Ölüme kalmayacaktır bu dünya.
Çırılçıplak ölüler
Aydaki rüzgardaki adamdan olacaktır;
Kemikleri tertemiz ve tertemiz kemikleri yok olduğunda,
Yıldızlardan olacaktır, ayakları, dirsekleri;
Akılları başlarında olacaktır delirseler de,
Denizlere batsalar yükseleceklerdir yine;
Yok olsa da sevgililer sevgi yok olmayacaktır;
Ölüme kalmayacaktır bu dünya/
Ölüme kalmayacaktır bu dünya.
Dalgaların altında upuzun yatanlar
Dağılıp gitmeyeceklerdir denizde;
Burulsalar da kasları koparan
Çemberlerinde gerili, kırılmayacaklardır;
Kopsa da ellerinde gerilen insanları,
Kötülükler dolu dizgin delip geçse de onları;
Paramparça olsalar da çözülmiyeceklerdir;
Ölüme kalmayacaktır bu dünya.
Haykırmaz olsa da kulaklarında martılar
Gümbürdemez olsa da dalgalar kıyılarda;
Çiçeklerin fışkırdığı yerde bir çiçek bile
Kaldırmaz olsa başını çarpan yağmura;
Deli de olsalar ölü de çiviler gibi
Başverecektir kişilikleri, kırçiçeğinden sürer gibi;
Çıkacaklardır güneşe tükeninceye dek güneş,
Ölüme kalmayacaktır bu dünya.
* son kuşak açok'lu(anadolu çocuk oyunları kolu) beş genç arkadaşın, aldıkları tiyatro bayrağını en ileriye götürmek için kurdukları bir gruptur açıkça
hiç bitmeyen bir eğitimin tiyatronun vazgeçilmez bir unsuru olduğunu savunan grup ''pratikte eğitim'' modelini uygulamaktadır.bir tiyatro grubunun oyuncusunu,yönetmenini,dansçısını,yazarını,dekorcusunu,kostümcüsünü,müzisyenini kendi bünyesinden yetiştirmesinin,türk tiyatrosu adına önemli bir kazanç olduğunu bilen açıkça, ikinci sınıf ve basit muamelesi gören çocuk tiyatrosunu ciddi bir biçimde yaklaşmaktadır.amatör tiyatroların yaşadığı güçlüklere tiyatroyu severek ve özen göstererek karşı duran açıkça,1998 yılında bir tiyatro atölyesine kavuşmanın mutluluğunu yaşadı.
böyle diyorlar ve evet bu beş genç aldıkları bayrağı yıllardır en ileriye götürmenin çabası içerisinde büyük bir azim ve üretkenlikle yollarına devam ederek takdire şayan işler yapmaktalar..açıkça'nın kapısından içeri giren ve çıkan,vakti zamanından bu yana küf kokusu rutubeti demeden kendine özel mekanlar yaratıp rengarenk oyunlar çıkaran herkese selam ederim.
''tanrıların öyküsü''isimli özellikle her klasik filolog adayının ve daha sonra mitolojiye merakı olanların kitaplığında bulundurması gereken bir kitaba sahip sosyolog ve klasik filolog derman bayladı..istanbul üniversitesi edebiyat fakültesi sosyoloji ve klasik filoloji bölümlerinde eğitim görmüş,henüz bir lise öğrencisi iken arkeoloji müzesi'nde gördüğü eserler sonucunda mitolojiye ve dolayısiyle eski yunan-latin dillerine karşı bir ilgi uyanmış kendisinde..daha sonraları anadolu ve kültür uygarlığı üzerine yaptığı araştırmalar sonucu edindiği birikimini yurt tanıtımını yapmak ve yabancı turistlere sunmak gayesiyle 'turist rehberliği' mesleğini seçmiş.*
(bkz: derman bayladı)
(bkz: tanrıların öyküsü)
(bkz: say yayınları)
muhayyerkürdi makamında bir yusuf nalkesen eseridir.muhteşemdir.şarkıyı sanatçının manevi kızı sanatçı çiğdem gürdal seslendirmiştir.çiğdem hanımın o duru sesinin de etkisiyle,anlatılan yolculuk üzerine düşüncelere dalmamak mümkün değildir.
bir gün acı bir rüzgar esiverecek birden
başlayacak benim de dönüşsüz yolculuğum
dökülecek nice yaş dostların gözlerinden
en yakınım olacak bazı çiçek bazı mum
dökülecek nice yaş dostların gözlerinden
duyulduğunda sonum duyulduğunda sonum
kimbilir sen peşimden nasıl ağlayacaksın
belki de sandığımdan daha çok yanacaksın
bilmesin kimse neden siyahlar giydiğini
sürmesin sakın sakın bir günden fazla yasın
bir gün acı bir rüzgar esiverecek birden
istanbul üniversitesi latin dili ve edebiyatı bölümü hocalarımızdan birisidir.son derece kibar, her daim güler yüzlü,şeker mi şeker bir akademisyendir.latinceyi sevdirendir.
ilk olarak çok küçükken barış manço'nun ilk ve son filminde (bkz: baba bizi eversene)dinlediğim ve etkilendiğim şarkıdır.efkarlanıldığı zaman dinlenebilir.daha çok efkarlanılır.sözlerini de yazalım:
gamzedeyim deva bulmam
garibim bir yuva kurmam
kaderimdir hep çektiğim
inlerim hiç reha bulmam
elem beni terketmiyor
hiç de fasıla vermiyor
nihayetsiz bu takibe
doğrusu ömür yetmiyor
ilkçağın önemli filozoflarından.o da çağdaşları gibi herşeyin kendisinden meydana geldiği şey(arkhe) problemi üzerinde düşünmüş ve arkhe'yi ''ateş'' olarak ileri sürmüş.herakleitos'a göre hiçbir şey durmaz ve herşey değişme halindedir,değişir ve hareket eder.
ilyada ve odysseia destanlarının yazarı.yalnız bu eserlerin ona ait olduğuna dair kesin bir bilgi yoktur..hakkında az şey bilinir.bazı kaynaklar smyrna'lı olduğunu ve zamanında bir kasabadan diğerine elinde asasıyla giden,fakir ve kör şarkıcı tipini temsil ettiğini söylerler.
modern şiirin en önemli öncülerinden biri.kurulu düzenin din ve ahlak kurallarına şiddetle karşı çıkan,geleceğin karmaşasını değişik bir dille haber veren bir şair.şiiri yazmayı on dokuz ya da yirmi yaşında bırakmış.