yeni bitirdim, kitap cok güzel konular cok değerli ama tercümesi çok kötü, daha doğrusu çok eski, bazı kelimelerin yeni türkçe anlamını aşağı yazmışlar ama çoğu eksik ve bir aşağı bir yukarı bakarak okunmuyor, zaten konular zor üstüne bir de dili eski türkçe olunca birşey anlamak çok zor, liberalizmin babalarından sayılan adamın en onemli kitabı, bu kitap dogru dürüst anlaşılır bir çeviriyi hakediyor, liberte yayın evi bile böyle bir çeviri ile idare ediyorsa, tr de liberalizmin yerinde sayması, bireysel özgürlük, hukukun üstünlüğü vs gibi konularda bir gram ilerleyemememiz çok normal
sadece sarı taksi çalışıyor, ulan taksiye binecek olsam uberle ne işim var oç ları,
sabah arıyorsun taksi yok, aksam arıyorsun arıyorsun abi okullar açıldı taksi yok, ben buranın taksisi değilim yok şöyle yok böyle, yetmiyor amk yetmiyor, sari taksi yetişemiyor. bazi saatlerde duraklar yogunluktan telefonun kablosunu çekiyorlar, ve uber sivile yasak
amk dugumun yerinde hersey yasak, iyice kuzey koreye döndük, artık bu sarı taksiden nasıl bur avanta yiyorlarsa adamlar ne derse o oluyor 80 milyon insanın ihtiyacı yok sayılıyor, sal insanları bir sürü işsiz adam var iş bulsun, bir sürü insan var işine gücüne geç kalıyor onlarda mağdur olmasın
ama yok bu millete faydalı en ufak birşeyin altına imza atmalarını beklemek enayilik baska bişey değil. bu kararı alan yargıçlara da selam olsun inş bir gün sizinde taksiye isiniz duserde yolda kalırsınız ins bir gun isiniz mahkemeye düşerde aynı adaleti bulursunuz
iyi olmuş kardeş, ama buraya sadece içindeki coşkuyu paylaşmak için veya belirttiğin kişilerin kitapları vs faydalı olur diye insanları yöneltmek ise yeterli ama insanlara iyi örnek olmak ise biraz daha özel şeylerini paylaşırsan daha faydalı olur, itiraz içeren yorumların çoğuna da cevap vermiş olursun, herzamn duyduğumuz bir olay değil detayı hakkediyor, ama senin inancın senin hayatın kimseye bişey anlatmak zorun da da değilsin yani
basınca taksi geliyor. daha doğrusu gelmesi lazım, nedense herseferinde ayrıca durağı aramak zorunda kalıyorum, artık basıp hemen durağı arayacağım. daha önce uber kullanmadım ama artık düşünüyorum.
vahşi kapitalizm nedir bilmiyorum, eger liberal ülkelerin şirketlerinin sosyalismle yönetilen ülkelerin fakir halklarını ucuza çalıştırması ise, mal değillerse onlarda aynı sisteme geçsin, hukukun insan haklarının medyanın gununuzdeki kadar ulasilabikir olmadığı 1800 yıllarda yasanan iscilerin kotu sartlarda çalışması mevzusuna bakıp günumuzde de aynısı olacak demek bence yanlış
ayrıca gunumuz dünyasında liberalizmi tam uygulayan ulke zaten yok
hangi ülke sınır ticaretini serbest bırakmış
hangi ülke devleti küçültüp vergileri azaltmış
hangi ülke merkez bankaları aracılığıyla mudahe etmemiş
özellikle sosyal medya sayesinde artan ilgi, mevcut yönetimde bir umut olmadığını gören insalar bir alternatif arıyor, devlet engellese bile veya medya goz ardı etse bile bilgiye bir sekilde ulaşıyor insan
daha bu seneye kadar liberalizm nedir bilmezdim, son yıllarda ulke okadar kotu yonetildi ki ,artık bir noktadan sonra devlet kavramınin gerekliligini sorgular hale geldim, youtube da besim tibuk un seçim nasıl kaybedilir diye bir videosuna denk geldim, bir baktım adam 1994 te benim hislerime tercüman olmuş, biz hizmet falan etmeyeceğiz diyor, adam ankara burokrasisinin düşmanı başa geçip bu burokrasiyi yok etmek, devleti olabildigince kucultmek istiyor. fikir öyle hoşuma gitti ki, daha bir sürü videosunu izledim, sonra da liberalizmle ilgili kitap aldım okudum ve enteresan olan bugun hayatımızdaki bir cok hak ve özgürlükler liberalizm sayesinde gelmiş, bunu farkettim, akmasa da damlıyor, bugun kuvvetler ayrımı denen şey bile liberalizm sayesinde mümkün olan bir durum, oyle kendiliğinden ortaya çıkan heleki butun gucu devlete birakan sosyalizmle alakası bile yok
ve geldiğim noktada bu kadar doğru, özgürlükten, hukuktan yana bir fikir, sistem varken, insanların hala inatla bir ise yaramadığı ortada llan sosyalizm de israr etmesini anlayamıyorum, sosyalizm çamurlu eli camurla yıkamaya çalışmak ve her seferinde daha da kirletmek, sosyalizmin sonu populust liderler ve diktatörlüktur, bir suru yaşanmış örneği var
insan ldp turkiyede secim kazansaydı nasıl olurdu demeden edemiyor, secim baraji olmasaydı, bir iki derken insanlar dinledikce hak vereceklerdi, ama darbeci baraj hala devam ediyor, ama ne yapsınlar adamlar ulkeye gore fazla kaliteli, trnin 100 dunyanin 50 yil ilerisinde siyaset yapiyorlar, yani ünlü düşünürün dediği gibi boyle saça boyle tarak boyle seçmene boylebir albayrak, malesef sadece tr değil dinya da daha liberalizmi tam manasıyla yasayn uygulayan bir ülke ve daha dogrusu hakedenbir millet yok, yaklasanlar var, onlar da zaten herkesin imrendiği ulkeler,
bu arada ldp nin seçime girmesi yasak, kimse hakkında bir dava faln yok ama adamları secime sormuyorlar
keşke dolaylı vergi diye bisey olmasa, insanlar direk aylik vergi yatırsa, bakalim ozaman bu kadar çarçura seyirci kalacaklar mı
maaşını verdiğimiz bizim icin hizmet etmesi hayatımızı kolaylastirmasi gereken insanlar hayatımızın icine ediyor ve garip tarafi hala çıkıp mal gibi devlet kutsaldır, makamlara saygı vs gibi saçmalıklar öğretiliyor ve bor çoğu da bunu yiyor.
yok dedelerimiz kanlariyla bu devleti kurdu eee yani ben agzina scsam bile vardır devletin bir bildiği diyeceksin yok yaaaaa, devletin kraldan ne farki var, milleti kendi mali gibi gördükten sonra, en azından onlar herseye sahip olduğundan calipciprmasina gerek yok, insan kendi malını calar mı,
istemiyorum abi ben devletten ne okul ne hastane nede baska bişey, saglam bir hukuk sistemi ve guvenlik gucleri disinda hiçbir seye karışmasınlar aq ,biz bize yeterde artariz, bu oclar nereye elini atsa kurutuyorlar paramızı carcurediyorlae,rusvet adam kayırma hersey var, verdiğim vergiler bana kalacak olsa ben kendi okulumu hastane masrafımi herseyi rahayca karşılarım hatta alamadığım arabayi evi bole alırım, alamalsam da olur, evim arabam olmasin ama bu ocları beslemesem bana yeter aq
edit: kişileri hedef almıyorum, bu sistemde biri gider öbürü gelir ,farketmez, devlet kimsenin kendi mali olmadigindan değişen bisey omayacak , en iyisi devletin olabildiğince küçltulmesi, vergilerin azaltilmasi,memur sayısının azalması, baska türlü bu isin sonu yok,somurulmeye devam
tugba özayın çiftliğinin yanmasıyla pkk ne elde edecek, işi gücü yok gidip manavgatta yangın çıkaracak
komik bile değilsiniz artık, eskiden ne salaklar var diyip gülüp geçiyordum ama bunca yıl sonra artık kabak tadı vermeye başladı, midem bulanıyor
boşuna herseye ragmen bu herifler 20 yıldır bu ülkeyi yönetmiyor, boyle saça böyle tarak boyle millete.....
çok net: besim tibuk
ldp nin kurucusu, siyaseti 2005 te bırakmış ama
adam turkiyeden 100 sene ilerde
youtube da videoları var bir kac tane izleyince devamı geliyor bağımlılık yaptı resmen, böyle bir adamı böyle bir fırsatı malesef elinden kaçırmış
yalan dolan vaatler de bulunmayıp, eger işini savsaklayan olursa bir gecede 100 bin memuru taxminatını verir işten atarım ona gore begenmeyen oy vermesin diyen bir adam
şu ankaradakiler 3 5 yıl antalyaya gidip tatil yapsalar ulke uçar gider demiştir
seçimden 0,4 oy alınca uzuluyormusunuz sorusuna ben neden uzuleyim milletimiz üzülsün, bu hastalığın hekimi bizdik ama halk tedavi olmak istemedi demiştir
farkında olmadan aslında liberslizm i savunduğumu fark etmemi sağladı ,bağımsız ve güçlü hukuk, minumum devlet, az vergi, maximum özel girisimci
paradan 6 sıfırın atılmasını, once yeni tl sonra tl olayını 94 te söylemiştir
guney dogunun kalkınması icin vergi indirimi, serbest sınır ticareti gibi fikirler
sahil kentleri için kabotaj kanunun kaldırılması ve serbest liman ticareti
istanbul için isverenden çalışan gelir arazi emlak vs tüm vergiler %10 iken bazı illerde %5 bazılarında %1 gibi sınıflandırma yapılarak fabrika iş yerleri ve sonuc olarak nufus azalması projesi ve genel ulke kalkınması
dovizin bankadan alim satımı serbset amacyurt icinde dovizin alis veriste,kira da , özel hizmetlerde yasaklanması, doviz bürolarının kapatılması
memurlardan vergi alınmayacak, işçilerden vergi alınmayacak sadece iş verenden vergi alınacak çok ciddi manada muhasebe yükünden kurtulmus olunacak gibi aslinda zaten memurun maaşını zaten devlet ödüyor işçinin kini de zaten işveren, kulağı tersten tutmayı bırakmak cok mantıklı
eğitim ve sağlık da özelleşiyor ama tek kişiye degil rekabet ortamı oluşturulacak, ayrıca egitimin ilk 8 yılına ihtiyacı olanlara devlet bursu, sağlıkta ise en alt primin yarısını devlet karşılıyor , trt ozellesecek, rtuk kapatılacak,bakanlıklar çok küçülecek vs
daha neler neler, devlet beceriksizdir bir fabrikayı bile yonetip kar ettiremeyen devlete koskoca egitim ve sağlığı nasıl emanet edersiniz diyor,
devlet sadece dış isleri, ordu, polis, hukuk gibi konularla uğraşsın yoldu kopruydu hastaneydi domatesdi biberdi uğraşmasın diyor, yıllardır sosyal devlet vs gibi saçmalık
larla beynimiz yıkandı, devlet ur gibi büyüdü de büyüdü.
edit: zaten ldp secime falan girmiyor adam 2005 te isi bırakmış ams şans verip youtube dan bir kaç videosunu izlerseniz size cok sey katacaktır
besim tibuk doğru demiş, fransadan ne aldıysak elimizde patladı diye, eğer vaktiyle osmanlı burokratlarını eğitim için fransa yerine ingiltereye yollasaydı, hersey çok farklı olurdu diyor
hakkında fezleke düzenlenmiş, al işte yeni bir sarı öküz hikayesi
başkalarının başına gelince kafa sallarsan sessiz kalırsan doner sana da gelir, yarın öburlerine de gelir, kimse de bisey yapamaz oyle mal mal kala kalırlar, durumun ciddiyetini fark etmiyorlar
soru sorana kadar çıkıp bir açıklama yapsınlar, okadar para gidirken mutlaka fark etmişlerdir, birilerinden bilgi gelmiştir, koskoca partiler sarı mikrofon uzatılmış fenomenler gibi konuşuyorlar, bu kadar çapsız olunmaz ki. siz böyle olursanız tabi ki adamlar canının istediği gibi kullanır.
olmadığını kim söylüyor
nihal atsızı buyuk düşünür onder gören insanlar var, açıp bi oğluna vasiyetini okuyun neler demiş,
sonra gelip yok tr de ırkçılık yoktur bizimki farklı birşey falan demeyin
daha geçenlerde çekik gözlü diye korelileri çinli diye dövmüşlerdi
bim in hala ucuz olduğunu zannedenler var,
artık hiç birinin bi farkı yok,
zaten bakkal market diye bişey kalmadı, artık onların yerini a101 bim şok aldı
mangayı okudum ve bitti
bu kadar muhteşem başlayıp, süper devam eden seri nasıl bu kadar sığ bitti, yazık gerçekten, resmen eline yuzune bulaştırmış editörler falan saclama isayama bu ne boyle azıcık kafanı çalıştır zaman ise zaman fit dogru durust bisey yaz ciz deseymis keşke
--spoiler--
Tüm herseyi gidip ymirin stocholm sendromuna baglaması onu da geçtim bu sendromdan çıkması için mikasanın ereni öldürmesi gerekliliği, herseye ragmen insan ırkının %80 ninin ezilmiş olması
--spoiler--
ama şu var herkes bi lelouch olamıyor malesef, final dediğin code geass gibi olur
4 gün önce tb yoğun bakım doluluk oranı %93 demiş, turkuaz tablo %66 dio
bir tutarsızlık olduğunu zaten yazmıştım
kimin sözünün daha itibarlı olduğunu şimdiye kadar çok iyi öğrendik diye düşünüyorum
full doluluğa çok az kalmış, hatta bazı illerde bi çoktan gerçekleşmiştir diye tahmin ediyorum
yatak dolulukta muhtemelen aynı sekildedir
3 nisan 44000 de yogun bakim doluluk %63,2 idi ventilator doluluk %27 imis vefat 186
7 nisan 54000 de yogun bakim doluluk %66,5 idi ventilator dolluluk %33 olmuş vefat 276
ventilator, ve vefat sayısı aradaki artışla dogru orantılı olarak yükselmiş ancak yogun bakımdaki doluluk digerlerine gore cok az yükselmiş,
vaka sayısında %22 lik bir artış var, ölüm ve vantilatör de bu oranla uyumlu ancak yoğun bakim doluluğu sadece %5 artmış
ağır hasta sayısı 2231 den 2604 çıkmış artış oranı yine vaka sayısı ile doğru orantılı,
ozaman neden yoğun bakım doluluk oranı bu sekilde yukselmiyor bu tabloda en az % 75 olması gerekirde ama %66,5 da kalmış
aynı sekilde yatak doluluk oranı %54, 2 den %55,7 a çıkmış, aynı oranda artsa en az % 65 olmalıydı ama cok az artmış
hastalardaki zatüre oranı 3,6 dan 3,1 düşmüş ancak artan hasta sayısı ile kombine bir oran yapıldığında toplam zatürre hasta sayısı % 28 artmış oluyor yani tablodaki bu olumlu gosterge yatak doluluğu ve yoğun bakım dolulugundaki az yükselişi açıklamıyor
vardığım sonuc olum sayısı, hasta sayısı, ağır hasta sayısı, vantilatör kullanımı vaka sayısı ile doğru oranda artarken yatak doluluğu ve yoğun bakım doluluğunun çok az artması şunu gosterir
****************
ya verilerde hata var yada hastaları eskisi kadar hastaneye yatırmıyorlar,
****************
Edit: daha once de dedim galk sağlığı uzmanı degilim bunun farklı bir sebebi olabilir, ben sadece oran orantı yapıp tabloyu yorumluyirum
onca olayın üstüne ister emekli olsun ister başka bişey herhangi bir askerin içeriği ne olursa olsun herhangi bir bildiriye imza atması mümkün degil, yakında amiraller bildiriyi red etti falan gibi bir haber gelir, gelmezse iyi mangır dönüyor demektir.
covid tablosuna gore oran orantı
3 nisan 2021 vaka sayısı 44.000 ölü sayısı 186
ama daha onemli olan kisimları ise yogun bakim doluluk oranı %63 yatak doluluğu %54
oran orantı yaparsak vaka sayısı 69.000 olunca yogun bakim doluluğu %100 olacak 81.000 de ise normal yataklarda dolmus olacak
vaka 44 bin iken ağır hasta sayısı 2231, bu 69 binde 3500 olacak buda vaka sayısı 69 bine gelirse günlük ölüm sayısı 1000 in uzerine çıkar, hele birde 81 binde bütün yataklar dolarsa bu sayı uçar gider , tabi bu arada kanser hastaları, kronik hastalar veya baska sebeple yogun bakım hastane ihtiyacı olanları da eklersek sayı korkutucu derecelere çıkabilir,
malesef bir noktaya kadar dogrusal bir artış olsada hastaneler doldukça sayılar abartılı bir şekilde artacaktır, basit matemetik bir sürü faktör var tabi ama olmaması için görünür de ne tam kapanma var ne de aşı,
edit: uzmanı oldugum bir konu değil, salgınlarda bu tür normal oran orantı formülleri geçerli olmayabilir, keşke halk sağlığı uzmanları doğrusunu yapsada görsek, tabi cesaret ister orası ayrı
3 nisan 2021 vaka sayısı 44.000 ölü sayısı 186
ama daha onemli olan kisimları ise yogun bakim doluluk oranı %63 yatak doluluğu %54
oran orantı yaparsak vaka sayısı 69.000 olunca yogun bakim doluluğu %100 olacak 81.000 de ise normal yataklarda dolmus olacak
vaka 44 bin iken ağır hasta sayısı 2231, bu 69 binde 3500 olacak buda vaka sayısı 69 bine gelirse günlük ölüm sayısı 1000 in uzerine çıkar, hele birde 81 binde bütün yataklar dolarsa bu sayı uçar gider , tabi bu arada kanser hastaları, kronik hastalar veya baska sebeple yogun bakım hastane ihtiyacı olanları da eklersek sayı korkutucu derecelere çıkabilir,
malesef bir noktaya kadar dogrusal bir artış olsada hastaneler doldukça sayılar abartılı bir şekilde artacaktır, basit matemetik bir sürü faktör var tabi ama olmaması için görünür de ne tam kapanma var ne de aşı,
koreliler zaren her seyi abartmayı sevdigi icin otizm olayını abartıp durusu bakışı itici, ama amerikalılar hic o topa girmemiş daha cok karakterden ilerlemis gayetde olmus, ama bizimkiler o kadar bokunu çıkarmış ki bas karakter artık ileri seviye otizm, aşırı kafa göz hareketleri olan ucube bir tip olmus, ne gerek var abi başını egip gözünü devirmesine, azıcık amerikan versiyonunq da baksalarmıs ya, zaten eleman sevimli bir tip degil, yakışıkli falan da degil, ustune okadar zorlamasına ne gerek var yani, hint dizilerinden beter resmen
şuan güncelliğini sürdüren bir kelime, herkes kendine göre yorumlayıp bir anlam koyarak söylüyor, muhtemelen 50 sene sonra eskilerin bi lafı vardı ya neydi o diyecekleri bir mesele
nasıl şimdi halkçılık ve devletçilik nedir diyince herkes bir bocalıyor, işte aynısı, su akar yolunu bulur, umarım insanların neyin neyden ayrılacağını konuşmasına bile gerek kalmayacak bir demokrasi ve özgürlük ortamı oluşur.
kendimi çoğu yönden akıllı, iyi bir insan ve delikanlı biri gibi düşünüyordum ama şöyle bir düşününce, herkes kadar bencil, çıkarları adına dürüstlükten odun veren, kolay kandırılan, sonunu iyice hesap etmeyen, cabuk gaza gelen, tembel ama fazlasını isteyen biri olduğumu görüyorum, gerçekler acıtıyor, digerlerinden hicbir farkım yok, daha iyi değilim, bunlar depresyondan gelen düşünceler değil.
ders çıkardığım birsuru sey var ama bir kaçını yazayım.
1. dürüstlük ve verdiğin sözü daima tutmak, adaletli olmak bu konuda beklentileri boşa çıkarmamak, kısa vadede kazanıyor gibi görünsem bile uzun vadede hep kaybettim.
2. işaretleri okumak, bazen bir is için uğraşıyorum önüme surekli sacma sapan engeller çıkıyor, inat ediyorum zorluyorum en son hallediyorum, sonra bi işten zarae ettiğimi görüyorum. dönüp bakıyorum keske bu kadar zorlamasaydim diyorum, sanki her engel bir uyarıymış gibi, her olayda değil belki ama, bazen bu kadarda olmaz diyorsanız bir nefes alıp durmak, belki ertelemek veya vazgeçmek daha iyi olabilir
3. kendinizin ve insanların yaptıkları hataların cezasını cekmesi gerekiyor, yoksa ertelenip buyuyor ve daha buyuk bir sey olarak geri geliyor, bazen affetmek lazım tabi ama dengeyi iyi kurmak gerekiyor, alışkanlık oluşmuşsa bu affetme yarardan cok zarara sebeo oluyor hem kendiniz hem karşısı için. en yakınlarınız icin bile geçerli, mesala bir yakının basit bir sebeple bir suçunu ortbas ettin buyuk ihtimalle o adam daha buyuk bir suc işleyip başına daha buyuk bir dert açacak
4. bu bir madde degil ama şimdiye dek kiminle tartışıp, lafı gedigine koyup kapak yaptıysam veya üstün olduğumu gosterip karşıdakini bir nevi ezdiysem hep pisman oldum, döndü dolaştı ozur dilemek zorunda kaldım, ve meger cok kaliteli adammış deyipte keske dediğim de oldu. Mesela sen sirkette kritik bir iştesin karşıdaki kisi ise getir götür yapan bir iş yapıyor eger adama ne diyorsun yahu benim işimle seninki bir demeyeceksin.
dertlenince de göğsünde bir sıkışma bunaltı hissedersin, beyin farkındalık yeri olsada hisseden yerin kalp ve cevresi olması muhtemel
nasıl parmağın yaninca acıyı beynin algılıyor ama acısını parmakta hissediyorsun onun gibi,
mesela öfke de gogus bolgesinden baslayip boyun ve başta hissedilen bir duygu,