"evladım niye gülüyorsunuz , gülünecek bir şey varsa söyleyin hep birlikte gülelim."
demesidir. çünkü ben ömr ü hayatımda "hocam aklıma çok komik bi şey geldi söyleyeyim de hep beraber gülelim eğlenelim diyen öğrenci görmedim." tut ki söyledi hiçte hocanın en başta belirttiği mustakbel paylaşma ve gülme iradesi ile karşılaşacak değildir...
hesoes ta herşey evrime dayandırılırken geleceği resmeden adama ne demeli ? eğer geleceği görüyorsa kader vardır o zaman Tanrı da... Ya da uçan adama ne demeli ? hadi adamın kanatları olsa bi nebze ama o da yok. aslık komik olansa adamın uçarken arkasında gaz bulutu bırakması. ne yani bu adam yellenerek mi uçuyor. yani bu adam gazanın amerikan versiyonu mu ? yine evrime dönersek , evrimde iddia edilen canlıların çok uzun zamanda evrim geçirmeleri. oysa burda herşey birden oluyor. sözün özü bu dizinin seneryosu prison break ya da lost un yanından bile geçemez vesselam...
zengin kızların zengin babaları vardır. zengin baba da zengin olduğundan güzel bir hatun kişiyle evlenir böylece kızın güzel olma ihtimali yüksektir. ayrıca aile eski burjuvaysa artık orasını siz düşünün...
din bir bütündür. bir kısmını kabul edip bir kızmını reddedemezsin. eğer böyle yaparsan o din x dini olmaktan çıkar ve senin dinin dinin olur. aklınıza yatmayabilir ama bu bir nas(Kur an veya sünnet) ise uymak zorundasınızdır. peki ama mantık nerede aranır ? nasların yorumunda. Eğer bu bir nas ise kimse bütün insanlığa akıl ve vicdan veren Allah tan daha akıllı ve vicdanlı iddiasıda olup bu olguyu akılsızlık ve vicdansızlıkla yargılayamaz.
bu sorunun cevabını veriyorum. ama söyliyeyim arkadaş ortamlarındaki geyiklerden duydum :
Atatürk ü kurtarırdım Peygamberi(sav) nasılsa Allah kurtarır...
demek zorunda olsa idiler bu bir despotluk olurdu. ama ben demokrasiden yanayım ve sorduğum soru neden demiyorlar. bu bizi birleştirecektir. bu ülke türklük-sünni müslümanlık-atatürk ilkeleri temelinde kuruldu bunlardan vazgeçilemez !!! bu yüzden kürtle bunlarla uyum sağlamalı... demek zorunda değiller ama "kürt kökenli kürdüm derlerse" tıpkı fransa daki bi zencinin afrika asıllı fransızım dediği gibi terörün esamesi okunmaz artık bu ülkede !!!
yüzyıllarca avrupa-amerika tarafından sömürülen , köleştirilen , karılarına , çocuklarına hatta kendilerine tecavüz edilen zencilerin amerika da ben amerikalıyım fransa da ben fransızım demesi ama nedense bizdeki kürtlerin zencilerden daha kötü muameleye muatap kalmış gibi ben türkün diyememesi ya da dedirtilmemeleri sorunsalı !
hakikaten uykusuz birisidir , bütün gece nette şuursuzca dolaşır bu yüzdendir uykusuzluğu , her ortamda uyuyabilme kapasitesine sahiptir. bir keresinde parke üzerinde uyuduğu temaşa etmişliğim vardır. öyleki yanağında parkenin izi vardı. ayrıca bu nevi şahsına münhasır şahsın gece hangi tarafa yattığını saç sitilinden anlamak bebek işidir. çünkü o taraf düz olmakta diğer taraflarsa tanımlanamayan bi şekil almaktadırlar. ve şaç hali bütün gün devam edebilmektedir. çünkü kalkar kalkmaz yüzünü yıkamadan siprey jöle sıkar bu genç saçına. özgün bi bünyesi vardır bu yönü taktire şayandır vesselam...
bu nutuklar yüzünden sayısız filmin finali değişmiştir... bu kötülerin kendilerini öve öve işte seni böyle mat ettim derken mat edilme handikapı...bunun yerine önce öldür sonra sorgula mantalitesine geçmelerini şiddetle arzulamaktayım çünkü ben genelde kötüleri tutarım... özellikle de korku filmlerinde harika bi duygudur tavsiye ederim *
lost ve prison break ayarında bir dizi..bi çok merak edilen unsurun yavaş yavaş verilmesi , ilginç bir seneryo ( her ne kadar matrix ve terminator e benzese de) , süprizler bu diziyi izlenebilir seviyisini aştırıp izlenmesi gereken bir seviyeye taşımış...pişman olmayacaksınız !
bitse de kurtulsak dediğimiz fenomen... ama sonunda "sevimli hayalet casper" a bağlarlarsa yapımında emeği geçmiş herkese akraba olma dileğinde bulunacağım kesin olan fenomen !!!
Demokles, M.Ö. 4. yüzyılda Sirakuza'da hükümdar olan Dionysos'un sarayında yaşamış ve dünyaca ünlü Demokles'in Kılıcı deyiminin zamanımıza kadar gelmesine sebep olmuş kişidir.
Efsaneye göre Demokles Kral Dionysos'un yakın dostu olduğu için, daima kralla sohbet ederdi. Konuşmalarında çoğu defa krala krallığın bahşettiği mutluluktan bahseder dururdu. Bu durumdan usanan kral, birgün Demokles'e dönerek; Bu mutluluğu senin de tatmanı arzu ediyorum! demişti. Büyük bir ziyafet hazırlatarak tacını ve tahtını krallın güç ve imkanlarına özenen Demokles'e bırakmıştı. Demokles de sevinçle krallık elbiselerini ve tacını giyinip tahta oturmuştu. Ziyafetin ortalarına doğru tam başının üstünde bir şeyin sallanmakta olduğunu gören Demokles, dikkatle bakınca bunun at kılına bağlı keskin bir kılıç olduğunu görmüştü. Demokles bunun ne manaya geldiğini düşünüp, Kral Dionysous'un böyle yapmakla, kendisine krallığın sadece krala ait güç ve zenginliklerden ibaret olmayıp, aksine insanın canını daima tehlikelere sokabilecek bir mevki olduğunu idrak ettirmek istediğini anlamıştı.
Bu eski Yunan efsanesinden kaynaklanan Demokles'in kılıcı gibi deyimi, günümüzde de büyük görev ve mesuliyetlerin aynı zamanda büyük tehlike ve sıkıntıları da beraberinde getireceğini vurgulamak amacıyla kullanılmaktadır. Ayrıca Kral Dionysos'un krallığı süresince büyük tehlikeler ve korkular yaşadığını da ifade etmektedir. "Demokles'in kılıcı gibi" deyimi halen günlük diyaloglarda kullanılır ve bu deyime edebi eserlerde, makalelerde rastlanır.
çocukken keşke arkadaşlarımla aynı yerde kalsam , uyusam , muhabbet etsem , yesem diye öykünülen ama sonra kazın ayağının öyle olmadığının anyaşıldığı yer...
nasrettin hoca bi gün süreki eski kocasından bahseden karısını yataktan aşağıya iter. ve kadın ne oldu diye sorar.
nasrettin hoca : sen , senin eski kocan ve ben yatağa sığamadık...