bir tane hocası var ki isim vermek istemiyorum ama şöyle tarif edeyim medeni hukuk anabilim dalı üyesidir, büte kalan öğrencileri sevmez ve geçilmesi imkansızdır falan filan. dersini alanlar kimden bahsettiğimi zaten çoktan anlamışlardır.
öğrencileri kafasında niteliklerine göre sınıflandırır ve ona göre geçirir.
1-) vizelerini biraz kolay yapar ortalaması 50 üzeri olur ve çok iyi öğrencilerini muaf eder
2-) finali ortalamanın üzerinde zor olur çünkü gözbebeği olan çok iyi öğrencileri zaten muaf olmuştur. finale az(!) çalışanlar eğer vizesi yüksekse geçer; vizesi düşük olanların çok çalışması gerekir(dağlar denizler kadar mesela), yoksa geçemez.
3-) bütünü geçebilmek için, kendi ifadesiyle, derse tamamiyle hakim olmanız gerekir. tez konusu olacak şeyleri soru olarak sorar. gözbebeği öğrenciler vizede dersi zaten vermiştir, geri kalan çapulcu(!) takımın ise iyi olanları finalde vermiştir, büte kalanlar ise her şeyin en kötüsüne layıktır çünkü öğrenci dediğin büte kalmaz.
hocam atladığınız birkaç nokta var:
1-) iyi öğrenciler vizeden zaten muaf oldu finalde bunların icabına bakayım mantığınızı yargılamak haddimize değil ama öngörülemez olduğunuz için öğrencilerin eli ayağı birbirine giriyor
2-) bir nedenden dolayı vizelerin bir tanesinden kötü not aldıysak telafi şansı kesinlikle vermiyorsunuz, herkes usanmış durumda.
sözlerimi sizlere yazdığım bir beytle tamamlamak istiyorum:
vizede veremediysen finalde beter ol,
finalde veremediysen bütte görüşürüz.
hala militan yollarının kesilmesi, askeri müdahale yapılması gibi 80'lerin yöntemlerini savunan kandan beslenen barış düşmanı savaş yanlısı faşistlerin olduğunu görmek beni ziyadesiyle üzmektedir.
insanların orasıyla burasıyla dalga geçilmesi bana her zaman komik gelmiştir. herkes birbiri hakkında çirkin tipsiz vs şeyler düşünmüyor mu? ve hatta sevmediği biriyse bundan zevk almıyor mu? şimdi gülse birselin burnuyla dalga geçeni faşistlikle geri kafalılıkla barbarlıkla suçlamanın alemi yok.
bu adamın savunmasını okuyup da "çok beğendim, mükemmel olmuş" diyen hukukçular görünce sevinmeyin arkadaşlar aksine üzülün. çok şişirme ifadelerle; sözlük, facebook ağzıyla yazılmış bir savunma. hukukçuların bu savunmayı beğenmesi sizin zararınıza emin olun çünkü bu savunmayı beğenen hukukçular tarafından yarın öbür gün yargılanabilirsiniz, savunmanız ya da iddianameniz hazırlanabilir de.
sözkonusu ifadeler bana göre hakaret içermiyor, görüşümün gerekçelerine girmeyeceğim. ancak şunu da belirtmek isterim ki mustafa altıoklar bana samimiyetsiz geliyor çünkü kendisinin geçmişteki başka olaylar hakkında yorumlarına bakınca erdoğan hakkında sarf ettiği "narsist" ifadesi basit ve masum bir teşhis gibi durmuyor.
Geneli maldır. Bu başlıktan göreceğiniz üzere "hukukçuyuz biz yeaa" diye takılırlar. Bir grup vardır "dersler çok zor, yazmayın hukuk mukuk" diye dolanır. Kulak asmayın onlara. Çalışın üniversite sınavına gelin. Gelme hukuka yea diyen biri denk gelirse "Madem öyle sen okulu bırak, amın evladı" diyin. Tecrübe edindim ki öyle yapınca suratları düşüyor *
Ortalama bir hukuk öğrencisinin hayatını anlatayım. okula haftada 1 ya da 2 defa gider. bzen hiç gitmez. derslere olan ilgisine bağlı. dersler üst üste binip yaşam isteğinizi sömürüyor.
kaybedenlerdensiniz. korkma titre. evet beni tanıyamadınız. ben fuat avni.
herkesin themis tanricasi oldugunu kanitlayan olaydir. bu kadar medyatik bi davada tahliye karari veren hukukculardan daha mi iyi biliyorsunuz adaleti? ya da basbug serbest birakilinca adalet yerini buldu derken neye dayanarak konusuyordunuz?
akpnin devleti teslim ettiği, şimdilerde ise yandım anam diye bağırtıldığı fetöcüler tarafından soruların çalınmayacağının garantisinin olmaması insanı gerçekten üzüyor.
biz varımızı yoğumuzu ortaya koyup "dershaneye" binlerce lira verip hakkımızı elde edemeyecekken haşhaş çeken kafası güzeller istedikleri bölüme yerleşsin.
rum gavurlarını nasıl sahipleri avrupalılara doğru yani akdenize döktüysek, emeklerimize yazık eden hırsız yobaz sürüsünü de sahipleri amerikaya doğru yani atlantiğe dökeceğiz.
grup üyeleri zamanında türkiyeden almanyaya göçen neslin çocuklarıdır. yaptıkları endüstriyel metal müziği de göz önüne alındığında grup üyelerinin babalarının alaman fabrikalarında işçilik yaptığı tartışılmaz bir gerçektir.
aşağıdaki iki şarkının giriş kısımları dinledikten sonra kafalardaki soru işaretleri silinmektedir.