Aklimda cok uzun yillardir bir proje var. Gereksiz insanlari itlaf Timi. Olusturacaksin boyle gizli bir ekip, sokaklarda dolasip belirleyecekler avlarini ve en temizinden cekecekler fislerini. Bir nevi 'derin devlet' konsepti ama burada korunmak istenen toplum duzeni ve huzuru. Kim bu itlaflik gereksiz insanlar peki? En kisa sekilde 'okuz' diye tanimlayabilecegimiz tipler. Birbirleriyle 'ohaha ohaha' nidalari ile bagirip cagirarak anlasan, tukurup sumkuren, milletin esine, kizina dik dik bakip rahatsiz/taciz eden, eline cop olarak ne geciyorsa cop kutulari disindaki her yere atan, kabadayi takilip millete satasan/doven vb. Okuz aktivitelerini cesitlendirmek mumkun. Bu tipleri belirledikten sonra pompaliyla kafalarina birkac kez ates etmek suretiyle ortadan kaldiracaksin. Gereksiz insanlar ifadesi kullandim ama bu tip organizmalara insan demek basli basina bir hata, o da ayri mesele.
Tamam biliyorum simdi bazi arkadaslar bu tip insanlar neden varlar? neden boyle davraniyorlar? sorulari sorup alacagimiz mutlak cevabin 'egitim' eksikligi oldugunu soyleyecek ve bunlari ortadan kaldirmak yerine egitime onem vermemiz gerektiginden, bu tipleri topluma kazandirmaktan, faydali, saygili birer birey haline donusturmekten dem vuracaklar. Siddetin her turlusunun kotulugunden/yanlisligindan, her yere sevgi tohumlari ekmemiz gerektiginden bahsedecekler.
Bazi arkadaslar ise herkesin benim gibi dusunmesi halinde baska tipleri mesela benim gibi tipleri yok etmek uzere baska timler olusturulacagindan, herkesin kendi dogrulari disinda hareket edenleri, yok edilmesi gereken birer av gibi dusunmesinin kutuplasmalara, toplumda surekli artan bir karmaşa ve kargasaya neden olacagindan bahsedecekler.
Ve dogru da soylemis olacaklar..
Ben hicbir zaman GiiT'i kurmayacagim belki ama sokaklarda bu tip organizmalari gordukce aklima hep GiiT gelecek..
küfürlü * olarak açtığım başlık yüzünden 5 gün çaylaklık cezası almama sebebiyet veren yasaktır. görülmektedir ki birçok küfürlü başlık ve entry vardır. ama gelin görün ki 5 günlük çaylaklık cezasını onlar değil de ben almışımdır. nasıl bir yönetim nasıl bir moderatörlüktür anlamış değilimdir.
arife geceleri sabırsız çucukların keşfettiği, kuşaktan kuşağa aktarılmış bir gerçektir. uyumak günlerin daha kolay ve çabuk geçmesini sağlamaktadır. gece yolcularıda bunu farketmiş olacaklarki uyuyorlar uyuyorlar, günleri çabucak geçtirtmeye çalışıyorlar. olmuyor olmuyor. unut beni diyor, unut. ben unutmayacağım. e abim o zaman neyin mücadesini veriyorsun, günler çabuk geçince eline ne geçecek. şimdi desek 25 yaşındasın takriben 60 yaşında öleceksin, lan 35 yılın var. yapma canım, yapma gülüm benim. uyan artık, sana kız mı yok? belki de unutmuştur, unut unut diyorsun ya. harbi bak geçen zaten ben bi oğlanla gördüm seninkini, hem böyle, ööf yakışılı felan. konversi vardı sevmedim tamam, ama çocukta çocuk yani.. kız olsaydım verir miydim, vermezdim orası ayrı tabi. neyse geçelim buraları, şurdaki kız seni mi kesiyor ne?
dertlerin ızdırapların en büyüğüdür sanırsam. tanıdığın bütün insanlar seni pasta sanıyor. halbüse sen hastasın aminiyum. "ulan" diyeceksin, "yardım edin kurtarın beni." etradındakiler seni pasta olarak biliyor, olmadık yerlerine mum takıyorlar. olmadı kesiyorlar, yiyorlar. bir bakmışsın 9 kat olmuşsun, düğüne gidiyorsun, bir bakmışsın şaka niyetine masum bir insanın suratına fırlatılmışsın. içten içe haykırıyorsun, ama nafile herşey için çok geç.. mideye çoktan indirilmişsin. bir harf nelere kadir, vay be..
hafif paranoyak, biraz depresif hafif kıskanç, biraz da kendinden geçmiş insanın sorunsallarından biri olabilecek kalitede, ormanın içindeki bir ayı tuzağını andıran, mahsun kımızıgül'ün spesifik şarksının barındırdığı gizemdir.
başlar önce "sevdiğimin adı sarı sarı" diye. sonra başkalarıyla yarışa girer ilkokul öğrencisi edasıyla, "sarı sarı kimin yarı en güzeli benim sarım." burada diğerlerinden büyük olmak, önde olmak öne çıkmış, sidik yarıştırılmaya başlanmıştır. "benim daha çok tasom var" , "ama benimki sikörtılın 4. versiyonu" vaari tarışmalara adam çekmeye çalışmaktadır mahsun ağamız. anlaşılmaktadır ki sarışın bir bağyan vardır ortalıkta, bu da onu sevmektedir. hayvan mı lan bu? "bak benimki daha güzel, oy seninkinin burnu fena." neyin mücadelesini veriyorsun?
"sarı sarı sarı çiçek herkes yalan sensin gerçek." diyor son olarak da. yazık ulan yaptığın filme.
bir tez konusu olabilecek derinlikte, hande yener'in nasıl delirdiğine dair ipuçlarının yer aldığı albümündeki romiyo parçasına gizlenmiş bir şifre.
tamam romiyo ile ilişkidesiniz seviyorsun canım benim, anlıyor bu türk halkı sizi. yanlızlığını aldı geldi ben romiyoyum dedi. kavga felan da etmiyorsunuz. iyi geçinip birbirinizi seviyorsunuz. buraya kadar herşey genel izleyici seyrinde. sonunda neden kucakladığını elalame söylüyorsun. zaten yeterince sapık var şu ülkede. neyse geçti gitti parça unutuldu zaten.
levent abimizin gerçek yüzünü görmemizi sağlayan, med cezir ismimli parçasında geçen bir itiraftır. bu adamda boşalamama sorunu vardır efenim. sevişe sevişe bi hal olmuştur ama halen "bi daha bi daha" demektedir, içten. sonra da "şiddetin ne hoş" cümlesi gelir. ne yani fetiş misin arkladaşım? zaten med cezir gel git demek değil mi? parçanın ismi zaten pornografik, içine bir de böyle saçma sabağat salak sözler koymuş, gençlerin aklını kurcalıyacak sonra. bu parça +18 dir arkadaş. dinlemeyin gençler..
tarkanın bir kıza vurulması için berlirlemiş olduğu kriterdir. şımarık parçasının teması da budur zaten. elin adamını koluna takacaksın, sakızı çatur çutur patlatacaksın. tarkan senin "köpeen" olur sonra. kız bir yerinden durmuyor. tarkan orda yakınıyor. biz babamızdan böyle mi gördün aminiyum diye. tabi kafa atmış, yakalarsam mucuk diyor ama tabi anlayana. durur mu koç yiğit delikanlı, yakalarsa öpecek mi sandın. içinde volkanlar yanıyor çocuğun.. "benim olacaksııın.."
feridun abimize annesinin yaptığı bir davranıştır. fari abimizin badi parmağına kuş felan konmuştur, bu ağlar felan aşık ya hani. sonra anne çağırır. gel çocuğum diye. sevdadandır der, o kız sana uymaz der. fari tabi salya sümük felan. yağmur yağsa uykum kaçsa triplerine giriyor. o arada zaten parça bitiyor.
derin felsefi olgularla bezeli, büyük üstat, anadolu rockın en büyük temsilcisi, kutsal yaratık, dizi müziği şeysi insan kıraçın özlü sözü. vay anam vay diyoruz.
büyük önder atatürk'ün kurduğu, cumhuriyetimizin temsilcisi(!) olan türkiye cumhuriyetinin ilk siyasi partisi chp'nin deniz baykal'ın eline geçtikten sonra yaşadığı durumdur. sayın baykal parti üzerine bir kara bulut edasıyla çökmüş gitmek bilmemektedir. şu kısacık ömrüm boyunca da chp'nin siyasi alanda hiçbir başarıya imza atamaması ve mecliste söz sahibi olamaması, benim için baykal adına hiç hoş şeyler düşündürmemektedir. chp yi bir saltanat yapıp yerine kendi spermlerini bırakacak kadar küçülmüştür. cumhuriyetcileri atatürk'ün partisinden soğutmuştur.
her ülkede, her yaştan her kesimden bağımlıları olan colanın alternatif satış tercihlerinden biri olabilecek bir önermedir. tercihen hedef kitle geniş aileler olabilir. keza, colanın birkaç gün sonra pekmez tadı vermesi içten bile değildir.
teoriden yasaya geçememiş bir oldudur evrim teorisi. tanrıyı kabul eden büyük dinlere aykırılık teşkil eder. çünkü bu dinler, insanın insan olarak yaratıldığına değinir. evrim teorisinde ise canlılar sürekli değişim içerisindedir.
özellikle, insanın maymundan geldiği varsayımına halk arasında çok değinilmiştir.