60'lar ve 70'lerin ışıltılı bir yıldızıydı. huzur içinde yat sevgili robin.
şu 60'lar ve 70'ler jenerasyonları dünyayı tamamen terkettğinde, müzik, 80'ler ve sonrasındaki zibidi nesillerin eline tamamiyle terk edilmiş olduğunda, her şeyi bırakıp gitmenin de vakti gelmiş demektir. 70'leri gören son insan yeryüzünden ayrıldığında işte o dünyaya ağıtlar yakılması gerekecek, zira asla iyiye bir gidiş sergilenemeyeceğinin kanıtı da olacak artık. her şey bitecek, en ufak bir umut kırıntısı kalmadan hem de.
genellikle dershanelerin kullandığı taktik ile; sektör ve şirket arasında güven, bağ, işlevsellik vb. konularda müşteriyi aldatmaya yönelik isim kullanma modasına uymuş, fikri ile zikri arasındaki farka avm dikilebilecek şirket. neyi zamanında getirdin ya da hangi yolladığım-aldığım gönderiye adam akıllı bir süre verdin? sözlük sana sordum, sütçü beygiri kargo sen cevapla.
en sevmediğim ispanyolca aksanına sahip ülke. böyle bi garip, bi tuhaf konuşuyorlar. "que bueno" olan cümleyi uzatır da uzatırlar don lastiği gibi ve onu "queeee buenooooo" şeklinde telaffuz ederler.
ama insanları için aynı şeyi söyleyemem aynı zamanda. çok, çok cana yakın, sevimli, konuşkan ve dertest olmayan insanlar. hep dans etsinler, gülsünler, tekila içsinler, piñata oynasınlar.
bir seçimdir. bu yüzden kötülemenin manası yoktur. hak ve sorumluluk kavramlarının birbirlerine karşılıklı mecbur olduğunu kabul etmeyen bünyenin hiçbir zaman algılayamayacağı türde bir bakıştır. günübirlik, geçici ilişkilere, sorumsuz cinsel özgürlüğe içi rahat bakabilen insanın kendini görmek istemediği bir kategoride değerlendiren bu anlayışı olumlaması zordur ama seçimler insanlara aittir ve ben özgürlüğün bu tarafını tuttum aha diğer tarafı kaka demek de aynı şekilde iki yüzlülüktür. izmleri ve karşıtıyla yaşayan kavramları niyet kriteriyle değerlendirmek en iyi çözüm belki de.
türkiye'nin yıllar yılı kullanamadığı milyar dolarlık bor madenleri olduğu, türkiye'nin bir bor madeni ülkesi olduğu geyiği döndü ya. ulan asıl beat-boxçı madeniymişiz olum biz. şu acun'un programına çıkan 3 yarışmacıdan 1'i beat-box yapıyor.
meğer ne yaygın bir yetenek, ne yaygın bir kültürmüşsün türkiye için beatbox.
olm bitti demediniz mi lan. "yaşamak da ölmek de ekip işidir" deyip kendilerini patlatmışlardır beklentisiyle son sahnesine baktım şimdi, hayal kırıklığına uğradım. bu ne sikim iş bu nasıl final diye söylenerek facebook'a girdim ve arka sokaklar fanı komşumun dizi bitti diyenlere kalayı basan o çok sert gönderisini gördüm. "macera" yeni sezonda yeni kanalında devam edecekmiş. komşulara karşı çok ayıp oldu sizin yüzünüzden...