20'li yaşlarımda evlenmiş olsaydım belki bu kadar zor gelmezdi ama 30'larımda artık gözümde çok büyüyen organizasyon.
Benim gibi neredeyse başından geçen iyi ya da kötü hiçbir olayı 3-5 insan dışında kimseyle paylaşmak istemeyen birisi için hayatımın en anlamlı günlerinden birinde yüzlerce davetlinin önünde bulunmak oldukça zor.
Hele bir de organizasyonda çıkması muhtemel aksaklıklarla uğraşmak falan daha da korkutucu. Zaten tantanasız, sakin ve gösterişsiz yaşamayı seven birisiyim. Bir de böyle bir curcunayla bu yaştan sonra uğraşmak gerçek bir facia.
Liverpool formasıyla 6 sezona 120 gol sığdırmış kanat forvet. 2019/20 sezonunda en iyi performansını sergileyerek rekorla gelen şampiyonluğun en önemli isimlerinden biri olmuştur. Keşke 2-3 sene daha kalsaydı ama kısmet böyleymiş. Muhtemel bir Liverpool-Bayern eşleşmesi dışında kariyerinde hep başarılı olması dileğiyle...
Puan durumunun ilk 2 sırasını kapatıp bakınca fark edilen hadise. Küme düşme hattına kadar herkes üçüncülük için yarışıyor. Ne biçim lig la bu böyle? Şampiyon Şubatta belli oldu. Ondan aşağısı işkembe çorbası.
ancak ki başakşehir e geri döner , emre abisi sırtını sıvazlayıp hadi koçum hadi aslanım terapisi falan yapar , o zaman iyi kötü bir seviye tutturur en azından.
Ne yazık ki ülkede birisi azıcık sivrilse kurtulmak için bir kurtarıcı arayan milyonlarca umutsuz insan o kişiyi hemen yüceler yücesi bir makama yükseltmekte.
imamoğlu da piyasada doğru düzgün adam olmamasının ekmeğini çok iyi yiyerek , büyük kitlelerin de desteği ile , tabiki kendi olağanüstü çabası da göz ardı edilemez , sadece bir istanbul seçimi kazandı. Hepsi bu yani. Adam zor bir seçimi kazandı.
Ülkenin şu şartları altında zaten yan gelip yatsan muhalefet olarak oyun artacak ama bu adam malzeme üstüne malzeme vermek için ekstra çaba harcıyor.
iyi şovmen , Türk insanının en seveceği siyasetçi profiline sahip ama ne cumhurbaşkanlığı ne de herhangi bir bakanlık koltuğuna oturtulması aklı başında bir seçmen kitlesine sahip hiç bir ülkede mümkün bile olamaz.
Popülizmin sosyal demokrat sosuna bandırılmış hali.
eskiden ne güzel asgari ücretin hep 1 tık üzerinde olurdu. şimdi nerdeee...
geçen gittim zalldonado ya dedim bak efendi bu iş böyle olmaz falan derken hoop ne dese? beğenmiyorsan git ekşi sözlükte yaz!
ulan ben bu sözlüğe 15 senemi verdim ne diyon sen diyecektim ki neyse dedim iyi kötü servisimiz var , öğlen yemeği çıkıyor yemekhanede bırak Allah ından bulsun.
neyse işte reel sektör acımasız kısacası. patron milleti değil mi , hepsi aynı.
Herkesin bu konuda vereceği bir örnek vardır mutlaka. Ben de kendi örneğimi vereyim.
Kızın ismi lazım değil ; sınıfta hakikaten burnundan sümüğü akan 11-12 yaşlarında tombalak biri vardı. Ben en son bunu 5. Sınıf biterken gördüm. Sonra aradan yıllar geçti lise sonda ÖSS ye hazırlanıyoruz. Bir gün dershaneden çıktık. Bu kız da oradan geçiriyordu. Arkadaşlardan biri tanıyıp merhaba dedi ve aman Yarabbi... Abovvvv.... Olmaz böyle bir şey. Ben ne görüyorum şu anda dedim. Bu o olamaz lan dedim. Kendime tekme tokat girdim. Kız Jessica Alba olmamış ama aynı segmentten Amy Adams ile Cameron Diaz arası bir şey olmuş.
Sonra aklıma geldi. Biz bu kızla dans etmiştik lan dedim. ilkokulda 5. Sınıfta Bulgaristan muhaciri bir hocamız vardı. Bir gün sınıftaki tüm sıraları arkaya çektirmiş ve çocuklar şimdi vals yapmayı öğreteceğim size , yarın öbür gün bir yerde dans etmeniz gerekir bilmezseniz eksik kalmış olursunuz demişti. Aradan geçen 20 senede çok şükür hiçbir yerde vals yapmadım da bu kızla da ben dans etmistim. Bayağı böyle göz göze , burun buruna falan... Hatta tüühh rezil herif demiştim kendime çocuk aklımla.
Şimdi bu Amy Adams ın Türkiye şubesi ki üzerinden 15 sene geçmiş olsa da o kadar güzeldi ki form geçici , klas kalıcıdır prensibine göre tozunu alır yalarım elbette.
Neyse mobilden yazdığım için bol bol imla hatası ve eksiltili cümlesi olan ve sonlara doğru ellerimle değil başka yerlerimle tamamladigim bir entari oldu. Herkese saygılar , hörmetler ederim efenim. Yalnız ve sevgiye muhtaç sözlük bacılarımız için de her zaman bir dm uzaktayım. Öhömm...
valla oyunculuğu falan nasıl bilmiyorum da hakikaten güzel kız. sırf bu tadelle reklamında oynuyor diye haftada 5 kez tadelle yiyen kazık kadar adamlar gördüm.
52 yaşındaki adamın bu dakikadan sonra istanbul ağzıyla konuşması pek mümkün değil. hatta benim için en son umrumda olacak şey bile değil.
bunun dışında geçen yaklaşık 2 yıllık sürede büyük bir hayal kırıklığı olduğu gerçeği değişmiyor. ne yazık ki belediye başkanlığı dışında her işi yapıyor. ileride cumhurbaşkanı falan olursa malum şahıs 2.0 hayırlı olsun.
ikinci sezonunun ilk 2 bölümünden sonra Allah rahmet eylesin diyerek tek 1 dakika bile bakmadığım dizidir. açıkçası devam ettiğini bile bilmiyordum.
ilk sezonu içinse rahatlıkla 7.5/10 luk bir dizi diyebilirim. zorlama ve sürekli birbirini tekrar eden sahneler olmasa konusu itibariyle 9/10 luk bir performans ta çıkabilirdi bu hikayeden.
özellikle han'ın babasını banyoda yıkadığı sahne , gülben'in esra'yı radyonun cam duvarına ittiği sahne ve hasibe'nin evlendiği gün bunların babasının yan odada Perihan diye sayıkladığı sahne benim için öfke , acıma , merak ve heyecan duygularının hepsini birden zirveye çıkarmıştı.
keşke 2. sezon hiç çekilmeseydi. Melisa şenolsun'un oyunculuğu gerçekten çok çok kötüymüş. güzelliğinin bile kapatamayacağı kadar kötü.
30 dan önce olur diye düşünüyordum yanından bile geçmedi. şimdi 40 tan önce olur diye düşünüyorum demek istemiyorum. çünkü 5-6 senedir bırak evlenmek gibi çok büyük ve ciddi bir karar almayı , haftasonu ne yapsam gibi basit bir meseleyi bile karara bağlamakta çok zorlanıyorum.
bu akşam chelsea yi deplasmanda 5-0 yensek bile sampiyonluk defteri kapanmıştır. azmış ve kudurmuş katalan kel guardiola , parasının sınırı olmayan city nin başında olduğu sürece bize gün yüzü yok.
Tam olarak anlatılmak istenilen şekliyle şöyle ki: sözlük yazarlarının kendilerine göre belirlemiş oldukları standartlara göre hangi insan profiline günün hangi saat aralıkları içerisinde telefon edebilme rahatlığına sahip olduklarını belirttikleri cizelgedir.
Kendi adıma ailem ve 7-8 kişiden oluşan çok yakın bir arkadaş grubuna günün her anı 24 saat telefon edebilir veya etmelerinden rahatsız olmayıp cevap veririm.
Sonrasında yakın akrabalar var ki onların da aşağı yukarı 11 e kadar ki aramalarını açar cevaplarım sonrasında ki aramalar için uyanıksam bile o saatte artık aramamaları gerektiğini anlamaları için açmam ve asla saat 9-10 civarindan sonra da arayıp rahatsız etmem.
Son olarak iş çevresi veya komşular ki bunları zaten ihtiyaç olmadığı sürece aramak istemem ama mecburiyet halinde de yine akşam 9 dan sonra asla aramam ve yine 9 dan sonra gelebilecek aramalarda da aramanın ısrarına göre belki geri dönüş yaparım.
Az önce otobüs durağında denk geldiğim hanımefendidir kendisi. Başlıktaki tek entry nin de 2016 yılında girilmesi bize bu hanımefendinin her 5 yılda bir ortaya çıktığını göstermektedir. Bakalım 2026 yılında hangi sözlük yazarı tarafından görülecek.
Ayrıca kendimi bildim bileli bende var olan bir kadının benden uzun olması karşısında yaşadığım huzursuzluk hali yine yaşanmış ve ulan şöyle parmaklarımın ucuna bassam daha uzun oluyor muyum diye kendi kendime çocukça komplekslere girip enteresan hareketler yaptırmıştır.
türkiye de 1 sene daha kalmaması gereken futbolcu. zaten sezon sonu 24 yaşına gelecek. oyununu geliştirebilecek bir takım ve ona forma verecek bir teknik direktör ile çalışarak takım savunması , gereksiz top tutma , fiziksel eksiklikler ve zamanlama hatalarıyla ilgili sorunlarını çözebilmeli. bu arada doğru yere koşma ve gol vuruşu konusunda bir kanat forvet için fazlasıyla yeterli becerisi var. diğer konuları da geliştirmesi durumunda gittiği takımdan(Galatasaray dan tabiki değil) 30 milyon euro nun üzerinde bir transfer yapabilecek , baş altı avrupa takımlarında ilk 11 oynayabilecek potansiyeli var. ama bu konuları geliştiremezse henry onyekuru veya bruma ile aynı segmentte bir futbolcu olarak kalır.