An itibarı ile geri dönmemek ve bir daha açmamak adına koşarak gittiğim site. Girilenlere baktığımda ilk yıllar böyle değil gibi ama şu yıllarda neredeyse tamamen koca göbekli kel amcaların sözlüğü olmuş sanırım. Ve emin adımlarla bir inci sözlük olma yolunda ilerliyor. başlıklar hem beyinleri hem de özgüveni küçük erkeklerin açtığı kızları eleştiren, onların nasıl olması gerektiğine karar veren, iğrenç ve saçma sözcükleri içeren şeyler ile kaynıyor. Bak mesela bunlar sadece örnekleri,
Gibi mükemmel başlıklarla dolu ve bu başlıkları destekleyenler cidden var. garip, ama var. zaten buradan bile insanların birbirine ne kadar saygı duyduğunu anlayabiliyorsunuz. Bence yeni iseniz biraz karıştırıp türkiye'nin seviyesini anlayıp çıkın. Çok değil 5-10 dakika yetiyor.
bence yazarların genelinin daha iç anadoluda takılması gerekiyor. Çünkü ege ve marmara civarındaki kızlar size fazla gelir. Yani sonuçta tüm gün kızların bekaretinden, giyim kuşamından, ne yapması gerektiğinden vs. bahsediyorsunuz. Cevaplara bakınca da size göre olan kişi kesinlikle iç anadolu, doğu ve doğu karadenizde. Örneğin sivas, elazığ, diyarbakır, trabzon, rize'nin geneli tam sizin istediğiniz kızlarla dolu.
Bu ülke yalnızca 100 yıldır var. Bundan önce olan devlet bir Türk devleti değil yöneticileri bile türk olmayan, türk adetlerini kullanmayan kişilerdi. O devletten ayılan bir parça olan türkiye, yüzde 99'u müslümanken cumhuriyeti, laikliği ve konulmuş anayasa kurallarını kabul etmişti. Hatırlatmak isterim maalesef şu an ve o zamanki yönetim şeklini uygulama biçimi kağıt üzerinde aynı olsa da uygulama biçimi farklı ve ülkemizin taş çatlasın yüzde 75'i müslüman ve bu sayı giderek azalıyor.
Ayrıca bu ülkenin yönetim şekli değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez. Yani 21. yy. yönetim biçimini kabul eden bizi değil, 1500 yıl önceki yaşam tarzını isteyen size bakmak lazım. beyinleriniz vücutlarınızdan çok daha yaşlı anlaşılan. Hiç girilmemiş boş ve tozlu bir oda gibi.
Şu devirde sağ-sol ayrımının halen var olduğunu düşünmektir. Hatta birbiriyle nerdeyse tamamen çelişen bu iki kesimin tek ortak yanı budur. ikisi de bu kavramların halen var olduğunu düşünmektedir.
ateistlere bunu söylüyorsanız kendi ahlak anlayışınızı tekrar gözden geçirmeniz gerekir. kendi görüşünden olmayan birini dışlamak ve o kişiyi tanımadan yargılamak ahlak kuralları içerisinde değildir. Haberiniz olsun diye söylüyorum.
Bu devlet yalnızca 100 yıldır var. ve bir türk devleti. bundan önce yöneticileri bile türk olmayan, türklere olan tutumu diğerlerinden farklı olan bir devleti bunun içine katmaya gerek yok. Devlet bir birey değildir. Devleti bireyler oluşturur. her bireyin kendine özgü vicdanı, düşüncesi, dini, inancı vardır. bu yüzden din ve inanç yalnızca bireylere özgüdür. devletin dinle yönetilmesi ise bir sondur. türk milletinin gelenekleri bununla asla uyuşmaz. devlet kişinin vicdanına, düşüncelerine, dinine, inancına, giyimine asla karışamaz.
bu ülke kurulurken yüzde 99'undan fazlası müslümandı. konulan yasaları, yönetim şeklini, bayrağını bu şekilde seçti ve bunun için savaştı. Şimdi ise zorlasan yüzde 75'lik bir kısmı müslüman ve bu sayı giderek azalıyor. yani anayasa ve hukukun islam olacağı günleri rüyanızda bile göremezsiniz şu durumda. Ayrıca teokrasinin uygulanabilir bir yönetim sistemi olmadığını görmek için beyin zekanızın 10 yaşındaki bir çocukla aynı olması yetiyor.
kızın başarılarıyla ilgilenmeyip bunları aklının çalıştığı tek yer olan bekaretine vermen gerçekten taktir edilesi bir davranış. Ayrıca yazıdan şunu çıkarıyoruz ki başarılı ve zeki insanlar aynı zamanda tabularını yıkmış, sevmeyi bilen, arap geleneklerine kalmış türk halkını umursamayan kişilermiş. Peki hayatta tek başarısı iyi temizlik yapmak, gelinliğini düşünmek, yukarıdaki başarılı insanları çekemeyip dedikodu yapmak, erkekleri parasına göre sınıflandırmak olan kızlar ne oluyor? işte ilk örneğin tam tersi oluyor. Bu arada bu kızlar genelde bekaretini korumuş kişilerdir. evin, araban ve iyi bir işin olduğu sürece seni kabul edecektir.
not: istisnalar kaideyi değiştirmez.
evet. dershaneden eve dönerken ara sokaklara girmeye korkan, günlük kıyafetlerleyken bile bazı 'insanların' iğrenç bakışlarına maruz kalan bende böyle düşünüyorum. ayrıca ben ve benim çevremde gördüğüm kız erkek fark etmeden tüm insanların kendini geliştirmeye çalıştığını çok rahat görüyorum. günümüzde ise kızların okumasına gerek yok gibi bir düşünce yapısı kalmadı.
Çok zekisiniz. Bir insanın sevdiği kişiyle birlikte olmasını para için birlikte olmak ile bir tutacak kadar hem de. bilmeyenler için bunlarda namusun tanımıdır,
1.toplum içinde onur ve ahlak kurallarına sıkı sıkıya bağlılık.
2.doğruluk, dürüstlük, erdemlilik, ahlaklılık.
toplum içindeki onur, ahlak kuralların artık değişmiş olduğunu size hatırlatmak isterim. yaşlı olan vücutlarınız olsun, beyinleriniz değil.
feminizmi rayından çıkarıp sanki sadece kadın üstünlüğüymüş gibi gösteren kişilerden dolayı düşmanları olması normaldir. buna 'düşman' kişiye de ezik demek dolayısıyla gerekli değildir.
Gittiğinizde doğuda olduğunuzu hatırlatan tek şey doğası oluyor. insanların çoğu geri kafalı olmayan, kitap alacak paraları olmasa bile kütüphanelerden okuyacak kitap bulan insanlar. ayıca lgs için olan grafiklerin yalan olduğunu düşünmüyorum. çünkü çocukları cidden zeki ve çok hırslılar durmadan çalışıyorlar. Öğretmenlerin çoğu 'dersimi işler çıkarım' mantığında asla değil. Okul bittikten sonra bile oturup öğrencilerine vakit ayıran, okulda fotokopi makinası bozuk olsa bile kendi cebinden çıkardığı parayla kırtasiyeden öğrencileri için fotokopi çıkaran kişiler. oradaki matematik öğretmenimi hatırlıyorum ,ünlü bir mercedes'i vardı. buna rağmen yağmur ve kar yağmadığı sürece okula bisikletle gelirdi. işe yaramayan kağıt, pet şişeleri asla çöpe atmaz ve attırmazdı. bayağı çevreciydi.
Öğrenci ve öğretmen arasında gerçekten güven vardı. Sınavda öğretmenler rahatça dışarı çıkabiliyordu. öğrencilerde kopya çekmiyordu. sınavlar çok kolay olmamasına rağmen 95 altı notlar düşük sayılıyordu. ayrıca Türkiye geneli yapılan deneme sınavlarında dereceye giren öğrenci sayısı asla az değildi. öğrencilerin çoğu kendi istekleriyle veya öğretmen ısrarıyla spora yönlendirilir. basketbola olan büyük ilgi bilinen ve başarılı takımların alt yapıları için oradan öğrenci almasını sağlıyordu. yine bu sayede orta sonda 183 çocuk görmek neredeyse normaldi. kısacası eğitimde gerçekten başarılılar ve sadece kendi okulumdan bir çok şehirde güzel liseleri giden sayısı fazlaydı. izmir'de, istanbul'da, ankara'da... Bir de çocukların düşünce tarzları dinsel baskı olmadan yetiştirildikleri için daha özgür ve farklı oluyor.
Bu şehirde kız veya erkek fark etmez istediğinizi giyebilirsiniz. kimse dönüp size bakmaz, rahatsız etmez. dininizi, inancınızı özgürce söyleyebilirsiniz kimse size ciddi anlamda dinsiz ya da gavur demez. Yaşlı olan insanların bile size saygısı olacaktır. sözünü kesmeden düşüncenizi dinlerler ve seslerini yükseltmeden kendi düşüncelerini söylerler.
orada 1-2 yıl kaldığınızda haberlerde duyduğunuz gasp, cinayet, hırsızlık, taciz, tecavüz olaylarına inanmayabilirsiniz. Çünkü ben orada kaldığım sürece hiç böyle bir şey görmedim, duymadım. apartmanda komşusu kapıyı açmadığı için kurtaramadığı kuşa ağlayan, kendisinin bir hatası olmamasına rağmen karşı araçtaki kişi öldüğü için yeni aldığı minibüsüyle beraber intihar eden insanlar duydum.
Sahip olduğu güzel doğası, munzur nehri, insanlarına rağmen yine de burada 1-2 belki 3 yıldan fazla kalmak, eğer büyük bir şehirden geldiyseniz sıkıcı olabilir. tunceli gidip zamanınız varsa bir aya yakın doğa otellerinde kalıp kafa dinlenecek bir yer. imkanları kısıtlı olduğundan ve her yanınız dağlar ile kapalı olduğundan bir süre sonra sanki fanustaymış gibi hissediyorsunuz. Orada olan çocukların bu kadar çalışmalarını destekleyen şey zaten özellikle bu. daha iyi imkanlar istiyorlar. büyük ihtimalle bir 10-15 yıl sonra oradaki genç nüfus azalacak. hepsinin büyük hayalleri var ve hepsi batıda ya da yurt dışında gerçekleştirilebilecek şeyler.
insan sevince biraz bencil olduğunu düşünüyorum. Sevdiğin kişi arkadaşın, sevgilin, akraban bile olsa kendine benzemesini isteyebiliyorsun. senin düşündüğün gibi düşünmesini, senin giyim tarzın gibi giyinmesini isteyebiliyorsun. Belki de asıl sevgi karşıdakini düşünmektir. ama 'bencil' sevgi çeşidinin de art niyet içermediğini düşünüyorum. tabii her şeyin fazlası zarar. Bu yüzden biraz zor. Özellikle de sevgilin ise.
Özgürlük mini etek giymek değil, sana bir şey yapma zorunluluğu getirilmemesidir. Birisi sana 'hayır, bunu giyemezsin! uzun bir etek giy!' derse, sen özgür olmazsın artık. Ayrıca sen bunu karına söylüyorsan sen de özgür değilsindir. Zira düşük özgüveninin, yükseltmeye çalıştığın egonun sana getirdiği zorunluluk karına karışmandır. Demek ki neymiş? Özgürlük için aynı zamanda bir beyin gerekiyormuş.
bundan 100 yıl öncü kullanılan fesi halen takan, tarihi bilgilerinin kaynaklarını rüyalarından veren, yunanın kazanmasını isteyen bir kişiyi sevmeyen kişidir. bunlara bakılırsa sevmemesi çokta garip değildir.
Ya bu çok tatlı bir şey... böyle minicik, çalarken elinden kayıyor sürekli. üstelik çalması da kolay. Aldığım gün dört şarkı çalmıştım. sesi de çok tatlı. yalnızca devamlı çalınabilecek bir şey mi emin değilim. oturup uzun uzun uğraşman gerekmiyor, o yüzden bir süre sonra sıkılıyorsun. Belki küçük çocuklara başka bir müzik aleti çalmadan önce öğretilebilir.
başlıkların azımsanmayacak bir kısmının ateistler ile ilgili olması için ateistlerin size bir şey yapmış olması gerekiyor. Ne yaptılar? Sizi dışladılar mı? inancınıza mı karıştılar? çocuklarına 'tanrıya inanırsan seni eve almam' deyip müslümanlığın yayılmasını mı önlediler? Sokakta el ele tutuşmuş birbirini seven insanlara ahlaksız mı dediler? sizi ahlaksızlıkla mı suçladılar? arkanızdan 'dinli' deyip küfür mü ettiler? En azından ben bunları yapan ateist görmedim. Ama bunları yapan başka insanları gördüm.
Birinin inandığı dine, ideolojiye, inanca bu tür bir şeyi bu kadar kolay söylemek gerçekten çok onurlu bir davranış. Karşıdaki kişinin kim olduğunu, nasıl bir insan olduğunu bile bilmeden söylediğin şeylere bak. arabistanda, iranda ne müslümanlar var. Hatta kuranda geçen ayetler var insanların eşitliği, adalet vb. ile ilgili. Okuyunca şaşıp kalıyorsun. Ya da bazı müslümanlara bakınca yaptıklarından sen okuyorsun. Misal arabistanda bir kesim eliyle yemek yer, insan hakları nedir bilmez kişiler ama onlar yüzünden 'müslümanlar pis, yobaz insanlardır.' denemez.
Küçüklüğümden beri soğuğu çok seviyorum. Annem artık bana zorla şapka, şal takmaktan bıktı ben onları bilerek bir yerde unutmaktan asla bıkmadım. Montumun önü hiç kapanmazdı. ilk okulda boyumu geçen karların üzerine yatmayı çok seviyordum. Soğuktan donan kapının açılmasını beklerken okula geç kalmayı. Şimdi kar yok. Az önce yağdı biraz ama üşümeden bitti. O bile mutlu etmeye yetti.
Eğer sadece cehennem korkusu için inanmıyorsa, zarar gelmeyecek insandır. Ümitsiz kaldığında, mutluluğunda, yalnız hissettiğinde saf duygularla dua edecek ya da şükredecek birinden kötü olmasını nasıl bekleyebilirsin?
Zaten 'kız istemek' yeterince aşağılayıcı değilmiş gibi bir de sanki olmaması gereken bir şeymiş gibi kızın daha önce yaşadığı ilişkiyi sorgulamanın hak olduğunu iddia ediyorsunuz. Ayrıca size sorulan bu maddi sorulardan sonra orada durup ses çıkarmamanız garip olan şey zaten. Şu 'bakire kız isteme' hakkını da anlamış değilim. Kızlarla tanışmadan önce bunu sorup mu tanışıyorsunuz? Zihniyetleriniz çok garip. Buram buram anadolunun doğsunda göbekli bir amca kokuyor.