adamdır adam. hakiki galatasaraylıdır. dünya klasında da futbol oynuyordur.
ulan gitsin diyen adama ofsayt nedir de 'şimdi futbolcu kaleye en yakıııınsaaaa... dur dur biliyorum anlatıcam. şeeeyy' diye kalacak futbol cahilleridir, ilber ortaylı'ın eksiyle çarpımıdır, belden aşağısı ümit özat belden yukarısı rasim ozan kütahyalılardır.
ulan bu adam sneijder ve drogba gelene kadar -mancini demiyorum bak- türkiye'nin xavi'si değil miydi? e güzel kardeşim sneijder ve drogba geldikten sonra galatasarayda sistem mistem kaldı mı? he? cevap ver oğlum mal mal bakma yüzüme. galatasarayın son 1.5 senedir saha dizilimi ne? olm bozuk sistemde düzgün insan olunmaz **. bu adam napsın birader? hiç stadyuma gidip selçuk izledin mi sen? adam dinamo lan dinamo. yok böyle bir şey.
güzel kardeşim şimdi sikinin keyfine göre 'oyuncuyu gönderin' demek yerine mancini ve aysal'ın istifasını, drogba'nın amerikaya sneijder'in ingiltereye gitmesini, yeni yönetimin ateşli bir teknik adam ve sağ-sol açık getirmesini beklemek. öpüldün.
birinin içkiye verecek parası olmaz, birinin arabası vardır otopark parası bulamaz, birinin canı acaip frappaçino(böyle mi yazılıyo lan) çekmiştir taksi parasını ona veremez. bunlar mı lan fakirlik anıları?
yok olm zenginsiniz demiyorum. fakirken bile cool görünmeye çalışıyosunuz ya işte. hah ben o tavrınızı sikeyim sizin. ulan bunları yazanların çoğunun victor hugo'ya 'sefiller'in devamını yazdıracak gariban anısı vardır ama 'en kötü durumum bile böyleydi' diyip hala zengin imajı çizmeye çalışıyo paritesini siktiklerim.
geniş aileden tanıyıp sevdiğimiz cüneyt inay senaryosunu yazıyo dizinin. espriler yine über kalite. yani en azından şahsımı güldürüyor ziyadesiylen fakat oyuncularda bi problem söz konusu. hiçbiri bi karakter koyamıyo ortaya (değişik hariç). mesela müdür rolündeki adam iç anadolu karadeniz tarzı bi insan olabilirdi. geniş ailedeki kütük kesinlikle bu dizide rol almalıydı. yani genel problem geniş ailedeki oyunculukların 100 de 1 ini görememiş olmam. nerde koyu bilal, ulvi, mürsel, devir daim, kütük, -zekai- nerde bunlar. somer tuna bile bunlardan iyiydi diyebilirim.
vefakat diziyi takip etmekteyim ve yayından kaldırılmasını kesinlikle istemem.
edit: ersen'e seçimler esnasında bi kanım kaynadı lan. ufaktan koyu bilali hatırlattı ama oyunculuk fırat tanış ın yanından geçemez tabi.
amk millet şu son soğuklar geçsin bahar gelecek diye bekleyip oh yeahler çekerkene benim bel fıtığı olmam nasıl bir basiretsizliğin tezahürüdür.
eski sevgilim mesaj attı 'seni çok özledim, senle konuşmaya ihtiyacım var' dedi ben cevaben 'biz artık farklı şiirlerde farklı mısralarız, seninki aşk benimki ayrılık şiiri' yazdım. 'belim sikildi cancağzım, aha bi acı var şuramda belimden çıkıp götüm istikametine doğru yola çıkan, neticemin ta ortasına saplanan pıçak misali canım. ben nasıl bu halde onca yolu gelem de starbucksta qahfe qeyfhi edem bi denem' diyemedim işte.
işe başlayalı 3 ay oldu. iş yerindeki kimseyle doğru düzgün bi muhabbetim yok. işe karşı bi iştahımda. ne derlerse yapıyorum, hiçbir şeye itiraz etmedim. çok sessiz, çok çekingen diyolar benim için. aslında hepsinden iyi muhabbet çevirebilir, espriler patlatabilir ortamın eğlenceli adamı olabilirim ama üstümde değişik bi his var. yenilmişlikle başkaldırış arasında.
(#19621488) bu entrymin hemen sonrasında.
(#19622584) bunları yazmış kendisi.
öncelikle şunu söylemeliyim ben bugüne kadar hiçbir yazara hayranlıktan hariç bir duygu beslemedim. kimsenin nickaltına yada mesaj kutusuna eleştiri mesajı atmadım. hep tebrik hep takdir ettim. kukla nın şahsına karşı da herhangi bir olumsuz önyargı beslemedim. aksine bu kadar istatistik yapınca 'ulan şimdi bu adamın entrylerini okur güzelcene vakit geçiririm' diye entrylerini okudum. hayal kırıklığı oldu benim için ayrı.
kendisinin üstte verdiğim entrysindeki çıkışının nedenini de araştırmama gerek kalmadı. mesaj kutuma 'sahte hesap açıp kendini şukuluyor' gibisinden mesajlar düştü. aslını astarını bilemem, bunun doğruluğu da çok saçma geldi istatistik yapması için en az 30 un üzerinde hesabı olması lazım ki mantıklı bir insan bunla uğraşmaz.
'ama kişi aşmış ise bunları pek kafaya takmaz. çünkü bu lafları söyleyinin amacını bilir. ciğerini, dalağını, kalbini bilir.' diye bi ifade kullanmış kendisi. benim sözlük geçmişime bakmadan yazmış yalnız. ben kimseye daha önce nickaltı girmemiştim. mesaj atıp tebrik ederim sadece adetim budur. sözlükte meşhur olma gibi bi amacım olsa entry sayım 150-200 değil 4000-5000 civarında olur. karmam 650-700 değil 1500-2000 civarında olur.
ayrıyetten eleştiri kabul etmemek sözlüğün gelişimine olumlu etki yapar savını konuşmak bile istemiyorum.
hakkında tüm okuduklarımın gördüklerimin totalinde: teenager tayfanın ilgi duyacağı yaşlarının elvermediği, yapamadıkları bir takım fiiller üzerine hikayeler kurup onların ilgisini çektiğini düşünüyorum. ve bu konuda bi başarı sergilemişsin tebrik ediyorum.
victor hugo 'sefiller' i, ömer seyfettin 'kaşağı' yı yazmış. sonuçta ikisi de başarılı...
(#19621244) ya kimsenin iyi kötü yazması beni enterese etmez. hani böyle bi platformda victor hugo olmakta gerekmiyo yanlış anlaşılmasın ama 'kukla' ismini duyduğum kadar başka isim duymadım sözlükte 1 senedir. dedim herif sağlam yazıyo demek. istatistiklerde de karşıma çıkınca okuyodum entrylerini tepkim 'hmm boktan aslında ama adam demek öyle iyi entryler girmiş ki bunu da onun hatrına istatistiklere sokmuşlar' şeklinde oluyor.
sonra en iyi gösterilen entrylerini okudum yine yok abi. ne çok kültürlü, ne çok entellektüel, ne çok komik, ne çok samimi vb vb. hiçbirinden çok bişey yok ama bu kadar popüler olmuş. neden?
sözlükte çok kültürlü, çok entellektüel, çok komik, çok samimi vb vb onca yazar varken neden kukla bu kadar gündemde? bunun cevabını şahsen bulamadım. ama kendimce açıklamam şudur: onca iyi sanatçı varken 'demet akalın' ın 'serdar ortaç' ın popüler olmasıyla eşdeğer tutulabilir bu olay.
yazarı bozmak falan değil amacım. başta belirttiğim gibi kimse mükemmel yazmak zorunda değil. eleştirim onu bu kadar büyüten kitleye. belki göreceli konu diyebilirsiniz ama bunun bazı kriterleri var tabi. şimdi cin ali serisiyle sefiller arasındaki fark net bir şekilde görülebilir.
ulu sözlüğün liseli tayfasının yoğunluğu mudur acaba sebep? açıklayın lan biriniz. harbi hayatın sırrı oldu bu iş bana :) .
bir insanın en temel hakkı nedir? yaşama hakkı değil midir amk? ben bu sigorta yeşil kart vs olaylarını anlayamadım gitti arkadaş.
ulan bir ülkede yaşayan her insanın yaşama hakkı yok mudur? bana sigorta primi yatıracak kadar para kazanacağım bir iş vermeyen devlet, kanser olduğumda nasıl 'ama senin sigortan yok seni ameliyat etmeyiz, ilaçlarını karşılamayız' diyecek kadar yavşak olabilir?
ama sen hiçbir yerde kölelik yapmadın, üniversite de okumamışsın diğer insanlarla nasıl aynı hizmeti beklersin mantığı mıdır bu mantık? belki gerizekalıyım amk iq um 30 ulan öleyim mi? doğanın kuralı mı bu? ormanda mı yaşıyoruz amk?
bence bu talihsiz olayı 1 kişi üzerinden değerlendirmemek lazım. ne o kız yalnız mağdur olan, ne de o bakan safi suçlu olan. o kız gibi de o bakan gibi de çokça insan var işte amına koduğumun ülkesinde.
bu düşünceye beni götüren şey bu araçların ışıktan hızlı hareket edebiliyor olması.
aynştayn'ın izafiyet teorisine göre ışık hızını geçersen zamanda yolculuk yapabiliyosun değil mi? peki bu amına koduğumun ufoları hayvani hıza sahipler mi? evet. ışık hızını geçebildikleri söyleniyor.
o halde bunlar gelecekteki insanların yapmış oldukları araçlar olabilir.
az önce götümü karşıma aldım konuştuk kendisiyle. böyle bi teorisi olduğunu söyledi bende size iletmek istedim. ne düşünürsünüz bilmem tabi.
yo yoooo... yoksa evrende yalnız mıyız? lan her düşüncemin sonu beni biraz daha yalnızlığa itiyor.
sultanahmet meydanında kameramanla muhabir geçiyodu yanımızdan ramazan programı yapıyolar. yanımdaki arkadaşım 'abi benle de röportaj yapmıycan mı yaa' dedi. muhabir 'gel kardeşim yapalım' dedi. röportaj başladı bende çocuğun yanında mal gibi dikilip arada göz ucuyla kameraya bakıp 'ulan gelir gelmez televizyona çıktık şöhret yolu açık valla' diye içimden geçiriyodum. arkadaşa bi soru sordu 15 dk susmadı lan çocuk.
neyse diğer gün yayınlanacak röportaj geçtik yurttaki tv nin başına bekliyoruz. sağa sola da abi trt yi açın biz çıkıyoruz diye hava atıyoz amk. bi çıktık muhabir mikrofon uzatıyo çoçuğun kurduğu 300 cümleden müstesna bi kelime seçip koymuşlar tak diye bitiyo röportaj. işin enteresan tarafı konuşan arkadaştan çok ben görünmüşüm lan eheh. sağa dönüyoz sola dönüyoz 'gördünüz mü lan? ben çıktım mı olm?' diye evhamlı sorular soruyoruz. yurttakiler 'ya sanki kulak memeni gördüm gibi oldu', 'bu ne olm programa damganızı vurmuşsunuz', 'türkiye bu yüzleri unutmayacak' vari ibnemsi şakalarla gülüştüler.
***
ama 'gün gelir devran döner, horoz domalır tavuk gömer' demiştim ben onlara.
evet beyler bundan 1 ay önce telefonum çaldı açtım kim olsa beğenirsiniz? acun ılıcalı!
röportajı izlediğini söyleyip, survivorda ünlüler tarafında yarışmak isteyip istemediğimi sordu.
- seçim sırasında verdiğiniz vaadleri pek siklemeyin.
- vergileri yüksek tutun.
- yancılarınızı önemli pozisyonlara yerleştirin.
- medyanın amına koyun eleştirmeye takat bırakmayın.
- büyük topluluklarla aranızı iyi tutun yemlerini eksik etmeyin.
- amerikan yalakalığı akıbetinizi belirleyen bir numaralı faktördür.(gerekirse köpeği olun)
- adalet gibi kavramlara takılmayın. halk adalet değil menfaat ister unutmayın.
geçen beşiktaşta bi mekanda arkadaşlarla oturuyoruz. karşı masada 4 kız vardı. bi ara biri ötekine 'yhapma' dedi. bende bi 3 sn baktım onların masasına. biri döndü (o sıra ben bakmıyorum) 'görmedi yha' dedi. sonra diğeri döndü bana bakıp 'gerizekalı' dedi önünü döndü.
kezbanca bilmiyorum. ne demekti şimdi bu? ben gidip ne diyon lan amına koduğumun kezbanı diyip kafasını duvara sürtüp kıvılcım çıkarmasını bilmiyo muyum amk? biliyodrum ama kezbanlığına verdim yapmadım.
ulan harbiden erkek dese gider dalarsın, kız olunca kadına şiddet oluyo adı. kezbanlar neden bu kadar gereksiz özgüven sahibisiniz?