Kimsenin sözünü bile etmediği bir Yakup
    Ben
    Bunu hep biliyorum
    Bunu hep biliyorum ve işte
    Özgürüm, cezasız duruyorum.

    II

    Kurbağalara bakmaktan geliyorum
    Dedi Yakup, bunu kendine üç kere söyledi
    Telaşlı, açgözlü kurbağalara
    Bakmaktan geliyorum. Ben sanki Yusuf
    Ve Yusuf değil
    Her gün bir tahtaboşta asılı duruyorum
    Ve durmuyorum. Ben işte Yakup
    Yok artık karıştırmıyorum.

    Taş merdivenleri ağır ağır çıktım, bunu ben böyle yaptım
    Eski taş merdivenleri. Yanımdan bir sürü adam
    Geçti ve kolayca gittiler
    Müzik aletleri renginde ve pırıl pırıl gittiler
    Yanan güneşin altında
    Onlar ki.. onlara benzer şeyleri ben çok gördüm
    Ve onlar bir zamanı tamamladılar, öyle yaptılar
    Ve sordum
    Yakup daha başka nasıl bir Yakup olsun
    Ve onlar daha başka nasıl bir onlar olsunlar ki
    Yakup ve onlar nasıl olsunlar. işte ben taş merdivenleri
    Kurbağalara bağlayan taş merdivenleri
    Durmadan kendimle karıştırıyordum
    Kimse beni tutup çıkarmıyordu
    Vıcık vıcık taşlar duyuyordum ayaklarımın altında
    Anlamsız, yapışkan bir yığın taşlar
    Yoruldum! bunu sanki biri söyledi
    Yakubun biri
    Ara katta bir pencerenin önüne ancak gelebildim
    Kendime bir isim düşünerek
    Birden ki bir isim düşünerek kendime. Hayır bu kimse değil
    Ancak gelebildim

    Aşağıda bir luna park kımıldıyordu. Ah kurbağalara bakmam gecikecek
    Luna park kımıldıyordu, hem öyle değil
    Bu uyum korkunçtur Yakup
    Bir yokluğun kımıldamaya doğru içinde
    Ve sen ki böyle tanımlanırsan Yakup
    Yakuup!
    Bir şey ki seni çağırıyor, o şimdi ne olmalı
    Gene bir Yakup olmalı bu, Yakup
    Kurbağalara bakman gecikecek, bunu ben nasılsa söylüyorum
    Nasılsa ben bunu bir kere söylüyorum
    Günşse kırmızı top taşıyan bir adamın tahta bacağını çok yakıyordu ki
    Adam içinden bağırdıkça dünya
    Ters yönden yaratılıyordu, diyebilirim
    Bir öğle üzeriydi adamın içindeki kalp
    Kan kalp
    Kırmızı top
    Yakıcı dönüşümler çıkaran
    Belli ki susmak yaratılmamış şekliydi dünyanın
    Öyle değil mi Yakup
    Hemen hemen öyleydi, Yakup bunu söyledi
    iyi ki söyledi. Ara katta bir pencerenin önüne ancak gelebildim
    Şimdi bir kurtarabilsem ayaklarımı
    O benim ayaklarımı.. taşlardan
    Bir kurtarabilsem
    Saat on ikiyi gösteriyordu ki, ben nerdeydim
    Bir zamansızlığın Yakuba doğru içinde
    Saat on yediyi ve yirmi biri
    Gösteriyordu ki, ben nerdeydim
    Her saniyedeki ve işte her saniyedeki
    Ben, yani Yakubun o dağılgan şekli
    Nerdeydim.

    Bilmem ki. Bir avukat benim ellerimi tuttu. Gözlüklü bir kadındı bu, iyi mi
    Kim bilir bir çağın neresinden burada. Anlaşılması
    Yoktu ki. Kendine özgü bir duruşu
    Yoktu ki. Pek güçlü kolları vardı yalnız
    Ne diyordum, ben işte Yakup
    Çekiverdi beni taş hamurun içinden
    Pek öyle gürültüyle değil
    Bir başka yapışkanlığın içine
    Çekiverdi beni
    Göğüsleri pek hoştu, ipekli bir giysinin altındaydı onlar
    Sonra elleri ve kalçaları pek hoştu
    Kılların ve bütün oynak yerlerin ölümlere doğru içinde
    Bacaklarıyla bir şeyler bir şeyler bir şeyler yapıyordu artık
    Onu ben çok iyi görüyordum. Ama çarşaflar, öyle bir takım kıpırdanmalar araya
    giriyordu
    Engelliyordu bizi
    Ter içindeydik. Ellerimden çekiyordu. Ter içindeydik
    Beni kurtarmak istiyordu, bir isim gibi Ben'i
    Ter içindeydik
    Terlerimiz üstümüzde duruyordu, yıkanmış yeni kaplar gibiydik
    Üstümüzde ölgün ve kararsız su tanecikleri bulunan
    Biz Yakup
    Biz gözlükten, taş hamurdan ve beyaz çarşaflardan
    Ve biraz hiç çağrılmamaktan yapılmış
    Kurbağalara geldik.

    III

    Kurbağalara bakmaktan geliyorum
    Dedi Yakup, bunu kendine üç kere söyledi
    Masalarda oturmuşlardı. Ben oradan geliyorum
    Yazı makineleri, kağıt sesleri
    Ben oradan geliyorum.

    Önce bir kenarda durdum, hiç kimse beni çağırmadı
    Sonra bir yer bulup oturdum. Hadi bir sigara içeyim dedim
    Olmaz, dedi mübaşir kılıklı kurbağanın biri
    Belli ki yeni tıraş olmuştu, bana yakasından bir kopça eksik gibi geldi
    Öyleyse peki, dedim, ayağa kalktım, şöyle bir duvara dayandım
    Bu kez de duvarlarda sanki duvarca bir sözdizimi
    Olmaz ki, Yakup!
    Peki Yakup ne yapsın, bu aklımdan bile geçmedi
    Herkesin durduğu bir yere gittim. Ben Yakup
    Ya onlar kimdi
    Aralarına aldılar beni. Artık ben hiçbir şey göremiyordum
    Biri bir şeyler söylüyordu yalnız, yüksekçe bir yere oturmuş
    Onu ben duyuyordum
    Duyuyordum, sesi başımın üstünden dünyaya yayılıyordu
    Ve "Yakup" sesini ancak anlıyordum. Yakubun ötesinde
    Birtakım sözler ediliyordu, onları ben anlamıyordum
    Anlamıyordum ama, iyi sözler söylemiyorlardı benim için
    Sonra bir şey daha vardı anlamadığım: yani ben neydim ki, ne yapmış olmalıyım
    Ben, yani Yakup
    Dedim ki kendi kendime, insan ne söylerse söylesin
    Ve ne yaparsa yapsın, öyle değil mi
    Bütün bunlar bir bir kalacaktır yaşamanın içinde
    Diye düşündüm ya ben
    Ben, yani Yakup
    Bütün gücümle bunu bağırdım
    Ben ki bağırdım işte, bütün kurbağalar bir olup beni dışarı çıkardılar
    Bir odaya aldılar beni, ellerime gözbebeklerime
    Daha başka yerlerime de baktılar
    Sonra bilmiyorum ki, kapıyı gösterdiler bana
    Ben, Yakup, beni hiç kimse çağırmadı
    Sokağa çıktım, bir sürü yerlerden geçtim. Şimdi
    Hatırlıyorum da, bir deniz kıyısında azıcık durabildim
    Yosunlar, kumlar, şeytan minareleri
    Ve kumlarda katılaşmış kıvrımlar
    Bağırdım, bağırdım, bağırdım
    Tanrının ayak izleri!
    Tanrının ayak izleri!

    IV

    Kurbağalara bakmaktan geliyorum. Ben Yakup
    Bunu Yakup söyledi
    Yıkanmış çamaşırlar duruyordu odamın penceresinde
    Gök işte bu beyazlıktan azıcık alıp veriyordu, diyebilirim
    Bir kırlangıç onu kirletmese
    Ki onlar o kadar çok siyahtırlar ki, ben
    Onları hiç sevmem
    Ve demek ki benim odamda hiç kimseler yoktur
    Odamın düşünülmesi halinde bile
    Kimseler yoktur
    Biri sanki çarşıya çıkmıştır sürekli bir biçimde
    Ve biraz da çarşılar
    Ve durmadan satılan o kırık dökükler bitmez ki
    Bitmesin
    Çünkü bir gün bir boy aynası satın almak istiyorum ben
    Kirli ve eski
    Bir at arabasının aynaya doğru büyüyen içinde
    Onu ben taşıtmak istiyorum, caddelerin
    intiharlara doğru büyüyen içinde
    Ben, yani Yakup
    Kurbağalara bakmaktan geliyorum işte
    Açgözlü, mor kurbağalara
    Akşama doğru birdilim ekmek yiyeceğimbelki
    Bir bardak da süt içeceğim. Sonra
    Bir güzel uyumak istiyorum, bütün gün çok yoruldum
    Ben
    Gözlükten, taş hamurdan ve çarşaflardan
    Ve biraz hiç çağrılmamaktan yapılmış Yakup
    Uyumak istiyorum.

    Ve sabah bunları bir bir kendime anlatacağım
    Yakubun gene bir yokluğa doğru büyüyen içinde
    * *
    12 ...
  21. helal ettim hakkımı

    1.
  22. Gözü kör, dili taş duvar
    Konuşmaz istasyonlar
    Trenler çığlık çığlık
    Ayrılık katar katar

    Bir bahar akşamıydı
    Beni burda koydun yar
    Söz verip de almadın
    Sarı ayva kızıl nar

    Yemin ettin bin kere
    Kutsal kitap üstüne
    Ben ölemedim bi türlü
    Vurgun vurgun üstüne

    Tutamadın ahdını
    Düğün bayram ettiler
    Baban yazdı bahtımı
    Bizi kurban seçtiler

    Ben başka yastıktayım
    Sen ele kuşak çözdün
    Ne ben mahremim ne sen
    Kavlimizi sen bozdun

    Bahtiyar ol gözüm yok
    Rabbim verir sabrını
    Bu hesap böyle bitsin
    Helal ettim hakkımı

    Ben başka yastıktayım
    Sen ele kuşak çözdün
    Ne ben mahremim ne sen
    Kavlimizi sen bozdun

    Bahtiyar ol gözüm yok
    Rabbim verir sabrını
    Bu hesap böyle bitsin
    Helal ettim hakkımı

    şeklinde sözleri olan goran bregoviç müzikli hareketli ama damar sezen aksu şarkısı
    5 ...
  23. msn engelliler günü

    ?.
  24. senede bir gün listemizde engellediğimiz insanların engellerinin kaldırılıp, hal ve hatırlarının sorulması gereken gün.
    8 ...
  25. nihat canpolat

    1.
  26. boylumlama

    1.
  27. bir itü sözlük efsanesi. kelimenin anlamı yazardan yazara değişir herkes kendi boylumlama tanımını yapar. itüsözlüğün en çok entry girilen başlığıdır. başka sözlükler de varsa da benim bilgim yok. erkin korayın estarabimi gibi birşeydir.
    *
    4 ...
  28. muessesemiz klimalidir

    ?.
  29. klimanın henüz yaygın olmadığı yıllarda özellikle lokanta restorant vb yerlerin camında gördüğümüz tabela.
    (bkz: salonumuz klimalıdır)
    1 ...
  30. kitabini okumadim ama oyununu oynadim

    1.
  31. hem kitabı hem de pc oyunu olan hikayeler için söylenilesi cümlecik.
    (bkz: harry potter)
    (bkz: lord of the rings)
    0 ...
  32. night on earth

    1.
  33. jim jarmush klasiği, dünyanın beş farklı kentinde beş farklı taksi şöförü ve yolcuları arasındaki diyaloglardan oluşan beş kısa filmin birleşmesiyle oluşmuştur. işin içinde taksi olunca los angeles, new york, paris, helsinki ve roma şehirlerinde gece turu da atmış olursunuz. hikaye ve oyunculuk olarak romada taksi şöförü roberto benigni doruklardadır.
    1 ...
  34. coffee and cigarettes

    1.
  35. dahi amerikalı *jim jarmush filmi. kahve ve sigara içip konuşan insanları anlatan film * sekiz on tane kısa filmden oluşur. strange to meet you ve no problem bölümlerinde kahkahayı patlatsam mı yoksa dur ulan ben mi anlamıyom ciddi bi şey mi demeye çalışıyorlar yoksa dedirtir. dumur eder.
    1 ...
  36. dolls

    1.
  37. türkiyede bebekler ismiyle vizyona girmiş, trt2de bir kaç kez yayınlanmış takashi kitano filmi. üç farklı hikayeyle aşkı anlatır. renkler hikayeler ve müzik muhteşemdir.
    0 ...
  38. zatoichi

    1.
  39. usta japon yönetmen takashi kitanonun hem oyunculuk hem de yönetmenliği ile keyifler sunmuş filmi. film aslında japonyada çok sevilerek izlenen bi komedi dizisinin sinemaya uyarlanmış halidir. kör bir adamın gözlerinden * bir japon kasabasındaki çeteleşmiş aileler, masum ama kumara kaptırmış bireyler ve intikam hırsıyla yanan geyşaların hikayesi anlatılır.
    1 ...
  40. faye wong

    1.
  41. 1969 pekin doğumlu şarkıcı oyuncu. kendi ülkesinde oyunculuğundan ziyade şarkılarıyla bilinen bu şirin kızcağızı bizler 2046 adlı filmle tanıdık
    0 ...
  42. may

    1.
  43. eğer bir arkadaşın yoksa kendine bi tane yap felsefesi üzerine kurulmuş, kimine göre korku kimine göre gerilim kimine göre de bi nane olmayan film. 2002 yılı yapımı lucky Mckee yönetmen koltuğunda...may isimli hastalıklı * bir kızın yanlızlığı üzerine bir deneme
    0 ...
  44. andrei konchalovsky

    ?.
  45. 1937 moskova doğumlu rus film ve tiyatro yönetmeni.
    0 ...
  46. house of fools

    ?.
  47. Andrei Konchalovsky'nin 2002 yapımı filmi. film rusyanın çeçenistan işgaline farklı bi gözle bakar. filmin türkçe ismi nedir bi fikrim yok * ama orjinali dom durakovdur. film ile ilgili bi detay da bryan adams'ın yardımcı bi rolle filmde kendini gösteriyor olmasıdır.
    0 ...
  48. muddessir 31

    1.
  49. Biz o ateşin koruyucularını meleklerden başkasını kılmadık. Ve onların sayısını inkâr edenler için yalnızca bir fitne (konusu) yaptık ki, kendilerine kitap verilenler, kesin bir bilgiyle inansın, iman edenlerin de imanları artsın; kendilerine kitap verilenler ve iman edenler (böylece) kuşkuya kapılmasın...manasındaki müdessir suresinin 31. ayetidir. kurandaki 19 mucizesi saçmalığı ile ilişkilendirilir zira bir önceki ayet Onun üzerinde ondokuz vardır mealindedir.
    *
    1 ...
  50. bumbala

    1.
  51. bu ülke ekonomisinin yarınlarında güzel yerlere gelmesini umduğum beklediğim yazar. camiamın insanı. biraz da msjlarına baksa beni daha çok ihya eder.
    0 ...
  52. integralimi al abi

    1.
  53. bülent ortaçgil şarkısı.. haluk levent de saygı albunde söylemişti
    sölzeri şöyledir..

    integralimi al abi
    Limit sıfıra gider
    istediğini yap bana
    Sessizlik sonsuzda nasıl olsa

    Birleştirmek için ayrılıyor insanlar
    Eee? E'si bu, politika hep böyle
    O günler kırmızıydı
    Şimdi tümden alaca
    Beyazın da beyazı dersen yani!

    integralimi al abi
    Limit sıfıra gider
    istediğini yap bana
    Sessizlik sonsuzda nasıl olsa

    "Çalışan kazanır"dı, öyle derdi büyükler
    La Fontaine'in karıncaları bile şaşkın
    Havai mavi pek moda
    Ya da hercai menekşe
    Özet olarak köşe dönmece...

    integralimi al abi
    Limit sıfıra gider
    istediğini yap bana
    Sessizlik sonsuzda nasıl olsa
    2 ...
  54. 3 haziran 2006 mercan dede niyaz konseri

    1.
  55. mercan dede ve niyazın ortak konseri görünsede niyazın arkada duracağını sandığım, bu akşam yıldırımda barış manço kültür merkezinde düzenlenecek konserdir. biletleri cd bankdan 30 20 10 liraya temin edilebilir. arkadaşın düğünü olduğu için gidemeyeceğim koserdir. arkadaşım oraya ne kadar gitmek istediğimi ama onun düğününü tercih ettiğimi bilse ne mutlu olurdu.
    1 ...
  56. oymaci bekir usta

    1.
  57. sert biri olarak gözüksede kelimenin tam anlamıyla kıyak adamdır. sertliği sadece önüne gelen ağaç parçalarına karşıdır. sanatını elinin bileğinin gücüyle ahşaba nakış nakış işler. ırgandı köprüsünün keyifli yüzüdür.
    1 ...
  58. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük